Search
English Turkish Sentence Translations Page 159861
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Everything he had and everything that we did together | Sahip olduğu her şey ve beraber yaptığımız her şey Sahip olduğu her şey, beraber yaptığımız her şey... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
and I begged for help from, you know, whomever. | yardım için yalvardım. Kimden olduğunu siz biliyorsunuz. ...yardım için yalvardım, kimden olduğunu biliyorsunuz. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I pleaded... | Yalvardım... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Nothing. | Hiçbir şey olmadı. ...hiçbir şey olmadı. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I had questions. I wanted answers, | Sorularım vardı. Cevaplar istedim. Sorularım vardı. Yanıtlar istiyordum. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I didn't get them. | Cevapları alamadım. Yanıt alamadım. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
And it really pissed me off. | Ve bu beni gerçekten sinirlendirdi. Ve bu beni çok sinirlendirdi. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
So one day | Bu yüzden bir gün, O yüzden bir gün... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
One thing led to another | Olaylar birbirini takip etti. Olaylar birbirini izledi. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
That's it. | Hepsi bu. Bu kadar. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I didn't even really think that much of it at the time. | Bundan fazlasını gerçekten düşünmemiştim bile o zaman. O zaman bu kadar önemli olacağını düşünmemiştim. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I wish it were more amazing than that, I really do. | Bunun daha hayret verici olmasını isterdim, gerçekten. Olay bundan daha etkileyici olsun isterdim, gerçekten. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Are you saying you made it all up? | Bütün bunları uydurduğunu mu söylüyorsun? Her şeyi uydurduğunu mu söylüyorsun? | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Maybe whoever's up there just used my anger and pain | Belki de yukarıdaki her kimse, beni ilahi bir planın bir parçası yapmak için Belki yukarıdaki kimse, benim öfkemi ve acımı kullanarak... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
to make me part of some divine plan. | benim öfkemi ve acımı kullandı sadece. ...beni bir tür ilahi planın bir parçası yaptı. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I'm not a guy with answers. | Ben cevapları bilen bir adam değilim. Ben yanıtlara sahip bir adam değilim. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
So you're just like the rest of us. | Yani sen de bizim gibisin. Yani, sen de bizim gibisin. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
This is dumb. | Bu aptalca. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Alex and I don't need that | Alex ve benim hayatımızda buna Alex ve benim hayatımızda buna... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
in our lives right now. Yes, you do. | ihtiyacımız yok şu anda. Evet, var. ...ihtiyacımız yok şu anda. Evet, var. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
No, you'll just make something up. And I know... | Hayır, bir şeyler uyduracaksın yalnızca. Ve ben biliyorum... Hayır, bir şey uydurmuşsun. Ve biliyorum... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Shut up, Elizabeth. Look, everything I said was true, okay? | Sus artık, Elizabeth. Bak! Söylediğim herşey doğruydu, tamam mı? Kapa çeneni, Elizabeth! Bak, bütün söylediklerim doğruydu, tamam mı? | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
and say, "All is forgiven"? | ve "her şeyi affettim" dememi mi istiyorsun? ..."Hepsi affedildi" mi diyeyim? | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Let's just leave it at that. | Bırakalım öyle kalsın. Öyle kabul edelim. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Yes, I lied. Yes, I'm sorry. | Evet, yalan söyledim. Evet, üzgünüm. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Yes, I led you on. Yes to all of it. | Evet, seni kandırdım. Hepsine evet. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
the answer to every questions I ever had | şimdiye kadar sorduğum her sorunun yanıtı ...bütün sorularımın yanıtı... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
is a kid like Alex who's got a mom like you. | senin gibi bir annesi olan Alex gibi bir çocuktu. ...Alex gibi bir çocuğu olan senin gibi bir anneydi. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
If we could maybe just start again, | Belki baştan başlayabilseydik, Eğer baştan başlama şansımız olursa... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Maybe it would. | Belki olurdu. Belki bitebilir. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Elizabeth. | Ben Elizabeth. Elizabeth. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I'm Arlen. | Ben de Arlen. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
You can cry | Sular seller gibi... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
a million tears | ...ağlayabilirsin. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
you can wait | Sittin sene... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
a million years | ...bekleyebilirsin. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
if you think that time | Eğer zamanın huylarını... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
when your morning | Sabahın... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
turns to night | ...akşam olduğunda... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
who'll be loving you | ...mum ışığında seni... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
by candlelight? | ...kim seviyor olacak? | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
time can slip away | Zaman akıp gidiyor... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
take a chance | şansını dene | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
will change your ways | değiştireceğini düşünüyorsan | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
don't wait too long | fazla bekleme | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
it may shine | Güneş açabilir | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
like fine red wine | yıllanabilir | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
baby, you and I | Bebeğim, senin ve benim | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
got a lot to learn | öğrenecek çok şeyimiz var | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
play your part | rolünü oyna | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
but if you think that time | ama eğer zamanın huylarını | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
don't wait | bekleme | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
which is "Me and God." | ki o da "Ben ve Tanrı"dır. ...ki bu da "Tanrı ve Ben". | The Answer Man-2 | 2009 | ![]() |
free unlimited texting and of course | free unlimited texting and of course... | The Answer Man-2 | 2009 | ![]() |
God grant me the serenity | Değiştiremeyeceğim bu korkunç saçmalığı kabul etmem için Tanrım bana sakinlik ver... | The Answer Man-2 | 2009 | ![]() |
a dream that can be heard | ...kulağa gelen bir rüya. | The Answer Man-2 | 2009 | ![]() |
"...Attempts to contact you in the past have failed, | Bugüne kadar sizinle temas kurma girişimlerimiz başarısız olmuştur. "Size geçmişte ulaşma çabalarımız başarısız oldu... | The Answer Man-2 | 2009 | ![]() |
Beautiful dreamer | Güzel hayalperest... | The Answer Man-2 | 2009 | ![]() |
What the hell am I talking about? | Ben neler diyorum böyle ya? Ben neden bahsediyorum böyle? | The Answer Man-2 | 2009 | ![]() |
Fuck. | Siktir! Kahretsin! | The Answer Man-2 | 2009 | ![]() |
This is nice. | Burası çok hoş. | The Answer Man-2 | 2009 | ![]() |
That's so funny. | Bu çok komik. Çok komik bu. | The Answer Man-2 | 2009 | ![]() |
Just a minute. | Yalnızca bir dakika! Bir dakika. | The Answer Man-2 | 2009 | ![]() |
