Türkçe
İngilizceAra
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 7918
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Am I gonna get some sorta rub action here | Banada aynısından yapılacak mı yoksa Afrika'da bütün masajı erkekler mi yapıyor? | Blended-1 | 2014 |  |
| Very funny, Mr. moptopolis. | Çok komik, Bay Moptopolis. | Blended-1 | 2014 | |
| But he's right. | Ama beyefendi haklı. Masaj yapma sırası sizde artık, hanımlar. | Blended-1 | 2014 | |
| As your partner moves down to your shoulders, | Partnerleriniz omuzlarınıza masaj yaparken... | Blended-1 | 2014 | |
| Gently rub the lobes between your thumb and index finger | İşaret ve baş parmağınızla, sanki bir çiçek yaprağının üzerindeki... | Blended-1 | 2014 | |
| Are these your flower petals? | Bunlar senin çiçek yaprağın mı? | Blended-1 | 2014 | |
| Yes. Now rub the dew. | Evet, şimdi çiğ tanesini okşa. Dokun bakayım. | Blended-1 | 2014 | |
| I'd be doing you a really big favor | Şu aptal şeyleri çekip koparsam sana iyilik yapmış olurum. | Blended-1 | 2014 | |
| Oh, just sh sh shut up, schlumpy shoulders. | Kapa çeneni, hantal omuzlu. Evet, hantallar. | Blended-1 | 2014 | |
| No, you don't. They're very nice. | Hayır, değiller. İyiler iyiler. Öyleler ama. | Blended-1 | 2014 | |
| But you know what helps if... if y... | Sende duruşunu düzeltmek istersen kollarını böyle havaya kaldır. | Blended-1 | 2014 | |
| Watch, I'll show you. Uh huh. Uh huh. | Sana göstereyim. | Blended-1 | 2014 | |
| God. Feels very good. | Çok iyi hissettirdi. | Blended-1 | 2014 | |
| You have nice shoulders. Really? | Güzel omuzların varmış. Öyle mi? | Blended-1 | 2014 | |
| No, you really have a lot of muscle. | Gerçekten kaslılarmış. Seninki kadar değiller. | Blended-1 | 2014 | |
| From carrying that kid around and smashing his head. | Çocuğu kucağına alıp kafasını sağa sola vurabiliyorsun. | Blended-1 | 2014 | |
| Oh, yeah! Work 'em. | İşte bu! | Blended-1 | 2014 | |
| Mr. wernick. Those are not your wife's shoulders. | Bay Wernick, onlar karınızın omuzları değil. | Blended-1 | 2014 | |
| Busted! | Yakalandık! | Blended-1 | 2014 | |
| Lovin' it, though. | Hoşuna gidiyor ama. Görüşlerinize saygılıyım. | Blended-1 | 2014 | |
| Gotta go for it, right? You do! | Onları da okşamalıyız ama. Aynen. | Blended-1 | 2014 | |
| Mm, that was so relaxing. | Bu çok rahatlatıcıydı. | Blended-1 | 2014 | |
| I hope I put your pancreas back where it belongs. | Umarım miden eski yerine gitmiştir. Şu anda nerede olduğunu bile bilmiyorm. | Blended-1 | 2014 | |
| Are you my sexy little wormhole? | Benim seksi tavşancığım sen misin? Evet, seksi tavşancığın benim. | Blended-1 | 2014 | |
| They have fun. | İyi eğleniyorlar. | Blended-1 | 2014 | |
| You were... you were very nice. | İyi masaj yaptın. Teşekkür ederim. | Blended-1 | 2014 | |
| You're a strong woman. Strong hands. | Güçlü bir kadınsın. Güçlü ellerin var. | Blended-1 | 2014 | |
| I'm glad you like my hands. | Ellerimi beğendiğine sevindim. | Blended-1 | 2014 | |
| Daddy? | Baba, Lauren beni yatağıma yatırabilir mi? | Blended-1 | 2014 | |
| Sweetheart, daddy will put you to bed in one second. | Tatlım, baban birazdan gelip seni yatağına yatıracak. | Blended-1 | 2014 | |
| But I want Lauren. | Ama ben Lauren'in yatırmasını istiyorum. | Blended-1 | 2014 | |
| Lauren w... | Lauren Lauren'da başka zaman yatırsın. | Blended-1 | 2014 | |
| But I want her to put me to bed tonight. | Ama ben bu gece yatırmasını istiyorum. | Blended-1 | 2014 | |
| And daddy said no. | Ama babacığın olmaz diyor. | Blended-1 | 2014 | |
| No. | Hayır. Hayır! Hayır! | Blended-1 | 2014 | |
| I want Lauren. | Lauren'ı istiyorum. | Blended-1 | 2014 | |
| I'm flattered. | Çok gururlandım. | Blended-1 | 2014 | |
| Okay. How's that? Are you all cozy now? | Nasıl oldu? Rahat mısın şimdi? | Blended-1 | 2014 | |
| Yes. Daddy? | Evet. Baba? | Blended-1 | 2014 | |
| Can you give us some alone time? | Bizi biraz yalnız bırakabilir misin? | Blended-1 | 2014 | |
| I could go to the bathroom outside. | Tuvalete gidebilirim. Bunu mu istiyorsun? Tamamdır öyleyse. | Blended-1 | 2014 | |
| Thrown out of my own tent. | Kendi çadırımdan da atıldım. | Blended-1 | 2014 | |
| I own him. | Sahibi benim onun. Öyle görünüyor. | Blended-1 | 2014 | |
| Can you rub my head so I have good dreams? | İyi rüyalar göreyim diye başımı okşar mısın? | Blended-1 | 2014 | |
| Of course. | Tabii ki de. | Blended-1 | 2014 | |
| What a cute little head. | Ne de güzel küçük bir kafan varmış. | Blended-1 | 2014 | |
| Couldn't go a little further from the tent? | Çadırdan biraz daha uzağa gidemedin mi? | Blended-1 | 2014 | |
| There could be gorillas out here, ready to kill. | Dışarıda beni öldürmeye hazır gorillalar olabilir. | Blended-1 | 2014 | |
| Well, why don't you get them | Gidip onlara uyku habı falan versene. | Blended-1 | 2014 | |
| Yep, gettin' older. I'll give you that. | Yaşlanıyorum artık. Az kaldı, bitecek. | Blended-1 | 2014 | |
| Can you sing to me? | Bana şarkı söyler misin? Tabi. | Blended-1 | 2014 | |
| What should I sing? | Ne söylesem acaba? | Blended-1 | 2014 | |
| there's a gorilla right there! | Orada goril var! | Blended-1 | 2014 | |
| I'm just kidding! | Şaka yapıyorum sadece. Affedersin, affedersin. | Blended-1 | 2014 | |
| I couldn't handle how emotional it was getting. | Bu kadar duygusal bir durumla nasıl başa çıkacağımı bilemedim. | Blended-1 | 2014 | |
| I just... I'm so... get some rest. | Biraz dinlen. Bunu yapmak istememiştim. | Blended-1 | 2014 | |
| So get in your stance. That's right. | Duruşunu çalışalım. Bacaklarını birazcık daha aç. | Blended-1 | 2014 | |
| Elbow up. It's all about balance. | Dirseğini kaldır. İşin sırrı dengeyi kurmakta. | Blended-1 | 2014 | |
| That's right. That's right. | İşte bu! İşte bu! | Blended-1 | 2014 | |
| Keep your weight right there. | Ağırlığını buraya ver. | Blended-1 | 2014 | |
| How do you even play cricket? | Kriket oynamayı nereden biliyorsun? | Blended-1 | 2014 | |
| We're not playing cricket. We're playing baseball. | Kriket oynamıyoruz. Beyzbol oynuyoruz. | Blended-1 | 2014 | |
| The only thing at the hotel they had | Otelde bulabildiğim tek şey bu saçma odun parçasıydı. | Blended-1 | 2014 | |
| Who's that guy? | O kim peki? Adı Dale olan biri işte. | Blended-1 | 2014 | |
| Uhhh, he'll be pitchin' to ya. | Sana top atacak. Krikette atmayız, yuvarlarız. | Blended-1 | 2014 | |
| Hey, Dale. How much am I payin' ya? | Dale, sana ne kadar ödemiştim? | Blended-1 | 2014 | |
| Five Brooklyn t shirts from your sporting goods store. | Spor Malzemeleri mağazadan, 5 tane Brooklyn forması. | Blended-1 | 2014 | |
| Okay, I'm gonna make it four if you correct me again. | Bir daha yanlışımı düzeltirsen 4 yaparım onu. | Blended-1 | 2014 | |
| All right, Dale. Pitch... or bowl one in. | Pekâlâ, Dale. At veya yuvarla. Bir şeyler yap. | Blended-1 | 2014 | |
| I stink at this. | Çok kötüyüm bu işte. | Blended-1 | 2014 | |
| No, it's not you. It's not you. | Hayır, senin hatan değil. Senin hatan değil. | Blended-1 | 2014 | |
| Dale, you think maybe you can reach the plate? | Dale, sopaya atabilir misin? Bu daha çok işimize yarar. | Blended-1 | 2014 | |
| Actually, in cricket we bounce the... | Aslında biz kriket oyununda | Blended-1 | 2014 | |
| I'll try. I'll try. | Tamam, denerim. Pekâlâ. | Blended-1 | 2014 | |
| Elbow up. Come on. Get there. | Dirseğini kaldır. | Blended-1 | 2014 | |
| I don't wanna do this! | Yapmak istemiyorum bunu. Ne yapıyorsun? | Blended-1 | 2014 | |
| You don't throw your bat. | Sopanı fırlatamazsın. Veya bunun adı her ne ise. | Blended-1 | 2014 | |
| A bat. Thank you. | Sopa. Teşekkür ederim. | Blended-1 | 2014 | |
| You're an athlete. You're a sportsman. | Sen bir atletsin. Bir sporcusun. | Blended-1 | 2014 | |
| You gotta respect your equipment. | Ekipmanlarına saygı duymak zorundasın. Tamam, efendim. | Blended-1 | 2014 | |
| We ain't leaving here till you hit the ball | Devekuşuna binişin gibi güzelce, topa bir kere vurana kadar hiçbir yere gitmiyoruz. | Blended-1 | 2014 | |
| Pick up the bat. | Al sopanı yerden. | Blended-1 | 2014 | |
| I know you're up there all alone. | Biliyorum, orada yalnız başına duruyorsun. | Blended-1 | 2014 | |
| It's scary. You feel like all the pressure's on you. | Korkunç bir şey. Bütün baskı senin üzerindeymiş gibi hissediyorsun. | Blended-1 | 2014 | |
| But guess what? The pressure is on him. | Ama işin doğrusu ne biliyor musun? Asıl baskı onun üzerinde. | Blended-1 | 2014 | |
| Doesn't look like he's feeling the pressure. | Baskı hissediyormuş gibi görünmüyor. | Blended-1 | 2014 | |
| Oh, he's feeling it all right. | Pekâlâ hissediyor. | Blended-1 | 2014 | |
| He doesn't think he can get the ball past ya. | Sana topu atıp atamayacağını bile bilmiyor. | Blended-1 | 2014 | |
| I want ya to look him right in the eyes | Gözlerinin içine bakıp, onu kafanda bitirdiğini anlatmanı istiyorum. | Blended-1 | 2014 | |
| Go ahead. | Hadi bakayım. | Blended-1 | 2014 | |
| That's it, big time. Give him the stink eye. | İşte bu, yakışıklı! Bakışını yap bakalım! | Blended-1 | 2014 | |
| What's his problem? | Sorunu ne bunun? | Blended-1 | 2014 | |
| Well, look at that. You rattled him. | Bak işte! Adamı terletmeye başladın. | Blended-1 | 2014 | |
| Okay. Dale, pitch it in if ya got the guts. | Dale, kendine güveniyorsan atışını yap bakalım. | Blended-1 | 2014 | |
| Yes! Did you see that?! | Evet! Gördün mü bunu? | Blended-1 | 2014 | |
| I killed it! | Dağıttım ortalığı! Hadi şunu yüzlerce kez daha yapalım. | Blended-1 | 2014 | |
| If I hit like that, | Eğer böyle vurmaya devam edersem, babam artık maçlarıma gelecektir. | Blended-1 | 2014 | |
| What's goin' on here? | Neler oluyor burada? | Blended-1 | 2014 | |
| Jim just taught me how to make the pitcher my bitch. | Jim, bana top atıcıyı nasıl domaltacağımı öğretiyor. | Blended-1 | 2014 | |
| My brother doesn't need you to teach him how to hit! | Vurmak için, kardeşimin senin öğretmenliğine ihtiyacı yok. | Blended-1 | 2014 | |
