Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 8856
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
So, what do we have on him besides a | Adamı suçlayabileceğimiz yirmi beş yıllık bir taciz mahkumiyeti hariç, neyimiz var? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Well, we're working on a search warrant, | Bir arama emri çıkartmaya çalışıyoruz ama işimiz zor. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Detectives found some stuff in the house, | Dedektifler evinde bir iki şey bulmuş. Çocuk fotoğrafları falan. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Pornographic? Not at all. | Pornografik mi? Hiç de bile. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
They also found some boys' stuff... | Oğlanlara ait eşyalar da bulmuşlar. Beyzbol eldiveniyle bisiklet. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Was he cooperative? | İşbirliği yapmış mı? Yalan makinesine girmeyi kabul etti. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
And where are wen identifying the victim? | Kurbanın kimliğini tespit konusunda ne noktadayız peki? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
We're cross referencing the leads from the tip line | İhbar hattından gelen bilgileri... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
with hospital record sand missing persons. | ...hastane kayıtları ve kayıp ihbarlarıyla karşılaştırıyoruz. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Bosch thinks that Captain Pounds gave money Chandler | Bosch, Komiser Pounds'un Para Avcısı Chandler'a... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
a copy of his confidential board of rights file. | ...gizli Haklar Kurulu dosyasının bir kopyasını verdiğini düşünüyor. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
That's a serious allegation, Lieutenant. | Bu ciddi bir suçlama, teğmen. Bosch emin ama. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
And that makes it so? | Bu da doğru olduğunu mu gösteriyor? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
We need officers to trust | Memurların, Haklar Kurulu mülâkatlarının gerçekten gizli olduğuna... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
are actually confidential or they won't cooperate. | ...güvenmeleri gerekiyor yoksa işbirliği yapmazlar. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
And good shooting or not, | Haklı olsalar da, olmasalar da, beyanat vermeleri... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
and talk to a department shrink. | ...ve teşkilâtın psikoloğuyla konuşmaları gerekiyor. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
To then have their personal background thrown at them | Mahkemede kişisel geçmişlerinin açık açık... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
in open court is bullshit... sir. | ...yüzlerine vurulması saçmalık efendim. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I'll take it under advisement, Lieutenant. | Tavsiyenizi dikkate alacağım, teğmen. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I'm his partner. What is this regarding? | Ben ortağıyım, konu neydi? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Do you have information about the case? | Davayla ilgili bilgiye mi sahipsiniz? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Hold on. Harry. | Biraz bekleyin. Harry. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Guy say she's Nicholas Trent's lawyer. | Adam, Nicholas Trent'in avukatı olduğunu söylüyor. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
He refuses to talk to anyone but you. | Senden başka kimseyle konuşmayacakmış. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
This is Detective Bosch. How can I help you? | Ben Dedektif Bosch, nasıl yardımcı olabilirim? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Do you have Nicholas Trent? | Nicholas Trent karakolda mı? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Sir, we do not have your client in custody. | Müvekkilinizi gözaltına almadık, bayım. Hayır, almadık bayım. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Well, I don't believe you. You know what? I'm on my way. | Size inanmıyorum. Oraya geliyorum şimdi. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
That's your prerogative. You... | Bu sizin hakkınız, siz... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
It's Trent's lawyer. | Trent'in avukatıymış. Ona ulaşamayınca gözaltına aldığımızı zannetmiş. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Mr. Trent, this is the police. | Bay Trent, polisiz biz. Kapıyı açın. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Mr. Trent, it's the police. | Bay Trent, polisiz biz. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
If you are home... come to the door. | Evdeyseniz, kapıya gelin. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
You want his neck swabbed for foreign DNA? | Yabancı bir DNA var mı diye boynundan örnek mi alınsın istiyorsunuz? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Might as well dot the I's. | Dip köşe bakalım hiç olmazsa. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
He left a note. | Arkasında bir not bırakmış. Müşterim masum bir adamdı. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
What's it say? | Ne yazıyor? Çocuğu öldürmediğine yemin ediyor. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
have destroyed his life, and 1 | ...ve artık devam edemeyeceği için canına kıymış. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
And there's this other stuff. | Bir de şu var. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
"My one regret is for my children." | "Tek pişmanlığım çocuklarım için. Şimdi çocuklarıma kim bakacak?" | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
You know what that means, Mr. Morton? | Bunun ne anlama geldiğini biliyor musunuz, Bay Morton? 1 | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Who these children are? I have no idea. | Bahsettiği bu çocuklar kim? Hiçbir fikrim yok. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
He didn't deserve this. | Adam bunu hak etmemişti. Bu davaya bakmam gerek. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
And you're responsible. | Bundan siz sorumlusunuz, hepiniz sorumlusunuz. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
His feet were on the ground. He could have stood up, | Ayakları yerdeydi. Ayağa kalkıp kendini kurtarabilirdi. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
No second thoughts. | Kendinden şüphe etmemiş. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
He's been waiting for this day for 20 years. | Yirmi yıldır bu günü bekliyormuş, nihayetinde de gelmiş oldu. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Detective Bosch, want to make a statement? | Dedektif Bosch, demeç verecek misiniz? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Stay back from him, please. It's all right. Yeah. | Ondan uzak durun lütfen. Önemli değil, evet. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Thanks to you and your story, | Senin ve haberin yüzünden... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Trent killed himself. Are you saying that he wasn't a suspect? | ...Trent canına kıydı. Şüpheli değil miydi yani? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
That he was innocent? I'm saying that thanks to you | Masum muydu diyorsunuz? Diyorum ki, senin... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
and your irresponsible reporting, we may never know | ...ve sorumsuz haberciliğin yüzünden... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Isn't suicide evidence of a guilty conscience? | İntihar etmesi, vicdanının rahat etmediğini göstermez mi? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Maybe. Maybe it isn't. | Olabilir de, olmayabilir de. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
But if Trent didn't do it, how you gonna feel? | Ama suçlu Trent değilse nasıl hissedeceksin kendini? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Everything I wrote was true. | Yazdıklarımın hepsi doğruydu. Orada olanların sorumlusu ben değilim. Hangisini beslersen kavgayı o kazanır. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Sleep tight, pal. | O zaman gece mışıl mışıl uyursun dostum. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
You led me to him. How's your conscience? | Beni ona sen yönledirdin. Senin vicdanın el verecek mi? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Come on, Bosch. | Yapma, Bosch. Değmez buna. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
It's Baker, right? | Baker'dı, değil mi? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Paper? Read it already. | Gazete? Okudum zaten. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
That phone. | Şu telefon. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
What phone? | Hangi telefon? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
The one you got from the deputy. | Şu memurdan aldığın telefon. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
What's it cost? I need to make a call. | Karşılığında ne istiyorsun? Telefon etmem lazım. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
A blowjob. | Sakso. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Well, if you're so hot to give me one, | Bana sakso çekmeye o kadar meraklıysan... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
knock yourself out. | ...hiç tutmayayım seni. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
You got money? | Paran var mı? Var. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Who you got to call? | Kimi arayacaksın? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
My mother. | Annemi. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Maybe it's a gang tat. | Belki çete dövmesi falandır. Tamam, Alvarez'e söyleyeyim araştırsın. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I doubt it. He's got no rap. | Sanmam, herifin sabıkası yok. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Who's got no rap? Raynard Waits. | Kimin sabıkası yok? Raynard Waits. Sanmam, herifin sabıkası yok. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Dude with the body in his van? | Şu kamyonetinde ceset olan herif mi? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
He does have one kick ass crime kit. | Harika bir suç seti var doğrusu. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Check out this choke hood. | Şu boğma çuvalına bir bakın. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
That's definitely after market. | Yüzüne bakılası biri olmadığı belli. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
You familiar with the phrase "put a bag over their head"? | "Kafasına bir torba geçir, oldu bitti" tabirini duydun mu hiç? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
You guys are the worst. | Çok fenasınız. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Barrel, what's up with this? | Fıçı, bu ne alâka? Sence? Elf işte. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
It's Christmas. These are Keebler elves, | Noeldeyiz. Bunlar Keebler elfi... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
not Christmas elves. So what? | ...Noel elfi değil. Ne olmuş ki? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
It's snack food. | Abur cubur maskotu bunlar. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
It worries me you know about this shit. | Bunları bilmen beni korkutuyor. Sen bilmiyor musun yani? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
You found me. | Evi bulabilmişsin. Zor olmadı. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Did you take this shot of the great white? | Şu büyük beyaz köpekbalığının resmini sen mi çektin? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
False Bay, South Africa. | Güney Afrika'daki False Körfezi'ndeyken. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Swam right up, bit the cage. | Direk bize doğru yüzdü, kafesimizi ısırdı. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
It's the good thing about being in the water... | Suda olmamızın iyi yanı kimsenin altına işediğini görememesi. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
You know their eyes are blue? | Gözlerinin mavi olduğunu biliyor muydun? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Sharks? Seriously? Yeah. | Köpekbalıklarının mı, cidden mi? Evet. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Like Brad Pitt. | Brad Pitt gibi. Ben Paul Newman derdim. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Maybe you are too old for me. Maybe I am. | Gerçekten benim için çok yaşlısın galiba. Galiba öyle. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Hey, sky diving, mountain climbing... | Paraşütle atlama, dağcılık. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Life is short. | Hayat kısa. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I hope I can keep up with you. | Sana ayak uydurabilirim umarım. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
That's nice wine. | Şarap güzelmiş. İşten sonra çıkıp almaya fırsatım olmadı. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |