Search
English Turkish Sentence Translations Page 160362
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Where is she? How the fuck did you get in here? | Nerde o? Sen buraya nasıl geldin? Nerede o? Buraya nasil geldin? | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
You find her? What're you doing here? Is she... | Onu buldun mu? Burada ne yapıyorsun? O... Onu buldun mu? Burada ne yapiyorsun? O... | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Shut the fuck up for a second! | Bir dakikalığına çeneni kapa! Bir saniye çeneni kapa! | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
You're being followed. I know that. | Takip edildin. Onu biliyorum. Izleniyor musun? Bunu biliyorum. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
What is this place? | Burası da neresi? Burasi da neresi? | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
The land of fucking make believe.. | Lanet bir yer olduğunu düşünüyorum. Sahte ve düssel bir ülke.. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Stick around, they'll make you a mayor. | Biraz etraf da takıl, seni kesin belediye başkanı yaparlar. Etrafta takil, seni belediye baskani yaparlar. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
What the fuck is this... what the fuck is this? | Bu da ne böyle... Bu da ne böyle? Bu da ne demek... Bu da ne demek? | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
You know what it is. | Ne olduğunu biliyorsun. Ne oldugunu biliyorsun. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
No. What was exactly where you told her it would be? | Hayır. Tam da olmasını istediğin yerdeler de ne demek? Hayir. Ona bahsettigin yerde bulabilecegi sey tam olarak ne? | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Ice. What? | Taşlar. Ne? Buz. Ne? | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Wooden Bling. Skinny give me. | Değerli taşlar. Sıska verdi. Mücevher kutusu. Skinny bana vermisti. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
What Diamond, Frizer? | Ne elması ha Frizer? Ne elmasi, Frizer? | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Those diamonds. | İşte o elmaslar. Bu elmaslar. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
The ones Skinny Faddeev gave Anton 'The Pro' to throw the prize fight. | Sıska Faddeev'in Anton "Pro'ya" maçı satması için verdiği ödül. Ödül maçini kaybetmesi için Skinny Faddeev'in Anton 'The Pro'ya vermis olduklari. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Wait, slow down... No, no. Dont play dumb, Poley. | Dur bakalım, ağır ol... Hayır, Hayır. Aptalı oynama Poley. Bekle, yavas ol... Hayir, hayir. Aptali oynama, Poley. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
You dont have to. | Gerek yok. Buna ihtiyacin yok | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Anton thought he was never getting out of prison, | Anton hapisten asla çıkamayacağını düşünüyordu... Anton hapisten asla cikamayacagini ve thought he was never getting out of prison, | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
and he was in love with his Penpal | ...ve mektup arkadaşına aşık oldu. bu mektup arkadasina asik oldugunu dusunmustu. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
So he told his girl where to find 'em. | Öyleyse kız arkadaşına elmasların yerini söyledi. Ve onlari nerede bulabilecegini kadinina söyledi. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Right. Where? | Doğru. Nerede? Nerde? Aynen böyle. Nerede? | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
In the closet. What closet? | Dolapta. Ne dolabı? Klozette. Ne klozeti? | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
In Anton's room at Roosevelt Hotel. | Roosevelt Otel'de Antonun odasındaki dolapta. Anton'un Roosevelt Hoteldeki odasinda | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
$30 million worth of conflict diamonds... | Değeri ihtilaflı otuz milyon dolarlık elmaslar... 30 million degerinde, milislerden elde edilmis elmaslar | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
hidden in the ceiling fixture. | ...tavanda ki lambanın armatüründe saklıydı. tavandaki avizede saklanmisti. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Conflict diamonds? | Değeri ihtilaflı mı? Milislerden elde edilen elmaslar? | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
You know... It always bothered me then, | Biliyor musunuz? Hep aklıma takıldı... Biliyorsun... Bu is devamli canimi sikti, | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Faddeev paid Anton upfront to throw the fight, | ...Faddeev, Anton'a ödemeyi maçtan önce yaptı. Faddeev maci kaybetmesi için Anton'a pesin ödeme yapmisti., | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
But if Faddeev thought he was dumping something hard to sell on the open market, | Eğer Faddeev birkaç avuç dolusu sertifikasız kanlı elmasın... Ama eger Faddeev pazarda satilmasi zor olan birseyleri kolayca elinden cikardigini dusunuyor idiyse | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
like a couple handsful of non certified blood diamonds, | ...açık pazarda satılmasının zor olduğunu düşündüyse. örnegin bir kac avuç dolusu sertifikasiz ve milislerden elde edilen elmaslar, | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Anton wouldn't know the difference, but... | Tabi Anton arada ki farkı anlayamazdı. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Faddeev would've still want them back. | Neden Faddeev onları geri almak istedi. Faddeev onlari geri istiyordu. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Especially after Anton killed his nephew and fucked up the fight. | Özellikle Anton yeğenini öldürüp maçı berbat ettikten sonra. Özellikle Anton yegenini öldürdükten sonra ve macin bokunu cikardigi için | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
