Search
English Turkish Sentence Translations Page 154879
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Under no circumstances will I allow you to screw that up for me. | Hiçbir şekilde bunu berbat etmene izin vermeyeceğim. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
Wow. Did you rehearse that? | Vay be! Bunu prova etmiş miydin? | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
Right. I'm done. That's it? You're gonna leave? | Tamam,Benden bu kadar. Bu kadar mı? Gidiyor musun? | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
But I made pie. | Ama turta yapmıştım! | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
But if it was just a matter of getting all that off your chest, | Amacın sadece içini dökmek olsaydı,... | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
you could have just as easily sent me a letter, | ...bana bir mektup göndermen yeterli olurdu. Ama sen beni görmek için buraya kadar zahmet ettin. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
Coming here was only to please my friends at Stargate Command | Buraya sadece... | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
Yes, it must be wonderful to have friends who care about you, | Evet, seni önemseyen arkadaşlarının olması çok güzel. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
who support you in times of need, who believe in you. | İhtiyaç duyduğunda yanında olan, sana inanan arkadaşlar.... | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
I earned their trust. | Ben onların güvenini kazandım. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
I don't suppose there's anything I could say or do | Yalan söylemediğime, dürüstçe değişmek istediğime seni ikna etmek için.. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
that would convince you that I'm not lying, that I'm honestly trying to change. | ...söyleyebileceğim ya da yapabileceğim hiç bir şey yok mu? | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
Well, then, before you go, this is for you. | O zaman, gitmeden önce... | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
I got it from a trader on Meronat. | Bu senin! Maronat'taki bir tüccardan aldım. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
You know, that little world with the twin suns | Bilirsin, şu ikiz güneşli küçük gezegen, hani seni götürürdüm. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
I remember Meronat. Do you still have your little treasure box? | Maronat'ı hatırlıyorum. Küçük mücevher kutun hala duruyor mu? | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
Where you would store all the gifts I used to bring you | Hani küçük bir kızken sana getirdiğim ufak armağanları sakladığın kutu? | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
No. I threw that away a long time ago. | Hayır, uzun zaman önce ondan kurtuldum. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
I understand. Well, thanks for coming. | Anlıyorum. Peki, geldiğin için teşekkürler... | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
And even though it's too late, I want you to know I'm sorry. | ...artık çok geç de olsa, üzgün olduğumu bilmeni istiyorum. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
Having second thoughts? No. | Fikrini tekrar mı gözden geçiriyorsun? Hayır... | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
I think the door is locked. It sticks a little. | Sanırım kapı kilitli. Ha! Biraz sıkışıyor bazen. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
There you go. Goodbye, Jasec. | İşte oldu. Hoşçakal Jacek. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
For once in the last 20 years, could you call me Dad? | Yirmi yıl oldu, bir kere de olsa, bana "Baba" der misin? | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
You haven't earned that right yet. | Bu hakkı henüz kazanmadın. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
Yet. | Henüz! Seni ararım. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
Vala. I think you're gonna wanna see this. | Vala! Bunu görmelisin. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
I found this on the Internet. | Bunu internette buldum. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
It's time to tap into the source | Şimdi yıldıztozunun gücüyle kaynağa ulaşma zamanı! | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
Yes, genuine stardust! | Evet, gerçek yıldıztozu! Ünlülerin ve profesyonel atletlerin kullandığının aynısı. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
to tap into the power of the alpha force, | Evrendeki çekirdek enerjiye, alfa gücüne ulaşmak için... | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
Tap into the source. | Kaynağa ulaşın! Her biri özel olarak üretilmiş, dört gram gerçek yıldıztozu içeren kutuların tanesi sadece 19.95 dolar. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
That's only $19.95 for a vial of genuine stardust. | Bir kutu gerçek yıldıztozu için sadece ondokuz dolar ve doksanbeş sent! | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
Tap into the source. | Kaynağa ulaşın! Hemen sipariş verin. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
It wasn't real stardust. | Gerçek yıldıztozu değildi. Sorun da bu zaten. Sen bir dümen çeviriyorsun. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
Well, now, that's a matter of interpretation. | Bu bakış açısına göre değişir, ben insanlara umut satıyorum. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
No. You're selling glitter shavings in a tube for 20 bucks a pop. | Hayır, sen yirmi kağıt karşılığında bir tüpte ışıltılı parçacıklar satıyorsun. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
Look, you are a guest on this planet, and as long as you are a guest, | Bak, sen bu gezegende konuksun, konuk olduğun müddetçe de bazı kurallara uyacaksın. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
Come on, a guy's got to make a living. | Yapma, hayatımı kazanmam lazım. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
The next thing you know, you're going to tell me I can't publish my diet book. | Şimdi de bana diyet kitabımı yayınlayamayacağımı söyleyeceksin. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
It's an "Eat For Your Eye Color" diet. I just lined up a publisher. | Göz rengini temel alan bir diyet, yayıncıya yeni göndermiştim. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
We're killing the book deal, and if you keep this up, | Kitap anlaşmasını iptal ediyoruz ve bunda ısrar edersen iptal edeceğimiz bir sonraki anlaşmayla beraber sen de iptal olursun. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
Yes, I... | Evet, ikinci bir şans verdiğiniz için minnettarım. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
Are you sure? I could've sworn it was... | Emin misin? Yemin ederim ki böyle bir şey... Ha, tamam, Pepito. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
Come this way. Do you play poker? Are you familiar with the game 21? | Gel bakalım! Poker oynar mısın? Hiç 21 oynadın mı? | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
May I offer you a word of advice? Hello. Hi. | Sana bir kelimelik bir tavsiyede bulunabilir miyim? Merhaba.... | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
Any input that would help me better myself would be greatly appreciated. | Vereceğin her bilgi kendimi düzeltmem için yararlı olacaktır, buna minnettar olurum. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
Perhaps three words. Be less annoying. | Belki de üç kelimelik bir tavsiye: İnsanları huzursuz etme. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
And if you have no intention of reforming your ways, | Yola girmek gibi bir niyetin yoksa ki tahminimce yok... | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
Let me tell you something, big boy, my daughter and I have an understanding, | Sana bir şey söyleyeyim mi koca oğlan, kızım ve ben birbirimizi anlıyoruz, aramızda sözsüz bir bağ var ve... | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
Vala! Are you free on Friday night? | Vala! Cuma gecesi boş musun? Umarım boşsundur, Virginia Diyalog Gösterisi için iki kişilik biletim var. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
I don't know much about it, but the tickets are very hard to get. | Hakkında pek bilgim yok, ama bilet bulmak oldukça zor! | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
To think I was just starting to believe in you. | Sana inanmaya başlamıştım. Değişmeye çalışıyorum! Bu işler öyle birden olmaz ki! | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
So, what are you doing Friday night? | Peki sen Cuma gecesi ne yapıyorsun? | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
That's the last of them. Thank you. Vala? | İşte bu da sonuncusu. Teşekkürler. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
Have a seat, please? | Vala, otur lütfen. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
How're you doing? Fine. | İyi misin? İyiyim. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
Why wouldn't I be? Well, you're obviously disappointed. | Neden iyi olmayayım ki? Hayal kırıklığına uğradığın ortada. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
Right, yeah. No, not in Jasec. His actions didn't really surprise me. | Tamam, evet, Jacek'le ilgisi yok. Yaptıkları beni hiç şaşırtmadı. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
More in myself for even considering the possibility | Sorun bende; doğruyu söyleme ihtimali olduğunu düşünmemeliydim bile. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
Maybe he was. No, he lied. | Belki de doğruyu söylüyordu. Hayır, yalan söyledi. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
He said he was trying to change. | Değişmeye çalıştığını söyledi. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
Well, change isn't easy. I think you of all people should know that. | Değişmek kolay değildir. İkinizin de bunu bilmeniz gerek. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
Right, so you want to draw parallels between him and I, | Benimle onun arasında bir paralellik kurmak istiyorsun. Aynı kötü geçmiş, ikimizin de değişmek istemesi... | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
Daniel, I'm a different person than I was two years ago | Daniel, ben iki yıl öncekinden farklı bir insanım, çünkü değişmeyi gerçekten istedim. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
No? So, you're telling me your decision had nothing to do | Hayır. Yani diyorsun ki kaçmayı bırakıp yarı normal bir hayat sürmenin verdiğin bir kararla ilgisi yoktu. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
You don't know Jasec the way I do. No, you're right. | Sen Jacek'i benim kadar iyi tanımıyorsun. Haklısın, tanımıyorum. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
