Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 3883
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Of course not. Min tee, get up! | Ne ölmesi ya. Min tee, ayağa kalk! Bir şeyin yok değil mi? | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
I never harmed anyone! | Daha önce kimseye zarar vermemiştim! Ama neden böyle oldu! | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
You killed Ji na. You ruined everything! | Ji na'yı öldürdün. Her şeyi mahvettin! | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
Sir, let's be civilized. | Daha nazik olmaya ne dersin? | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
Let's use our words, okay? | Konuşarak halledelim, olur mu? | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
Don't worry about him. | Onu kafana takma. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
He trained in Judo for three years. | Üç yıl judo eğitimi aldı. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
You know, they give you credit when entering | Bilirsin, eğer kuşak sahibiysen... | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
the police academy if you hold a black belt or... | ...polis akademisine girerken ekstra kredi verirler. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
I'm hit! I'm hit! | Vuruldum! Vuruldum! | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
Oh man, that hurt. | Acıdı ulan! | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
Where are my CDs and hard drives? | CD’lerim ve sürücülerim nerede? | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
They're in the car trunk... | Hepsi aracın bagajında. Ya anahtarlar? | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
In my pocket, but... | Cebimde ama... | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
I can't move my hands... | Ellerimi oynatamıyorum... | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
This is your knife, you bastard! | Bu senin bıçağındı şerefsiz herif! | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
Eun young! Call an ambulance. | Eun young! Ambulans çağır. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
Don't you want your tip? | Bahşiş istemiyor musun? | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
Hey! High school grad! | Bana baksana! Lise mezunu herif! | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
Why are you here? | Burada ne arıyorsun? | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
Why are you naked? | Neden çıplaksın? | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
Did Ji na really like that professor? | Ji na cidden o profesörü seviyor muydu? | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
How would I know that? | Ben nereden bileyim? | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
Crazy fucker! | Şerefsiz herif! | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
Here, we're here! | İşte geldi! Göremiyorum ama. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
You're professor KIM's wife, right? Thank god. | Profesör Kim'in eşisiniz değil mi? Tanrıya şükürler olsun. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
How do you know my husband? | Kocamı nereden tanıyorsunuz? | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
He's a client of my company. | Şirketimin bir müşterisidir. Burada ne oldu? | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
You see that naked guy? He's the real killer. | Şuradaki çıplak herifi görüyor musunuz? Asıl katil o. Ben yakaladım. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
Why don't you explain? You look the most sane here. | Neden siz açıklamıyorsunuz? Burada aklı başında olan bir siz varsınız. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
Mrs. KIM, please... Call me an ambulance. | Bayan Kim lütfen benim için bir ambulans çağırın. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
I think I've lost too much blood. | Sanırım çok kan kaybettim. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
What did you say? I couldn't hear you. | Ne dediniz? Sizi duyamadım. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
Bring him here... | Buraya çağırın. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
Bring the DA to me. | Bölge savcısını bana getirin. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
I received many calls, but I've really been busy. | Çok arama aldım ama meşguliyetim vardı. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
DA Lim... | Savcı Lim... Buyurun. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
I'll admit to all charges. | Tüm suçlamaları kabul ediyorum. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
Sir, but... | Efendim ama... | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
Ji na, I'm sorry... | Ji na, çok üzgünüm. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
I think I killed you, Ji na. | Sanırım Ji na'yı ben öldürdüm. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
You can't do this... | Bunu yapamazsınız. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
Where are you, Ji na? | Neredesin, Ji na? | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
Professor! Hey! | Profesör Bey! Size diyorum! | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
The investigation is still going on. | Soruşturma hala devam ediyor. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
We've found more prints and hair from the scene. | Olay yerinde çok sayıda parmak izi ve saç bulduk. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
No. I did it. | Hayır. Ben yaptım. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
I will ask yes or no questions. | Cevabı evet veya hayır olan sorular yönelteceğim. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
Defendant, did you kill your girlfriend KIM Ji na | Zanlı, kız arkadaşın Kim Ji na'yı... | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
on June 20, 2012? | ...20 Haziran 2012 tarihinde mi öldürdün? | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
I think so... | Sanırım... | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
You can't answer like that. | Bu şekilde cevap verirseniz kabul edemem. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
Yes, I did it. | Evet, öldürdüm. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
I killed her! | Katili benim! | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
So no one has really done anything wrong. | Demek kimse yanlış bir şey yapmadı. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
You tapped in to her life, but didn't hurt her. | Sen hayatını kayıt altına aldın ama ona bir zararın dokunmadı. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
You killed her out of love, | Sen de aşkından onu öldürdün. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
You charge ridiculous interest but tried to catch the real killer. | Sen yüksek faiz istedin ama gerçek katili yakalamaya çalıştın. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
Why don't you make up and call it even? | Neden uzlaşıp... | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
What about the professor? | Peki profesöre ne olacak? | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
He can go to jail for his sins. | Günahları için hapse girebilir. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
But he hasn't done anything wrong? | Ama kötü bir şey yapmadı ki. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
Are you two on the outs? | Siz ikiniz aklınızı mı kaçırdınız? | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
Think about your children. | Çocuklarınızı düşünsenize. Şimdiye serpilip delikanlı olmuşlardır. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
I don't have any children. | Çocuğum yok. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
I'm sorry, I didn't know... | Üzgünüm, bilmiyordum. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
Phone tapper, what do you think? Do you want to reconcile with them? | Telefon sapığı, ne düşünüyorsun? Onlarla uzlaşmak ister misin? | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
He killed Ji na, He tormented her with money. | Biri Ji na'yı öldürdü, diğeri de parasıyla ona acı çektirdi. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
They don't know what they've done wrong. | Yaptıkları yanlışlardan haberleri yok. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
Shut up, you pig. You killed my man. | Kes sesini domuz. Adamımı öldürdün. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
He was like a son to me. You don't even deserve a hanging. | Oğlum gibiydi. İdamı bile hak etmiyorsun. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
Mrs. KIM, please. Call me an ambulance. | Bayan Kim, yalvarırım bana bir ambulans çağırın. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
What about you? Want to reconcile? | Peki ya sen? Uzlaşmak ister misin? | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
I'm going to die anyway, so I don't care. | Zaten öleceğim için umurumda değil. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
But the sinners must be punished. | Fakat günahkarlar cezalarını çekmeli. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
What makes you so innocent? | Sen çok mu masumsun? | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
You ruined her! | Onu sen mahvettin! | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
You psycho! You killed her. Bastard, you killed my niece... | Ulan psikopat, onu sen öldürdün. Yeğenimi geberttin şerefsiz. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
You sold her voice tapes! | Ses kasetlerini sattın. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
Thanks to you tapping in to her life! | Her anını kaydettiğin için olabilir mi! | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
I lost my 50 grand. | 50 bin kaybettim be. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
Mrs. KIM, they're crazy. | Bayan Kim, kafayı yemiş bunlar. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
Wait a second! | Bir saniye bekleyin! | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
You have a short temper. | Çok çabuk sinirleniyorsunuz. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
I will reconcile with them. | Hepsiyle uzlaşacağım. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
I'm sorry... | Üzgünüm. Kardeşim gibi olursunuz. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
I will give up on my money. | Tüm param sizin olsun. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
As an older person, I should have held back. | Abileri olarak geri çekilmeliydim. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
I'm sorry. Let's be brothers, forever! | Özür dilerim. Ölene dek kardeşim olun. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
I want my CDs and hard drives. | CD’lerimi ve sürücülerimi istiyorum. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
I will give them back. No problem. | Al senin olsun. Sıkıntı değil. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
Mr. HAN, I'm sorry. | Bay Han, affet beni. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
But you need to think about your girl back in the motel. | Moteldeki kız arkadaşını düşünmen gerek. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
Shut up! You know nothing! | Kes sesini! Bir bildiğin yok! | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
Okay, okay. | Tamam tamam. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
Mr. HAN, make up with Jung hoon. | Bay Han, Jung hoon ile uzlaş. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
We need to save a life, right? | Birini kurtarmamız lazım, öyle değil mi? | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
I'm sorry about cursing at you... | Sana küfür ettiğim için üzgünüm. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
Jung hoon, come on. It's your turn now. | Jung hoon, hadi. Şimdi sıra sende. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |
You're a government official. | Sen hükümet çalışanısın. | An Ethics Lesson-1 | 2013 | ![]() |