Search
English Turkish Sentence Translations Page 166
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
No, no! Yes, I take this seriously. | Hayır! Yani evet, ciddiye alıyorum. | 17 Again-4 | 2009 | |
...with the Mayan... Inca, I'm with the Incas in Peru. | ...Mayalarla birlikte... İnkarlarla. Peru'da inkalarla birlikteyim. | 17 Again-4 | 2009 | |
Since when do you care? | Ne zamandan beri umurunda? | 17 Again-4 | 2009 | |
...I'm a lot closer to them than you think. | ...onlara sandığından daha yakınım. | 17 Again-4 | 2009 | |
Um, why is the new kid waving at me? | Yeni çocuk neden bana el sallıyor? | 17 Again-4 | 2009 | |
Oh, jeez. | Tanrım. | 17 Again-4 | 2009 | |
Man, you know, I will tell you something. | Dostum, biliyor musun, sana bir şey diyeyim. | 17 Again-4 | 2009 | |
In 10 years you're going to have this thing right here... | 10 yıl içinde göbeğin tam bu kadar olacak... | 17 Again-4 | 2009 | |
You know, I... | Biliyor musun, ben... | 17 Again-4 | 2009 | |
Fakes right, goes left. | Sağ gösteriyor, sola gidiyor. | 17 Again-4 | 2009 | |
Kid. | Evlat. | 17 Again-4 | 2009 | |
Good hops, kid. Nice handle. | İyi sıçrayış evlat, hakimiyetin iyi. | 17 Again-4 | 2009 | |
I'm done talking to you. Yeah, yeah. | Konuşmamız bitti. Evet, tabi. | 17 Again-4 | 2009 | |
MIKE Things are looking up. | Herşey iyiye gidiyor. | 17 Again-4 | 2009 | |
That's great. That's super you're finding your destiny and, blah, blah, whatever. | Bu harika. Kaderini bulman çok iyi v.s v.s her neyse. | 17 Again-4 | 2009 | |
I need you to get in trouble. | Başını belaya sokmanı istiyorum. | 17 Again-4 | 2009 | |
Not, like, big trouble. | Hayır, büyük bir bela değil. | 17 Again-4 | 2009 | |
Oh! Boom. BOY Ned! | Aha, Gümm!. Ned! | 17 Again-4 | 2009 | |
Uh, can I get a little help in here? | Yardım edebilir misiniz acaba? | 17 Again-4 | 2009 | |
Uh, look, this is kind of personal, and I don't know you. | Dinle, bu biraz kişisel, hem de seni tanımıyorum. | 17 Again-4 | 2009 | |
I'm taped to the toilet. Yeah. | Tuvalete bantlandım. Evet. | 17 Again-4 | 2009 | |
...but it's taped to my ass. Right. Right. | ...ellerim kıçıma bantlı. Pekâlâ, tamam. | 17 Again-4 | 2009 | |
Would you mind? | Acaba yardım eder misin? | 17 Again-4 | 2009 | |
Just rip. I'm going to get it. | Sadece sök gitsin. Tamam söküyorum. | 17 Again-4 | 2009 | |
Band Aid. Go for it. | Yara bandı gibi. Sök hadi. | 17 Again-4 | 2009 | |
So since we're practically family and all... | Ve bir aile gibi olduğumuzdan... | 17 Again-4 | 2009 | |
...my dad says we should just keep an eye on each other, you know? | ...babam birbirimize göz kulak olabileceğimizi söylüyor, anlarsın ya. | 17 Again-4 | 2009 | |
Next time you could get there before they tape me to the toilet. | Bir dahaki sefere ben tuvalete bantlanmadan, orada olursun. | 17 Again-4 | 2009 | |
You know, when I first met your mother, I was so nervous... | Biliyor musun annenle ilk tanıştığımızda çok heyecanlıydım... | 17 Again-4 | 2009 | |
You met my mother? | Annemle mi tanıştın? | 17 Again-4 | 2009 | |
Oh, that's weird. Is your mom hot? Dude, what?... | Bu çok tuhaf. Annen seksi mi? Ahbap, ne...? | 17 Again-4 | 2009 | |
I hate that guy. | Bu heriften nefret ediyorum. | 17 Again-4 | 2009 | |
Oh. Thanks. | Sağol. | 17 Again-4 | 2009 | |
Freshman. Good sandwich. | Güzel sandviç. | 17 Again-4 | 2009 | |
Yesterday he shoved me in a washing machine in my own house. | Dün kendi evimde beni çamaşır makinesine soktu. | 17 Again-4 | 2009 | |
Maggie has a boyfriend? | Maggie erkek arkadaşı mı var? | 17 Again-4 | 2009 | |
He's looking. Don't make eye contact. He's kind of temperamental. | Buraya bakıyor. Göz teması kurma. Biraz asabidir. | 17 Again-4 | 2009 | |
If I wanted you in the cafeteria, I would've taped you to a lunch lady. | Eğer seni kafeteryada isteseydim, aşçı kadınlardan birine bantlardım. | 17 Again-4 | 2009 | |
You little punk. | Seni küçük aptal. | 17 Again-4 | 2009 | |
You don't talk to him that way. | Onunla böyle konuşamazsın. | 17 Again-4 | 2009 | |
First... | Önce... | 17 Again-4 | 2009 | |
...I'm going to call your father. | ...babanı çağıracağım. | 17 Again-4 | 2009 | |
Give me my ball back, bitch. | Topumu geri ver sürtük. | 17 Again-4 | 2009 | |
You don't know me. Oh, but I do. | Beni tanımıyorsun. Ama tanıyorum. | 17 Again-4 | 2009 | |
But, people... | Ama millet... | 17 Again-4 | 2009 | |
It'd be way too easy to say Stan preys on the weak simply because he's a dick. | Basitçe söylemek gerekirse Stan zayıflar üzerinden besleniyor, çünkü o bir serseri. | 17 Again-4 | 2009 | |
Underneath all of that male bravado... | Bütün o erkek cesaretinin altında... | 17 Again-4 | 2009 | |
Two: | İki: | 17 Again-4 | 2009 | |
...Stan's brain is... | ...Stan'in beyni de... | 17 Again-4 | 2009 | |
Therefore, Stan is unable to use self control. | Bu nedenle, Stan otokontrolünü kullanmaktan yoksun. | 17 Again-4 | 2009 | |
And the third reason: | Ve üçüncü neden: | 17 Again-4 | 2009 | |
Stan has a small wiener. | Stan'in küçük bir "sosisi" var. | 17 Again-4 | 2009 | |
Don't hurt yourself, big boy. | Kendine dikkat et, koca oğlan. | 17 Again-4 | 2009 | |
Whoa, whoa, hey. Drinking age is still 21, thank you very much. | Hey içki yaşı hâlâ 21. Teşekkürler. | 17 Again-4 | 2009 | |
Okay, that's not safe or sanitary. | Pekâlâ, bu pek sağlıklı ve güvenli değil. | 17 Again-4 | 2009 | |
That's your can now. We'll label it like that. | Bu artık senin sınırın. Buna böyle diyebiliriz. | 17 Again-4 | 2009 | |
So, what did you learn at school today? | Pekâlâ, bugün okulda ne öğrendin? | 17 Again-4 | 2009 | |
That I'm a bad dad. I thought it was going great. | Kötü bir baba olduğumu. Harika gidiyor sanmıştım. | 17 Again-4 | 2009 | |
It was going fantastic for me. | Benim için harika gidiyordu. | 17 Again-4 | 2009 | |
And then I found out my son spent the last year being the school punching bag... | Sonra oğlumun okuldaki son yılını pataklanarak geçirdiğini... | 17 Again-4 | 2009 | |
...and watched my daughter get a tongue bath from a psychopathic jackass. | ...ve kızımın psikopat bir serseriyle dil banyosu yaptığını gördüm. | 17 Again-4 | 2009 | |
High school's delightful, isn't it? | Lise eğlenceli değil mi? | 17 Again-4 | 2009 | |
Disgusting. My kids need their father. | İğrenç. Çocuklarımın babalarına ihtiyacı var. | 17 Again-4 | 2009 | |
What was that? | O da neydi öyle? | 17 Again-4 | 2009 | |
Can you do that twice in a row? | İki kez üst üste yapabiliyor musun? | 17 Again-4 | 2009 | |
Okay. Let's see you do it with a little pressure. | Pekâlâ, baskı altındayken yapabiliyor musun görelim. | 17 Again-4 | 2009 | |
Wow, you're great. You should be on the team. | Vay, harikasın. Takımda olman gerek. | 17 Again-4 | 2009 | |
You should be on the team. I'm going to get you on the team. | Takımda olmalısın. Seni takıma sokacağım. | 17 Again-4 | 2009 | |
That's it. That'll solve everything. | İşte hepsi bu. Bu herşeyi çözecektir. | 17 Again-4 | 2009 | |
Well, that was fun. I haven't been to happy hour in, like, a week and a half. | Çok eğlenceliydi. Bir buçuk haftada bir saat bile mutlu olmadım. | 17 Again-4 | 2009 | |
Naomi, thank you so much. That is exactly what I needed. | Naomi, gerçekten çok sağol. Bu tam ihtiyacım olan şeydi. | 17 Again-4 | 2009 | |
It's "Ms," kid. It's "Ms," Scarlet. Don't forget that. | "Hanım" evlat. Artık Scarlet Hanım. Bunu unutma. | 17 Again-4 | 2009 | |
Oh, right. | Evet doğru. | 17 Again-4 | 2009 | |
Weird. | Çok garip. | 17 Again-4 | 2009 | |
But look at him. | Ama şuna bak. | 17 Again-4 | 2009 | |
I know you need to grieve a relationship. It's only natural. | Biliyorum ilişkin bittiği için üzülüyorsun, bu çok doğal. | 17 Again-4 | 2009 | |
You wait here. I'm going to go smell him. | Burada bekle. Onu koklayacağım. | 17 Again-4 | 2009 | |
Sweetie, you need to hear me on this. Here's the thing. | Sweetie, beni dinlemen gerek. Dinle mesele şu. | 17 Again-4 | 2009 | |
...that he looks exactly like Mike used to look in high school. | ...aynen Mike'ın lisedeki haline benziyor. | 17 Again-4 | 2009 | |
We discussed that. I have looked at him. But, honey, this is the thing: | Tamam bunu konuştuk, ona baktım. Ama tatlım mesele şu: | 17 Again-4 | 2009 | |
...to just get me to go home with him. | ...evine götürmek istese bile. | 17 Again-4 | 2009 | |
My bad. Gosh, I'm so sorry. | Benim hatam, Tanrım çok özür dilerim. | 17 Again-4 | 2009 | |
In Afghanistan, she'd be dragged through the streets by goats with her hands cut off. | Afganistan'da olsa, elleri kesilmiş halde sokakta keçiler tarafından sürüklenirdi. | 17 Again-4 | 2009 | |
I'm just saying. I'm just saying, Naomi. | Sadece söyleyeyim dedim Naomi. | 17 Again-4 | 2009 | |
Hey, guys. Oh. | Selam çocuklar. | 17 Again-4 | 2009 | |
Okay, settle down. Take your seats. | Pekâlâ oturun, yerinize geçin. | 17 Again-4 | 2009 | |
Okay, today we will be continuing our discussion on human sexuality. | Pekâlâ, bugün cinsellik üzerine olan tartışmamıza devam edeceğiz. | 17 Again-4 | 2009 | |
And as we discussed, the official school policy is abstinence. | Ve daha önce konuştuğumuz gibi okul politikası gereği cinsel ilişkiden uzak duracaksınız. | 17 Again-4 | 2009 | |
Now, that is very sensible. | Evet bu çok hassas bir konu. | 17 Again-4 | 2009 | |
I'm glad that someone here has their head screwed on straight. | Biliyorum ki aramızda kafasında bu düşünceyle gezenler var. | 17 Again-4 | 2009 | |
I think all of us should make a pact to abstain from sex. | Bence hepimiz seksten uzak durma anlaşması yapmalıyız. | 17 Again-4 | 2009 | |
However, let's get real. | Neyse, gerçeğe dönelim. | 17 Again-4 | 2009 | |
But that point should be way, way in the future, right? | Ama o zaman çok ileride olacak değil mi? | 17 Again-4 | 2009 | |
You don't need these. Stan, give one to Mark. | Bunlara ihtiyacın yok. Stan, Mark'a da bir tane ver. | 17 Again-4 | 2009 | |
You know why I don't need one? Because there's no one I'm in love with. | Neden ihtiyacım yok biliyor musunuz? Çünkü aşık olduğum kimse yok. | 17 Again-4 | 2009 | |
Maybe I'm old fashioned, but I think that means you do it with someone you love. | Belki eski kafalıyım ama bence bu sevdiğin biriyle yapmak demek. | 17 Again-4 | 2009 | |
And preferably when you're married. | Ve tercihen evlendiğin kişiyle. | 17 Again-4 | 2009 | |
Because that's what love is. | Çünkü aşk budur. | 17 Again-4 | 2009 | |
And you feel that tiny heart beat... | ...o küçük kalp atışlarını hissettiğiniz... | 17 Again-4 | 2009 | |
And you hope that you can do right by that little girl... | ...o küçük kızla huzur bulmayı umduğunuz... | 17 Again-4 | 2009 |