Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 3624
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Okay, no reporters. Go on. | Tamam, gazeteci yok. Devam. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Well, like I said, Tenant works for GBR, | Peki, dediğim gibi, Tenant GBR için çalışıyor, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
and GBR provides infrastructure for the military. | ve GBR ordu için altyapı sağlıyor. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
You know, laundry, recreational equipment, basketball courts. 1 | Çamaşırhane, eğlence aletleri, basketbol sahası gibi bilirsin. 1 | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
They do business in Mali. | Onlar Mali'de iş kurmuşlar. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Mali, Harrison, where those soldiers, | Mali, Harrison, Şu askerlerimizin, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
including Odelle Ballard, were killed, | Odelle Ballard dahil, İsyancılar tarafından, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
allegedly by insurgents. | öldürüldüğü iddia edilen yer. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I... I don't follow. | Ben... anlamıyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Okay, look it, you tell your father | Tamam, bak, sen babana | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
there's a conspiracy in Mali. Right. | Mali'de bir komplo olduğunu söyledin. Doğru. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
He talks to Colonel Glen | O Albay Glen'le Odelle Ballard hakkında konuşuyor, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
about Odelle Ballard, and then he talks to this guy, | ve sonrada bu adamla konuşuyor, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
who just so happens to do military business in Mali? | Onlar sadece Mali'de mi askeri iş yapıyorlar? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Wait, in Mali and how many other countries? | Bekle, Mali'de ve başka kaç ülkede? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
24. | 24. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
But that's not the point. | Ama konu bu değil. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
The... there's more. | Dahası var. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I hacked into Tenant's email. | Tenant'ın email adresini hackledim. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Bob, you can't just hack into people's emails. | Bob, insanların emaillerini hackleyemezsin. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
The guy uses AOL. | Adam AOL kullanıyor. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
What is it, like, 1991? | İnanabiliyor musun, 1991 yılında gibi? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Anyway, Randall emailed Tenant | Neysa, Randall Tenant'e email göndermiş, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
asking him questions about Ballard. | ona Ballard hakkında sorular sormuş. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Told him he wanted to set up a meet. | Buluşmak istediğini söylemiş. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Tenant agreed. | Tenant kabul etmiş. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Said there was a lot to talk about. | Onların konuşacak bir çok şeyi varmış. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Four hours later... | 4 saat sonra... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
My father's dead. | Babam öldürüldü. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Bekle, bekle. Bu bütün gece sürebilir. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
|
For you to stop acting like a lunatic | Deli gibi davranmayı bırakıp | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
and start answering my questions. | sorularıma cevap vermelisin. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Then you will let me go? | O zaman gitmeme izin verecek misin? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Why does the Ansar Dine give a crap about you? | Neden Ansar Dine seni önemsiyor? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
What do you have that they want? | Onlar senden ne istiyor? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Look, I have one of them on speed dial. | Bak, hızlı arama listemde biri var. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Want me to call him? | Onu aramamı ister misin? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
It's this that the Ansar Dine want, okay? It's this. | Ansar Dine'nin istediği bu, tamam mı? İstedikleri bu. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
That's what they want. | Yani istedikleri buydu. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Hello. Rasha, it's Amar. | Merhaba. Rasha, ben Amar. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
[I kiss you. See you later.] | [Öptüm. Sonra görüşürüz.] | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
What's on it? | İçinde ne var? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Why does the Ansar Dine want it? | Ansar Dine niçin onu istiyor? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I got a computer that works now. | Şimdi çalışan bir bilgisayarım var. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Guess we'll find out together. | Birlikte öğreneceğiz. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Protestors. | Protestocular. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Don't worry. I will get you to the embassy, eh. | Merak etme. Seni elçiliğe götüreceğim, eh. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Embassy! | Elçilik! | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
It's a simple question. | Basit bir soru. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Do you work for me, | Bana mı çalışıyorsun, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
or do you still work for the Justice Department? | yoksa Adalet Bakanlığına mı? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
SOC broke the law. | SOC kanunları çiğnedi. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I have to do what's right no matter where I work. | Doğru olanı yapmaya çalışıyorum nerede olursa olsun. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
No one's telling you not to do what's right. | Kimse sana doğru olanı yapma demiyor. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
In fact, had you spoken with me first, | Aslında, benimle daha önce konuşmuş muydun, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
you would know, not only do I agree with you, | biliyorsun, sadece seninle aynı fikirde değilim, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
but so does Alex Baker. | Alex Baker'in yaptıkları konusunda. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
He hired outside consultants to conduct a full investigation | O SOC ve Simons Wachtel'den danışmanlar tuttu... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
of both SOC and Simons Wachtel. | tam bir soruşturma yapmaları için. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Who are these outside consultants? | Kim bu danışmanlar? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Chuck Lees and Jack Levy of Morgan Jacobson. | Morgan Jacobson'dan Chuck Lees ve Jack Levy. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
You're familiar? Of course. | Tanıyor musun? Elbette. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I'd like to speak with them. | Onlarla konuşmak istiyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
That's always been my intention, Peter. | Daima niyetim buydu, Peter. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I hired you for your intelligence savvy | Ben seni istihbarat anlayışın ve | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
and your moral compass. | ahlaki pusulan için işe aldım. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
But none of that is useful to us without your trust. | Ama bunların hiçbiri güven olmadan bizim işimize yaramaz. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Now you need to repair your relationship with Alex Baker. | Şimdi Alex Baker ile olan ilişkini onarmalısın. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
He's even angrier than I am. | O benden daha çok kızgın. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Oh, and by the way... | Oh, ve bu arada... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I hear you been speaking with Sophia Tsaldari. | Sophia Tsaldari ile konuştuğunu duydum. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I have. | Öyle. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
So far she's not interested in meeting with Mr. Baker. | Şimdiye kadar Bay Baker ile toplantı hususuyla ilgilenmiyor. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I'm sure you'll persuade her. | Onu ikna edeceğine eminim. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Black Sands. | Black Sands. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
It's got something to do with oilfields in Pakistan. | Pakistan'daki petrol sahalarıyla ilgili bir şey. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
It's weird. There's no final copy. | Garip. Son sayfası burda yok. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
No article with the notes. | Notlarla ilgili makale yok. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Well, maybe he never finished it? | Belki de o hiç bitiremedi mi? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Hey, Bob, what's up? | Hey, Bob, ne var ne yok? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
So did you find anything? | Yani bir şey buldun mu? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Yeah, so my father mentions Tenant as a source | Evet, yani babam Pakistandaki petrol sahalaryla ilgili bir makalede | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
for an unfinished article about Pakistani oilfields. | Tenant'tan bir kaynak olarak söz ediyor. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
You ever hear of Black Sands? No, but an unfinished article | Hiç Black Sands'i duydun mu? Yo, ama bitmemiş bir makale... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
could be the reason Tenant killed your father. | Tenant'ın babanı öldürmesine neden olabilir. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
What's it got to do with Odelle Ballard and Colonel Glen? | Odelle Ballard ve Albay Glen'le bunun ne ilgisi var? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Uh, nothing yet. | Uh, henüz yok. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
But everything's linked, Harrison. | Ama herşey birbirine bağlı, Harrison. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Everything. Okay. I should go. | Her şey. Tamam. Gitmeliyim. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
No, wait, wait, wait, wait, wait. | Ye, bekle, bekle, bekle, bekle. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
I called to tell that you right now as we speak, | Şunu söylemek için aradım, bizim konuştuğumuz şu sırada, | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Tenant is having lunch at a place called the Edison Club. | Tenant Edison Club'te yemek yiyiyor. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
If you leave now, I can meet you there. | Eğer şimdi gidersen, orada bulabilirsin. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
And do what? Pull up a chair? | Ne diyorsun? Sandalye mi çekiyorsun? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
He was the last person to speak to your father | O babanla konuşan son kişiydi... | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
before he was killed. | öldürülmeden önce. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
He's hiding something. I can feel it. | Bir şeyler saklıyor. Bunu hissedebiliyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
So 20 minutes? Okay. | 20 dakika mı? Tamam. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
So maybe you should go talk to this guy with him. | Belki de bu adamla konuşmalısın. | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |
Wait, hello? | Bekle, merhaba? | American Odyssey-1 | 2015 | ![]() |