Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 3435
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| And I'm not sure if we ever did. | Hiç bildik mi onu bile bilmiyorum. | Alphas-2 | 2011 | |
| And right now there is no "this." | Ortada belirli bir şey yok şu anda. | Alphas-2 | 2011 | |
| No, Cameron, you're wrong. | Hayır, Cameron, yanılıyorsun. | Alphas-2 | 2011 | |
| This is a team. | Biz bir takımız. | Alphas-2 | 2011 | |
| And that hasn't changed. | Bu henüz değişmedi. | Alphas-2 | 2011 | |
| What you've done you've done for the right reasons, | Her ne yaptıysak, doğru olduğunu düşündüğümüz şeyi yaptık... | Alphas-2 | 2011 | |
| under circumstances that sometimes | ...böyle durumlarda, bazı şeyler... | Alphas-2 | 2011 | |
| were beyond even our control. | ...bizim isteğimiz dışında gerçekleşebiliyor. | Alphas-2 | 2011 | |
| You followed your instincts. | İçgüdülerinizi izlediniz. | Alphas-2 | 2011 | |
| You followed your hearts. | Yüreğinizi izlediniz. | Alphas-2 | 2011 | |
| You have nothing to be ashamed of. | Utanacak hiçbir şeyiniz yok. | Alphas-2 | 2011 | |
| We have to stand on that. | Buna iyice tutunun. | Alphas-2 | 2011 | |
| What about the fact that every time we | Peki nasıl her zaman bir şey | Alphas-2 | 2011 | |
| Sorry, excuse me. | Affedersin, izninizle. | Alphas-2 | 2011 | |
| Could I talk to you for a minute? | Biraz konuşabilir miyiz? | Alphas-2 | 2011 | |
| Is this where you explain all about clouds and silver linings? | Tüm bu gaz salınımını ve havada uçuşan mermileri mi açıklayacaksın? | Alphas-2 | 2011 | |
| Not me. | Bunu açıklayacak ben değilim. | Alphas-2 | 2011 | |
| This is still a win, Lee. | Hâlâ kazanan biziz. | Alphas-2 | 2011 | |
| A win for who us or Stanton Parish? | Kim kazandı? Biz mi yoksa Stanton Parish mi? | Alphas-2 | 2011 | |
| If Parish exists, we'll get him. | Eğer Parish gerçekten varsa, onu yakalayacağız. | Alphas-2 | 2011 | |
| So you have whatever resources you need. | Her türlü kaynak emrine amade. | Alphas-2 | 2011 | |
| Money, equipment it's yours. | Para mı dersin, alet edevat mı, hepsi senin. | Alphas-2 | 2011 | |
| You want another Alpha on your team? | Takımına başka Alfa mı istersin? | Alphas-2 | 2011 | |
| Pick one. Pick five. | Seç birini. Hatta beş tanesini seç. | Alphas-2 | 2011 | |
| How would your daughter like a job? | Kızın ister miydi bu işi? | Alphas-2 | 2011 | |
| Can we please not talk about my daughter? | Kızım hakkında konuşmasak? | Alphas-2 | 2011 | |
| Fair enough. | Peki o zaman. | Alphas-2 | 2011 | |
| Look, I know you're not able to see it right now, | Bak, şu anda bunu göremediğini anlıyorum... | Alphas-2 | 2011 | |
| but the raid on Highland Mills was a success. | ...ama Highland Mills'te olan şeyler, hâlâ büyük bir başarıdır. | Alphas-2 | 2011 | |
| It crippled Red Flag. We caught terrorists. | Kızıl Bayrak'ı yaraladı. Teröristleri yakaladık. | Alphas-2 | 2011 | |
| We stopped this Alpha situation from being blown wide open. | Alfa hakkındaki tüm bilgilerin, dışarı sızmasını engelledik. | Alphas-2 | 2011 | |
| And that is a huge victory for you and your team. | Bu hem senin hem de takımın için büyük bir başarıdır. | Alphas-2 | 2011 | |