You think too much. | Çok fazla düşünüyorsun. Çok fazla düsünüyorsun. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Compared to you, Poley, its sold as asparagus. | Sana göre Poley, en çok kuşkonmaz satılır. Sana göre, Poley, Asparagas haber gibi. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Say, thats my favorite fucking vegetable. | O zaman benim en sevdiğim lanet sebzeyi söyle bakalım. Söyle, bu benim en sevdigim sebze. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Fuck! Stops it! | Lanet olsun! Dur! Kahretsin! Kes sunu! | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
What is it about, What the fuck we're doing here that you dont understand? | Bu da neydi? Ne için burada olduğumuzun farkında değil misin? Bu niye yaptin, senin anlamadigin boktan bir is mi yapiyoruz burda? | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
You dont get to touch me. I wont fucking touch you. | Bana dokunma. Sana zaten dokunmak istemiyorum. Bana dokunman gerekmez. Kahrolasi sana dokunmayacagim. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Oh violent, so violent! | Şiddet dolu, çok şiddet dolu! Oh siddet, ne kadar siddetlisin! | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Diamonds, Ned. Where are the diamonds now? | Elmaslar, Ned. Elmaslar şimdi nerede? Elmaslar, Ned. Elmaslar nerede simdi? | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Back in earth, where they belong? | Ait oldukları dünyaya geri mi geldiler? Topragin altinda, ait olduklari yerde mi? | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
What does that mean? She bury them? | Bu da ne anlama geliyor? Onları gömdü mü? Bu ne demek? Onlari gömdü mü? | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Yea, yea, yea. I'm coming to that. | Evet, evet, evet. Bende oraya geliyorum. Tamam, tamam. Bunu anlatacagim. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
First, I have to explain to Anton, | Önce Anton'a daha Lexie Persimmon'u... Ilk olarak, Antona Lexie Persimmon'u | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
That I haven't found Lexie Persimmon. | ...bulamadığımı açıkladım. bulamadigimi anlatmam gerekiyordu. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Then I have to find out if he knows... | Sonra eğer biliyorsa, bizi kimin takip ettiğini... Sonra da, onun yerini bilip bilmedigini ögrenmeliydim... | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Who is in my town. | ...öğrenmek zorundaydım. Kasabamdaki kim. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Maybe Baratva. Mafia. | Belki Baratva. Mafyadan biri. Belki Baratva. Mafya. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
He follow me, now follow you. | Beni takip ediyordu, Şimdi senin peşinde. Beni takip ediyor, simdi de seni. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Why would Mob be following me? | Mafya neden beni takip etsin ki? Bir çete beni neden takip etsin ki? | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
I am thinking on that. I am thinking on account of ice. | Bu konuyu düşünüyorum. Taşlarla ilgili olmalı. Bunu dusunuyorum. Buzlar (elmaslar) nedeniyle diye dusunuyorum. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Diamonds? Why? Because I did killed Skinny Faddeev. | Elmaslar? Neden? Çünkü Sıska Faddeev'i öldürdüm. Elmaslar? Neden? Çünkü Skinny Faddeev'i öldürdüm. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
So he did. Yes. | Öyle oldu demek. Evet. Bu nedenle. Evet. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
He want his jewels back after I fuck up. | Ben işi batırdıktan sonra mücevherlerini geri istedi. Mücevherlerini geri istiyor, çünkü isi berbat ettim. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
I did not mean to kill his nephew. | Yeğenini öldürmek istememiştim. Yegenini öldürmeyi kastetmiyorum. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
I feel bad. But Skinny... | Kendimi kötü hissediyordum. Ama Sıska... Kötü hissettim. Fakat Skinny... | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
He get in my face. | ...üstüme geldi. bunu farketti. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
I did not mean to kill him neither. | Onu da öldürmek istememiştim. Onu öldürmekten de bahsetmiyorum. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
But I did. Sometimes... I don't know, I just.. | Ama yaptım. Bazen... Bilmiyorum, sadece.. Fakat ben..... Bazen... Bilmiyorum sadece... | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
React. I know. | Aşırı tepsi veriyorsun. Biliyorum. Tepki veriyorsun Biliyorum | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
When other convict confessed of killing Faddeev, | Diğer mahkum Faddeev'i öldürdüğünü itiraf edince... Baska bir hükümlü Faddeev'i öldürdügünü itiraf ettiginde, | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
I am confused... | ...kafam karıştı... Kafam karismisti... | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
because I know I'm the one who did it. | ...çünkü onu öldüren bendim. Çünkü onu öldürenin ben oldugunu biliyordum. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
But now I'm thinking, Mob, they want me out of prison. | Ama şimdi düşünüyorum da dışarı çıkmamı mafya istedi. fakat simdi cetelerin beni hapisten cikarmak istediklerini dusunuyorum. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
So it can lead them to diamonds. | Elmasa ulaşabilirler. Böylece benim disarda olmam onlari elmaslara götürecekti. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Anton, you're a genius. | Anton, sen bir dahisin. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
But now I have to protect my Lexie. | Ama ben Lexie'mi koruyacağım. Fakat simdi Lexie'mi korumak zorundayim. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Well, we've got to find her first. | Tabi önce onu bulmamız lazım. Öyleyse önce onu bulmaliyiz. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
She... she has diamonds. | Onda... elmaslar onda. O... Elmaslar onda. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
And you... if you find her, | Ve sen... eğer onu bulursan... Ve sen... eger onu bulursan, | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
All you'll do is lead them to her. | Onlarda ona ulaşırlar. Yapacagin tek sey cetelerin O'nu bulmasini saglamak olacak. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Its late when I get the call from Fay. | Fay'i aradığımda saat geç olmuştu. Fay telefonla aradiginda, çok gecti | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
And I accessed the Arbitrum ATM website. | Ve Arbitrum ATM'sinin web sitesine girmiştim. Ve Arbitrum ATM websitesine giris yapabilmistim. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
I start scanning through the ATM's DVR, | Güvenlik kamerasında ki görüntüleri taramaya başladım. ATM cameralarini taramaya basladim, | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
looking for a pattern. | Onu arıyordum. örnek bir kayit bulmak için | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Someone retrieving a letter and sending one by Priority Mail. | Birisi mektup almalı ve A.P.S. ile mektup yollamalıydı. Birisi bir mektup aliyor ve hizli postayla da bir tane gönderiyor.. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Lexie Persimmon stopped writing 8 weeks ago. | Lexie Persimmon sekiz hafta önce mektup atmayı bıraktı. Lexie Persimmon 8 hafta önce yazmasi kesmisti. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
So only the first 4 weeks of the 12 available on the server, | Sadece on iki sunucuda ilk dört haftaya ait... 12 ulasibilir serverin sadece ilk 4 hafta kayitlari | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
were relevant. | ... görüntü vardı. konuyla ilgili idi. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Any minute Dharm's security van is gonna pull up and drag me to dinner. | Yemeğe götürmek için güvenlik aracı ile gelmeleri an meselesiydi. Her an Dharm güvenlik hizmetleri minibüsü beni aksam yemegine götürmek için alacakti. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
And then I see it. | Ve o an gördüm. Ve onu gördüm | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
All of a sudden my searh is over. I'd found who I was looking for. | Birden bütün aramam bitmişti. Aradığım kişiyi bulmuştum. Aniden arastirmam sonlandi. Aradigim kisiyi bulmustum. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Detective, I'd like you to meet my wife. | Dedektif, sizi karımla tanıştırayım. Dedektif, seni karimla tanistirayim. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Julie, meet Ned Cruz. | Julie, Ned Cruz ile tanış. Julie, bu Ned Cruz. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
A real life private detective. | Gerçek bir özel dedektif. Gerçek bir özel dedektif | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Isnt she anything a righetous man has dedicated his time on earth... | Doğru adamın dünyada kalan zamanını bilmediği bir... Zamaninii baskalarinin gözden gecirilmemis hayatlarina karismaya adayan... | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
to inserting himself into other people's unexamined lives. | ...hayata adamasına yol açacak bir kadın, değil mi? dürüst bir adam degil mi? | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Hello. Hello. | Merhaba. Merhaba. Merhaba. Merhaba | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
He's a Remorra. A sucker fish, | O bir Remorra. Enayi balığı. O bir Remorra. Emici bir balik.... | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
that attaches itself to the younger belly of a big fat city, | Kendini büyük şehrin küçük yerine bağlayarak... kendi kendini büyük ve iri baliklarin üzerine yapistiran | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
and feeds off its leftovers. Parasites. | ...artıklarla beslenir. Parazit gibi. ve onlarin yemek artiklari ile beslenen. Parazit | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
He's from LA, the home of your distinguisged stage career. | O Los Angeles'dan. Senin seçkin sahne kariyerinin evinden geliyor. O Los Angelas'tan. Seçkin ishayatlarinin basladigi yer. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
He's brought an artifact from your past. | San Celeritas'a gelmesinin nedeni... Geçmisinden yapay dokular getiriyor... | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
All the way to San Celeritas. | ...senin geçmişin. her yönden Celeritas'a. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
I'm glad you're ashamed of him. It'll be a fun. | Onu utandırmana sevindim. Bu eğlenceli olabilir. Ondan utandigin için çok mutluyum. Zevkli olacak | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Are you a sucker fish, Mr. Cruz? No. | Siz enayi balığı mısınız, Bay Cruz? Hayır. Siz de emici bir balik misiniz, Mr. Cruz? Hayir. | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Then why would you let my husband say such ugly things? | Neden o zaman kocamın size böyle çirkin laflar etmesine izin verdiniz? Öyleyse kocamin böyle çirkin seyler söylemesine neden izin vermiyorsun? | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Well... they are just words. | Onlar sadece kelimeler. Pekala... Sadece kelimeler | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |
Are words important to you? | Kelimeler sizin için önemli mi? Kelimeler senin için önemli mi? | The Big Bang-1 | 2010 | ![]() |