Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 3440
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Then I'm afraid you're on your own. | O halde korkarım tek başınasınız. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
But why is it such a big deal? | Olayı neden bu kadar büyütüyorsunuz? | Altar-1 | 2014 | ![]() |
I've got a reputation, Mrs. Hamilton. | Bir itibarım var Bayan Hamilton. Küçük ama iş bulmama yetiyor. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
If word spreads that Sean Donnelly has invited the wrong | Sean Donnelly'nin yanlış insanlarla... | Altar-1 | 2014 | ![]() |
kind of publicity, I'll lose my business. | ...çalıştığı duyulursa, işini kaybeder. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
What kind of publicity? | Nasıl yani? | Altar-1 | 2014 | ![]() |
There've always been rumors that Radcliffe built the place | Radcliffe'in evinin bir tür tapınak olduğu söylenir. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
But it's just a work of art. | Ama bu bir sanat eseri. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
No, it's the work of the devil. | Hayır Şeytan'ın eseri. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
Now, that is ridiculous! Is it?! | Bu çok komik! Öyle mi?! | Altar-1 | 2014 | ![]() |
He killed his wife in some sort of ritual, and to get her | Karısını bir çeşit ayinle öldürmüş. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
If I were you, I'd persuade your American banker to tear | Yerinde olsam, Amerikalı bankacıyı... | Altar-1 | 2014 | ![]() |
it all down and start from scratch. | ...burayı yıkması için razı ederdim. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
You've been in there all day? | Bütün gün orada mıydın? Sahil nasıIdı? | Altar-1 | 2014 | ![]() |
Alec, you missed the phone engineer! | Alec, tamirciye yetişememişsin. Af edersin bebişkom. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
Can you stop walking away from me? I'm trying to talk to you! | Bekler misin Iütfen? Seninle konuşmaya çalışıyorum. Alec bu çok önemli. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
Donnelly's just quit. I've got to find someone else. | Donnelly işi bıraktı. Zamanında teslim etmek için başka birini bulmalıyız. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
I really need you to pitch in! | Gerçekten yardımına ihtiyacım var! | Altar-1 | 2014 | ![]() |
Would you sit for me? Alec, this is serious! | Bana modellik yapar mısın ki? Alec durum çok ciddi! | Altar-1 | 2014 | ![]() |
Just a couple sessions. | Sadece bir kaç defalığına. Bunu tek başıma yapamam. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
I'm right in the thick of it, Meg! | İşin en can alıcı yerindeyim Meg! | Altar-1 | 2014 | ![]() |
Look, this is our paycheck, OK? | Bak bu gelir kaynağımız tamam mı? | Altar-1 | 2014 | ![]() |
It's our only paycheck since your last show. | Son serginden sonra ki tek paramız bu. Paralar suyunu çekti! | Altar-1 | 2014 | ![]() |
And I understand all that, | Her şeyi anlıyorum.. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
but what I'm doing will change our lives forever. | ...ama yapacağım şey hayatımızın fırsatı olacak. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
Alec, I'm really glad for you. I'm so happy that you've found | Alec senin adına çok sevindim. Yeni bir şey bulmana... | Altar-1 | 2014 | ![]() |
something new, but right now, I just need your help! | ...çok sevindim ama şuan yardımın gerekli! | Altar-1 | 2014 | ![]() |
I'll set aside some time in the afternoons. | Öğle sonlarında biraz zaman ayırırım. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
Thank God. | Şükürler olsun! | Altar-1 | 2014 | ![]() |
Hello? | Alo? Petal sen misin? | Altar-1 | 2014 | ![]() |
Oh, God! Aah! | Tanrım! | Altar-1 | 2014 | ![]() |
Oh, you scared me. Ha ha ha! | Beni korkuttun! | Altar-1 | 2014 | ![]() |
What are you doing in here? | Burada ne halt ediyorsun? | Altar-1 | 2014 | ![]() |
Well, I... I just... I was answering the phone. | Telefona cevap vermiştim. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
I guess the engineer must have connected it after all. | Sonunda telefoncu bağlantıyı sağladı sanırım. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
The phone? | Telefon mu? | Altar-1 | 2014 | ![]() |
You didn't hear the phone? | Telefonun sesini duymadın mı? | Altar-1 | 2014 | ![]() |
Listen, I don't think we should leave this light on. | Bak, ışığı kapatmamız gerekiyordu. Sen kapatmamış mıydın? | Altar-1 | 2014 | ![]() |
No, I thought you did. | Hayır sen kapattın sanıyordum. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
OK, let's get out of here. | Pekâlâ buradan gidelim. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
Let's not do this in here. Can we go upstairs? | Burada yapmayalım. Yukarı çıkalım mı? | Altar-1 | 2014 | ![]() |
Alec, can we go? This room really gives me the creeps. | Alec, gidebilir miyiz? Bu oda beni gerçekten ürkütüyor! | Altar-1 | 2014 | ![]() |
I don't... | Hayır burada olmaz. Hayır! | Altar-1 | 2014 | ![]() |
Alec, no, please! No! | Alec yapma Iütfen! | Altar-1 | 2014 | ![]() |
I don't like it here. Please! | Burada olmaz Iütfen! | Altar-1 | 2014 | ![]() |
Please, no! Please, no! Please, Alec! | Lütfen hayır! Lütfen Alec! | Altar-1 | 2014 | ![]() |
Hi. Thanks for coming back. | Merhaba, tekrar geldiğiniz için sağ olun. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
Just through there. | Hemen şurada. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
Just on the table at the end there. | Masanın kenarında duruyor. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
Unless that's been converted to digital, | Dijital hatta bağlanmadıktan sonra asla çalışmaz. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
It was working last night but dead again this morning. | Dün gece çalışıyordu ama bu sabah yine gitmiş. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
