Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 2981
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
I'm not sure but it's the police | Ne olduğumu bilmiyorum ama polis arıyor. Amcam hastaneye gidecek mi? Emin değilim... Ama arayan polisti. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
Sure is Just as soon as he's home, he's going right back again | Gidecek. Eve gelir gelmez geri gitmek istiyor zaten. Evdeyken hastaneye gitmek istiyor. Elbette. Eve daha yeni geldi, ama tekrar dönecek. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
When he's there, he says he wants to come home | Hastanedeyken eve gelmek istiyor. Nasılsın? Oradayken, eve gitmek istediğini söylüyormuş. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
Back in his room | Odasında. Duydum ki tüm eşi dostu hastaneye o götürüyormuş. Odasına gitti. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
Can't keep depending on Yuichi for everything | Her konuda Yuichi'ye bel bağlayamazsınız. Öyle ama... Her konuda Yuichi'ye bağlı kalmaya devam edemeyiz. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
He's still a young man | Yuichi gencecik çocuk. ...amcan Yuichi olmadan duşa bile girmiyor. ...hâlâ genç bir delikanlı. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
If he keeps looking after old folks, he'll never find a wife | Sürekli yaşlılarla ilgilenmek zorunda kalırsa, hiç evlenemeyecek. O zaman bir yardımcı tut. Yaşlı insanlara bakmaya devam ederse, asla bir eş bulamayacak. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
You can take a week off next month if you need | Gerekirse gelecek ay bir haftalığına izin al. Hareketli olabilmenizin yollarından bahsedelim biraz. İhtiyacın varsa, önümüzdeki ay bir haftalık izin alabilirsin. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
Bathe, eat, then off to the hospital | Duş al, yemek ye, sonra yine hastaneye... Benim güzel sekreterim gelmiş! Banyo yap, yemek ye, sonra da hastaneye git... | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
Shimizu sn! | Shimizu! Duydum ki çöpçatan sitesinden bulduğun... Shimizu san! | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
They'll catch him soon, I'm sure | Kesin yakında yakalarlar. İyi misin? Eminim, onu yakında yakalarlar. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
I sid don't | Çekme dedim! Ben iki ay önce Saga'dan mesaj gönderen kişiyim. Çekme demedim mi? | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
(I'm the one from saga who emailed two months ago) | Ben iki ay önce Saga'dan mesaj gönderen kişiyim. Aniden mesaj attığım için kusura bakma. İki ay önce Saga'dan sana mail atan kişiyim. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
Sorry, my socks got drenched in the rain | Üzgünüm, çoraplarım yağmurda ıslandı da. Çok da sade. Özür dilerim, çoraplarım yağmurda sırılsıklam oldu. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
And too plain | Çok da sade. Bu iyiydi. Hem de çok sade. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
It's freezing I know | Hava buz gibi! Hoş geldin. Yemeye bir şey alamadım. Buz gibi. Biliyorum. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
Ah, for a change Well, call the landlord | İyi yönde değişim görüyorum! O zaman ev sahibini ara. Yuichi Shimizu Değişiklik olsun diye mi. Peki, ev sahibini ara o zaman. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
(Meet me tomorrow 11 am at saga Station) | Sabah saat 10'da Saga İstasyonu'nda buluşalım. ...arabayla gezeceğimi hiç tahmin etmezdim. Benimle yarın saat 11'de Saga İstasyonunda buluş. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
Uh, I'm Yuichi | Şey... Ben Shimizu. Bir akşam aynada kendime baktım... Şey... Ben Yuichi. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
Someone with dyed hair like you | Yani senin gibi saçı boyalı biriyle. Nedense o hissi iyi biliyorum. Senin gibi saçları boyalı biriyle. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
I sw myself in the mirror one night and suddenly felt like a change | Bir akşam aynada kendime baktım... Ne yapsak? Bir gece aynada kendime baktım... | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
Wait | Baksana... Daha yeni tanıştık ve hemen böyle bir yere geldik. Dur... | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
It's natural to want | Biriyle olmak istemek... Oradan sağa dönersen, Biriyle birlikte olmayı istemen... | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
to be with someone | ...çok doğal. ...ve doğruca gidersen önüne pirinç tarlaları çıkar. ...çok doğal. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
you'd arrive at my high school | Orada benim lisem var. Geriye bakınca, tüm hayatımı... ...benim liseme varırsın. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
Looking back now, I realize | Geriye bakınca, tüm hayatımı... Ben de öyle. Geçmişime baktığımda, farkına varıyorum ki... | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
I've spent my entire life along that main road | ...o ana yolda harcadığımı fark ediyorum. Ama sen deniz kenarında yaşıyorsun, değil mi? ...tüm hayatım o anayolda geçmiş. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
you feel like you've reached a dead end | ...sonunda kapana kapıldığını hissetmeye başlıyorsun. Bu kadar var. ...kendini sanki çıkmaza girmiş gibi hissedersin. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
It's all I have | Bu kadar var. Çoğu insan siteyi zaman öldürmek ve benzeri sebeplerle kullanıyor. Tüm param bu. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
Of course, come on up | Korkacak bir şey yok büyükanne. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
We're just surprised you're refusing the great deal we offered you | Sadece böyle harika bir teklifi geri çevirmene şaşırıyoruz. Çocuğu dün bulduk ve... Sana teklif ettiğimiz harika anlaşmayı reddetmene çok şaşırdık o kadar. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
We found the kid yesterday | Çocuğu dün bulduk ve... Beş para etmeyen, kadın gibi cıyaklayan biriydi. Çocuğu dün bulduk... | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
I sid calm down! | Sakinleş dedim! ...katil o değilmiş. Sakin ol dedim! | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
Unfortunately, it appears | Maalesef, görünen o ki... Şey, Masuo, yani o üniversiteli çocuk... Maalesef, görünüşe göre... | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
Well, you see, Masuo, the college kid | Şey, Masuo, yani o üniversiteli çocuk... Masuo'yla Mitsuse Geçidi’ne kadar gitmişler. Anlayacağınız üzere, Masuo üniversiteli bir çocuk... | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
But then, how did? | Ama o zaman... Nasıl? Biliyor musun, Sari ve Mako... Ama öyleyse, nasıl...? | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
But there | Ama orada... İnkar ettim ama bana inanmıyorlar. Ama orada... | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
You know, sari and Mako think | Biliyor musun, Sari ve Mako... Nasıl kızlardan hoşlanırsın? Biliyorsun, Sari ve Mako... | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
Are we really crossing over? There's nothing ahead | Geçide mi geldik? İleride hiçbir şey yok. Hava çok soğuk! Sahiden geçitten mi geçiyoruz? İleride hiçbir şey yok. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
What's the matter? You've been so quiet | Ne oldu? Fazla sessizsin. Baksana, ailen ünlü bir otel işletiyor değil mi? Ne oldu? Birdenbire çok sessizleştin. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
Sounds like a hard job I doubt I could do it | Çok zor bir iştir, ben kesin kıvıramazdım. Yani annem ve sen tamamen farklısınız. Zor işe benziyor. Altından kalkabileceğimi sanmıyorum. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
You're more of a maid type | Sende daha çok hizmetçi tipi var. Seni buraya getirmek bile çekilmezdi. Sen daha çok hizmetçi türündensin. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
I sid get out! | İn dedim! Onu oracıkta bırakmış mı? Çık, dedim! | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
kicked her out? | Onu oracıkta bırakmış mı? Onunla Osaka'ya gitmek istiyordu. Onu arabadan atmış yani? | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
Why would he? | Nasıl böyle bir şeyi...? Anlatırken çok mutluydu. Neden? | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
She wanted to go to Osaka with him | Onunla Osaka'ya gitmek istiyordu. Yoshino'nun şehirde yaşamasına... O adamla Osaka'ya gitmek istiyordu. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
It's a mother's job to make sure she doesn't go with guys like that | Böyle adamlarla çıkmamasını sağlamak annenin görevidir. Hemen gitmesine izin verdik! Öyleleriyle düşüp kalkmadığından emin olmak bir annenin görevidir. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
You're saying it's my fault? That I'm the one who | Benim hatam olduğunu mu söylüyorsun? Sadece ben mi... Ağlamak Yoshino'yu geri getirmeyecek. Benim hatam olduğunu mu söylüyorsun? Ben... | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
Crying isn't going to bring Yoshino back!A | Ağlamak Yoshino'yu geri getirmeyecek. İş yerinde tüm gün bunu düşündüm. Ağlaman Yoshino'yu geri getirmez! | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
It's not bad | Sorun değil. Görüşürüz. Pek değil. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
Call me when you get home I'll stay up | Eve vardığında ara, bekleyeceğim. Yuichi? Neredesin? Eve vardığında beni ara. Uyumayacağım. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
Well | Şey... Yuichi? Şey... | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
The police are here, and Yuichi? | Polisler burada da... Yuichi? Ne oldu? Polis burada ve... Yuichi? | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
Just a little sooner | Biraz daha erken! Benimle gel dedim! | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
Wait | Bekle! Bin işte! Bekle... | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
I sid come with me! | Benimle gel dedim! Ne oldu? Benimle gel, dedim! | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
But at least | Ama en azından... ...Yuichi benim oğlum. Ama en azından... | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
I can wait | Bekleyebilirim. İçim geçmiş gibi hissederdim. Bekleyebilirim. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
First time I've ever ditched | İlk defa işi ekiyorum. Ben... İlk kez işten kaytarıyorum. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
It's easier than I imagined | Sandığımdan kolaymış. ...birini öldürdüm. Tahmin ettiğimden daha kolaymış. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
I AA | Ben... Ben... | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
killed someone | ...birini öldürdüm. ...Hakata'da yaşayan... ...birini öldürdüm. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
there was another girl | ...Hakata'da yaşayan... Mailleştik ve... ...başka bir kız vardı. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
who lived in Hakata | ...bir kız vardı. ...birkaç defa buluştuk. Hakata'da yaşıyordu. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
I AA | Ne yapacağımı... Ben... | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
