Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 8995
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Fuck you. | Siktir git. Defol git. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
What was that, Greg? [ gurgles ] | Ne dedin, Greg? Ne dedin, Greg? | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
You're not being very clear. | net olarak anlayamadım. Seni pek anlayamadım. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
[ groans ] Spit it out, Greg. | konuş hadi, Greg. Haydi konuş, Greg. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
GREG: Drip Rock. | Drip Rock. Drip Rock. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
What kind of idiot holes up inside of his own bar? | Ne çeşit bir salak kendi barına saklanır? Hangi salak kendi barında saklanır ki? | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
That doesn't make any sense. | bana hiç mantıklı gelmedi. Bu hiç mantıklı değil. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Well, being marked by a death warrant | Doğrusu, ölüm emriyle aranıyorsan Hakkında ölüm emri çıkması bile onu eskisinden daha zeki yapmaz. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
doesn't give a man any more sense than he had before, | bu sana daha önce sahip olduğundan fazla mantık vermez, | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
and sometimes the best place to hide is in plain sight | ve bazen saklanacak en iyi yer en basit olanıdır Bazen saklanacak en iyi yer, seni kimsenin aramayacağı açık bir yer olabilir. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
where no one's looking for you. | Kimsenin seni aramayacağı bir yer. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Well, then, let's do this. Oh, no, I'm going in alone. | İyi hadi yapalım o zaman. Oh, hayır, yalnız gidiyorum. O zaman başlayalım. Hayır, hayır, yalnız gideceğim. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
What do you mea What? I know you heard me. | ne demek ist ne? beni duydun. Ne diyorsun? Beni anladığını biliyorum. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Yeah, I did hear you. It's a terrible idea. | evet, Seni duydum. Çok kötü bir fikir. Evet, anladım. Bu kötü bir fikir. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Listen, listen, I need you to keep an eye on things outside, | Dinle, Dinle, dışarıda olup bitene dikkat etmeni istiyorum, Dinle, dinle, sen dışarda olanları izlemek zorundasın. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
and whatever happens, stay outside, | ve ne olursa olsun, dışarıda kal, Ne olursa olsun dışarıda kal... | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
and be ready to go at a moment's notice. | ve bir anda gitmeye hazır ol. ...ve gitmeye hazır ol. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Oh, like a lookout. | Oh, gözcü gibi. Bir gözcü gibi. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Oh, this is great. | Oh, harika. Bu harika. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Hey, looks like you pulled out the big guns. | Hey, görünüşe bakılırsa büyük silahlarını çıkartmışsın. Bakıyorum da büyük silah ortaya çıkmış. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Who are you tracking, Mary? | Kimi arıyorsun, Mary? Kimin peşindesin, Mary? | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
You're gonna want to make yourself scarce, Billy. | Ortadan yok olsan iyi olur, Billy. Ortadan kaybolsan iyi olur, Billy. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Yeah, miss out on the action? No way. | Ne, Bu gösteriyi kaçırayım mı? hayatta olmaz. Aksiyonu kaçırayım öyle mi? Hayatta olmaz. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
[ sighs ] Make it hard as hell for the other guy. | Diğerinin hayatını cehenneme çevir. Diğeri için işleri zorlaştır. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Hey there, pretty lady. | Merhaba, güzel bayan. Merhaba, güzel bebek. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Why don't we see what's hiding up your little skirt? | Bakalım küçük eteğinin altında neler saklıyorsun? O eteğin altında neler var bakalım mı? | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
That ought to slow you down. | Bu seni biraz yavaşlatır. Bu seni yavaşlatır. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
CADDY: Oh, shit. | Oh, kahretsin. Lanet olsun. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
MARY: So is it true? | Bu doğru mu? Demek bu doğru. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Are you Francis Gorman? | Sen Francis Gorman'mısın? Sen Francis Gorman mısın? | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
I could tell you I was innocent, but you'd assume I'm lying. | Sana masum olduğumu söyleyebilirim, ama sanırım inanmazsın. Sana masumum derim, ama yalan dersin. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Never trust a collar. I taught you that. | Yakalılara güvenmemeyi, sana bunu ben öğretmiştim. Bir yakalıya güvenmemeni ben öğrettim. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
You didn't answer my question. | Sorumu cevaplamadın. Soruma cevap vermedin. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Is that your mug on the warrant? | İlandaki senin suratın mı? Ölüm emrindeki sen misin? | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Yeah, it's me. | evet, o benim. Evet, benim. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
And Harry here, is he your old business partner? | Ya Harry, eski iş ortağınmıydı, Harry'de eski iş ortağın mı? | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
You kill him so he wouldn't turn you in? | Seni ele vermesin diye mi öldürdün onu? Seni ele vermesin diye mi öldürdün? | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
And what the fuck is Second Sun? | ve siktiğimin ikinci güneşi ne demek? İkinci Güneş'te nedir? | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Second Sun? | İkinci güneş mi? İkinci Güneş mi? | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
What the hell are you talking about? | Sen neden bahsediyorsun? Neden bahsediyorsun? | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
God, they tried to kill me, you son of a bitch! | tanrım, beni öldürmeye çalıştılar, orospu çocuğu! Beni öldürmeye çalıştılar, alçak herif! | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
I didn't kill Harry. | Harry'i ben öldürmedim. Harry'i ben öldürmedim. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Smell the room. He's been dead a week. | Odayı koklasana. Öleli bir hafta olmuş. Odayı kokla, bir haftadır ölü. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
This was a trap. | Bu bir tuzaktı. Bu bir tuzak. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
I trusted you. | Sana güvenmiştim. Sana güvendim. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
I believed in you. | Sana inanmıştım. Sana inanmıştım. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Mary | Mary Mary. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Why didn't you tell me? | Niye bana söylemedin? Bana neden söylemedin? | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
I was going to. | Söyleyecektim. Söyleyecektim. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
It's, uh | ama | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
It's complicated. | Biraz karışık bir durum. Bu karışık bir durum. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
I'm going to the Council. | Konseye gideceğim. Konseye gideceğim. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
I need to speak to the Judges. | Yargıçlarla konuşmam gerek. Yargıçlarla konuşmak gerekiyor. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
That's suicide. | Bu intihar olur. Bu bir ihtihar olur. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
No one's ever appealed a death warrant. | daha önce hiç kimse ölüm emrine itiraz etmedi. Kimse ölüm emrini geri alamadı. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
The Council Guard'll kill you at the gate. | Konsey muhafızları seni kapıda öldürürler. Konsey koruması seni kapıda öldürür. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Yeah, well, I'll deal with that when I get there. | Bunu oraya ulaştığımda düşünürüm. Bunu oraya gidince düşünürüm. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Then I'm going with you. | O zaman ben de seninle geliyorum. O zaman seninle geliyorum. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
You can't do this alone. | Bunu yalnız yapamazsın. Bunu yanlız yapamazsın. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
You can't come. | Gelemezsin. Gelemezsin. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
I don't want you risking your life for me. | Kendi hayatını benim için riske atmanı istemiyorum. Benim için hayatını riske atmanı istemiyorum. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
That wasn't a request. | Bu bir rica değil di. Bu bir istek değil. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
You're not gonna make this easy on me, now, are you? | Bunu benim için kolaylaştırmayacaksın değil mi? Bu işi kolaylaştırmayacaksın değil mi? | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Now, where's the fun in that? | Hayır, öyle yaparsam eğlencesi nerede? O zaman tadı çıkmaz. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Get the bikes, Jack! | Jack! Motorları hazırla Motorları getir, Jack! | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Shit. Shit. Shit. | Bok. Bok. Bok. Lanet, lanet, lanet. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
BILLY: Hey, this is great stuff, Mary. | Hey, bu olanlar harika, Mary. Bu gerçekten harika, Mary. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
MARY: Told you to get out of here. | Sana buradan git demiştim. Sana buradan git demiştim. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Yeah, and miss the story of my career? | Evet, gideyim de kariyerimin en önemli hikayesini kaçırayım? Gidipte kariyerimin haberini mi kaçırayım? | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Not a chance! | hiç şansı yok! Hiç şansın yok! | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Been a pleasure working with you, Billy. | Seninle çalışmak büyük bir zevkti, Billy. Seninle çalışmak zevkti, Billy. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
DRIFTER: Will you stop rolling around on the ground | yerde yuvarlanmayı kesip Etrafta yuvarlanmayı bırakıp, şu motorları getir. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
and get the bikes?! | motorları getirecek misin?! | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
What the fuck was that? Mary! | O neydi öyle? Mary! Bu da neydi böyle? Mary! | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
You are acting like a child! | Çocuk gibi davranıyorsun! Şımarık bir çocuk gibisin! | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
I'm going with you to the Council. | Seninle konseye geliyorum. Konseye seninle birlikte geliyorum. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Will you stop being so stubborn? | Katır inadını bırakırmısın? Bu kadar inatçı olmayı bırakacak mısın? | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
You can't go on a kill crazy rampage every time you're mad at somebody! | Birisine kızdığın zaman sağa sola ateş edemezsin! Birine her kızdığında, böyle katliam yapamazsın! | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Oh, yeah? Watch me! | öyle mi? iyi bak o zaman! Öyle mi? İzle o zaman! | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Mary, on your nine. | Mary, saat dokuz yönünde. Mary, çekil oradan. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
JACK: What happened back there? | ne oldu orada öyle? Orada ne oldu? | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Why is Mary trying to kill us? | Mary neden bizi öldürmeye çalışıyor? Neden Mary bizi öldürmeye çalıştı? | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
DRIFTER: She's having a tantrum. | Sinir krizi geçiriyor. O sinir krizi geçirdi. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
JACK: Put the hammer down, man. | Horozunu indir, adamım. Gazı kökle, dostum. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
She can't catch us. | Bizi yakalayamaz. Bizi yakalayamaz. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
I modified her boosters. | arabanın booster ayarlarıyla oynadım. Turbosuna ayar çektim. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
What happens if she engages them? | Vitese takarsa ne olur? Eğer onu köklerse ne olur? | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
I don't know. Probably stall out. | Bilmiyorum. Herhalde durur. Bilmiyorum. Heralde yana savrulur. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
That's not supposed to happen. | Böyle olmaması gerekiyordu. Bunun olmaması lazımdı. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
What are you stopping for, man? | Adamım, neden duruyorsun? Niye duruyorsun, dostum? | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
We gotta go! | gitmeliyiz! Gitmemiz gerek! | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
JACK: Great, she's not dead. Can we go, please? | İyi işte, ölmemiş. Gidebilirmiyiz, lütfen? Aman ne güzel, ölmemiş işte. Şimdi gidebilir miyiz? | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Can't have you following me, fender bunny. | Beni takip etemen izin veremem, Motor tavşanı. Beni takip edemezsin, küçük tavşan. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
MAN: Mr. Sterling, sir. | Bay. Sterling, efendim. Bay Sterling, efendim. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
I'll be with you in a minute. | Birazdan geleceğim. Hemen geliyorum. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Sir, Mr. [ groans ] | Efendim Efendim, Bay... | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
How many times have I told you | Dış görünüşünüzün ne kadar önemli olduğunu? Sana kaç kere görünüşüne dikkat etmen gerektiğini söyledim? | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
the importance of maintaining our appearance? | Size kaç kere söyledim. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
We had the bounty killers surrounded | ödül avcıları vardı çevremizi sar Kelle Avcılarını çevirmiştik. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |
Give me the bottom line, Mr. Elliott. | Sonuç ne, Mr. Elliott. Bana sonucu söyle, Bay Elliott. | Bounty Killer-1 | 2013 | ![]() |