Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 4834
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| finally... | ...sonunda... | Arrow-1 | 2012 | |
| that something might be over. | ..o şey bitmiş olabilir. | Arrow-1 | 2012 | |
| That...you know me better than anyone. | Beni herkesten daha iyi tanıdığını. Bir araba bulmamız lazım. | Arrow-1 | 2012 | |
| And that you... | Ve senin... | Arrow-1 | 2012 | |
| are more important to me than anyone. | ...benim için herkesten daha önemli olduğunu. | Arrow-1 | 2012 | |
| I just hope I didn't wait too long to say it. | Umarım bunu söylemek için çok beklememişimdir. | Arrow-1 | 2012 | |
| You didn't. | Çok beklemedin. Tam zamanında söyledin. | Arrow-1 | 2012 | |
| What is it? | Ne oldu? Felicity, Markov cihazını buldu. | Arrow-1 | 2012 | |
| Merlyn's keeping it at a warehouse | Merlyn onu Glades'te şirketine ait bir depoda tutuyor. | Arrow-1 | 2012 | |
| Good. Coordinate an attack. | Güzel. Bir saldırı planla. Sen cihazı al, ben Merlyn' alırım. | Arrow-1 | 2012 | |
| Got a location? | Yerini buldun mu? Evet. Felicity'nin casusuna göre... | Arrow-1 | 2012 | |
| Merlyn's logged on to his computer from his office. | ...Merlyn bilgisayarına ofisinden bağlanmış. | Arrow-1 | 2012 | |
| The uniform suits you, Yao Fei. | Bu üniforma sana yakışmış Yao Fei. | Arrow-1 | 2012 | |
| Any time you're ready. | Hazır olduğunda. | Arrow-1 | 2012 | |
| To the people of China and citizens of the world, | Çin halkı ve dünya vatandaşlarına... | Arrow-1 | 2012 | |
| I make this statement voluntarily, | ...bu açıklamayı gönüllü olarak yapıyorum... | Arrow-1 | 2012 | |
| taking responsibility for the shooting | ...Çin Halk Cumhuriyetinin bana davranışını... | Arrow-1 | 2012 | |
| of Ferris Air flight 637 | ...bana ihanet ederek Lian Yu adasında terk etmesini... | Arrow-1 | 2012 | |
| to protest the People's Republic of China's treatment of me; | ...protesto etmek amacıyla Ferris 637 sefer sayılı uçağı... | Arrow-1 | 2012 | |
| for betraying and abandoning me | ...vurmanın sorumluluğunu üstleniyorum. | Arrow-1 | 2012 | |
| Consider this my righteous delivery of powerful vengeance. | Bunu benim güçlü intikamımın haklı olarak alınması olarak kabul edin. | Arrow-1 | 2012 | |
| No! Ba! | Hayır! Baba! | Arrow-1 | 2012 | |
| Ba! Sir. | Baba! Efendim. | Arrow-1 | 2012 | |
| Plane is within range. | Uçak menzile girdi. | Arrow-1 | 2012 | |
| Very well. | Çok iyi. İrtibatta kalacağım. | Arrow-1 | 2012 | |
| Can I help you? | Yardımcı olabilir miyim? Hayır. | Arrow-1 | 2012 | |
| Maybe I'm finally ready to admit that I still have | Belki nihayet sana karşı hâlâ hislerim olduğunu kabul etmeye hazırımdır. | Arrow-1 | 2012 | |
| No! Malcolm is planning to level the Glades! | Hayır! Malcolm Glades'i dümdüz etmeyi planlıyor! | Arrow-1 | 2012 | |
| My father, he told me that he failed the city, | Babam bana şehri hayal kırıklığına uğrattığını söylemişti... | Arrow-1 | 2012 | |
| but I never knew what he meant until now. | ...ama şu ana kadar ne demek istediğini anlamamıştım. | Arrow-1 | 2012 | |
| Merlyn's plan is what I returned from the island to stop. | Merlyn'in planı benim adadan durdurmak için döndüğüm şey. | Arrow-1 | 2012 | |
