Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 8851
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
abuse related stunting that skews age estimation. | Şiddet nedeniyle oluşan bodurluk, yaş tahminini yanlış çıkarır. Şiddet nedeniyle oluşan bodurluk, yaş tahminini yanlış çıkarır. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
What you get is a skeleton that's smaller than it should be. | Sonuçta, elinizde gereğinden daha küçük bir iskelet olur. Sonuçta, elinizde gereğinden daha küçük bir iskelet olur. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
The long limb bones are shorter than one would expect. | Uzun uzuvların kemikleri gerekenden daha kısa olur. Uzun uzuvların kemikleri gerekenden daha kısa olur. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
How old is he really? | Gerçekte kaç yaşında? Gerçekte kaç yaşında? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Uh, I would say... best guess... 12 or 13. | En iyi tahminim, on iki ila on üç yaşlarında diyebilirim. En iyi tahminim, on iki ila on üç yaşlarında diyebilirim. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Time of death? We have the coin. | Ölüm zamanı ne zaman? O bozuk para var sonuçta. Ölüm zamanı ne zaman? O bozuk para var sonuçta. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Which gives us the early parameter of 1989. | Bu da en erken 1989'da gömüldüğünü gösterir. Bu da en erken 1989'da gömüldüğünü gösterir. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
25 years? Well, we have surgical evidence | Yirmi beş yıldır yani? Elimizde tahmini süreyi... Yirmi beş yıldır yani? Elimizde tahmini süreyi... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
that supports the estimation of 18 to 24 years. | ...18 ila 24 yıla sınırlayan tıbbi kanıtlar var. ...18 ila 24 yıla sınırlayan tıbbi kanıtlar var. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Cause of death? | Ölüm sebebi ne? Ölüm sebebini en sona bırakalım. Ölüm sebebi ne? Ölüm sebebini en sona bırakalım. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Uh, but before we get to that, I want to give you an idea | Ondan önce, bu oğlanın kısacık ömründe... Ondan önce, bu oğlanın kısacık ömründe... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
All right. Tell it your way, Doc. | Tamam o zaman. Nasıl istersen öyle anlat, doktor. Tamam o zaman. Nasıl istersen öyle anlat, doktor. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Well, even with partial remains, | Kısmi kalıntılara rağmen, ciddi iskelet travması geçirdiğine... Kısmi kalıntılara rağmen, ciddi iskelet travması geçirdiğine... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Bones heal themselves. | Kemikler kendini iyileştirir. Kemikler kendini iyileştirir. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Through the study of bone regeneration, we can establish a history of abuse. | Kemik yenilenmesi üzerine yapılan çalışmalar sayesinde... Kemik yenilenmesi üzerine yapılan çalışmalar sayesinde... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
On these bones, there are multiple lesions and different stages of healing... | Bu kemiklerin üstünde, birden fazla lezyonla, yeni ve eski kırıkların... Bu kemiklerin üstünde, birden fazla lezyonla, yeni ve eski kırıkların... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
fractures old and new. We only have two of the four extremities, | ...farklı iyileşme seviyeleri görülüyor. Dört uzvun sadece ikisi var elimizde... ...farklı iyileşme seviyeleri görülüyor. Dört uzvun sadece ikisi var elimizde... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
but both of them show multiple instances of trauma. | ...ama ikisinde de birden fazla travma izi bulunuyor. ...ama ikisinde de birden fazla travma izi bulunuyor. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I counted 44 distinct locations | Ayrı bir travmayı ve farklı bir iyileşme seviyesini gösteren... Ayrı bir travmayı ve farklı bir iyileşme seviyesini gösteren... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
And that's just the bones. | Bu da sadece kemiktekiler. Bu da sadece kemiktekiler. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
The damage that would have been inflicted on his vital organs and tissue... | Hayati organlarına ve dokulara verilen zarar... Hayati organlarına ve dokulara verilen zarar... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
it must have been tremendous. | ...inanılmaz derecede olmalı. ...inanılmaz derecede olmalı. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Without a doubt, somebody kicked the shit out of this kid on a daily basis. | Birinin, her gün bu çocuğun ağzını burnunu kırdığı aşikâr. Birinin, her gün bu çocuğun ağzını burnunu kırdığı aşikâr. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Let me show you something. | Size bir şey göstereyim. Size bir şey göstereyim. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
The femur, the upper thigh. | Uyluk, üst kalça kemiği. Uyluk, üst kalça kemiği. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
This line here where the color changes is one of the lesions. | Şuradaki rengin değiştiği kısım lezyonlardan biri. Şuradaki rengin değiştiği kısım lezyonlardan biri. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
This boy suffered a powerful blow in the weeks before his death. | Bu oğlan, ölmeden birkaç hafta önce şiddetli bir dayak yemiş. Bu oğlan, ölmeden birkaç hafta önce şiddetli bir dayak yemiş. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
It didn't break the bone, but it damaged it. | Kemiği kırmasa da zarar vermiş. Kemiği kırmasa da zarar vermiş. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Would no doubt have caused bruising and affected his walk. | Kesinkes, morarmaya sebep vermiş ve yürüyüşünü etkilemiştir. Kesinkes, morarmaya sebep vermiş ve yürüyüşünü etkilemiştir. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Somebody must have noticed. | Biri bunu fark etmiş olmalı. İnsan öyle düşünüyor. Biri bunu fark etmiş olmalı. İnsan öyle düşünüyor. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
one spiral fracture, one bucket. Ah, spiral fracture is the result | Biri spiral kırık, diğeriyse kova sapı. Spiral kırık, kolun büyük bir kuvvetle... Biri spiral kırık, diğeriyse kova sapı. Spiral kırık, kolun büyük bir kuvvetle... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
of twisting the arm with great force. | ...döndürülmesi sonucu oluşur. ...döndürülmesi sonucu oluşur. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
The ulna, the lower arm, shows a healed latitudinal fracture, a parry fracture. | Önkol, dirsek kemiğinde ise... Önkol, dirsek kemiğinde ise... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
That means the bone was allowed to heal in place after the injury. | Kemik, yaralanmanın ardından olduğu şekilde iyileşmeye bırakılmış demektir. Kemik, yaralanmanın ardından olduğu şekilde iyileşmeye bırakılmış demektir. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Nobody took him to a doctor. | Kimse doktora götürmemiş mi? Anlaşılan götürmemiş. Kimse doktora götürmemiş mi? Anlaşılan götürmemiş. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
It's a common accidental injury, but it can also be a defensive one. | Kazara böyle yaralanmalar sıktır ama savunurken olmuş da olabilir. Kazara böyle yaralanmalar sıktır ama savunurken olmuş da olabilir. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Ward off a blow with the forearm. Because of the lack of medical attention, | Önkol ile darbeyi durdurmaya çalışırken. Tıbbi müdahalenin yapılmaması nedeniyle... Önkol ile darbeyi durdurmaya çalışırken. Tıbbi müdahalenin yapılmaması nedeniyle... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
my supposition is that this was not an accidental injury | ...benim tahminim, bunun kazara olan bir yaralanma değil de... ...benim tahminim, bunun kazara olan bir yaralanma değil de... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
but, rather, part of the abuse pattern. | ...aksine bir şiddet örüntüsü olduğu yönünde. ...aksine bir şiddet örüntüsü olduğu yönünde. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I got to take a leak. Keep going. | Benim su dökmem gerek. Siz devam edin. Benim su dökmem gerek. Siz devam edin. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I've consulted on cases all over the world... | Dünyanın dört bir yanında davalara danışmanlık yaptım. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Bosnia, Kosovo... World Trade Center. | Bosna, Kosova, Dünya Ticaret Merkezi. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
This is a case... | Bu davada... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Maybe this boy was better off | ...belki de bu oğlanın, daha iyi bir yere göçmesi onun için daha iyi olmuştur. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Do you believe there's a better world than this one? | Sence buradan daha iyi bir yer var mı? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
When you were picking through | Dünya Ticaret Merkezi'ndeki kemikleri ve yanmış cesetleri toplarken... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
that belief work for you then? | ...bu inancın o zaman da işe yarıyor muydu? Aslında evet, yarıyordu. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
In many ways, my faith became stronger. | Birçok yönden inancımı daha da güçlendirdi. 1 | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
It helped me deal with all of that. | Bütün bunlarla başa çıkmamı sağladı. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
There must be a better place somewhere. | Orada bir yerde, daha iyi bir yer olmalı. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
What else could make sense of this child's torment? | Başka türlü, bu çocuğun çektiği acıların ne anlamı olurdu ki? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I'm a vet, Doc. | Ben gaziyim, doktor. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Re upped after 9/11. | 11 Eylül'den sonra tekrar yazıldım. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
A lot of cops did. | Polislerin çoğu yazıldı. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I was with Special Forces, Afghanistan. | Afganistan'da Özel Kuvvetler'deydim. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
We'd go down in these tunnels in these caves. | Tünellerden, mağaralardan geçiyorduk. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Pitch black. | Zifiri karanlık. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
You turned your head lamp off, | Kafa lambanı kapattığında... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
and there was this... glow. | ...bir parlaklık görünürdü. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
"Lost Light" we called it. | "Kayıp Işık" derdik adına. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
It was like it was trapped down there | Sanki orada, bizimle birlikte mahsur kalmış gibiydi. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
So I don't believe | Yani, buradan daha iyi bir yer olduğunu düşünmüyorum. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I think this is the only one we got, | Elimizde bir tek burası var... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
and it's full of lost light. | ...o da kayıp ışıklarla dolu. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
It must be very hard to be you... | Hayat sana zor olmalı. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Someone broke nearly every bone in that little boy's body | Biri o küçük oğlanın bedenindeki neredeyse bütün kemikleri kırdı... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
and then killed him. | ...sonra da gitti çocuğu öldürdü. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I can't let that go. | Bunu öylece bir kenara bırakamam. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Need a lift? | Bırakayım mı? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
No. | Yok, sanmıyorum. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
No, thanks. | Almayayım. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Okay. It's your loss. | Öyle diyorsan öyle, sen kaybedersin. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Check this guy. What's he up to? | Şu herife bir bak, amacı ne bunun? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Nothing. Nah. | Yok bir amacı. Hayır. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
No, I got a feeling about this one. | Bu arabayla ilgili bir his var içimde. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Let it go. Unh unh. | Bırak peşini. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Come on, man. Let's see what we get. | Haydi dostum, ne varmış bir bakalım. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Come on, man. | Haydisene be adam. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Oh, that's a cold plate, partner. | Plaka sahte, ortak. Düzgün yazdın mı? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Yeah, man. Light him up. | Tabii ki be dostum. Yak şu ışıkları. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I'm gonna call it in. Damn. | Merkeze bildireceğim, lanet olsun. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Fuck. | Ha siktir. 6 Adam 56. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Following a possible code 37 vehicle, | Sunset ve Hobart'tan doğuya doğru giden muhtemel bir Kod 37 aracını takipteyiz. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Requesting backup for a felony stop, | Zanlıyı, muhtemel çalıntı araçtan ötürü durdurmak için destek istiyoruz. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
6 Adam 56, a 19 responding. | 6 Adam 56, A 19 intikal edecek. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Driver, step out of the vehicle now! | Sürücü, hemen araçtan çıkın! | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Walk backwards towards me. | Geri geri bana doğru yürü. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Stop. | Dur, yere yat. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Face down now. | Yüzüstü, hemen! | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
You want to tell me what I did? | Bana ne yaptığımı söyleyecek misiniz? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Wrong plates on the van. | Plaka araca ait değil. Hayır, saçmalık bu. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
This is my vehicle. | Araba benim, plaka da benim. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
If you just check the registration | Kimliğime ver ruhsatıma bakarsanız görürsünüz. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
In that case, you'll be out of here in 10 minutes. | Durum öyleyse, on dakikaya gidebilirsiniz. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Oh, oh, shit! Hey! | Ha siktir! | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Stay on him. We got a body back here. | Gözünü adamdan ayırma, burada biri var. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Motherfucker's dead, man. | Herif ölmüş be dostum. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Street wisdom, baby. | Sokak zekâsı işte bebeğim. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Told you this stop would produce. | Bu araçtan bir şey çıkar dedim ben sana. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Ha! Telling you, he was in the van like that. | Bir de baktık arabada öylece duran bir ceset var. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |