Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 7549
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Your tree... The trees are down below. Or was the tree by the fountain? | Ağaç dedin. Ağaçlar yolun altında. Çeşmenin orada mıydı ağaç? | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Yes? There was a dug up field. | Evet? Kazılı bir tarla vardı. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Where exactly in the field? | Tam neresi o tarlanın? | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Mr. Prosecutor, he says this isn't the place either. | Savcım, burası da değil diyor. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Yes, Mr. Prosecutor, but... They'd been drinking that night. And the darkness... | Ya dedim de işte savcım... Olayda o gece alkol de almışlar. Karanlık. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
The place has to be Girmaçakil, boss. Can't be anywhere else. | Burası olsa olsa Gırmaçakıl'dır amirim. Başka bir yer olmasının mümkünatı yok. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
You should go to bed. Tonight's going to be a bit... | Bence yatın siz. Bu gece bu şey olacak biraz. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Oh, that. I was going to yesterday but... | He, onu... Onu dün... | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Hey, doctor. My boy's out of pills. I... | Ya Doktor be. Bizim oğlanın ilacı bitmiş be. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
You know none of the roads and still you get to drive for the courthouse! | Yol bilmezsin, iz bilmezsin. Ama adliyeye şoför olmayı bilirsin! | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Well, without an examination... | Vallahi muayene etmeden... | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Down there... You're saying it's down there? | Şu aşağı tarafa... Aşağı mı diyorsun? | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
First the guy talks about fields, now he says it's the hillside. | Herif tarla tarla dedi, şimdi yamacın orada da olabilir diyor. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Look at Tevfik. He never misses a chance. | Bak TevFik'e. Hiç kaçırıyor mu? | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
I fill up my pockets with bullets, 40 or 50, come here and fire away. | Cebime de doldururum mermileri, en az 40 50 mermi. Gelir burada hepsini yakarım. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
The thing is... If it comes to it, you also have to be able to give up. | Yalnız icap ederse vazgeçmeyi de bileceksin. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
...neither you, me, the prosecutor or the police chief... | ...ne sen, ne ben, ne savcı, ne komiser... | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Still the years will pass... | Gene yıllar geçecek... | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
And not a trace will remain of me... | Ve geride benden bir iz kalmayacak... | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Darkness and cold will enfold my weary soul... | Yorgun ruhumu karanlık ve soğuk kuşatacak. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Don't, you know... Maybe you're bored to death now. | Yine de öyle şey etme sen kendini... Şimdi sıkılırsın, edersin de. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
OK, Mr. Prosecutor. We're all sorted. | Tamamdır, savcım. Halloldu bu iş. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
The place is definite now. Not here, but at the next bend. | Burası da değil de. Bir sonraki viraj olduğu kesin. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Lead the way, Mr. Prosecutor. Let's go. | Savcım, buyrun. Geç, geç, geç. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Arab, are you in love or something? No, boss. But... | Aşık mısın sen Arap ya? Hayır, amirim. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Captain... Over here. | Komutanım. Geldim. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
OK, move! Hey, boss... | Yürü hadi yürü! Yav, amirim. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
I don't want to say this, you know, but... | Ancak ben şimdi söylemek istemiyorum da... | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
It's always Tevfik. Rely on him for anything and sure enough... | Gene Tevfik, gene Tevfik. Yani Tevfik'in ipiyle kuyuya inince... | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
But well, if the old bridge can't be anywhere except Girmaçakil. | Ama yani eski köprü Gırmaçakıl'dan başka yerde olmadığına göre... | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
What do you say, Mr. Prosecutor? Looks like we finally cracked it, huh? | Ne diyorsunuz, Savcı Bey? Bu sefer iş tamam galiba? | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Well, Naci seems pretty confident this time. | Naci Bey bu sefer pek emin görünüyor da kendinden. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