I wanted to talk to someone | Biriyle konuşmak istiyordum. O yüzden sana mail attım. Birisiyle konuşmak istiyordum. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
I followed the car | Arabayı takip ettim. İn dedim! | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
I sid get out! | İn dedim! İyi misin? Defol! | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
I can't believe this! Gimme a break!A | İnanamıyorum! Beni rahat bırak! Randevumuza gelmediğim için hak ettiğimi bulduğumu düşünüyorsundur! Buna inanamıyorum! Bir rahat ver! | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
Get in the car | Arabaya bin. Hayır, bırak beni! Arabaya bin. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
I sid get in the car! | Arabaya bin dedim! Özür dilerim. Sana "Arabaya bin." dedim! | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
Wait a minute | Dur biraz... Beni kaçırıp tecavüz ettiğini söyleyeceğim! Bekle bir dakika. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
Don't lie | Yalan söyleme! Şerefe! Yalan söyleme! | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
I wouldn't have been shocked if you did kill a chick | ...sen gerçekten bir fıstığı öldürmüş olsaydın hiç şaşırmazdım. Ben mi, öldürmek mi? Neden onun gibi birini öldüreyim ki? ...bir hatunu öldürdüysen, hiç şaşırmazdım vallahi. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
It's Masuo, after all | Ne de olsa Masuo işte! Neden kaçtın o zaman? Sonuçta adam Masuo. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
It's true that I was with her by coincidence | Onunla tesadüfen karşılaştığımız doğru. Ama etli hamur yemiş. Onu tesadüfen bulduğum doğru. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
Her breath stunk so bad, I didn't feel like it anymore | Nefesi öyle kötü kokuyordu ki hevesim kaçtı. Ondan gelen bir mesajı görmek ister misiniz? Nefesi berbat kokuyordu bu yüzden iştahım kaçtı. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
That's not what killed her, though | Sonuçta onu öldüren bu değilmiş. Selam Masuo, ne haber? Onu öldüren tekmem değildi ama. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
Look, a little heart, too | Baksana, küçük kalpçik de koymuş! Dur... Bakın, küçük bir kalp de göndermiş. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
She thinks they're in love | Sevgili olduğunuzu sanıyormuş! Hoş geldiniz! Aşk yaşadıklarını sanıyormuş. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
Hey, wait | Dur... Masuo! Bekle. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
C'mon | Hadi. İş arkadaşlarımla yemek yiyorum. Buyurun. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
(Hi Masuo, what's up? ) | Selam Masuo, ne haber? Baksana Universal Studios'a gidelim mi? Merhaba Masuo, n'aber? | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
(I'm having dinner with my co workers) | İş arkadaşlarımla yemek yiyorum. Yoshino. İş arkadaşlarımla akşam yemeğindeyim. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
(say, let's go to Universal Studios) | Baksana Universal Studios'a gidelim mi? Baban burada. Hadi Universal Stüdyoları'na gidelim. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
Out here in the cold | Burası çok soğuk. Kim? Bu soğukta? | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
She met a man from a dating site | Çöpçatan sitesinden bir erkekle tanıştı. Aranıyor: Yuichi Shimizu Bir çöpçatanlık sitesinde bir adamla tanıştı. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
Suspected of choking Ms Ishibashi to death | Bayan Ishibashi'yi boğarak öldürmekten aranıyor. Serseriler. Yoshiro Ishibashi Cinayetinin Zanlısı | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
Reporting from the scene | Olay mahallinden alınan bilgilere Michiyo'yla konuştum. Olay yerinden bildirildi... | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
Yoriko, you're the one who abandoned him long ago | Yoriko, yıllar önce onu terk eden sendin! Ama... Sorun değil Norio. Yoriko, yıllar önce onu terk eden sensin. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
But It's okay, Norio | Ama... Sorun değil Norio. Yuichi... Fakat... Sorun değil, Norio. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
I'm the one | Yuichi... Elbette Yuichi'ye yaptıklarım için kendimi kötü hissediyorum. Ben... | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
I'm the one who raised Yuichi. He's my son now | Yuichi benim oğlum. O artık benim oğlum. Onu ne zaman görsem ağlayıp özür diliyorum. ...Yuichi'yi büyüten kişiyim. O artık benim oğlum. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
The first time I sw this lighthouse | Bu feneri ilk... Bu feneri ilk o zaman gördüm. Bu feneri ilk görüşüm... | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
That was the first time I sw this lighthouse | Bu feneri ilk o zaman gördüm. ...fenere bakmaya devam ettim. Bu feneri ilk o zaman görmüştüm. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
I dunno | Bilmem ki... Mitsuyo? | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
I'm just fine | Ben iyiyim. Yeniden dükkana gitmem lazım. Ben... | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
It was that girl's fault I didn't do anything wrong | "Bu kızın kendi hatasıydı. Ben yanlış bir şey yapmadım." Ama şu an seninle olmak acı veriyor. O kızın hatasıydı. Yanlış hiçbir şey yapmamıştım. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
Until now | Bu zamana kadar... Yuichi. | Akunin-3 | 2010 | ![]() |
It's me | Benim. Geçen gün Yoshino konusunda seni suçlamakla... | Akunin-3 | 2010 | ![]() |