| Make it better. | Daha iyi bir hale getir. 1 | Arrow-1 | 2012 | |
| Right my wrongs. | Hatalarımı düzelt. | Arrow-1 | 2012 | |
| Dad?! | Baba? | Arrow-1 | 2012 | |
| I hope I didn't hurt you. | Umarım canını yakmamışımdır. | Arrow-1 | 2012 | |
| At least I can properly thank you now for saving my life. | En azından şimdi hayatımı kurtardığın için sana doğru düzgün teşekkür edebilirim. | Arrow-1 | 2012 | |
| If I only knew | Keşke... | Arrow-1 | 2012 | |
| how you were spending your nights... | ...gecelerini nasıl geçirdiğini bilebilseydim. | Arrow-1 | 2012 | |
| My hope is that I can explain everything to you | Anlamana yardımcı olmak için sana her şeyi... | Arrow-1 | 2012 | |
| to help you understand. | ...açıklayabileceğimi umuyorum. | Arrow-1 | 2012 | |
| You murdered my father! | Sen babamı öldürdün! | Arrow-1 | 2012 | |
| You sentenced me to that island, | Beni o adada cehennem gibi... | Arrow-1 | 2012 | |
| to five years of hell. | ...bir beş yıla mahkûm ettin. | Arrow-1 | 2012 | |
| I am truly sorry for what happened to you. | Başına gelenlere yürekten üzülüyorum. | Arrow-1 | 2012 | |
| You know I have lost people. | Biliyorsun ben de yakınlarımı kaybettim. | Arrow-1 | 2012 | |
| Yeah, your wife. | Evet, karın. | Arrow-1 | 2012 | |
| Do you really think | Glades'i yıkarak... | Arrow-1 | 2012 | |
| that you're honoring Tommy's mother | ...Tommy'nin annesinin anısını onurlandıracağına... | Arrow-1 | 2012 | |
| by destroying the Glades? | ...gerçekten inanıyor musun? | Arrow-1 | 2012 | |
| As surely as you believe | Aynen senin bu başlıkla babanın anısını onurlandırdığına inandığın gibi. | Arrow-1 | 2012 | |
| Not a day goes by | Babanı özlemeden geçirdiğim bir gün bile olmadı. | Arrow-1 | 2012 | |
| You'll see him soon. | Yakında onu göreceksin. | Arrow-1 | 2012 | |
| You can't beat me, Oliver. | Beni yenemezsin Oliver. | Arrow-1 | 2012 | |
| Yes, you're younger. | Evet, benden daha gençsin. Daha hızlısın... | Arrow-1 | 2012 | |
| but you always seem to come up short against me. | ...ancak nedense karşımda hep eksik kaldın. | Arrow-1 | 2012 | |
| Want to know why? | Nedenini bilmek ister misin? | Arrow-1 | 2012 | |
| Because you don't know, | Çünkü yüreğinde... | Arrow-1 | 2012 | |
| in your heart, what you're fighting for. | ...ne için savaş verdiğini bilmiyorsun. | Arrow-1 | 2012 | |
| What you're willing to sacrifice, and I do. | Neleri feda etmeye hazır olduğunu ama ben biliyorum. | Arrow-1 | 2012 | |
| No one can stop what's about to come. | Olmak üzere olanı kimse durduramaz. | Arrow-1 | 2012 | |
| Not even the Vigilante. | Hatta Kanunsuz bile. | Arrow-1 | 2012 | |
| The plane's holding steady at 33,000 feet. | Uçak 33,000 feette sabit hızla seyrediyor. | Arrow-1 | 2012 | |
| That's the range for missile intercept, sir. | Füze müdahalesi için menzil bu efendim. | Arrow-1 | 2012 | |
| Lock missile one on target. | Füze 1'i hedefe kilitle. | Arrow-1 | 2012 | |
| Missile one locked on the jet's heat trail. | Füze 1 jetin ısı izine kilitlendi. | Arrow-1 | 2012 | |
| Prepare to launch on my mark. | İşaretimle fırlatmaya hazırlanın. | Arrow-1 | 2012 | |
| Fire! Fire the missile now! | Fırlat! Füzeyi şimdi fırlat! | Arrow-1 | 2012 | |
| I take back every joke | Botuna bir izleme cihazı tıkıştırdığın... | Arrow-1 | 2012 | |
| I made about you sticking a tracking device in your boot. | ...konusunda yaptığım tüm şakaları geri alıyorum. | Arrow-1 | 2012 | |
| <font color=00FF00>♪ Arrow 1x23 ♪</font> <font color=00FFFF>Sacrifice</font> Original Air Date on May 15, 2013 | FEDAKARLIK | Arrow-1 | 2012 | |
| Felicity's at Queen Consolidated. | Felicity, Queen Holding'te. | Arrow-1 | 2012 | |
| She's still going through the data she pulled off Merlyn's network. | Hâlâ Merlyn'in ağından çektiği veriyi araştırıyor. | Arrow-1 | 2012 | |
| Did she find anything? | Bir şey buldu mu? Evet, deprem üretecinin... | Arrow-1 | 2012 | |
| of the earthquake generator. | ...tasarım planlarını buldu. Bu durumda onu kapatabileceğiz. | Arrow-1 | 2012 | |
| Assuming we find it in time. | Onu zamanında bulduğumuzu varsayarsak. | Arrow-1 | 2012 | |
| Yeah, Felicity, I got him. | Tamam Felicity, onu buldum. | Arrow-1 | 2012 | |
| Thank God. Is he ok? | Şükürler olsun. İyi mi? | Arrow-1 | 2012 | |
| Mostly. Ok. | Büyük ölçüde. Tamam. | Arrow-1 | 2012 | |
| I'm on my way. | Geliyorum. Bayan Smoak. | Arrow-1 | 2012 | |
| Where are you off to in such a hurry? | Böyle acele acele nereye gidiyorsunuz? | Arrow-1 | 2012 | |
| Take a seat. | Şöyle oturun. | Arrow-1 | 2012 | |
| You know, I think I'd rather stand. | Biliyor musunuz, ayakta durmayı tercih ederim sanırım. | Arrow-1 | 2012 | |
| You're not exactly a hardened criminal, are you? | Kaşarlanmış bir suçlu sayılmazsınız pek, değil mi? | Arrow-1 | 2012 | |
| No, I'm not any kind of criminal. | Hayır, herhangi türde bir suçlu değilim. | Arrow-1 | 2012 | |
| What do you call computer hacking? | Bilgisayar heklemeye ne ad veriyorsunuz? | Arrow-1 | 2012 | |
| A hobby? | Hobi? | Arrow-1 | 2012 | |
| That I do not engage in. | Eve zorla girildiğine veya birilerinin kavga ettiğine dair bir ize rastlanmadı... Yapmadığım bir hobi. | Arrow-1 | 2012 | |
| Hey, I got a whole mess | Bak, elimde hiç anlamadığım bir sürü bilgisayar zırvalığı var... | Arrow-1 | 2012 | |
| but it says otherwise. | ...ama öyle olmadığı anlaşılıyor. | Arrow-1 | 2012 | |
| I had my tech guys go through your computer | Teknisyenlere senin Queen Holding'teki bilgisayarını araştırttım. | Arrow-1 | 2012 | |
| You used it to hack into blackhawk squad security | Onu Sagittarius adında bir şirkete gönderilen... | Arrow-1 | 2012 | |
| to research arrows shipped to a company called Sagittarius | ...okları araştırmak için kara şahin ekibi güvenliğine sızmak ve bir Vertigo... | Arrow-1 | 2012 | |
| and to analyze a water sample to tie back | ...uyuşturucu laboratuarına bağlanan bir su örneğini araştırmak için kullanmışsın. | Arrow-1 | 2012 | |
| These are all cases | Bunların hepsi... | Arrow-1 | 2012 | |
| involving...The Hood. | ...Başlıklı'yı ilgilendiren vakalar. | Arrow-1 | 2012 | |
| Tell me, Felicity. | Söyle bana Felicity? | Arrow-1 | 2012 | |
| What am I thinking? | Acaba ne düşünüyorum? | Arrow-1 | 2012 | |
| Saved by the bell. | Zil sesiyle kurtarıldı. | Arrow-1 | 2012 | |
| Hello, Detective. | Merhaba Dedektif. Araman ne kadar isabetli. | Arrow-1 | 2012 | |
| I got your trusty sidekick sitting right in front of me. | Güvenilir yamağın tam önümde oturuyor. | Arrow-1 | 2012 |