I'm not even married, Mr. Prosecutor. I know that but... | Ben evli bile değilim, Savcı Bey. Onu biliyorum da... | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
...you need to be less a prosecutor than an astrologer to find the cause. | ...nedenini anlamak için savcı değil de müneccim olmak lazımmış diyorum. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
One day, the woman said she'd die on a specific date five months later. | Bu kadın bir gün, ben 4 5 ay sonra şu tarihte öleceğim diyor. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
You little fucker! Son of a bitch! | Seni amına koduğumun çocuğu! Orospu çocuğu! | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Here, Mr. Prosecutor. Out of my way! | Gel savcım gel. Çekil lan, çekil! | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Let's finish the job and I'll be off. We won't get anywhere like this. | Bu işi bitirelim, alıp başımı gireyim. Böyle olmayacak bu iş. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Look, Naci. I like you... | Bak Naci, seni severim ama... | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
No, Mr. Prosecutor. Why give up? I'll get this done tonight. | Yok savcım. Ben bu gece bu işi bitiririm. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Tevfik! Yes, Mr. Prosecutor? | Tevfik! Buyrun, sayın savcım? | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Mr. Prosecutor? Yes? | Savcım? He? | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
There's Köshger. It's closer, cleaner, more, you know... | Burada Köşger var. Daha yakın, daha temiz, daha şeydir yani. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
But Köshger's at least 7 8 km away. Ceceli's only 5 6 km. | Köşger dediği en azından 7 8 km yol. Ceceli 5 6 km. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Mr. Prosecutor, the Ceceli road's a bit risky. | Savcım, şimdi şey olmasın da... Ceceli'nin yolu biraz problemlidir. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
They must have fixed that bit. | Orayı Karayolları yaptı. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
I'm talking about whatsit... Masat. | Ben şeyi söylüyorum... Maşat. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Tevfik? Yes, Mr. Prosecutor? | Tevfik? Buyrun, savcım. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Have him make tea and whatever. Right away, Mr. Prosecutor! | Çay may bir şeyler hazırlasın. Baş üstüne sayın savcım! | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Sorry, our visit is hardly timely. Not at all! It's an honor! | Habersiz geldik, kusura bakma. Olur mu, olur mu? Şeref verdiniz! | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Yalçin, don't hang around there! In you go now! | Yalçın, ne işin var orada?! Gel buraya! Geç, geç. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
So, it takes a death to get you to our village, Mr. Prosecutor? | Ya, demek biri ölmeden bizim köye geleceğiniz yoktu, ha Savcı Bey? | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
If we start on him, I could talk for hours. | İşe oradan konuşmaya başlarsak daha çok lafımız var. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
There's no smoke without fire. Just eat up, Tevfik, you ass kisser. | Ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Yağcı Tevfik, yemeğini ye sen. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Mr. Prosecutor, we still haven't sorted out that cemetery business. | Savcı Bey, şu bizim mezarlığın ihalesini hâlâ yaptıramadık. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
We want to fix the cemetery wall but just can't get the funding. | Mezarlığın duvarını yaptıracağız, ödenek çıkartamıyoruz bir türlü. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Now when brides and daughters start phoning from Istanbul... | Özellikle İstanbul'dan gelini, kızı aradığında... | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
The oldest is in the defense industry in Kirikkale. He's doing fine. | Büyük olan şimdi Kırıkkale'de. MKE'de. Onun durumu iyi | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
I have two grandchildren there. The second's a policeman in Çanakkale. | İki tane torunum var orada. Ortancası da polis, Çanakkale'de. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
...I'll be standing for a third term. Look at that! | ...üçüncü döneme seçimlere hazırlanıyoruz. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
But the neighbors insisted. | Komşular çok ısrar ettiler. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
I told you, I have two. The first... Yes, in the defense industry. | Benim oğlanlar, ikisini söyledim işte... | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Thanks, Mrs. Mukhtar. It was great. Thank you. | Sağ ol, Muhtar. Allah razı olsun. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Can't you fix the fellow a sandwich? I am, mukhtar. Don't worry. | Ya şu çocuğa da bir dürüm yapsanız? Ben yaparım, Muhtar. Merak etme. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
