Search
English Turkish Sentence Translations Page 1670
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Would you please take one? | Bir tane alır mıydınız? Bir tane alır mıydınız? | A New Leaf-3 | 2014 | |
| Attorney? Next door to you, Lee Ji Yun. | Avukat bey? Kapı komşunuz, Lee Ji Yun. Avukat bey? Kapı komşunuz, Lee Ji Yun. | A New Leaf-3 | 2014 | |
| Did you also buy CP's? | Siz de mi CP aldınız? Siz de mi CP aldınız? | A New Leaf-3 | 2014 | |
| How much were your losses? | Kaybınız ne kadar? Kaybınız ne kadar? | A New Leaf-3 | 2014 | |
| But still, mine was only 30,000,000, | Ama yine de benim ki sadece 30,000,000 won. Ama yine de benim ki sadece 30,000,000 won. | A New Leaf-3 | 2014 | |
| and I still have my store and can survive somehow. | Ve hala dükkânım var ve bir şekilde hayatta kalabilirim. Ve hala dükkânım var ve bir şekilde hayatta kalabilirim. | A New Leaf-3 | 2014 | |
| Is it true that we can only get back the amount they just announced? | Bir az önce duyurdukları tutarı geri alabileceğimiz doğru mu? Bir az önce duyurdukları tutarı geri alabileceğimiz doğru mu? | A New Leaf-3 | 2014 | |
| Ji Yun says that it is useless to sue. | Ji Yun dava açmanın faydasız olduğunu söyledi. Ji Yun dava açmanın faydasız olduğunu söyledi. | A New Leaf-3 | 2014 | |
| If all the victims get together and file a class action suit. | Eğer tüm mağdurlar bir araya gelse ve topla dava açsa... Eğer tüm mağdurlar bir araya gelse ve topla dava açsa... | A New Leaf-3 | 2014 | |
| How can it be! I heard that the total amount is over 2 trillion! | Bu nasıl olabilir! Toplam tutarın 2 trilyon wondan fazla olduğunu duydum. Bu nasıl olabilir! Toplam tutarın 2 trilyon wondan fazla olduğunu duydum. | A New Leaf-3 | 2014 | |
| Just where did they spend all that money for the company to come to this? | Ne zamandan beri işine kişisel duygularını karıştırıyorsun? Şirketin bu hale gelmesi için bu kadar parayı nereye harcadılar? Şirketin bu hale gelmesi için bu kadar parayı nereye harcadılar? | A New Leaf-3 | 2014 | |
| Hello! | Merhaba! Merhaba! | A New Leaf-3 | 2014 | |
| But what are those people writing so diligently? | Ama tüm bu insanlar bu kadar dikkatle ne yazıyorlar? Ama tüm bu insanlar bu kadar dikkatle ne yazıyorlar? | A New Leaf-3 | 2014 | |
| Why are victims from other companies writing petitions so fervently? | Takla mı? Neden diğer şirketlerden mağdurlar böylesi ateşli şekilde dilekçe yazıyorlar? Takla? Neden diğer şirketlerden mağdurlar böylesi ateşli şekilde dilekçe yazıyorlar? | A New Leaf-3 | 2014 | |
| Because the shareholders and creditors are opposing each other, if the creditors get more, the shareholders can't get much. | Hissedarlar ve kredi verenler karşı taraflarda oldukları için... Hissedarlar ve kredi verenler karşı taraflarda oldukları için... | A New Leaf-3 | 2014 | |
| I heard that if the court does this capital reduction or whatever as punishment, | ...duydum ki, eğer mahkeme ceza olarak şu sermaye azaltımı mı nedir onu yaparsa,... ...duydum ki, eğer mahkeme ceza olarak şu sermaye azaltımı mı nedir onu yaparsa,... | A New Leaf-3 | 2014 | |
| When a business is in the process of court receivership, trying to reorganize its operations | Bir şirket kayyım aşamasında,... Bir şirket kayyım aşamasında,... | A New Leaf-3 | 2014 | |
| such as calling a meeting of board directors or selling off assets will be taken away. | ...ya da varlıkları satmak gibi önceliklerinin alındığı anlamına gelir. ...ya da varlıkları satmak gibi önceliklerinin alındığı anlamına gelir. | A New Leaf-3 | 2014 | |
| apparently may be able to get their principal back | ...mahkemenin sermaye azaltımı yapmasına ya da yapmamasına... ...mahkemenin sermaye azaltımı yapmasına ya da yapmamasına... | A New Leaf-3 | 2014 | |
| depending on whether the court pursues capital reduction or not. | ...dayalı olarak belki ana paralarını geri alabilecekler. ...dayalı olarak belki ana paralarını geri alabilecekler. | A New Leaf-3 | 2014 | |
| writing petitions so that at least somebody can get something back. | ...en azından birisinin bir şeyler geri alabilmesi için dilekçe yazıyor. ...en azından birisinin bir şeyler geri alabilmesi için dilekçe yazıyor. | A New Leaf-3 | 2014 | |
| This was the link you were talking about. | Bahsettiğin bağlantı buydu. Bahsettiğin bağlantı buydu. | A New Leaf-3 | 2014 | |
| They created a human barrier using individual victims. | Bireysel mağdurları kullanarak insandan bir bariyer oluşturdular. Bireysel mağdurları kullanarak insandan bir bariyer oluşturdular. | A New Leaf-3 | 2014 | |
| I thought only the victims of TJ would do it, | Ben bunu sadece TJ mağdurları yapar sanmıştım,... Ben bunu sadece TJ mağdurları yapar sanmıştım,... | A New Leaf-3 | 2014 | |
| I didn't think that the creditors of other businesses would also eagerly join the petition drive. | ...diğer şirketlerin kredi verenlerinin de... ...diğer şirketlerin kredi verenlerinin de... | A New Leaf-3 | 2014 | |
| With the amount of petitions like that, it will surely give the Justice Department some headaches. | Bu sayıda dilekçe ile, adalet departmanının epey başı ağrıyacak. Bu sayıda dilekçe ile, adalet departmanının epey başı ağrıyacak. | A New Leaf-3 | 2014 | |
| You live up to your reputation, Kim Seok Joo. Putting all the shares of the Cement firm in TJ and issuing CPs | Ününüzü hak ediyorsunuz Kim Seok Joo. Ününüzü hak ediyorsunuz Kim Seok Joo. | A New Leaf-3 | 2014 | |
| As long as the securities firm holds onto the shares of the Cement firm, you just have to protect the securities firm. | Menkul kıymetler şirketi, çimento şirketinin hisselerine sahip olduğu sürece,... Menkul kıymetler şirketi, çimento şirketinin hisselerine sahip olduğu sürece,... | A New Leaf-3 | 2014 | |
| So once they buy out Yurim Securities at a low price, everything will be solved. | Yani, yurim menkul kıymetleri düşük bir bedelle aldılar mı, her şey çözülmüş olacak. Yani, yurim menkul kıymetleri düşük bir bedelle aldılar mı, her şey çözülmüş olacak. | A New Leaf-3 | 2014 | |
| what I have figured out so far, I let them know. | ...şimdiye kadar ne anladıysam, bilmelerine izin verdim. ...şimdiye kadar ne anladıysam, bilmelerine izin verdim. | A New Leaf-3 | 2014 | |
| I'm waiting to see if it's enough to get Jeong Seon out. | Bunun Jeong Seon’ u dışarı çıkartmaya yetip yetmeyeceğini görmek için bekliyorum. Bunun Jeong Seon’ u dışarı çıkartmaya yetip yetmeyeceğini görmek için bekliyorum. | A New Leaf-3 | 2014 | |
| When their priority is money even though the granddaughter could be facing ten years, who would trust them? | Torunları 10 yıl hapisle karşı karşıya iken... Torunları 10 yıl hapisle karşı karşıya iken... | A New Leaf-3 | 2014 | |
| As long as she changes her statement. | İfadesini değiştirdiği sürece. İfadesini değiştirdiği sürece. | A New Leaf-3 | 2014 | |
| Aunty, what's with the groceries in this situation? | Hala, bu durumdayken tüm bu erzaklar da nedir? Hala, bu durumdayken tüm bu erzaklar da nedir? | A New Leaf-3 | 2014 | |
| I felt like we should at least eat and gain energy to live. | En azından yemek yiyip enerji toplamamız gerektiğini düşündüm. En azından yemek yiyip enerji toplamamız gerektiğini düşündüm. | A New Leaf-3 | 2014 | |
| I may be pitiful, but there are a ton of people worse off than me. | Ben acınacak halde olabilirim, ama benden çok daha kötü halde olan tonlarca insan var. Ben acınacak halde olabilirim, ama benden çok daha kötü halde olan tonlarca insan var. | A New Leaf-3 | 2014 | |
| I saw the attorney there. Who? | Orada avukatı gördüm. Kimi? Orada avukatı gördüm. Kimi? | A New Leaf-3 | 2014 | |
| The attorney next door. And later, the audition attorney came, too. | Komşum avukatı. Ve sonra seçmelerdeki avukatı da. Komşum avukatı. Ve sonra seçmelerdeki avukatı da. | A New Leaf-3 | 2014 | |
| What good is it to hear them, they're not going to represent the victims. | Mağdurları temsil etmeyeceklerine göre, dinlemeleri neye yarar ki? Mağdurları temsil etmeyeceklerine göre, dinlemeleri neye yarar ki? | A New Leaf-3 | 2014 | |
| The attorney next door is going to be the son in law of Yurim Group. Why would he take the cases? | Komşum olan avukat yurim grubun damadı olacak. Davaları niye alsın ki? Komşum olan avukat yurim grubun damadı olacak. Davaları niye alsın ki? | A New Leaf-3 | 2014 | |
| Is that so? | Öyle mi? Öyle mi? | A New Leaf-3 | 2014 | |
| Omo, had I known, I wouldn't have told him about the petitions! | Amanın, bilseydim, ona dilekçelerden bahsetmezdim! Amanın, bilseydim, ona dilekçelerden bahsetmezdim! | A New Leaf-3 | 2014 | |
| They asked why we were doing it when it only benefits the shareholders. | Bu sadece hissedarlara çıkar sağlayacakken, neden yaptığımızı sordular. Bu sadece hissedarlara çıkar sağlayacakken, neden yaptığımızı sordular. | A New Leaf-3 | 2014 | |
| What makes you think that those attorneys who studied hard would put in all of their efforts for you? | Çok sıkı çalışmış olan o avukatların, tüm enerjilerini... Çok sıkı çalışmış olan o avukatların, tüm enerjilerini... | A New Leaf-3 | 2014 | |
| Aunt, when I went to law school, you said study hard so you can get a good job and | Hala, hukuk fakültesine gittiğimde,... Hala, hukuk fakültesine gittiğimde,... | A New Leaf-3 | 2014 | |
| You know everyone says that, once you pass the bar exam, then many women are lined up, and | Bilirsin herkes öyle söyler, baro sınavını geçtin mi,... Bilirsin herkes öyle söyler, baro sınavını geçtin mi,... | A New Leaf-3 | 2014 | |
| you can get married to an affluent family and live with a high status. Therefore, we should study hard... | ...iyi bir aileye gelin gidebilirsin ve yüksek statüde yaşayabilirsin. ...iyi bir aileye gelin gidebilirsin ve yüksek statüde yaşayabilirsin. | A New Leaf-3 | 2014 | |
| Did you ever see parents who tell their children to study to help the poor and the uneducated? | Sen hiç, fakir ve eğitimsiz insanlara yardım etmeleri için... Sen hiç, fakir ve eğitimsiz insanlara yardım etmeleri için... | A New Leaf-3 | 2014 | |
| But then again, I didn't know this before I went to work at the firm. | Ama tabii, ben bunu bu firmada çalışmaya başlamadan önce bilmiyordum. Ama tabii, ben bunu bu firmada çalışmaya başlamadan önce bilmiyordum. | A New Leaf-3 | 2014 | |
| You didn't return this watch yet? Whose is it? | Şu saati hala iade etmedin mi? Kimin bu? Şu saati hala iade etmedin mi? Kimin bu? | A New Leaf-3 | 2014 | |
| Is it good? | İyi mi? İyi mi? | A New Leaf-3 | 2014 | |
| Indeed.. there's not much to happiness. | Gerçekten… mutlu olacak fazla bir şey yok. Gerçekten… mutlu olacak fazla bir şey yok. | A New Leaf-3 | 2014 | |
| You want to go for a walk? | Yürüyüşe çıkmak ister misin? Yürüyüşe çıkmak ister misin? | A New Leaf-3 | 2014 | |
| Attorney, I guess you found your dog. | Avukat bey, sanırım köpeğinizi bulmuşsunuz. Avukat bey, sanırım köpeğinizi bulmuşsunuz. | A New Leaf-3 | 2014 | |
| You look good. I'll be going then. | İyi görünüyorsunuz. O zaman ben gideyim. İyi görünüyorsunuz. O zaman ben gideyim. | A New Leaf-3 | 2014 | |
| Attorney, you find the 'substantive truth' most important, right? | 0.8 puan farklı olurdu. Bunu değiştirebiliriz. Avukat bey, siz “maddi kanıtı” çok önemli bulursunuz değil mi? Avukat bey, siz “maddi kanıtı” çok önemli bulursunuz değil mi? | A New Leaf-3 | 2014 | |
| If it's the women you are planning to marry, will that change? | Eğer o evlenmeyi planladığınız kadın olursa, değişir mi? Eğer o evlenmeyi planladığınız kadın olursa, değişir mi? | A New Leaf-3 | 2014 | |
| [Taiwan's Tayoo Securities exclusively proposed to take over Yurim Securities, opening the sluice gate for foreign firms?] | [Tayvanlı Tayoo menkul kıymetler, Yurim menkul kıymetleri münhasıran... [Tayvanlı Tayoo menkul kıymetler, Yurim menkul kıymetleri münhasıran... | A New Leaf-3 | 2014 | |
| I would like to speak with Chairman Kwon. This is Kim Seok Joo. | Başkan Kwon ile görüşmek istiyordum. Ben Kim Seok Joo. Başkan Kwon ile görüşmek istiyordum. Ben Kim Seok Joo. | A New Leaf-3 | 2014 | |
| Calling and visiting him will be a bit difficult for the time being. | Şu an için onu aramak ya da ziyaret etmek biraz güç olacaktır. Şu an için onu aramak ya da ziyaret etmek biraz güç olacaktır. | A New Leaf-3 | 2014 | |
| It's a fact that he is hospitalized but under the circumstance, it's an excuse. | Hastaneye kaldırıldığı bir gerçek ama mevcut şartlar altında bu bir bahane. Hastaneye kaldırıldığı bir gerçek ama mevcut şartlar altında bu bir bahane. | A New Leaf-3 | 2014 | |
| He's asking for raising the repayment sum to get Yoo Jeong Seon out. | Yoo Jeong Seon’ u dışarı çıkartmak için geri ödeme miktarının artırılmasını istiyor. Yoo Jeong Seon’ u dışarı çıkartmak için geri ödeme miktarının artırılmasını istiyor. | A New Leaf-3 | 2014 | |
| That may be the case. | Demek durum bu. Demek durum bu. | A New Leaf-3 | 2014 | |
| Off course, our client is not Yoo Jeong Seon but rather Chairman, Kwon Jae Yoon and Vice Chairman, Kwon Kyeong Cheol. | Tabii ki, müvekkilimiz Yoo Jeong Seon değil, onun yerine Başkan,... İnsanlar bir şeyler olduğunu düşünüyor. Tabii ki, müvekkilimiz Yoo Jeong Seon değil, onun yerine Başkan,... | A New Leaf-3 | 2014 | |
| if Kim Seok Joo ends up defending Yoo Jeong Seon, then things will not go the way we've planned. | ...eğer Kim Seok Joo Yoo Jeong Seon savunmaya karar verirse,... ...eğer Kim Seok Joo Yoo Jeong Seon savunmaya karar verirse,... | A New Leaf-3 | 2014 | |
| if he's planning to bail his fiancée out of jail | Eğer nişanlısını hapisten kefaletle çıkartmayı planlıyorsa,... Eğer nişanlısını hapisten kefaletle çıkartmayı planlıyorsa,... | A New Leaf-3 | 2014 | |
| he may cooperate with the prosecution team. That is a possibility. | ...savcılık takımı ile işbirliğine girebilir. Bu bir ihtimal. ...savcılık takımı ile işbirliğine girebilir. Bu bir ihtimal. | A New Leaf-3 | 2014 | |
| I understand that there must be a good reason for you to stay quiet about him, but | Onun hakkında sessiz kalman için iyi bir sebebin olduğunu anlayabiliyorum ama,... Onun hakkında sessiz kalman için iyi bir sebebin olduğunu anlayabiliyorum ama,... | A New Leaf-3 | 2014 | |
| Let's just say that it's because of Yoo Jeong Sen. But lately,he is commenting about the repayment... | Yoo Jeong Seon yüzünden diyelim. Ama son zamanlarda,... Yoo Jeong Seon yüzünden diyelim. Ama son zamanlarda,... | A New Leaf-3 | 2014 | |
| He lost his memory due to an accident. | Bir kazadan dolayı hafızasını kaybetti. Bir kazadan dolayı hafızasını kaybetti. | A New Leaf-3 | 2014 | |
| Despite his memory loss, he's still able to figure out that much during this short period of time. | Hafızasını kaybetmesine rağmen, hala, bu kadar... Hafızasını kaybetmesine rağmen, hala, bu kadar... | A New Leaf-3 | 2014 | |
| Yes, indeed... | Evet, cidden... Evet, cidden... | A New Leaf-3 | 2014 | |
| Therefore, as long as we don't tell him the crucial facts of the case, | Buna bağlı olarak, ona dosyanın hayati vakıalarından bahsetmediğimiz sürece,... Buna bağlı olarak, ona dosyanın hayati vakıalarından bahsetmediğimiz sürece,... | A New Leaf-3 | 2014 | |
| This may be his highest threat. | Bu onun için büyük bir tehdit olabilir. Bu onun için büyük bir tehdit olabilir. | A New Leaf-3 | 2014 | |
| Attorneys who have not experienced a case with a scale as massive as this | Bu kadar büyük ölçekli bir dosya tecrübesi olmayan avukatlar... Bu kadar büyük ölçekli bir dosya tecrübesi olmayan avukatlar... | A New Leaf-3 | 2014 | |
| Anyways, prominent law firms only want to take on a secured clients. | Her neyse, göze çarpan hukuk firmaları sadece... Her neyse, göze çarpan hukuk firmaları sadece... | A New Leaf-3 | 2014 | |
| They are not interested in the pesky losers who want everything done for them. | Her şeyin kendileri için halledilmesini isteyen... Her şeyin kendileri için halledilmesini isteyen... | A New Leaf-3 | 2014 | |
| what do you think will happen if an attorney like Kim Seok Joo left [our firm] and decided to bring a class action law suit? | Kim Seok Joo gibi bir avukat bizim firmamızı bırakıp da,... Kim Seok Joo gibi bir avukat bizim firmamızı bırakıp da,... | A New Leaf-3 | 2014 | |
| It seems as though.. he's tying to straighten out what he has done. | Sanki daha çok… sebep olduğu şeyi düzeltmeye çalışıyor gibi görünüyor. Sanki daha çok… sebep olduğu şeyi düzeltmeye çalışıyor gibi görünüyor. | A New Leaf-3 | 2014 | |
| Even if he tries to file a law suit, there isn't much that he can do as an individual. | Bir dava açmaya kalksa bile, birey olarak yapabileceği fazla bir şey yok. Bir dava açmaya kalksa bile, birey olarak yapabileceği fazla bir şey yok. | A New Leaf-3 | 2014 | |
| Is it for sure, that he has revealed all his cards to them?! | Onlara tüm kartlarını gösterdiği, kesin mi? Onlara tüm kartlarını gösterdiği, kesin mi? | A New Leaf-3 | 2014 | |
| Kim Seok Joo thought that the chairman was going to be more considerate about his granddaughter. That's what I think... | Kim Seok Joo başkanın torunu hakkında daha düşünceli olacağını zannetti. Kim Seok Joo başkanın torunu hakkında daha düşünceli olacağını zannetti. | A New Leaf-3 | 2014 | |
| Even if he lost his memory he is still Kim Seok Joo. | Hafızasını kaybetmiş olsa da o hala Kim Seok Joo. Hafızasını kaybetmiş olsa da o hala Kim Seok Joo. | A New Leaf-3 | 2014 | |
| I think it's strange that he would be that gullible. | O kadar bön olabilmesi bence garip. O kadar bön olabilmesi bence garip. | A New Leaf-3 | 2014 | |
| Vice CEO, | Yönetici yardımcısı,... Yönetici yardımcısı,... | A New Leaf-3 | 2014 | |
| I've heard that Chairman Kwon has been hospitalized? | ...Başkan Kwon’ ın hastaneye kaldırıldığını duydum? ...Başkan Kwon’ ın hastaneye kaldırıldığını duydum? | A New Leaf-3 | 2014 | |
| Who is untimely in charge of deciding about the group's business transactions? | Şirketin işlemleri hakkında karar vermek için zamansız olarak göreve gelen kim? Şirketin işlemleri hakkında karar vermek için zamansız olarak göreve gelen kim? | A New Leaf-3 | 2014 | |
| That is only discussed in a confidential manner. | Bu sadece gizli olarak görüşülen bir husus. Bu sadece gizli olarak görüşülen bir husus. | A New Leaf-3 | 2014 | |
| A Chinese Wall has been discreetly going on... [Within a law firm, some lawyers are artificially barred from information] | {\1c&00FFFF&}Gizlice bir çin Seddi kuruluyor… {\a6}[Bir hukuk firmasında, bazı avukatlardan hileyle bilgi saklanıyor] {\1c&00FFFF&}Gizlice bir çin Seddi kuruluyor… {\a6}[Bir hukuk firmasında, bazı avukatlardan hileyle bilgi saklanıyor] | A New Leaf-3 | 2014 | |
| [Person centered correction with citizens] | Hafızasının gerçekten gelmediğine emin misin? [Tutuklu evi] [Tutuklu evi] | A New Leaf-3 | 2014 | |
| You came. | Geldin. Geldin. | A New Leaf-3 | 2014 | |
| How is it staying here? | Burada olmak nasıl? Burada olmak nasıl? | A New Leaf-3 | 2014 | |
| Have you been able to sleep? | Uyuyabildin mi? Uyuyabildin mi? | A New Leaf-3 | 2014 | |
| Did you hear of Chairman Kwon being hospitalized? | Başkan Kwon’ un hastaneye kaldırıldığını duydun mu? Başkan Kwon’ un hastaneye kaldırıldığını duydun mu? | A New Leaf-3 | 2014 | |
| nonetheless, I can't say that he didn't know at all. | ...bununla beraber, hiçbir şeyden haberi olmadığını da söyleyemem. ...bununla beraber, hiçbir şeyden haberi olmadığını da söyleyemem. | A New Leaf-3 | 2014 | |
| The one with the possibility to be pushed out could've siphoned money to an offshore account or | Gözden çıkarılma ihtimali olan biri parayı denizaşırı bir hesaba aktarmış olabilir veya... Gözden çıkarılma ihtimali olan biri parayı denizaşırı bir hesaba aktarmış olabilir veya... | A New Leaf-3 | 2014 | |
| someone who was in trouble for blowing the money away was trying to cover it up, but has made this detrimental mistake! | Parayı batırmış olan biri bunu örtbas etmeye çalışmış... Parayı batırmış olan biri bunu örtbas etmeye çalışmış... | A New Leaf-3 | 2014 | |
| Less than 300 billion won. | …yoksa birilerinin ayakkabılarını yalayan biri olmasını değil. | A New Leaf-3 | 2014 | |
| I heard the amount of loss amounts to over 2 trillion, yet 300 billion? | Kayıp edilen tutarın 2 trilyondan fazla olduğunu duydum, 300 milyar mı? Kayıp edilen tutarın 2 trilyondan fazla olduğunu duydum, 300 milyar mı? | A New Leaf-3 | 2014 | |
| It's just like what you've said before. | Tıpkı senin önceden söylediğin gibi. Tıpkı senin önceden söylediğin gibi. | A New Leaf-3 | 2014 |