Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 3623
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| if there's anything I can ever do. | beni nerede bulacağını biliyorsun. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Hey, you've reached Sergeant Odelle Ballard. | Merhaba, Çavuş Odelle Ballard'ı aradınız. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'll be out of touch for the next few weeks, | Önümüzdeki birkaç hafta için dışarda olacağım, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| as soon as I can. | en kısa sürede sizi ararım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Okay, I love you. | Tamam, seni seviyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Give your dad a big, slobbery kiss for me, okay? | Baban, benim için sana kocaman, salyalı bir öpücük versin, tamam mı? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I just wanted to say that... | Ben sadece şunu söylemek istedim... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I miss you, Mama, so much, | seni çok özledim, çok Anne | American Odyssey-1 | 2015 | |
| he's wrong. | yanılıyor. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Is someone there? | Orada biri var mı? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Do you have a cell phone? | Cep telefonunuz var mı? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Who would you like to call? | Aramak istediğin biri var mı? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| It's Odelle. | Ben Odelle. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'm alive. | Yaşıyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Your mother was a very brave woman. | Annen çok cesur bir kadındı. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| The Ansar Dine hold my friend prisoner. | Ansar Dine arkadaşımı esir aldı. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| She is in trouble. | Onun başı dertte. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I have a friend, | Bir arkadaşım var, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| he is a gentleman in the Malian army. | Mali Ordusundan bir beyefendi. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I got my hands on a document, a transfer from SOC to Al Qaeda. | SOC tarafından El Kaide'ye para gönderildiğine dair bir belge elime geçti. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Joe. I need to light a fire. | Joe. Ateş için bir kıvılcım yeter. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| They killed your father. Any one of us could be next. 1 | Babanı öldürdüler. Herhangi birimizde olabilirdik. 1 | American Odyssey-1 | 2015 | |
| If you think something happened with your dad, | Eğer babana ne olduğuna dair bir şeyler düşünüyorsan, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I could help. | yardım edebilirim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Omar, I know this man. He's dangerous. | Omar, Bu adamı tanıyorum. Tehlikeli biri. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| We're not safe. None of us are. | Güvende değiliz. Kimse güvende değil. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Colonel Glen. | Albay Glen. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Colonel? It's Odelle. | Albay mı? Ben Odelle. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| 01x05 Beet Feet | 01x05 Beet Feet | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Sync and corrected by ~LittleDuck~ www.addic7ed.com | çeviri patasana01 "İyi seyirler" | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Colonel Glen. Colonel? It's Odelle. | Albay Glen. Albay mı? Ben Odelle. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Odelle. | Odelle. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| But your entire unit was... was... | Ama senin birliğin tümden... yok edilmişti... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Yes, they were. | Evet, öyle oldu. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| All of them. But you had... | Onların tümü. Ama sen... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Yeah, I'm... I'm... I'm a little banged up, | Evet, biraz sarsılmış durumdayım... ben... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| but I'm... I'm fine. | ama ben... İyiyim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Listen, Colonel, you need to understand. | Dinleyin, Albay, anlamalısınız. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| The people that attacked us, they were not insurgents. | Bize saldıranlar, isyancılar değildi. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| They were Osela. | Onlar Osela'ydı. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| The same people that were sent for SSE | Biz Abdul Abbas öldürdükten sonra... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| after we killed Abdul Abbas. | SSE için gönderilenler aynı insanlardı. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Colonel? | Albay? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I hear you, Sergeant, I'm just... | Dinliyorum, Çavuş, ben... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You're certain they were Osela? | Onların Osela olduğuna emin misin? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Yes, I'm positive, sir. | Evet, eminim, efendim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I can fill in the details at the debrief. | Detaylarını toplantıda anlatabilirim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Sir, my... my family. | Efendim, ben... ailem. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Yes, yes, we need to get you home immediately. | Evet, Evet, hemen evine gitmeliyiz. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Will you let them know that I'm okay? | Onlara iyi olduğumu haber verir misiniz? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Of course. That'll be the first call I make. | Elbette. Yapacağım ilk iş bu olacak. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Thank you, and tell them that I'll call them the minute | Teşekkürler, onlara söyleyin elçiliğe vardığımda... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I get to the embassy. | onları arayacağım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Embassy? | Elçilik mi? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Yes, I'm with... I'm with Colonel... | Evet, ben... Albay'layım... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| General. I'm with General... | General. General'leyim... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Diallo. General Diallo. | Diallo. General Diallo. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| He's escorting me to the American embassy here in Bamako. | O Bamako'daki Amerikan elçiliğine kadar bana eşlik edecek. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Isn't that SOP? | Bu SOP'a uygun değil mi? (=standart operayon prosedürü) | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Not in this case. | Bu durumda değil. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| We need to exercise extreme caution here, Sergeant. | Aşırı dikkatli olmalıyız burda, Çavuş. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Extreme caution. | Son derece dikkatli. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Most of our diplomatic security in the region | Bölgedeki diplomatik güvenliğimizi | American Odyssey-1 | 2015 | |
| has been outsources to private military corporations. | en özel askeri şirketlerle sağlıyoruz. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Osela? Among others. | Osela mı? Diğerlerinin arasında. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| The embassy isn't safe. | Elçilik güvenli olmaz. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You need to get... stand by one. | Sen birilerine... sığınmalısın. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You need to get to number nine Avenue Sheikh Zayed | Fariko Nehri üzerindeki 9. Caddedeki Şeyh Zayed'in... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| on the Fariko River. | numarasını almalısın. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Can you remember that? Do not repeat. | Bunu unutma tamam mı? Tekrar etme. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Just say yes if you can. Yes. | Anladıysan evet de. Evet. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| It's a classified safe house, so you'll have to extricate | Orası gizli, güvenli bir ev, yani general de dahil | American Odyssey-1 | 2015 | |
| yourself from the Malians, including that general. | kendini Mali'lilerden kurtarmalısın. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Understood. Excellent. | Anlaşıldı. Mükemmel. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Contact me when you arrive. | Ulaştığında ara. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'll send an extraction team for you ASAP. | Hemen senin için bir kurtarma ekibi göndereceğim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Odelle... | Odelle... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| you've been brave. | cesur birisin. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Extremely brave. | Son derece cesur. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Now it's my job to bring you home. | Şimdi benim görevim seni evine getirmek. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You will tell them it was me that saved you, eh? | Seni kurtaranın ben olduğumu söyle, tamam mı? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| At the embassy? Yes. Yes. | Elçileği mi? Evet. Evet. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| DAVID TENANT şüphelidir. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Who the hell is David Tenant? | David Tenant pisliği de kim? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Why don't we just broadcast it on the evening news? | Neden akşam haberlerinde yayınla mıyoruz? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You said he killed my father. | Onun babamı öldürdüğünü söyledin. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I've never even heard of him. | Adını hiç duymadım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Your father did. | Babanı öldürdü. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I was able to access his cell phone records | Öldürüldüğü gün gelen cep telefonu kayıtlarına | American Odyssey-1 | 2015 | |
| from the day he was killed. | erişim sağladım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You know what, never mind. And? And? | Biliyor musun, boşver. Ve? Ve? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Just before he died, your dad made several phone calls | O ölmeden hemen önce, normalin dışında... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| to one person outside of his typical pattern. | biriyle birkaç telefon görüşmesi yapmış. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Tenant? Yes. | Tenant'la mı? Evet. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| He's a Senior VP at GBR Industries. | O GBR Endüstrinin kıdemli başkan yardımcısı. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| All right, but what's he got to do with... | Tamam, ama onun ne ilgisi var... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Okay, I'll get to that, but first we need some ground rules. | Tamam, ona da geleceğim, ama önce bazı ilkelere ihtiyacımız var. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| No reporters, especially that Ruby woman. | Gazeteci yok, özellikle Ruby denen şu kadın. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| She... she... she could be helpful. | O... O... yararı dokunabilir. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Trust me.She isn't. | Güven bana. Onunla olmaz. | American Odyssey-1 | 2015 |