Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 3621
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| jumped out of the water and right onto my hook. | oltam üstünden sudan dışarıya fırladı. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| My dad was so pissed at me. | Babam bana çok kızmıştı. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Hey, I thought this was a happy memory. | Hey, bunun güzel bir anı olduğunu düşündüm. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Oh, yeah, so did my dad. | Evet, babam da öyle. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| No, it's not for me. | Hayır, bana göre değil. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Oh, yeah. How could I forget? | Oh, evet. Nasıl unuturum? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Your father and his rules of the house. | Baban ve evinin kuralları. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Your man attacked me. He would have raped me. | Adamın bana saldırdı. Bana tecavüz edecekti. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I had no choice but to protect myself. | Kendimi korumaktan başka çarem yoktu. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You killed my man and escaped with a spoon. | Bir kaşıkla adamımı öldürdün ve kaçtın. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'd kill you right now if I wasn't so deeply impressed. | Eğer çok derinden etkilenmiş olmasaydım şu an seni öldürürdüm. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Osela Bomako'da. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Guns for hire. Why are they here? | Kiralık katiller. Neden buradalar? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Now they know where I am. Your men are in danger. | Şimdi nerede olduğumu biliyorlar. Adamların tehlikede. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| None of us are. | Hiçbirimiz. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Are you freaked out about this? | Bu husus tuhaf mı? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Glad this happened. | İyi ki bu oldu. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Are you? | Nasılsın? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| It's almost... oh! | Neredeyse bu ... oh! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'm... I'm sorry, Mrs. Walters. | Ben... üzgünüm, Bn. Walters. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'm making French toast. | Fransız tostu yapıyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Why is the music so loud? | Neden bu kadar çok müzik var? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Hello, my darling. Ah, the general. | Merhaba, sevgilim. Ah, General. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Somebody upstairs really doesn't like you. | Yukarıdan birileri seni gerçekten sevmiyor | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Close the door. | Kapıyı kapat. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I got an email this morning | Senato Yargı Yönetim Kurulu'ndan | American Odyssey-1 | 2015 | |
| of my career. | ama benim kariyerimde bu bir ilk. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Could be a coincidence. | Bir tesadüf olabilir. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Sanchez set a meeting with me for next week. | Sanchez'le bana gelecek haftaya bir toplantı ayarlayın. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| We'll get into it. No, no. | İşe koyulalım. Hayır, hayır. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| That's... that's too late. | Bu... bu çok geç. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| SOC is on notice. | Dikkatler SOC'un üzerinde. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| They... they're probably destroying evidence as we speak. | Onlar... muhtemelen şu anda delilleri yok ediyorlar. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| We got to press 'em today. Now. | Bugün onları basmamız lazım. Şimdi. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Oh, come on. We got a paper trail. | Ah hadi. Yazılı kanıtımız var. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| There'll be one next week too! | O gelecek hafta da olur! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'm sensible. | Mantıklı davranıyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Onları bulun. Öldürün. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Speak English? | İngilizce konuşabilir misin? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Kadın asker. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Bir kişi mi? Evet. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Omar, I know this man. | Omar, Ben bu adamı tanıyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| He's dangerous. | O tehlikeli biri. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| O burdaki herkesi öldürecek. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| English, Odelle Ballard. | İngilizce konuş, Odelle Ballard. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You're talking to me, not my men! | Benimle konuşuyorsun, adamlarımla değil! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| O onu teslim edin, bırakayım dedi. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| He doesn't know what to look for. | O ne aradığınızı bilmiyor. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Perhaps, but is what you're offering worth the risk? | Belki, ama bu riske değer mi sanıyorsun? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I met her in the desert. | Ben onunla çölde tanıştım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| We helped each other. | Birbirimize yardım ettik. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Believe me, I would know. | İnan bana, olsa bilirdim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| If she's alive and with the Ansar Dine, | Eğer yaşıyorsa ve Ansar Dine ile birlikteyse, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| would you know where she is? | nerede olurdu biliyor musunuz? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| The safe house. | Bir güvenli evde. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You know I'm right. | Haklı olduğumu biliyorsun. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| The Ansar Dine have very little say in Bamako, | Ansar Dine Bamako'da çok az söz sahibi, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| but there is one place they go to hide. | ama gizlemek için gittikleri bir yer var. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Tell him. | Ona söyle. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| The Sharia law? | Şeriat hukukunu? O Barcelona'da meslektaşım ile röportaj yaptı. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I live the truth, and you don't. | Ben gerçeği yaşıyorum, sen bilmiyorsun. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I say it in just the way you like it. | Onu sevdiğim şekilde söylüyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Do this because you love me. | Beni sevdiğin için yap. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Then do it for yourself. | O zaman kendin yap. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| If you find this American woman soldier, | Eğer bu Amerikalı kadın asker bulursan, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Hey, hey, Peter! | Hey, hey, Peter! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Just thought you might want to see this. | Sadece bunu görmek istersin diye düşünmüştüm. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Where the hell did you get this? | Bunu nereden buldun? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Does this guy look familiar? | Bu adam tanıdık geliyor mu? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| He's the one who broke into my car | Arabama girip | American Odyssey-1 | 2015 | |
| and we ID this scumbag. | ve biz bu pisliğin kimliğini alabiliriz. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Look, I told you, | Bak, sana söyledim, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Yeah, it's huge. | Evet, bu büyük bir olay. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| to al Qaeda in North Africa. Yeah. | Kuzey Afrika'daki El Kaide'ye gönderilmiş. Evet. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| but they... They're just sitting on it. | ama onlar... Onlar sadece oturuyorlar. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| They're afraid. | Korkuyorlar. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| My friend got sanctioned by the Senate Judiciary. | Arkadaşıma Senato Yargı tarafından mali yaptırım uygulanmış. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Baker's got influence. | Baker'in etkisi vardır. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Thomas Darnell from South Carolina runs that subcommittee. | Güney Carolina'dan Thomas Darnell bu Komiteyi yönetiyor. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Is that the Tom Darnell who ran GBR Industries | Bu seçimle gelmeden önce GBR Endüstri'den | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Yeah, pretty sure. Why? | Evet, oldukça eminim. Neden? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I know how to get to him. | Ona nasıl ulaşılacağını biliyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You own a tux? | Smokinin var mı? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| The police said my father's lover killed him. | Polis babamın sevgilisinin onu öldürdüğünü söyledi. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Oh, he was just leaving, Ma. | Oh, şimdi gidiyor, anne. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You... you can't be here! | Sen ... Burada olamaz! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| when you say "they" killed my father? | kimden bahsediyordun? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| What am I looking at? Your father's mistress. | Neye bakıyorsun? Babanın metresi. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I did some research. | Ben biraz araştırma yaptım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| She listed her house in Connecticut for sale. | Connecticut'taki satılık ev onun adına tescil edilmiş. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| She even bought airline tickets to DFW next week, | Önümüzdeki hafta DFW havayolu bilet almış. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| for crying out loud. | bırak Allah aşkına. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| She's starting a new life. | O yeni bir hayata başlıyor. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| She wrote emails to her friends | Baban olmadan yeni bir başlangıç yapacağına ilişkin | American Odyssey-1 | 2015 | |
| about a new beginning without your dad. | arkadaşlarına e posta yazmış. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Does that sound like a suicidal woman? | Bu intihar edecek bir kadına benziyor mu? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I don't know. I mean, she could have... | Bilmiyorum. Olabilir, yani... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| She was murdered, Harrison. | O öldürüldü, Harrison. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| She was caught in the wrong place at the wrong time. | O sadece yanlış zamanda yanlış yerdeydi. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Don't answer that. | Buna cevap verme. | American Odyssey-1 | 2015 |