| And if you need proof, | Eğer kanıta ihtiyacın varsa... | Alphas-2 | 2011 | |
| the powers that be would like your input | ...nasıl devam edeceğimiz konusunda... | Alphas-2 | 2011 | |
| on how to move forward. | ...engin bilgilerinize ihtiyacımız olacak. | Alphas-2 | 2011 | |
| Closed door session in D.C. a week from today. | Başkentte kapalı bir oturum olacak, bugünden bir hafta sonra. | Alphas-2 | 2011 | |
| We look forward to your thoughts. | Düşüncelerini sabırsızlıkla bekliyoruz. | Alphas-2 | 2011 | |
| They're calling it a success, this raid, | Buna büyük bir başarı diyorlar, bu baskına... | Alphas-2 | 2011 | |
| but I'm not so sure, | ...ama ben o kadar da emin değilim. | Alphas-2 | 2011 | |
| which is par for the course these days. | Bu da bugünlerde normal bir süreç olsa gerek. | Alphas-2 | 2011 | |
| You know, when I was little, | Biliyor musun, ben daha küçükken... | Alphas-2 | 2011 | |
| I, uh well, I thought you knew more about everything | ...senin dünyadaki herkesten... | Alphas-2 | 2011 | |
| than anyone else in the world. | ...daha fazla şey bildiğini düşünürdüm. | Alphas-2 | 2011 | |
| And, um, I guess now I see that | Şimdi de anlıyorum ki... | Alphas-2 | 2011 | |
| you don't know all the answers to the questions, | ...soruların tüm cevaplarını bilmiyorsun... | Alphas-2 | 2011 | |
| and sometimes you don't even know the questions. | ...hatta bazen soruları dahi bilmiyorsun. | Alphas-2 | 2011 | |
| Well, I guess that's part of growing up | Bu da büyümenin bir parçasıdır... | Alphas-2 | 2011 | |
| realizing that your parents have feet of clay. | ...ailenin o kadar da kusursuz olmadığını anlamak. | Alphas-2 | 2011 | |
| Yeah, well, to tell you the truth, | Doğrusunu söylemek gerekirse... | Alphas-2 | 2011 | |
| I like you better this way. | ...seni böyle daha bir seviyorum. | Alphas-2 | 2011 | |
| Dani, what you've been through | Dani, başından geçen onca şey... | Alphas-2 | 2011 | |
| what I've put you through | ...daha doğrusu benim başına kakaladığım şeyler... | Alphas-2 | 2011 | |
| it must have been incredibly painful. | ...inanılmaz acı verici olsa gerek. | Alphas-2 | 2011 | |
| You can't even imagine, Dad. | Tahmin bile edemezsin, baba. | Alphas-2 | 2011 | |
| No, I can't. | Hayır, tahmin edemem. | Alphas-2 | 2011 | |
| You know, I tend to intellectualize everything, | Biliyor musun, her şeyi iyice düşünmeye meyilliyimdir... | Alphas-2 | 2011 | |
| approach everything from an analytical standpoint, | ...her şeye çözümlemeli bir bakış açısıyla dile getirmeye meyilli... | Alphas-2 | 2011 | |
| You're not my patient. You're my daughter. | ...ama sen benim bir hastam değil, kızımsın. | Alphas-2 | 2011 | |
| I never really understood emotionally | Sen olmanın nasıl bir şey olduğunu... | Alphas-2 | 2011 | |
| what it felt to to be you. | ...duygusal olarak hiçbir zaman anlamadım. | Alphas-2 | 2011 | |
| So, Danielle... | Bu yüzden, Danielle... | Alphas-2 | 2011 | |
| I want you to do your thing. | ...gücünü kullan. | Alphas-2 | 2011 | |
| oh, I don't know what to say. | Ne diyeceğimi bilemiyorum. | Alphas-2 | 2011 | |
| Then it worked. | O zaman işe yaradı. | Alphas-2 | 2011 | |
| Dr. Rosen? | Dr. Rosen? | Alphas-2 | 2011 | |