to fill it with honey. | ...bal koysun. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Mukhtar, forget the morgue. Get the village electricity fixed. | Muhtar, sen morgu falan bırak. Köyün elektriğini düzelt ya. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
What was that saying about having no money to...? Never mind. | Nedir o... 'Ayranı yok içmeye...' Neyse. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
He who holds the honey jar gets to lick his fingers, right? | Yav arkadaş, bal tutan parmağını yalar. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
The guy made nothing of it at first. He thought his wife was joking. | Adam önce anlayamıyor falan. Şaka yapıyor zannediyor karısını. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Mr. Prosecutor, can you come here a minute? | Savcım, bir bakabilir misiniz? | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Thanks. I'm full actually but... | Sağ ol. Aslında tokum da. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
That mayor's daughter... | Şu muhtarın kızı... | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Mr. Prosecutor! | Savcım! | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
We've found it. | Bulduk, bulduk. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Let Abidin get it on camera first. Abidin! | Bir Abidin çeksin önce. Abidin! | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
OK, that'll do. That's fine. | Yeter, tamam. Yeter bu kadar. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
There we go. Tevfik, give a hand here. | Hadi bakalım. Tevfik, gel buraya. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Two, three... | İki, üç... | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
What way is that to tie someone up? Is that human, Mr. Prosecutor? | Bu nasıl bağlama şekli ya? İnsanlık bu savcım? | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Tevfik's getting the laptop from the car, Mr. Prosecutor. | Tevfik bilgisayarı getiriyor arabadan, savcım. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Almost ready, Mr. Prosecutor. | Neredeyse hazırım, savcım. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Yes, Mr. Prosecutor. | Evet, savcım. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Location: Kizilçullu. | İlçenin kuzey istikametinde bulunan... | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Well, Mr. Prosecutor, it's like this. | Şöyle ki, sayın savcım... | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
This side is Sariçullu, the other side Kizilçullu. | Çeşmenin bu tarafı Sarıçullu, bu tarafı Kızılçullu. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
This side to the north is Kizilçullu and the south side Sariçullu. | ...bu taraf, yani kuzey tarafı Kızılçullu, güney tarafı Sarıçullu. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
...it'll tell you exactly whether this is Kizilçullu or... | ...buranın Kızılçullu olup olmadığı... | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Well, we could say Kizilçullu, but it also tends towards Sariçullu. | Yani Kızılçullu diyebiliriz ama Sarıçullu'ya da giriyor efendim. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
in the vicinity of Kavurgali village... | ...Kavurgalı köyü yakınlarında... | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
A visit was made to the field beside the fountain at the above location. | ...Selim Kara hayratı çeşme başı yanında bulunan tarlaya gelindi. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Have you got that? Yes, Mr. Prosecutor. | Yazdın mı? Evet, Savcım. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
That's it. | Hah. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Abidin. Yes, Mr. Prosecutor. | Abidin. Evet, savcım. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Tevfik, count this. | Tevfik, say şunları. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
...weighed an estimated 80 90 kg... | ...80 90 kg tahmini ağırlıklı.. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
You look a bit like Clark Gable, you know, Mr. Prosecutor? | Savcım, Clark Gable'a benziyorsunuz biraz, biliyorsunuz değil mi? | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
It was verified that rigor mortis... What shall we say here, doctor? | Ölü katılığının... Ne diyeceğiz Doktor buraya? | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
It was verified that rigor mortis had worn off in the arms and legs. | Ölü katılığının kol ve bacaklarda sona ermiş olduğu tespit edildi. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Right, Mr. Prosecutor. Yes. | Doğrudur, savcım. Evet. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |
Put him in a body bag first. | Bir ceset torbasına koyun önce. | Bir Zamanlar Anadoluda-3 | 2011 | ![]() |