Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 4928
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| What she wanting to do? | Ne yapmasını istiyor? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| She wants Him to hide her from the sight of man. | Onu insanoğlundan saklamasını istiyor. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Why does she want to get hid away, Darl? | Neden saklanmak istiyor ki Darl? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| So she can lay down her life. | Orada yatıp, kendi hayatını yaşamak istiyor. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Why does she wanna lay down her life? | Neden hayatını, orada yatarak yaşamak istiyor? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| You can hear? | Duyabiliyor musun? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| She's been calling out. | O, Ona sesleniyor. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Ever since the river, she's been calling out. | Nehirden beri, Ona sesleniyor. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| What are they doing, Dewey Dell? | Onlar ne yapıyor Dewey Dell? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| They're bringing Ma on the barn. | Anneyi ahıra taşıyorlar. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| They don't wanna leave her outdoors all night. | Onu tüm gece boyu, dışarıda bırakmak istemiyorlar. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I can smell her. Can you smell her, too? | Onun kokusunu duyabiliyorum. Sen de kokusunu duyabiliyor musun? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Hush. | Hişt. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I went looking to find where them buzzards stay at night. | Akbabaların gece nerede kaldıklarını bulmaya gidiyorum. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I saw something Dewey Dell told me not tell nobody. | Dewey Dell’in kimseye söylemememi tembihlediği, bir şeyler gördüm. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| It's not about Pa and it's not about Cash... | Baba hakkında veya Cash hakkında değil... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| and it's not about Jewel and it's not about Dewey Dell... | Jewel ve Dewey Dell hakkında da değil... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| and it's not about me. | ya da benim hakkımda da. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Help! Fire! There's a fire! | Yardım edin! Yangın! Orada yangın var! | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Pa! Pa! | Baba! Baba! | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Let's get the mules! | Katırları çıkaralım! | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Get the mules! Get the mules! | Katırları çıkar! Katırları çıkar! | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Jewel! Jewel! | Jewel! Jewel! | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Stop him! Jewel! | Durdur onu! Jewel! | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Where Darl? | Darl nerede? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Where Darl got to? | Darl ne cehenneme gitti? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Your foot look funny, Cash. | Ayağın çok komik gözüküyor Cash. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I reckon we gonna have to bust that off. | Bunun için tutuklanabiliriz sanırım. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| You take that off, gonna take the hide, too. | Bunu çıkaracaksın, sonra da gizleyeceksin. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Why in tarnation did you put it on there? | Neden bu lanet şeyi koydunuz buraya? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I thought it might steady it some. | Bunun onu biraz yatıştırabileceğini düşünmüştüm. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Didn't anybody think to grease his leg first? | Hiçbir Tanrı kulu da, önce bacağı yağlamayı düşünmedi mi? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I only aimed to help him. | Sadece ona yardım etmeyi düşünüyordum. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| It was Darl put it on. | Onu oraya Darl koydu. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Where is Darl? | Darl nerede? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Where is Darl? | Nerede Darl? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Be it best to leave it on. | Böylece bıraksak daha iyi. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| You gonna keep the cat away, Darl? | Kediyi uzakta mı tutacaksın Darl? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| You needn't to cry. Jewel got her out. You needn't to cry, Darl. | Ağlamamalısın. Jewel onu dışarı çıkardı. Ağlaman gerekmiyor Darl. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| If you could just travel out into time, that would be nice. | Zamanda yolculuk edebiliyor olsan, bu çok güzel olurdu. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| It'd be nice if you could just travel out into time. | Çok güzel olurdu, zamanda yolculuk yapabilmek. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Takes two people to make you. And one people to die. | Seni dünyaya getirten iki kişiyi bul. Ve onlardan biri ölsün. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| It's how the world will end. | Bu da dünyanın sonu olsun. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Can you still hear her? | Onu hala duyabiliyor musun? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Hey, Darl, we close to Jefferson? | Hey Darl, Jefferson’a yaklaştık mı? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Life was created in the valleys. | Yaşam vadilerde yaratılmıştır. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| It was blew up on the hills on the old terrors... | Zaman öncesi dehşetlerin, şehvetlerin ve çaresizliğin üzerindeki... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| the old lusts and the old despair. | tepelerden patlayıvermiştir. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| That's why you must walk up the hills, so you can ride down. | Bu yüzden yürümek gerekir o tepelere ki, sonradan inebilesiniz. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I gotta stop. | Durabilir miyiz? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I gotta go to the bushes. | Çalılığa gitmem gerek. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Can't you wait till we get to town? | Kasabaya varana dek tutamaz mısın? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Stop! I gotta go to the bushes! | Dur! Çalılığa gitmem gerek. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Hold, mule! | Katır, dur! | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Leave them cakes. We'll look after them. | Kekleri bıraksana. Biz göz kulak oluruz. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| We gonna have to take him to the doctor. | Onu doktora götürüp göstereceğiz. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I reckon we just have to. | Sanırım yapmamız gereken bu. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| We ought to send word from Gillespie's... | Gillespie'nin dediği gibi, kardeşlerimize haber uçurup... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| have someone get that grave ready. | birilerinin mezar yerini hazırlaması iyi olurdu. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I just never wanna be beholden to none but her flesh and blood. | Hiçbir zaman, hiç kimseye borçlu kalmak istemem ama bunu onun için yapabilirdim. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Who can't dig a damn hole in the ground? | Lanet bir mezar yerini kazmak da, iş mi yani? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| It ain't respectful talking that way about your Ma's grave! | Annenin mezarı hakkında, böyle saygısızca konuşamazsın! | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| You just don't know what it is. | Bunun ne demek olduğunu bilemezsiniz. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| You never pure loved her, none of you. | Hiçbiriniz, onu saf bir aşkla sevmedi. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I thought I told you to leave them clothes to home. | Ev giysilerini yanına almamanı söylediğimi sanıyordum. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Pepper! Come on, mule. | Biber! Hadi katır. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| How many more hills now, Darl? | Daha kaç tane tepe geçeceğiz Darl? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Just one. | Sadece bir. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Next one goes all the way into town. | Sıradakinden sonra yol, dosdoğru kasabaya gidiyor. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Hold, mule! | Katır dur! | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I reckon we gotta slide it in yonder. | Onu şu tarafa doğru kaydırmamız gerek. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| They got... | İçlerinde... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| one or two Christians inside, I'm betting. | bir iki Hristiyan vardır umarım. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| What we need is some shovels. We can go to a hardware store. | İhtiyacımız olan birkaç kürek sadece. Onları da bir mağazadan alabiliriz. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| That costs money! | Bu para demek! | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| You begrudge her it? | Ondan bunu esirgiyor musun? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Skeet, there's a woman up front that wants to see the doctor. | Skeet, kapının önünde bir kadın var, doktoru görmek istediğini söylüyor. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I said, "What doctor do you want to see?", she said, the doctor that works here. | "Hangi doktoru görmek istiyorsun?" dedim, burada çalışan doktoru, dedi. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| When I told her there ain't any doctor works here, she just stood there, looking this way. | Burada çalışan bir doktor yok dedim, orada öylece kaldı, bakıp duruyor. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| What kind of woman is it? Tell her to go upstairs to Alford's office. | Nasıl bir kadın bu? Söyle ona, yukarıya Alford'un ofisine çıksın. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Country woman. | Köylü bir kadın. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Send her to the courthouse. | Onu adliyeye gönder. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Tell her all the doctors have gone to Memphis to a barbers' convention. | Bütün doktorların bir berber kongresi için Memphis'e gittiğini söyle. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| All right. She's just pretty nice for a country girl. | Tamam. Yalnız bir köylü kadın için oldukça güzel biri. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Are you the doctor? | Siz doktor musunuz? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Can we go back yonder? | Şu tarafa geçebilir miyiz? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| madam... | bayan... | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| what is your trouble? | şikayetiniz nedir? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| It's a female trouble. I got the money. | Bir kadın problemi. Param var. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Have you got female trouble is all? | Sadece kadın sorunu mu var, hepsi bu mu? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Or you want female trouble? If this so, you've come to the right doctor. | Yoksa bir kadın sorunu olsun mu istiyorsunuz? Eğer öyleyse, doğru doktora geldiğinizi söyleyebilirim. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| No which? | Neye hayır? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I ain't had it. That's it. | Onu kastetmedim. Yani işte. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I got the money. | Param var. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| You got something in your belly you wished you didn't have. | Karnınızda, orada olmamasını istediğiniz bir şey var. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| 'Course you realize I could be put in the Penitentiary after doing what you want? | Tabi benim, istediğinizi yaptıktan sonra, cezaevine girebileceğimin de farkında mısınız? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I would lose my license. | Doktorluk lisansımı kaybedebilirim. | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| Then I'd have to go to work. | O zaman bir işe girmem gerekecek… | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| You realize that. | farkındasınız değil mi? | As i Lay Dying-1 | 2013 | |
| I ain't got but $10... | Şimdilik 10 dolarım var... | As i Lay Dying-1 | 2013 |