After all, you, better than anybody, must know what it's like | Tüm olanlardan sonra, eski yaşamına dönmeye duyulan dayanılmaz isteğe karşı koymanın ne kadar zor olduğunu senin herkesten daha iyi bilmen gerekir. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
Jasec, it's Vala. | Jacek, ben Vala! | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
Should we come back? | İstersen sonra tekrar gelelim. Hayır. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
Hello? He's not in here. | Merhaba! Burada değil. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
He's removed his ankle monitor. | Bilek monitörünü çıkarmış. Bizi aptal yerine koyduğunu sana söylemiştim. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
Actually, you were starting to believe him, too. | Aslında sen de ona inanmaya başlamıştın. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
If he's decided to leave, it's unlikely we'll find him again. | Eğer ayrılmaya karar verdiyse, onu bulmamız biraz zor. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
During his initial physical, | İlk muayenesinde, Dr. Lam ona bir deri altı vericisi yerleştirmişti, önlem olarak. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
Dr. Lam implanted him with a subcutaneous transmitter. | Jacek ! | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
You didn't trust him, but you talked me into coming here anyway? | Ona güvenmedin, ama yine de benimle buraya gelmem için konuştun! | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
Hey, he's not my father. Sam, it's Daniel. | O benim babam değil. Sam, ben Daniel. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
What's going on? Jasec's on the run. | Neler oluyor! Jacek kirişi kırdı. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
His locator signal places him approximately six miles | Yaydığı sinyal Colorado Springs'in yaklaşık 10 km. batısında olduğunu gösteriyor. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
Have we dispatched a team to the area? Yeah, Daniel and Vala just got there. | Bölgeye bir tim sevk ettik mi? Evet. Daniel ve Vala oraya henüz ulaştılar. Daniel? | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
One, let's start over again. There's seven total. | Bir... Baştan başlayalım. Toplamda yedi tane var. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
Three for you, three for me, one for me, it's for the house, as we call it. | Üç sana, üç bana. Bir tanesi de ev sahipliği için bana, konuştuğumuz gibi. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
I didn't know your father had any friends here on Earth. | Babanın Dünya'da arkadaşları olduğunu bilmiyordum. Ben de. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
You can't go back on this deal. We had an arrangement. | Sözünden cayamazsın. Bir anlaşmamız vardı. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
Jasec? | Jacek ! | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
Jaffa. | Jaffa ! | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
CARTER: Jasec was carrying that with him. | Jacek bunu yanında taşıyordu. Kısa menzilli bir iletişim cihazı, muhtemelen Jaffa ile bağlantı kurmak için kullanıyordu. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
Turns out we didn't destroy all of the ships intended for the attack. | Saldırıda kullanılacak bütün gemileri yok edememişiz gibi görünüyor. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
One of them was dispatched early, and it's been sitting somewhere here on Earth | Bu gemilerden birisi erkenden dünyaya sevk edildi ve bir yerlerde bizi vurmak için alacağı emri bekliyor. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
He got his intel from some heavily involved Jaffa | İstihbaratı tüm bu olaylar sırasında başkaca düşünceleri de olan, önde gelen bir Jaffa'dan sağlıyordu. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
Apparently, he knew them from some weapon smuggling operation | Kaçtığı sırada onların silah kaçakçılığı yaptıklarını biliyordu. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
He found out about the cargo ships and made a deal with us | Kargo gemileri hakkında bilgi edindi ve bizimle bir anlaşma yaptı ki dünyaya gelebilsin. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
Where he made a deal with the Jaffa, they'd give him the naquadah, | Jaffa'yla yaptığı anlaşmaya göre, onlar Jacek'e naquahdah verecekti, o da satacaktı ve hasılatı bölüşeceklerdi. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
Where's this cargo ship located? | Bu kargo gemisi nerede? | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
He doesn't know. The Jaffa he was with was his contact, and he's gone, so... | Bilmiyor. Bağlantısı olan Jaffa öldü ve... | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
This particular cargo ship is cloaked, | Bu gemi görünmez durumda, dolayısıyla yapacağımız yörünge taraması herhangi bir naquadah izi bulamayacaktır. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
But Jasec claims that Arkad marked the naquadah | Ama Arkad Jacek'e naquahdah'ı adamları kendisine kazık atamasın diye işaretlediğini söylemiş. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
He says he can calibrate our detection systems | Bizim saptama sistemlerimizi bu naquadahdah'ın kendine özgü enerji imzasını yakalayabilecek şekilde ayarlayabileceğini söylüyor. | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |
Just out of interest, what did he ask for in return? | Meraktan soruyorum. Karşılığında ne istedi? | Stargate SG-1 Family Ties-2 | 2007 | ![]() |