I love your book, Arlen. You rock, Arlen. | Kitabına bayılıyorum, Arlen. Harikasın, Arlen. Kitabını seviyorum, Arlen. Harikasın, Arlen. | The Answer Man-2 | 2009 | ![]() |
Oh, that's it! Spindle, taillight. | İşte burada! Spindle, ışık! Ah, işte bu! Spindle, kuyruk ışığı! Ah, işte bu! Spindle, kuyruk ışığı! Ah, işte bu! Spindle, kuyruk ışığı! | The Ant Bully-1 | 2006 | ![]() |
What? What do you mean, "what"? | Ne oldu? Ne demek ne oldu? | The Ant Bully-1 | 2006 | ![]() |
Hey! Hey, what are you doing? | Hey! Hey, sen ne yapıyorsun? | The Ant Bully-1 | 2006 | ![]() |
Yeah, this is the sleeping chamber. Go to sleep. | Evet, burası uyku odası. Git uyu. Beni oraya çıkartma! | The Ant Bully-1 | 2006 | ![]() |
I'm so sorry, but I must have the final ingredient for my potion. | Üzgünüm ama iksirimin son bileşenini almalıyım. | The Ant Bully-1 | 2006 | ![]() |
Now, what's more important: | Şimdi, hangisi daha önemli: | The Ant Bully-1 | 2006 | ![]() |
Me completing my life's work for the salvation of the colony | Kolonimizin kurtuluşu için hayatımı adadığım çalışmam mı... | The Ant Bully-1 | 2006 | ![]() |
Which includes you guys. | ...ki buna sizler de dahilsiniz beyler. Yoksa uykunuz mu? | The Ant Bully-1 | 2006 | ![]() |
Sleep. I'm going with sleep. Yeah, the second one. | Uyku. Uyumayı tercih ederim. Evet, ikincisi. | The Ant Bully-1 | 2006 | ![]() |
Well, then I shall try to be very quiet. | Güzel, o zaman ben de daha sessiz olmaya çalışırım. | The Ant Bully-1 | 2006 | ![]() |
Clacktiel. | Clacktiel. | The Ant Bully-1 | 2006 | ![]() |
That's it, I'm coming up there! | Bu kadarı yeter, oraya geliyorum! | The Ant Bully-1 | 2006 | ![]() |
Fire crystals. | Ateş kristalleri. | The Ant Bully-1 | 2006 | ![]() |
At last. The final ingredient. | Nihayet. Son bileşen. | The Ant Bully-1 | 2006 | ![]() |
No. No, cut it out. Dogpile. | Hayır. Hayır, kes şunu. Köpek askısı. | The Ant Bully-1 | 2006 | ![]() |
Dogpile. | Köpek askısı! | The Ant Bully-1 | 2006 | ![]() |
It's the Destroyer! | Bu Yok edici! | The Ant Bully-1 | 2006 | ![]() |
Atomic wedgy. | Atomik kavrama. | The Ant Bully-1 | 2006 | ![]() |
And a clean break. | Ve güzel bir son. | The Ant Bully-1 | 2006 | ![]() |
Clean break. Excellent wedge. Yeah. All right. | İyi işti. Harika kavradın. Evet. İşte böyle. | The Ant Bully-1 | 2006 | ![]() |
Come on, man, I'm running out of underwear. | Haydi ama dostum, hiç sağlam iç çamaşırım kalmadı. | The Ant Bully-1 | 2006 | ![]() |
Well, what are you gonna do about it, huh? Nothing. | Peki, bu konuda ne yapacaksın, ha? Hiçbir şey. | The Ant Bully-1 | 2006 | ![]() |
Because I'm big and you're small. Yeah. | Çünkü ben iriyim, sense ufaksın. Evet. | The Ant Bully-1 | 2006 | ![]() |
Because he's big and you're small. Hey. | Çünkü o iri, sense ufaksın. | The Ant Bully-1 | 2006 | ![]() |
Quit repeating everything I say. | Söylediklerimi tekrar etmekten vazgeç. Sadece vurgulamaya çalışıyordum, ahbap. | The Ant Bully-1 | 2006 | ![]() |
Man, why you gotta be hating? | Dostum, bu kadar sert vurmak zorunda mısın? Dostum, niye nefret etmek zorundasın? | The Ant Bully-1 | 2006 | ![]() |
Destroyer. | Yok edici. | The Ant Bully-1 | 2006 | ![]() |
Zoc? | Zoc? | The Ant Bully-1 | 2006 | ![]() |
Water! | Su geliyor! | The Ant Bully-1 | 2006 | ![]() |
Zoc. Hova, please, get to the grass. | Zoc. Hova, çimlere ulaşmaya çalış. | The Ant Bully-1 | 2006 | ![]() |
I hear they're capable of speech, like us. | Bizim gibi konuşabildiklerini duydum. Onlar bize benzemez. | The Ant Bully-1 | 2006 | ![]() |
What you gonna do about it, ants? Nothing. | Bu konuda ne yapacaksınız, karıncalar? Hiçbir şey. | The Ant Bully-1 | 2006 | ![]() |
Because I'm big and you're small. | Çünkü ben iriyim, sizse ufaksınız. | The Ant Bully-1 | 2006 | ![]() |
Away, monster, or I will use my powers to destroy you. | Git buradan canavar yoksa güçlerimi seni yok etmek için kullanırım. | The Ant Bully-1 | 2006 | ![]() |
Powers that I have yet to perfect. Run! | Henüz mükemmelleştiremediğim güçlerimi. Koş! | The Ant Bully-1 | 2006 | ![]() |
Hello. | Merhaba. Sana zarar vermek istemiyoruz. Merhaba. | The Ant Bully-1 | 2006 | ![]() |