Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 8852
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Like I told Pierce, street wisdom, baby. | Pierce'a da dediğim gibi, sokak zekâsı işte bebeğim. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
He was torturing him. | Adama işkence ediyormuş. Hayır be dostum, tecavüz setiydi o. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
¿Que pasa? | Ne olmuş? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
George bagged a dude hauling a naked D.B. | George, arabasında bir çuval ve şok cihazı bulunduran... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
with a hood and a taser. | ...bir de çıplak bir ceset taşıyan bir herifi paketledi de. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Just a routine traffic stop. Nicely done, Officer. | Sıradan bir trafik kontrolü sadece. İyi iş çıkarmışsın, memur bey. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
All right, the party's over, gentlemen. | Tamam, parti bitti beyler. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Now get out there and catch your own turds. | Gidip kendi pisliklerinizi yakalayın. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I know it was you, Pounds. | Senin yaptığını biliyorum, Pounds. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Me what, Bosch? | Ne yapmışım, Bosch? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
You handed my file off to Chandler. | Dosyamı Chandler'a sen verdin. Sen de kılı kırk yarıyorsun, Bosch. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I got to tell you... it's been a real pleasure | Ama doğruya doğru, Chandler'ın gerçek seni ifşa etmesini... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
watching Chandler expose you for what you are. Oh, yeah? What's that? | ...izlemek son derece zevkliydi. Öyle mi? Gerçekte nasılmışım ben? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
An insubordinate, arrogant know it all loner | Asi, küstah, ukala, yalnız... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
and all around self righteous prick. | ...ve her türlü kendini beğenmiş bir göt. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
You forgot to mention 1 | "Üstlerinin kıçını yalamayı sevmiyor" demeyi unuttun, en sevdiğim o benim. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
We don't need cops like you anymore, Bosch. | Artık senin gibi polislere ihtiyacımız yok, Bosch. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Put in for your pension, pal. | Emekliliğini iste bence dostum. Günlerin artık sayılı. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Sarge. Do you think I'm delaminating? | Çavuşum, sence kılı kırk mı yarıyorum? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Beats me, Bosch. | Bu iş beni aşar, Bosch. Kim yapmıyor ki? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Sign here. | İmzalayın şurayı. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Who's the dead guy in the van? | Araçtaki ceset kimdi? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I don't know. I... I never saw him before. | Bilmiyorum, onu önceden hiç görmedim. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
You mean before you killed him. | Yani, öldürmeden önce görmediniz. Onu ben öldürmedim. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Somebody must have put him there. | Onu oraya biri koymuş olmalı. Yani arkadaki cesetten habersiz... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
dead guy in the back of the van... you didn't know? | ...öylece dolaşıyor muydunuz? Aynen öyle. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
You live in Hollywood. | Hollywood'da yaşıyorsunuz. Doğrudur. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Where were you going? | Nereye gidiyordunuz peki? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Echo Park isn't anywhere close to where you live. | Echo Park, yaşadığınız yere hiç de yakın bir noktada değil. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
No. I drive around and... and hand out fliers | Değil, etrafta dolaşıp iş yerimin broşürlerini... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
for my business in mailboxes. | ...posta kutularına atıyordum. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
You weren't going somewhere just to get rid of the body. | Yani, cesetten kurtulmak için bir yer aramıyordunuz. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Did you have sex with him? | Adamla cinsel ilişkiye girdiniz mi? Hayır, eşcinsel değilim ben. 1 | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
So we're not gonna find your DNA | Yani aradığımızda, herifin müsait bir yerinde DNA'nızı bulmayacağız, değil mi? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
No. Jesus. No. W... why would you think that? | Hayır, Tanrı aşkına. Hayır, bunu nasıl düşünürsünüz? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
This thing. | Bu şey. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
What is this used for? | Ne için kullanılıyor bu? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Ahh! What do you think? | Siz ne diyorsunuz? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I've never seen that before. Really? | Bu şeyi ilk defa görüyorum. Gerçekten mi? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
That's funny, because we just found that in your van, | Çok garip, çünkü bu şeyi aracınızda yanında şok cihazıyla bulduk. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
The guy would fasten his seat belt. Then you'd throw that over his head. | Adam emniyet kemerini bağlıyor, siz de bunu başına geçiriyorsunuz. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
He gets a little froggy, starts kicking and screaming. | Herif kıpraşıp duruyor, tekmeler atmaya, bağırmaya başlıyor. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Then you'd tase him. Is that how it went? | Sonra da şok veriyorsunuz, böyle mi oldu? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I don't do that. I... I don't do any of that. | Öyle bir şey yapmadım. Bunların hiçbirini yapmadım. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
now is the time to tell us. | ...konuşmanın için tam sırası. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Yeah, sure. | Tabii, buyurun. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I'll take that lawyer now. | Ben o avukatı alayım şimdi. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
No shit. | Alırsınız tabii. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Broken down... $1,000, resisting without force, | Parça hâli; şiddet uygulamadan tutuklamaya direndiği için bin dolar... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
and $500 for the expired driver's license. | ...süresi dolmuş sürücü ehliyeti için de beş yüz dolar. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Raynard Waits. | Raynard Waits. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Is there anything else before me involving Mr. Aronson? | Bay Aronson'la ilgili başka bir durum var mıydı? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
No, Your Honor. That's me. | Yok, Sayın Hakim. Benim. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
My name is Ms. Kell. I'm with the public defender's office, | Benim adım Bayan Kell. Barolar Birliği'nden geliyorum... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
and I'll be representing you in this proceeding. | ...ve bu duruşmada sizi ben savunacağım. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I want to plead not guilty. | Suçumu reddetmek istiyorum. Savunma bugün olmayacak. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Uh, the prosecutor will read the charges against you, | Savcı, aleyhinize olan suçlamaları okuyacak... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
and the judge will ask you if you understand those charges. | ...hakim de size anlayıp anlamadığınızı soracak. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
You say "yes," and that's it. And what about bail? | Siz de evet diyeceksiniz, bu kadar. Kefalet olayı ne olacak? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I've got a van, a small business, and some savings. | Kamyonetim, ufak bir işyerim, biraz da birikmiş param var. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Your van was impounded as evidence, | Kamyonetinize kanıt olarak el konuldu... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
and you're charged with murder, Mr. Waits. | ...ve cinayetle suçlanıyorsunuz, Bay Waits. En düşük kefalet, bir milyon dolar olur. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
A bond's gonna cost you 10% of said bail, non refundable. | Kefalet senedi de bahsi geçen kefaletin yüzde onu kadar tutacak, iade edilmeyecek. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
If you had that kind of money, I wouldn't be here. | Böyle bir meblağda paranız olsaydı ben burada olmazdı. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
This is unfair. | Haksızlık bu. Benim buradan çıkmam gerek, yürütmem gereken bir işim var. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
There are people I take care of. I'm sorry. | Elime bakan insanlar var. Üzgünüm. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I can't stay here. You understand? | Burada kalamam, anlamıyor musun? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Do your fucking job. I got things to do. | İşini yapsana, yapacak işlerim var benim. Hangimizin yok ki? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
You better get yourself under control when the judge calls your case. | Hakim senin davana bakana kadar kendine çeki düzen versen iyi olur. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
VURULMAYA BİR ANNENİN CİNAYETİ Mİ SEBEP OLDU? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
|
Shirts, pairs of socks, pants, underwear. | Tişörtler, çoraplar, pantolonlar, iç çamaşırları. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Anything useful from S.I.D.? | Özel Araştırma Bürosu'ndan bir şey çıktı mı? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Nothing that I.D.'s the kid. | Çocuğun kimliğine ulaşmamızı sağlayacak bir şey bulamadık. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
What time are you due in court? Couple hours. | Mahkemeye ne zaman gidiyorsun? Bir iki saate. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Can you give us a minute? | Bize biraz izin verir misin? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Irving called. | Irving aradı. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
He is less than thrilled with what went on in court yesterday. | Dün mahkemede olanların pek hoşuna gittiği söylenemez. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Tell him he can kick pounds in the balls for leaking my psych eval to Chandler. | Benim psikoloji değerlendirmemi Chandler'a verdiği için... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
He asked me to talk to you. | Seninle konuşmamı istedi. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
You don't think it was Pounds? | Sence veren Pounds değil miydi? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I think it sucks, but Irving's got a point. | Bence bu durum berbat ama Irving de haklı hani. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I'm not admitting to shooting an unarmed man. | Silahsız bir adamı vurduğumu itiraf etmeyeceğim. Vurmadım çünkü. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
If Chandler gets paid, she doesn't care what you admit. | Chandler parasını aldıktan sonra neyi itiraf ettiğine bakmaz. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Irving says you can end this with no admission of guilt. | Irving bu işi suçunu itiraf etmeden kapatabileceğini söylüyor. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Look, I'm sorry this stuff came out in court about your mom. | Annenin meselesi mahkemede ortaya çıktığı için üzgünüm. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
That was nobody's business. I'm not ashamed of her. | Bu kimseyi ilgilendirmez. Annemden utanmıyorum. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
She had no family, no husband. She did what she had to do to raise me. | Ne ailesi, ne de kocası vardı. Beni büyütmek için ne gerekiyorsa yaptı. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
This is why I hold you in such high esteem. | Seni bu yüzden, bu kadar önemsiyorum işte. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Because of who she was and what she did, the cops didn't give a shit. | Olduğu kişi ve yaptığı iş yüzünden polislerin umurunda bile olmadı. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
So maybe Chandler's right. | Bu yüzden Chandler haklı olabilir. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Maybe, on some subconscious level, I shot Flores to avenge my mother. | Belki bilinçaltımda, Flores'i annemin intikamını almak için vurmuşumdur. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I'll pretend I didn't hear that. | Bunu duymamış gibi davranacağım. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
As to the plaintiff's motion to exclude testimony | Davacı, Bay Flores'in ölümünün ardından evinden toplanan kanıtların... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
about the evidence collected from Mr. Flores' home | ...ifadelerden çıkarılmasını istediği için, Bay Flores ile... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
after his death, no testimony concerning Mr. Flores | ...iddia edilen suçluluğu ya da masumiyetiyle ilgili... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
or his putative guilt or innocence shall be permitted. | ...hiçbir ifadeye yer verilmeyecektir. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Yes, Your Honor. Remember, Harry, "yes" or "no." | Evet, Sayın Hakim. Unutma Harry, evet ya da hayır. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Not my first twirl around the dance floor, Counselor. | Bu, sahneye ilk çıkışım değil, avukat bey. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Good to know. | Bildiğim iyi oldu. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Detective Bosch, you testified that Mr. Flores | Dedektif Bosch, ifadenizde Bay Flores'in cinayet soruşturmasındaki... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |