Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 468
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Straightaway? No love or anything? | Hemen mi? Aşık olmadan falan? | 3-1 | 2012 | |
| l loved herfor 5 years And now we want to get married | Onunla 5 yıldır çıkıyoruz. Şimdi de evlenmek istiyoruz işte. | 3-1 | 2012 | |
| l didn't know this | Bunu bilmiyordum. | 3-1 | 2012 | |
| That girl's parents? They didn't agree...please talk to them | O kızın ailesi? Kabul etmiyorlar. Lütfen onlarla konuş. | 3-1 | 2012 | |
| We can't do all that, son | Bunu yapamayız, oğlum. | 3-1 | 2012 | |
| lf they don't agree, l can't force them | Eğer kabul etmiyorlarsa, onları zorlayamam. | 3-1 | 2012 | |
| Dad, l'm in love with this girl | Baba, biz birbirimizi seviyoruz. | 3-1 | 2012 | |
| Do you understand what l'm saying? | Ne söylediğimi anlıyor musun? | 3-1 | 2012 | |
| l need to marry her | Onunla evlenmem gerek. | 3-1 | 2012 | |
| lf you need to marry her that badly, do it | Onunla bu kadar evlenmek istiyorsun madem, yap o zaman. | 3-1 | 2012 | |
| lt's your wish But you can't stay here after that | Bu senin tercihin. Ancak bunu yaparsan burada kalamazsın. | 3-1 | 2012 | |
| You have to get out But... | O zaman bu evden gidersin. Ama... | 3-1 | 2012 | |
| Okay, l'll go You keep what you earned | Tamam, gideceğim. Benim için ayırdığın bütün paralar senin olsun. | 3-1 | 2012 | |
| But give me all of grandpa's inheritance! | Ancak büyük babamın benim için biriktiği parayı lütfen ver bana. | 3-1 | 2012 | |
| How can you talk like that, da?! | Bunu nasıl söyleyebilirsin? | 3-1 | 2012 | |
| This is real life Not reel life! | Bu gerçek hayat, baba. Bir film değil. | 3-1 | 2012 | |
| What's the point in struggling all our lives | 5 kuruşsuz gidersem nasıl yaşarız? | 3-1 | 2012 | |
| What will Janani and l do? | Janani ve ben ne yaparız o zaman? | 3-1 | 2012 | |
| l want to be happy with her, dad | Onunla mutlu olmak istiyorum, baba. | 3-1 | 2012 | |
| All ways...always! | Sonsuza dek, sonsuza dek! | 3-1 | 2012 | |
| Who is this girl? | Kim bu kız? | 3-1 | 2012 | |
| She's this girl... | O bir kız... | 3-1 | 2012 | |
| l know she's a girl l don't doubt that! | Onun bir kız olduğunu biliyorum! Buna şüphem yok! | 3-1 | 2012 | |
| What's her name? Janani, dad | Adı ne? Janani, baba. | 3-1 | 2012 | |
| She's a very nice girl, dad She'll be good for our house | O çok iyi bir kız, baba. Tam bize uygun bir kız. | 3-1 | 2012 | |
| She cooks very well also | Çok iyi de yemek yapıyor. | 3-1 | 2012 | |
| Listen, if her parents agree, l am fine with it | Bak, onun ailesi kabul ederse, ben de ederim. | 3-1 | 2012 | |
| l'll come for the wedding But if they don't, it's up to you | Ancak kabul etmezlerse, bu size kalmış bir şey. | 3-1 | 2012 | |
| l'll get you both a flat but l won't come to the wedding | Sizin için bir daire hazırlarım, ancak düğününüze asla gelmem. | 3-1 | 2012 | |
| lt's okay! You can see her in the album!! | Bir sakıncası yok. Düğün fotoğraflarımıza bakarsın. | 3-1 | 2012 | |
| l'm sorry, dad... l didn't know what to do | Özür dilerim, baba. Ne yapacağımı bilmiyordum. | 3-1 | 2012 | |
| Aren't you ashamed, Janani? | Hiç utanmıyor musun, Janani? | 3-1 | 2012 | |
| For 15 years your mom waited outside the U.S embassy | Annen 15 yıl boyunca konsolosluğun kapılarında bekledi. | 3-1 | 2012 | |
| And for whom? For herself?. | Kimin için? Kendisi için mi? | 3-1 | 2012 | |
| You buried all 3 of our lives and found 1 for yourself | Üçümüzün hayatını bir başkası için hiçe saydın. | 3-1 | 2012 | |
| l'll stay inside, Janani | Ne diyeyim ben, Janani. | 3-1 | 2012 | |
| Sorry, dad! l'm sorry, dad! | Özür dilerim baba, özür dilerim. | 3-1 | 2012 | |
| l didn't know what to do What l did was wrong! | Ne yapacağımı bilmiyordum. Yaptığım şey yanlıştı. | 3-1 | 2012 | |
| l'll just die, dad l'll die! | Ben ölmeyi hak ediyorum, baba. Ölmeyi hak ediyorum. | 3-1 | 2012 | |
| l want Ram, dad | Ram’ı istiyorum baba. | 3-1 | 2012 | |
| Leave it, dad! Let it go! | Baba, bırak gitsin. Bırak gitsin. | 3-1 | 2012 | |
| l don't like America... Life's good only here | Ben Amerika'ya gitmek istemiyorum... Hayat sadece burada güzel. | 3-1 | 2012 | |
| Sumi! | Sumi! | 3-1 | 2012 | |
| You get married to that Ram We won't stop it | Onunla evlenebilirsin. Seni durdurmayacağız. | 3-1 | 2012 | |
| But l'm not able to forgive you l don't know how to | Ancak seni affedemem. Bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum. | 3-1 | 2012 | |
| Go...go stay there | Git, orada kal. | 3-1 | 2012 | |
| We won't come there And you don't come here | Oraya gelmeyeceğiz. Sen de buraya gelmeyeceksin. | 3-1 | 2012 | |
| You can leave whenever you want | İstediğin zaman gidebilirsin. | 3-1 | 2012 | |
| A wife walks into your life you got to toe the line! | ~Evlendiğinde, uslu olmalısın.~ | 3-1 | 2012 | |
| Even if you see a glam doll you must show no design | ~Güzel bile olsa, başka hiçbir kıza bakmamalısın.~ | 3-1 | 2012 | |
| When friends land up at home play the host, that's enough | ~Arkadaşların evine geldiğinde, misafirlermiş gibi davranmalısın.~ | 3-1 | 2012 | |
| Even if you are not wrong zip your lips, though it's tough! | ~Hatanın sende olmamasına rağmen, susmak zorunda kalacaksın.~ | 3-1 | 2012 | |
| Come on, girls | ~Hadi, kızlar.~ | 3-1 | 2012 | |
| 1+1 2 Love so true | ~1 ile 1 bir araya geldiğinde, 2 eder. Gerçek aşk budur.~ | 3-1 | 2012 | |
| Before...a buddy now going steady! | ~Onun artık bir kız arkadaşı var.~ | 3-1 | 2012 | |
| Girl + boy couple | ~Bir kız ile bir erkek bir araya geldiğinde, bir çift olurlar.~ | 3-1 | 2012 | |
| Titanic that created a ripple | ~Sonra Titanik’e dalgalanırlar.~ | 3-1 | 2012 | |
| My precious impulse My life's only pulse | ~Janani, aşkım... Sen benim hayatımsın.~ | 3-1 | 2012 | |
| Without being a drag waltz through life zig zag! | ~Beni uğraştırmadan, gel ve dans et.~ | 3-1 | 2012 | |
| Come on, girls! | ~Hadi, kızlar.~ | 3-1 | 2012 | |
| Come on, girls!! | ~Hadi, kızlar.~ | 3-1 | 2012 | |
| Okay? lt's crooked, sir | Oldu mu? Biraz yamuk efendim. | 3-1 | 2012 | |
| That's my dad | Babam. | 3-1 | 2012 | |
| ls it okay? lt's too big, sir | Şimdi oldu mu? Biraz büyük, efendim. | 3-1 | 2012 | |
| Get lost! | Yürü git! | 3-1 | 2012 | |
| Are you Janani? l heard you cook well?! | Sen Janani mısın? İyi yemek yaptığını duydum! | 3-1 | 2012 | |
| Do you cook better than me? | Benden daha mı iyi yapıyorsun? | 3-1 | 2012 | |
| We'll see! | Göreceğiz! | 3-1 | 2012 | |
| Youngsters these days like posh apartments like this | Gençler bu günlerde böyle daireleri seviyorlar. | 3-1 | 2012 | |
| Sir, l really love Janani | Efendim, Janani’yi gerçekten seviyorum. | 3-1 | 2012 | |
| She's not eating or sleeping properly | Ne yemek yiyor, ne de doğru düzgün uyuyor. | 3-1 | 2012 | |
| l can't stand it, sir | Buna dayanamıyorum, efendim. | 3-1 | 2012 | |
| l respect your age and wisdom | Size saygım sonsuz. | 3-1 | 2012 | |
| lf you could just forgive us and come and see her once... | Eğer bizi affedip, onu bir kere görmeye gelirseniz.. | 3-1 | 2012 | |
| Please, sir Leave | Lütfen, efendim. Git buradan. | 3-1 | 2012 | |
| Sir, even when l was a child l've never fallen at anyone's feet | Efendim, ben çocukken bile kimsenin ayağına eğilmedim. | 3-1 | 2012 | |
| My father never used to allow it | Babam bunu yapmama asla izin vermedi. | 3-1 | 2012 | |
| He believes all human beings are equal | O her insanın eşit olduğuna inanır. | 3-1 | 2012 | |
| l haven't even fallen at my parents' feet | Ben bu zamana kadar anne ve babamın ayağına bile eğilmedim. | 3-1 | 2012 | |
| Please, sir, l beg you l'll fall at your feet | Lütfen, efendim. Yalvarıyorum. Ayağınıza eğiliyorum. | 3-1 | 2012 | |
| Please come and see Janani for my sake, just once | Lütfen gelip, Janani’yle görüşün. Hatrım için, lütfen bir kere. | 3-1 | 2012 | |
| l know we've hurt you | Sizi üzdüğümüzü biliyorum. | 3-1 | 2012 | |
| But l also know you want her to be happy | Ancak onun mutlu olmasını istediğinizi de biliyorum. | 3-1 | 2012 | |
| l'll keep her happierthan even you ever would, sir | Onu sizin ettiğinizden, daha mutlu edeceğim, efendim. | 3-1 | 2012 | |
| Don't get me wrong l don't know what else to say, sir | Yanlış anlamayın. Başka ne söylenir bilmiyorum, efendim. | 3-1 | 2012 | |
| Please come see Janani, sir | Lütfen, Janani’yi görmeye gelin, efendim. | 3-1 | 2012 | |
| That's all l ask Please | Tek istediğim bu. Lütfen. | 3-1 | 2012 | |
| Son... | Oğlum. | 3-1 | 2012 | |
| We'll come | Geleceğiz. | 3-1 | 2012 | |
| Thank you, da! | Teşekkür ederim. | 3-1 | 2012 | |
| You don't have to, son lt is okay | Yapmana gerek yok, oğlum. Bırak. | 3-1 | 2012 | |
| We'll see you later Yes, please do | Sonra yine geliriz. Lütfen gelin. | 3-1 | 2012 | |
| Okay, dad | Tamam, baba. | 3-1 | 2012 | |
| Hey Sumi, come home often | Hey Sumi, sık sık gel buraya. | 3-1 | 2012 | |
| Leave some for me too Oh yea... | Benim için de biraz bırak. Oh evet... | 3-1 | 2012 | |
| Why aren't you wearing sari orjewelry or anything? | Neden sari giyip, takı falan takmıyorsun? | 3-1 | 2012 | |
| l can't do all that | Giyemem. | 3-1 | 2012 | |
| Are you wearing traditional clothes? | Sen geleneksel kıyafetlerden giyiyor musun sanki? | 3-1 | 2012 | |
| We made it! | Sonunda yaptık! | 3-1 | 2012 | |
| lt's our house! Our bedroom! | Bu bizim evimiz! Bizim yatak odamız! | 3-1 | 2012 |