Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 2978
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
You were so quick to let her go | Hemen gitmesine izin verdik! Öyle bir şey söylemedim! Gitmesine hemen razı oldun. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Crying isn't going to bring Yosnino back! | Ağlamak Yoshino'yu geri getirmeyecek. İş yerinde tüm gün bunu düşündüm. Ağlaman Yoshino'yu geri getirmez! | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Welcome | Hoş geldiniz. Daha fazla dayanamadım. Hoş geldiniz. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
I Wanted to apologize | Özür dilemek istedim. Yani Nagasaki'den buraya mı geldin? Af dilemek istiyorum. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
It was all I could think about at Work | İş yerinde tüm gün bunu düşündüm. Bu taraftan Efendim. Yaptıklarım aklımdan bir türlü çıkmadı. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
I couldn't bear it | Daha fazla dayanamadım. Ben de ciddiydim. Daha fazla dayanamadım. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Right this Way, sir | Bu taraftan Efendim. Gerçekten birisiyle olmak istiyordum. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
I was serious, too | Ben de ciddiydim. Sen eve dönene kadar gece yarısını geçmiş olacak değil mi? Ben de ciddiydim. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
I was serious when I sent that email | O maili gönderirken ben de ciddiydim. Saga ve Nagasaki pek yakın değiller. O maili gönderdiğimde ciddiydim. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Serious about Wanting to be with someone | Gerçekten birisiyle olmak istiyordum. Sorun değil. Birisiyle olma konusunda ciddiydim. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
By the time you get home, it'll be past midnight | Sen eve dönene kadar gece yarısını geçmiş olacak değil mi? Bir dahaki sefere ben Nagasaki'ye gelirim. Evine gitmen gece yarısını bulur. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
İt's not bad | Sorun değil. Görüşürüz. Pek değil. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
I'll go to Nagasaki next | Bir dahaki sefere ben Nagasaki'ye gelirim. Görüşürüz. Diğer sefere Nagasaki'ye ben gelirim. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Thanks for the ride | Bıraktığın için teşekkürler. Eve vardığında ara, bekleyeceğim. Bıraktığın için teşekkürler. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Bye | Görüşürüz. Nagasaki'ye 300 Metre Hoşça kal. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Bye | Görüşürüz. Alo? Hoşça kal. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Call me when you get home. I'll stay up | Eve vardığında ara, bekleyeceğim. Yuichi? Neredesin? Eve vardığında beni ara. Uyumayacağım. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Hem? | Alo? Eve geliyorsun, değil mi? Alo? | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Yuichi? Where are you?D | Yuichi? Neredesin? Neden? | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Hem? | Alo? Ne oldu? Alo, Yuichi! | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
If only I'd met you sooner | Keşke seninle biraz daha erken tanışsaydım! Bekle! | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Just a We sooner | Biraz daha erken! Benimle gel dedim! | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Come with me | Benimle gel. Bekle biraz. Benimle gel. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Wait just a minute | Bekle biraz. Ne oldu? Bekle biraz. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Just get W | Bin işte! Ben akrabasıyım. Bin hemen! | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
I'm a relative of hers | Ben akrabasıyım. Neden Yuichi'yi arıyorlar? Onun bir akrabasıyım. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Thank goodness you're here | Çok şükür geldin. Onu arayıp polisin burada olduğunu söylediğimde... Tanrı'ya şükür buradasın. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
I don't really know | Gerçekten bilmiyorum. Bu olayla bir ilgisi olmadığına eminim. Hiç bilmiyorum. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
he just hung up | ...yüzüme kapatıverdi. Yoriko'ya söyledin mi? ...hemen telefonu kapattı. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
I'm sure he has nothing to do with this case | Bu olayla bir ilgisi olmadığına eminim. Yoriko mu? Bu olayla bir ilgisinin olmadığından eminim. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Why’d he have to hang up? | Neden telefonu kapattıysa? Yoriko, Yuichi'nin annesi. Niçin kapatmak zorundaydı ki? | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Yuma? | Yoriko mu? Ama en azından... Yoriko kim? | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Yoriko, Yuichi's mother | Yoriko, Yuichi'nin annesi. Bu yaşına kadar Yuichi'yi ben büyüttüm. Yoriko, Yuichi'nin annesi. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
No need for that | Gerek yok. Ne olursa olsun, Haber vermeye gerek yok. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
I'm the one who raised Yuichi all this time | Bu yaşına kadar Yuichi'yi ben büyüttüm. Kız kardeşime bir erkekle olduğumu söylediğimde... Yuichi'yi bu boya getiren benim. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Yuichi is my son | ...Yuichi benim oğlum. Olanları... ...Yuichi benim oğlumdur. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
she was speechless for ten seconds | ...tam 10 saniye konuşamadı. Bekleyebilirim. ...on saniye dona kaldı. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
you don't have to talk about it now | ...şimdi anlatmak zorunda değilsin. Genellikle bu saatlerde çalışıyor olurdum. ...şimdi anlatmak zorunda değilsin. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Man wan | Bekleyebilirim. İçim geçmiş gibi hissederdim. Bekleyebilirim. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
This is lovely | Ne harika! İlk defa işi ekiyorum. Burası çok hoş. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Usually, I'd be Working at this hour | Genellikle bu saatlerde çalışıyor olurdum. Sandığımdan kolaymış. Bu saatlerde genelde çalışıyor olurdum. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
I feel like I'm being spoiled | İçim geçmiş gibi hissederdim. Ne oldu? Kendimi kötü biri gibi hissediyorum. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
First time I’ve ever ditched | İlk defa işi ekiyorum. Ben... İlk kez işten kaytarıyorum. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
it's easier than I imagined | Sandığımdan kolaymış. ...birini öldürdüm. Tahmin ettiğimden daha kolaymış. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Ben... Ben... | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
|
Wed someone | ...birini öldürdüm. ...Hakata'da yaşayan... ...birini öldürdüm. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
there was another gm | ...Hakata'da yaşayan... Mailleştik ve... ...başka bir kız vardı. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
who Wed m Hakata | ...bir kız vardı. ...birkaç defa buluştuk. Hakata'da yaşıyordu. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
and met a few times | ...birkaç defa buluştuk. Beklettiğimiz için kusura bakmayın. ...ve bir kaç kez görüştük. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
She demanded I pay money if I Wanted to see her | Onu görmek istersem karşılığında para ödemem gerektiğini söylüyordu. Öncelikle Sashimi'niz. Onu görmek istiyorsam, ona para vermeliymişim. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Thank you for Waiting | Beklettiğimiz için kusura bakmayın. Tempura'yı da birazdan getireceğiz. Sabrınız için teşekkürler. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Here's the sashimi first | Öncelikle Sashimi'niz. Ne yapacağımı... Önden sashimilerinizi yiyin. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
We'll bring the tempura in a moment | Tempura'yı da birazdan getireceğiz. ...hiç bilmiyordum. Hemen ardından tempuralarınızı getireceğim. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Ne yapacağımı... Ben... | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
|
didn't know what to do | ...hiç bilmiyordum. Uyuyamıyordum. ...ne yapacağımı bilemedim. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
I couldn't sleep | Uyuyamıyordum. Biriyle konuşmak istiyordum. Uyuyamadım. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Wanted to raw to someone | Biriyle konuşmak istiyordum. O yüzden sana mail attım. Birisiyle konuşmak istiyordum. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
That's when I got your email | O yüzden sana mail attım. O akşam, onunla buluşmamız gerekiyordu. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
That night, she and I were supposed to meet | O akşam, onunla buluşmamız gerekiyordu. Ama o gözlerimin önünde başka bir erkeğin arabasına bindi. O gece, onunla görüşmem gerekiyordu. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
But she got in a car with another guy, before my eyes | Ama o gözlerimin önünde başka bir erkeğin arabasına bindi. Kendimi aldatılmış hissettim. Ama başka bir adamın arabasına bindiğini gördüm. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
I felt like I was being mocked | Kendimi aldatılmış hissettim. Yıkılmıştım... çok sinirliydim. Alay edilmişim gibi hissettim. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
I was frustrated, I was angry | Yıkılmıştım... çok sinirliydim. Arabayı takip ettim. Hayal kırıklığına uğramış ve çok sinirlenmiştim. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
I can't believe this! Gimme e break! | İnanamıyorum! Beni rahat bırak! Randevumuza gelmediğim için hak ettiğimi bulduğumu düşünüyorsundur! Buna inanamıyorum! Bir rahat ver! | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
You’re saying this is what 1 get for breaking our appointment? | Randevumuza gelmediğim için hak ettiğimi bulduğumu düşünüyorsundur! Benimle uğraşma! Buluşmamıza gelmediğim için başına bunlar geldi mi diyorsun? | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
C'mon, I'll give you a ride | Haydi, seni eve bırakayım. Arabaya bin. Haydi, seni evine bırakayım. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Get m the car | Arabaya bin. Hayır, bırak beni! Arabaya bin. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
You can't Walk back | Onca yolu yürüyemezsin! Beni rahat bırak! Yürüyerek dönemezsin. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
OW | İyi misin? | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
I'm sorry | Özür dilerim. Özür dilerim. Özür dilerim. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Sorry | Özür dilerim. Pis herif! Üzgünüm. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Murderer | Pis herif! Sapık herif! Katil. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Murderer | Pis herif! Polislere bana saldırdığını söyleyeceğim. Katil. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
I'll tell the cops you assaulted me | Polislere bana saldırdığını söyleyeceğim. Avukat bir akrabam var. Polislere bana saldırdığını söyleyeceğim. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
That you kidnapped and raped me | Beni kaçırıp tecavüz ettiğini! Beni hafife alma! Beni kaçırıp tecavüz ettiğini. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
I have a relative who's a lawyer | Avukat bir akrabam var. Ben senin gibi biriyle olacak insan değilim! Avukat akrabam var. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Just you see | Görürsün! Yalan söyleme! Ben hiçbir şey yapmadım! Görürsün sen! | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Don't Me | Yalan söyleme! Şerefe! Yalan söyleme! | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
I didn't do anything | Ben hiçbir şey yapmadım! Ama var ya cidden... Ben hiçbir şey yapmadım! | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
I Wouldn't have been shocked if you did kill e chick | ...sen gerçekten bir fıstığı öldürmüş olsaydın hiç şaşırmazdım. Ben mi, öldürmek mi? Neden onun gibi birini öldüreyim ki? ...bir hatunu öldürdüysen, hiç şaşırmazdım vallahi. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
it's Masuo, after all | Ne de olsa Masuo işte! Neden kaçtın o zaman? Sonuçta adam Masuo. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
C'mon, me e murderer? And Why would I kill someone like her? | Ben mi, öldürmek mi? Neden onun gibi birini öldüreyim ki? Aslında kafam karışmıştı. Hadi ama, ben mi katilim? Ayrıca neden onun gibi birini öldüreyim ki? | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Then why’d you disappear | Neden kaçtın o zaman? Onunla tesadüfen karşılaştığımız doğru. O halde neden ortadan kayboldun? | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Basically, I was confused | Aslında kafam karışmıştı. Başta onu bir yere götürüp bir güzel becermeyi düşündüm. Gayet basit, kafam allak bullaktı. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
it's true that I was with her by coincidence | Onunla tesadüfen karşılaştığımız doğru. Ama etli hamur yemiş. Onu tesadüfen bulduğum doğru. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Figured I'd drive her somewhere and screw the slut for kicks | Başta onu bir yere götürüp bir güzel becermeyi düşündüm. Nefesi öyle kötü kokuyordu ki hevesim kaçtı. O sürtüğü bir yerlere götürüp zevkine becermeyi planlıyordum. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
But apparently she ate dumplings | Ama etli hamur yemiş. Daha fazla katlanamadım, yolun ortasında bırakıverdim. Ama anlaşılan gelmeden önce köfte yemiş. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Her breath stunk so bad 1 didn’t feel like it anymore | Nefesi öyle kötü kokuyordu ki hevesim kaçtı. Ondan gelen bir mesajı görmek ister misiniz? Nefesi berbat kokuyordu bu yüzden iştahım kaçtı. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Anyway, I couldn't stand her so I just left her out on the road | Daha fazla katlanamadım, yolun ortasında bırakıverdim. Bakalım... Evet bakalım! Neyse, ona daha fazla katlanamadım ve oracıkta, yolda arabadan attım. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Yeah, totally | Bakalım... Evet bakalım! Çünkü arabadan kendi çıkmadı, onu tekmeledim. Tabii ki isteriz. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
H all you did was have her, why'd you go on the run? | Tek yaptığın onu yolda bırakmaksa neden kaçmaya devam ettin? Sonuçta onu öldüren bu değilmiş. Tek yaptığın onu arabadan atmaksa, neden kaçmaya devam ettin o halde? | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
She Wouldn't get out, so I actually kicked her | Çünkü arabadan kendi çıkmadı, onu tekmeledim. İşte burada, alın bakın. Arabadan inmeyecekti, ben de onu tekmeledim. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
That's not what Wed her, though | Sonuçta onu öldüren bu değilmiş. Selam Masuo, ne haber? Onu öldüren tekmem değildi ama. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Here it is, check it out | İşte burada, alın bakın. Baksana, küçük kalpçik de koymuş! İşte, bakın. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Ooh! I Ii Masuo, What's up? | Selam Masuo, ne haber? Sevgili olduğunuzu sanıyormuş! Vay! Selam Masuo, n'aber? | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Look, a We heart, too | Baksana, küçük kalpçik de koymuş! Dur... Bakın, küçük bir kalp de göndermiş. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
She trunks they're m me | Sevgili olduğunuzu sanıyormuş! Hoş geldiniz! Aşk yaşadıklarını sanıyormuş. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Hey, wan | Dur... Masuo! Bekle. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Welcome | Hoş geldiniz! Keigo Masuo artık özgür bir adam! Hoş geldiniz. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Have a seat | Oturun. Selam Masuo, ne haber? Geçin, oturun. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |
Omen | Hadi. İş arkadaşlarımla yemek yiyorum. Buyurun. | Akunin-2 | 2010 | ![]() |