Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 4615
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| That's the only way I can put it. | Burda olmamın tek sebebi bu. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| It sounds crazy, but ask any prospector. | Çılgınca gelecek ama istediğin jeologa sorabilirsin. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Hey, the earth talks to me, too. | Yeryüzü benle de konuşuyor. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| 'Course, mainly it says stuff about moose. | Sürekli bir geyik hakkında birşeyler söylüyor. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| This is real | Bu gerçek... | Arctic Air-1 | 2012 | |
| that's why I came to you | ...bu yüzden sana geldim. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| so we can do this together, partners. | Bunu beraber yapabiliriz, ortak olabiliriz. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Jim, my company does venture capital. | Jim, benim şirketim sermaye girişimi yapıyor. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| All I can do is bring money to the table. | Ben sadece parayı masaya koymalarını sağlayabilirim. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| That's what I need. | Bana da bu lazım. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| I'm into this for a 100k already. | Bu işle bu 100 bin için ilgileniyorum. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Every cent I don't even have. | Tek bir kuruşum bile yok. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Well, Dearman is the key. | Anahtar Dearman. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| He's the one who does mining exploration. | Maden arayıcı o. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| I'm not so sure he's keen on this. | Bu için için o kadar istekli olduğunu sanmıyorum. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Well, he's just being a little cautious. | O sadece biraz temkinli. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| And I'm not so sure I'm keen on him. | Bende onun için pek istekli değilim. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| What I'm saying... | Diyorum ki... | Arctic Air-1 | 2012 | |
| If we do this deal with Dearman, | Dearman ile bu anlaşmayı yaparsak, | Arctic Air-1 | 2012 | |
| we're looking out for each other, right? | birbirimize kollayacağız değil mi? | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Jim, it's business. | Jim, bu bir iş. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| It's not a question of friendship. | Arkadaşlığımız ile alakası yok. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Do you have my back? | Arkamda mısın? | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Yes. I do. | Evet. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| That's what I needed to hear. | İşte bunu duymaya ihtiyacım var. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Ronnie Dearman is a reptile. | Ronnie Dearman tam bir dalkavuk. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| But, of course, you know that, right? | Tabi bunu biliyorsundur değil mi? | Arctic Air-1 | 2012 | |
| No. I don't know that. | Hayır, bilmiyorum. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| tells his kids "nothing matters more than family." | tells his kids "nothing matters more than family. " | Arctic Air-1 | 2012 | |
| All that in one trip? | Bunların hepsi uçuşta söyledikleri yüzünden mi? | Arctic Air-1 | 2012 | |
| From the first five seconds. | Sadece ilk 5 saniyesi söyledikleri yüzünden. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| The rest of the trip was just... Icing on the snake. | Gerisinde sadece... Bir yılan gibiydi. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| He runs the most dynamic mid level exploration company | O Calgary'deki orta düzeyli bir arama şirketinin... | Arctic Air-1 | 2012 | |
| in Calgary, | ...en iyi çalışanı ve... | Arctic Air-1 | 2012 | |
| and he's expanding his operations in the North, | ...Kuzey'deki operasyonlarını genişletiyor, | Arctic Air-1 | 2012 | |
| which could, by the way, | ...bu da Arctic Havayollları için... | Arctic Air-1 | 2012 | |
| mean new business for Arctic Air. | ...yeni işler anlamına gelebilir. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| You said you wanted to talk me | Benimle bir konu hakkında konuşmak... | Arctic Air-1 | 2012 | |
| about something. | ...istediğini söylemiştin. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Did I? | Öyle mi? | Arctic Air-1 | 2012 | |
| This morning, when you came to my room? | Bu sabah, odama geldiğinde? | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Oh, yeah. Uh... | Ah, evet... | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Actually, I was just following the trail of women's underwear. | Aslında sadece, kadın iç çamaşırı izlerini takip ediyordum. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| That's just where it led. | Bu yüzden odana geldim. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| I could do your back for you. | İstersen sırtına masaj yapabilirim. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Are you kidding? | Şaka mı bu? | Arctic Air-1 | 2012 | |
| So not gonna happen. | Olmaz. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Not tonight, not ever. | Asla. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Think... back. | Düşün...masaj. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| High School. | Lisedeki gibi. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| The one girl who wouldn't go to bed with you, | Hangi kız seninle yatağa gitmek istemezdi ki, | Arctic Air-1 | 2012 | |
| no matter how hard you tried? | ne kadar uğraştığın önemli değil? | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Except the once. | Biri hariç. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| That never happened. | Bu asla olmadı. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| After dry grad? | Mezuniyetten sonra? | Arctic Air-1 | 2012 | |
| I had been drinking, and it was totally stupid. | Sarhoştum ve tamamen aptalcaydı. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| And only a dickhead would remember. | Sadece beyinsiz biri bunu hatırlayabilir. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| We're screwing it up. | Mahvettik. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| All of us... this! | Hepimiz... bu! | Arctic Air-1 | 2012 | |
| I always thought that we were too far away. | Her zaman çok uzakta olduğumu düşündüm. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| You know? Too big. | Çok çok uzakta. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Whatever was happening everywhere else, | Nerede ne olursa olsun, | Arctic Air-1 | 2012 | |
| up here would be okay. | burada her şey güzel olurdu. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| The baby's in there backwards, right, | Bebek içeride ters duruyor ve... | Arctic Air-1 | 2012 | |
| and they're worried it's too big for her, too. | ...onun için çok büyük olduğundan endişeleniyorlar. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| They've got av gas in Wrigley. | Wrigleydekilerin elinde Av gazı varmış. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| You could take a detour on your way home. | Evin yolundan biraz saparak gidip alabilirsin. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| What's our weather forecast? | Hava tahminimiz nedir? | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Ah, should be a little window, | Küçük bir fırtına var ama... | Arctic Air-1 | 2012 | |
| but there's another front on the way. | oraya başka cepheden giden bir yol daha var. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| We'd better get wheels up while we have a chance. | Şansımız varken yola çıksak iyi olur. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Generator's unloaded. | Jeneratör yüklendi. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Clear the ice off the wings. | Kanatlardaki buzu temizleyin. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| We leave in 20 minutes. | 20 dakikaya gidiyoruz. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Yeah, but the wind's picking up again. | Evet, ama rüzgar yeniden çıkmak üzere. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Girl... Needs a hospital, | Kızın... Hastaneye ihtiyacı var ve... | Arctic Air-1 | 2012 | |
| and that's what a man does. | bu adam hiç bir şey yapamaz. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Makes a commitment! | Ancak teselli eder! | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Stands by it. Does his job. | Uyutur. İşini yapar. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Hailey isn't pregnant. | Hailey hamile değil. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Take the damn point! | Ana fikri anla! | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Come on! Let's go, go, go! | Hadi! Gidelim... | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Before the weather closes in. | Yağmur yağmadan üstünüzü örtün. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| We're still on the ground. | Hala yerdeyiz. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| They decided they wanted | Arazi üzerine geri gitmek... | Arctic Air-1 | 2012 | |
| to hike back up to the site. | ...istediklerine karar verdiler. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| No worries. You got an E.T.A.? | Endişelenme. Tahmini varış zamanın var mı? | Arctic Air-1 | 2012 | |
| What's the weather doing? | Hava durumu ne diyor? | Arctic Air-1 | 2012 | |
| You should have clear sailing. | Temiz bir uçuş yapabilirsin. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Problems are all further North. | Uzak Kuzey'de problem var gibi. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| I'm a little concerned about your dad. | Ben baban hakkında biraz endişeliyim. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| He's flying down from Deline this morning. | Bu sabah Deline'ye uçtu. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| They're right in the worst of it. | Fırtınaya doğru ilerliyorlar. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| My dad flew to Deline? | Babam, Delineyemi uçtu? | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Snow and lightning in the same day? | Kar ve yıldırım aynı gün mü? | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Welcome to the North. | Kuzey'e hoşgeldin. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| I think the baby's coming! | Bence bebek geliyor! | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Tell her she's got to hold on. | Kıza söyle biraz beklesin. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Maybe you should tell her. | Belki sen ona söylemelisin. | Arctic Air-1 | 2012 | |
| Deline, this is Arctic Air Flight 7 1 4. | Deline, burası Arctic Havayolları, uçuş 7 1 4. | Arctic Air-1 | 2012 |