| I'm Stanton Parish. | Ben, Stanton Parish. | Alphas-2 | 2011 | |
| Your daughter's fine. | Kızınız iyi durumda. | Alphas-2 | 2011 | |
| Nothing to worry about. I came alone. | Merak etme, yalnız geldim. | Alphas-2 | 2011 | |
| So, tell me, doctor, | Söyler misiniz, Doktor... | Alphas-2 | 2011 | |
| how does it feel to be living your dreams? | ...rüyalarınızı gerçekleştirmek nasıl bir duygu? | Alphas-2 | 2011 | |
| You've always wanted to be on the cutting edge, | Her daim modern olmayı istediniz... | Alphas-2 | 2011 | |
| to make your mark in history. | ...tarihte iz bırakmayı. | Alphas-2 | 2011 | |
| You've achieved that. | Bunu başardınız. | Alphas-2 | 2011 | |
| By helping you purge Red Flag | Kızıl Bayrak'ta plânlarınıza uymayan... | Alphas-2 | 2011 | |
| of everyone not in lockstep with your plans? | ...herkesi temizleyerek mi? | Alphas-2 | 2011 | |
| You're upset about that. | Bu konuda üzülmüşsünüz. | Alphas-2 | 2011 | |
| Now, be honest. | Dürüst olmak gerekirse... | Alphas-2 | 2011 | |
| Secrecy serves us all. | ...gizlilik hepimizin işine yaradı. | Alphas-2 | 2011 | |
| You want to protect your team. | Siz takımınızı korumak istediniz. | Alphas-2 | 2011 | |
| Government wouldn't know what to do if this went public. | Devlet Alfa sırrının ortaya çıkması durumunda ne yapacağını bilemedi. | Alphas-2 | 2011 | |
| And for now... | Şimdilik... | Alphas-2 | 2011 | |
| I operate best in the dark. | ...ben gizli olduğumda daha iyi yönetiyorum. | Alphas-2 | 2011 | |
| Obviously not everyone in Red Flag agrees with you. | Kızıl Bayrak'taki herkes sizinle aynı fikirde olmadığı kesin. | Alphas-2 | 2011 | |
| Hmm, troublemakers. | Baş belaları sadece. | Alphas-2 | 2011 | |
| You and I we put an end to them. | Sizinle birlikte, onlara son verdik. | Alphas-2 | 2011 | |
| That coldness, that complete lack of empathy | Bu soğukkanlılık, empatiden bu derece yoksunluk... | Alphas-2 | 2011 | |
| it's just what I expected your downside to be. | ...tam da sizde bulacağımı tahmin ettiğim şeylerdi. | Alphas-2 | 2011 | |
| So what else? | Başka ne var peki? | Alphas-2 | 2011 | |
| You don't age. | Yaşlanmıyorsunuzdur. | Alphas-2 | 2011 | |
| You probably don't even get sick. | Muhtemelen hasta bile olmuyorsunuz. | Alphas-2 | 2011 | |
| I doubt you even sleep. | Uyuduğunuzdan bile şüpheliyim. | Alphas-2 | 2011 | |
| Think beyond Alpha. | Alfanın ötesinde düşünün bunu. | Alphas-2 | 2011 | |
| I have complete control of my mind | Ben aklımı kontrol etmeyi öğrendim... | Alphas-2 | 2011 | |
| perfect brain body connection. | ...beyinle beden arasındaki mükemmel uyum. | Alphas-2 | 2011 | |
| At the cost of your humanity. | Bu da insanlığa bedel oldu ama. | Alphas-2 | 2011 | |
| I am humanity... | İnsanlığın ta kendisi benim. | Alphas-2 | 2011 | |
| What humanity will become. | Ya da insanlığın dönüşeceği şey. | Alphas-2 | 2011 | |
| The future belongs to people like me, | Gelecek, benim gibilere ait... | Alphas-2 | 2011 | |
| and certainly we can agree on that. | ...ve bu konuda aynı fikirde olduğumuzdan şüphem yok. | Alphas-2 | 2011 | |
| Hey, you can stop trying to manipulate me | Sizinle aynı amaca hizmet ettiğimizi... | Alphas-2 | 2011 |