Well, I can't see how that's possible. | Bu nasıI olabilir anlamıyorum. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
It's not connected. | Bağlantı falan yok. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
In fact, I can't even see a telephone socket down there. | Doğrusu duvarda telefon soketi de bile yok. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
OK, let's go. | Tamam gidelim hadi. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
Absolutely, Bradley, yep. Not only are we on schedule | Kesinlikle Bradley evet. Fazla zamanımız yok... | Altar-1 | 2014 | ![]() |
but we're also finding some amazing stuff. | ...ama harika şeyler buluyoruz. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
Great. Yeah, it looks like | Harika. Evin orijinalliği hâlâ korunmuş gibi duruyor. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
Which is why I imagine you wanted to buy it | Burayı bu yüzden satın almak istediniz sanırım. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
I didn't buy it. I inherited it. | Satın almadım, miras kaldı. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
You inherited it? Yeah. I thought you knew that. | Miras mı kaldı? Evet, bunu bildiğinizi sanıyordum. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
Yeah. The will showed up after 150 years | Evet. Vasiyetname 150 yıl güvenli bir yerde saklanmış. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
The original owner has a sister who turns out to be | AsıI sahibinin kardeşi varmış, bu kişinin büyük büyük halam olduğu ortaya çıktı. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
And you just discovered that? | Bunu yeni mi öğrendin? | Altar-1 | 2014 | ![]() |
Yep. I guess Victorian paperwork was just not all | Evet. Galiba Viktorya Dönemi kamu işleri sakatmış. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
The only condition is that the house is maintained | Tek şart evin orijinal bakımlı haline dönüştürülmesi. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
Listen, I gotta jump on another call. | Hatta başka birisi var. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
When you're done, all I need to do | İşin bittiğinde, evi yetkililere onaylatman gerekiyor. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
Then they'll officially sign over the deed. | Sonrasında yetkililer tapuyu devrederler. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
What will you do with it? | Sen ne yapacaksın? | Altar-1 | 2014 | ![]() |
Sell it. Oh, and keep up the good work. | Evi satarım. Sen işine devam et. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
I believe you've found some artwork of historical interest | Evde tarihi değeri olan, sanatsal eser bulduğunuzu... | Altar-1 | 2014 | ![]() |
in the house. | ...düşünüyorum. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
I'm sorry. You are... | Pardon. Siz de kimsiniz? | Altar-1 | 2014 | ![]() |
Charles Kendrick Walker. | Charles Kendrick Walker. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
I've always wondered about this place. | Bu evi hep merak etmişimdir. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
You've been talking to Donnelly? | Donnelly'le konuştunuz mu? Göz atsam iyi olur. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
I'm sorry, we're not open to the public. | Üzgünüm, henüz halka açıImadı. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
You misunderstand, Mrs. Hamilton. | Yanlış anladınız Bayan Hamilton. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
I'm somewhat of an expert on the era. | Bu işte oldukça uzmanım. Size yardım edebilirim. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
I don't need any help, thank you. | Yardıma gerek yok, eksik olmayın. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
Word spreads pretty fast round Malton, | Malton'da iyi haberde, kötü haberde... | Altar-1 | 2014 | ![]() |
good as well as bad. | ...oldukça hızlı yayıIır. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
If we can dispel superstition, encourage people | BatıI şeylerden kurtulup, insanları Radcliffe'ten korkmak yerine... | Altar-1 | 2014 | ![]() |
you may be able to restore it to the status it deserves. | ...yaptığın iş, hak ettiği değeri görür. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
I'm a historian, Mrs. Hamilton. | Ben bir tarihçiyim Bayan Hamilton. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
Believe me, you need my expertise. | Emin olun bana ihtiyacınız var. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
Good heavens. | Vay anasını avradını! | Altar-1 | 2014 | ![]() |
The glass is 1860, but I think the design | Camı 1860'dan kalma ama çok önceden dizayn edilmiş sanırım. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
It goes back to the ancients. | Antik çağlara dayanıyor. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
You know what it is? | Ne olduğunu biliyor musunuz? İnsan nefsinin haritası. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
Rosicrucians call it the Emerald Tablet of Hermes. | Gizli örgütler buna "Hermes'in Zümrüt Levhası" demişler. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
Radcliffe was an alchemist? | Radcliffe simyacı mıydı? | Altar-1 | 2014 | ![]() |
Oh, yes. A very good one. | Evet. Hem de en iyisinden. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
What happened here? | Buraya ne olmuş? | Altar-1 | 2014 | ![]() |
I guess somebody didn't like the mermaid's face. | Birisi deniz kızının yüzünü beğenmemiş sanırım. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
The glass was completely shattered. | Cam paramparça olmuştu. Sert bir şeyle vurmuş olmalılar. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
Will you be able to restore it? | Bunu halledebilecek misiniz? | Altar-1 | 2014 | ![]() |
If I can find out what she looked like, yes. | Yüzünün neye benzediğini bulabilirsem evet. | Altar-1 | 2014 | ![]() |
There's a painting at the Victorian Museum of Art | Leeds'te, Victorian Sanat Müzesi'nde bir tablo var. | Altar-1 | 2014 | ![]() |