English
TurkishSearch
English Turkish Sentence Translations Page 1610
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| In my job we use whatever leverage we can gain, | Bu meslekte kullanabileceğimiz tüm avantajları kullanırız. | A Most Violent Year-1 | 2014 |  |
| as I'm sure you do in your business. | Eminim sen de işinde aynısını yapıyorsundur. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| This is an ongoing investigation | Soruşturma hala devam ediyor ve bu olay parçalardan sadece biri olacak. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| ...fucking mess this is. | Nasıl bir karışıklık bu. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| You knew where he is? | Nerede olduğunu biliyor musun? Hayır. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| When you do, bring him to us. | Öğrendiğinde bize getir. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| A situation like this | Böyle bir durumun... | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| happening in such a dangerous and public way | ...benim temizlemekle yükümlü olduğum bir sektörde... | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| within an industry that I'm charged with cleaning up | ...böylesine açık ve tehlikeli bir şekilde gerçekleşmesi... | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| is very bad for me. | ...benim için çok kötü. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| I'll find him. | Onu bulacağım. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| Abel. | Abel. Arthur. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| I wanted to come and talk to you in person. | Gelip yüz yüze konuşmak istedim. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| We're not gonna be able to show up for you on Thursday. | Perşembe günü yanında olamayacağız. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| We can't do the loan. | Borcu veremeyeceğiz. Hemen bilmeni istedim ki... | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| so you could try to put something else together. | ...başka bir şekilde toplayabilesin. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| This is not right. | Ama böyle olmaz. Biliyorum. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| And you are aware of the position this is putting me in? | Beni düşürdüğün durumun farkında mısın? | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| I am. | Evet. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| Arthur, | Arthur, ilk borcumu sana 11 yıl önce ödedim ben. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| Do you remember the term on that loan? | O borcun şartlarını hatırlıyor musun? Hatırlamıyorum. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| I had five years to pay you back. | Ödemek için beş senem vardı. Ödemem ne kadar sürmüştü biliyor musun? | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| Seven months. Six and a half. | Yedi ay. Altı buçuk. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| I put 40 percent down deposit on this property | Bu mülke yüzde kırk kapora verdim. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| because you said that you would be there. | Çünkü bana destek olacağını söylemiştin. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| You now have three serious separate pending legal cases against you. | Şu an sana açılmış ayrı üç ciddi dava var. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| One with 16 counts of misconduct | Birinde dolandırıcılıktan vergi kaçırmaya 16 farklı ağır suç var. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| And then today, in the middle of our meeting, | Sonra bir de bugün, toplantımızın ortasında... | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| I get a report saying you had armed your entire fleet of drivers | ...sürücü filonun tamamını silahlandırdığını ve bunun... | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| None of that is true. That may be... | Bunların hiçbiri doğru değil. Olabilir. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| May? | Olabilir mi? | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| It does't matter. | Bunun bir önemi yok. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| It does matter. | Önemi var. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| It matters that you know we didn't do this. | Bunu yapmadığımızı bilmen önemli. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| But it doesn't matter. I can't do anything. | Ama bir önemi yok. Hiçbir şey yapamam. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| I'll find it. | Bulacağım. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| I know you will. | Bulacağını biliyorum. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| It's horrible. | Çok kötü olmuş. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| Where is he? | Nerede? Arıyoruz. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| Have they found the other guys yet? | Diğer adamları buldular mı? Tabii ki hayır. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| No, I'm not okay. | Hayır, iyi değilim. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| They're out. | Çıktılar. Kim? | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| The bank. | Banka. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| What does that mean? | Bu da ne demek? | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| We find the money somewhere else. That's what it means. | Parayı başka bir yerden bulacağız. Bu demek. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| We have two days. | Sadece iki günümüz var. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| Julian, stop running! | Julian, kaçma! | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| Andrew, he's coming to you! | Andrew, sana doğru geliyor! | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| We got him! | Yakaladık! | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| He's turning me in. | Beni teslim ediyor. Tabii ki teslim edeceğiz. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| You put everything he's worked for | Yirmi senedir çalıştığı her şeyi tehlikeye attın. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| If it was up to me we'd be doing this in a very different way. | Bana kalsaydı bunu bambaşka bir şekilde yapardık. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| They said you fired off four shots. | Dört mermi sıktığını söylediler. Doğru mu? | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| I don't know. 1 | Bilmiyorum. Silah nerede? | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| I, uh, | Ben... Nehre attım. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| When we did our background check | Sabıka kaydını kontrol ettiğimizde daha önce tutuklanmadığın çıktı. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| Why is this putting everything at risk? | Her şeyi neden tehlikeye atıyormuş bu? | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| I asked you if you've ever been arrested. | Tutuklandın mı diye sordum. Hayır. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| Because no bank will touch us. | Çünkü hiçbir banka bizimle çalışmaz. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| Because if he can't close on that piece of property | Çünkü o mülkün anlaşmasını kapatamazsa... | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| then your buddy here loses everything. | ...dostun her şeyini kaybedecek. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| This is an attorney | Merkezde bu avukatla görüşeceksin. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| You no longer work for us. You've been fired. | Artık bizim için çalışmıyorsun. Kovuldun. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| Abel would like to pay for the lawyer. | Abel avukat parasını vermek istiyor. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| I was scared. | Korkmuştum. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| Yeah, I know. | Evet, biliyorum. Sen hiç korkmaz mısın? | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| I've always been a lot more afraid for failure | Ben hiçbir şeyden başarısızlıktan daha çok korkmadım. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| It wasn't always like this. | Hep böyle değildi. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| I am not... I am not strong. | Ben... Güçlü biri değilim. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| That doesn't have to be true. Listen to me. | Bu doğru olmak zorunda değil. Beni dinle. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| Trust me. Trust me. | İnan bana. İnan bana. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| I'm not... Oh, yeah. | Ben... Evet. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| He's running! | Kaçıyor! | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| Officers in pursuit. | Peşinden koşun. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| Suspect on foot! | Şüpheli yaya kaçıyor! | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| Thank you for seeing me. | Benimle görüştüğün için teşekkürler. Tabii ki. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| Actually, I think we have met before, but... | Sanırım daha önce bir kez karşılaşmıştık ama... | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| I didn't realize that you were Saul's granddaughter. | ...Saul'un torunu olduğunu bilmiyordum. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| My grandfather didn't trust any of his children to run the business. | Dedem işleri yönetmesi için hiçbir çocuğuna güvenmemiş. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| I know that you tried to buy the company from my grandfather several times. | Şirketi birçok kez dedemden almaya çalıştığını biliyorum. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| His goal was to stay healthy long enough to be able to give the company to me, | Amacı şirketi bana verebilecek kadar hayatta kalabilmekti. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| which he thankfully did. | Neyse ki kaldı da. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| So while I appreciate your visit, | Ziyaretini takdir etsem de hala satılık değiliz. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| I'm not here to offer to buy your company. | Şirketinizi satın alma teklifinde bulunmaya gelmedim. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| But as you will soon learn, | Ama yakında öğreneceğin gibi, bazı yıllar iyi geçer. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| and others, not so. | Bazıları pek değil. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| I am under contract with a significant hard deposit | Körfezde bir tesisi almak için... | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| at risk to purchase the old bay front terminal. | ...yüklü bir kaporası olan bir sözleşme yaptım. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| I see. | Anlıyorum. Ve... | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| Due to... | Kontrolümde olmayan sebeplerden dolayı... | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| My bank has left me at the altar. | ...bankam son anda destek olmaktan vazgeçti. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| So I'm here. | Ben de buraya geldim. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| Hat in hand. | Utana sıkıla. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| Looking for a loan. | Borç istemek için. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| I certainly expect the terms to be in your favor. | Şartların kesinlikle sizin lehinizde olmasını bekliyorum. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| But if your grandfather trusted you with his company, | Ama deden şirketi yönetmesi için sana güvendiyse... | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| then I would be willing to trust you as my lien holder. | ...sana seve seve borç sahibim olarak güvenirim. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| I need a million and a half dollars. | Bir buçuk milyon dolara ihtiyacım var. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| Would you give us a minute? | Bizi bir dakika yalnız bırakabilir misin? | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
| You can go back in. | İçeri geçebilirsiniz. | A Most Violent Year-1 | 2014 | |
