• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 178051

English Turkish Film Name Film Year Details
Don't let it upset you. Ağlamayınız. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
On the contrary, Tersine, Un Amour a taire-1 2005 info-icon
thank the Fuhrer ailenizi temizlediği Un Amour a taire-1 2005 info-icon
for cleansing your family. ve sizi zenginleştirdiği için Un Amour a taire-1 2005 info-icon
And for making it rich. Führer' e teşekkür ediniz. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
Live in the present, dammit! If not for me, then for the baby! Bugünde yaşa, bok! Benim için değilse bile, bebeğin için! Un Amour a taire-1 2005 info-icon
You'll never take away my memories! Hatıralarımı silemeyeceksin, dinliyor musun, asla! Un Amour a taire-1 2005 info-icon
Come on, come on... Gel, gel... Un Amour a taire-1 2005 info-icon
I didn't want to lose it. It came early. Onu kaybetmek istemedim. Benim hatam değil, erken geldi. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
Our son's fine. He's out of danger. Oğlumuz iyi. Tehlikeyi atlattı. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
Armand. After father. No. Jean. Adı Armand olacak. Babamınki gibi. Hayır. Jean. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
To keep hope alive Umut etmeye devam için Un Amour a taire-1 2005 info-icon
and stop people forgetting him. ve insanlar adını söyleyip varlığını unutmasın. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
Yes, Jeannot... Janom... Un Amour a taire-1 2005 info-icon
Give him to Yvonne. It's his bedtime. Yvonne' a verirmisin. Uyku saati. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
It's his baptism, we want to enjoy him. Vaftiz töreninde, biraz eğlendirelim istedik. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
Give him to Valentine. Valentine' e ver. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
Valentine, can you take him to bed? Valentine, bebeği yatağına götürebilirmisin? Un Amour a taire-1 2005 info-icon
I hesitated long, but the day has come. Uzun zaman endişeyle bekledim ama sanırım o gün geldi. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
Jacques, for these past two years I can't praise you enough. Jacques, iki yıl boyunca yeterince övgümü aldı, güvenimi kazandı. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
Lavandier Laundries has prospered Krizli yıllara rağmen Un Amour a taire-1 2005 info-icon
despite difficult times. Lavandier Temizlik Şirketi' ni geliştirdi. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
You've assured the family's future. Ve ailemizin geleceğini garantiledi. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
You've paid off all the errors of your past. Biliyorum ki geçmişindeki hatalarından ders çıkardı. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
It's time for your mother and I to retire Annen ve benim için emeklilik Un Amour a taire-1 2005 info-icon
and pass the business on to you ve işlerin başına seni ve Yvonne' u Un Amour a taire-1 2005 info-icon
and to Yvonne. geçirme zamanı geldi. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
I'm so proud of you. Seninle övünüyorum. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
Quite a reaction! Yapılması gereken buydu! Un Amour a taire-1 2005 info-icon
Are you blind? Körsünüz! Un Amour a taire-1 2005 info-icon
Don't you wonder how Jacques bought Boulogne Laundries? Jacques' ın Boulogne Temizliği nasıl satın aldığını hiç sormadınız? Un Amour a taire-1 2005 info-icon
In line with the laws of France. As P�tain said... Fransa kanunlarına göre yasal olarak. Pétain' in dediği gibi... Un Amour a taire-1 2005 info-icon
De Gaulle landed with the Allies over a month ago. Pétain diyor ama, 1 aydır De Gaulle müttefiklerle anlaşma halinde. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
So your P�tain better start packing! Böylece Pétain' e valizini alıp gitmek düşüyor! Un Amour a taire-1 2005 info-icon
Your wife's impossible. Eşin katlanılır gibi değil. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
What's more, she's Jewish. Ayrıca o yahudi. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
Her name's Sara Morgenstern. Yvonne's a false name. Adı Sara Morgenstern. Yvonne sahte ismi. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
Your grandson's a Jew. Torunun da bir Yahudi. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
Say nothing, Armand. Başka bir şey söyleme Armand. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
Not one word. Or you'll never see me again. Tek bir kelime bile. Yada gözüme görünme. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
Jacques Lavandier? Jacques Lavandier' mi? Un Amour a taire-1 2005 info-icon
You're under arrest, pal. Tutuklusunuz, bayım. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
Jeannot's well. Jeannot iyi. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
He's grown. He misses you. Büyüdü. Seni özlüyor. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
Do you? Sen özlemiyor musun? Un Amour a taire-1 2005 info-icon
Your wife will testify. Eşiniz şahitlik yapmaya karar verdi. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
Hiding and marrying an Israelite is favorable to you. Bir yahudiyi saklamak ve onunla evlenmek sizin için olumlu şeyler. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
I'll say you dealt with the Germans to save your brother. Almanlarla kontak sebebinin, kardeşini kurtarmak için olduğunu söyledi. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
I want you to see your son grow up. Çocuğunun büyümesini görmeni istiyorum. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
So, other than purchasing the laundries Şimdide Gestapo işgali sırasında satın aldığınız Un Amour a taire-1 2005 info-icon
run during the occupation by the Gestapo, Boyama Atölyesi ve Temizlik şirketi işlerine bakalım. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
you are also accused of pillaging the assets of Jews, Aynı zamanda, evlerini terk eden şirket müşterileriniz Un Amour a taire-1 2005 info-icon
clients of Lavandier Laundries, Yahudi ailelerinin eşyalarını Un Amour a taire-1 2005 info-icon
by organizing burglaries of their abandoned homes. onların terkinden sonra soyma organizasyonuyla suçlanıyorsunuz. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
Say it's not true. Bir şeyler söyle, yalan de. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
I dealt with the occupiers to save my brother, Eğer işgalcilerle işbirliği yaptıysam, Un Amour a taire-1 2005 info-icon
Jean Lavandier, deported in 1942. Bunun sebebi, 1942' de tutuklanan kardeşim Jean Lavandier' i korumaktır. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
I paid bribes to obtain information. Bilgi edinmek için rüşvet verdim. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
But my contacts became more and more greedy. Ama kontak kurduklarım gittikçe açgözlü olmaya başladılar. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
I did what I had to, Your Honor. Dediğim gibi başımın çaresine baktım, Bay Başkan. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
That's how I traced my brother. Dachau' dan haberler kesildiğinden itibaren. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
To Dachau. Since then I've had no news. Kardeşimin izini bu şekilde sürdüm. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
Your Honor, many people tried to buy back deportees. Tek çarem sürgündekilerin malını satmaktı, inanın bir çok aile benzer şeyleri yaptı. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
But they didn't all wheel and deal with Nazis, M. Lavandier! Ama kimse, hem dümen çevirip hem de Nazilerle işbirlikçilik yapmadı bayım. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
Be seated. Oturunuz. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
Prosecutor, you have the floor. Söz sizde Sayın Savcı. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
You're lying, Lavandier! Yalan söylüyorsunuz, Bay Lavandier! Un Amour a taire-1 2005 info-icon
Not only did you collaborate for two long years, Dediğiniz gibi bu uzun seneler boyunca, sadece işbirliği yapmakla kalmadınız, Un Amour a taire-1 2005 info-icon
you also committed an ignoble act. alçakça işlerde üstlendiniz. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
Bring in the witness. Şahidi içeri alınız. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
Name and profession. İsim, soyadı, meslek. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
Geoffrey Breton, Police I nspector. Geoffrey Breton, Polis Müfettişi. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
Presently detained on remand for active collaboration. Tutuklu, aktif işbirlikçi. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
Tell me, Breton, do you recognize the defendant? Söyleyiniz Bay Breton, bu adamı tanıyor musunuz? Un Amour a taire-1 2005 info-icon
Yes. We were in business together. Evet. Birlikte çalışıyorduk. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
On 3rd October 1942, Tarihi çok iyi hatırlıyorum, Un Amour a taire-1 2005 info-icon
if memory serves me right, 3 Ekim 1942, Un Amour a taire-1 2005 info-icon
he asked me to arrest his brother. Kardeşini tutuklamamı istedi. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
I arrested him at 4 am. Onu sabah saat 4 te yakaladık. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
Police! Open up! Polis! Açınız! Un Amour a taire-1 2005 info-icon
Mme Yvonne Lavandier? Bayan Yvonne Lavandier' mi? Un Amour a taire-1 2005 info-icon
It's my duty to inform you your husband, Jacques Lavandier, Eşiniz Jacques Lavandier ile ilgili bilgi vermek için görevlendirildim, Un Amour a taire-1 2005 info-icon
hanged himself in his cell. I'm very sorry. hücresinde kendisini astım. Üzgünüm. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
Where did you come from? Do you understand? Nerelisiniz? Söylediklerimi anlıyor musunuz? Un Amour a taire-1 2005 info-icon
Which camp? Hangi kamptaydınız? Un Amour a taire-1 2005 info-icon
You were in Dachau? Dachau. Dachau' damıydınız? Dachau. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
He speaks German. Can you check his ID? O Almanca konuşuyor. Kimliğini kontrol ediniz. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
No point staying here, there are no more trains. Beklemenizin bir anlamı yok bayan, başka tren kalmadı. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
See... that's Jean. Bak ...Bu Jean. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
Valentine! Take the child, please. Valentine! Çocuğu alınız, lütfen. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
Yvonne! It's the Red Cross. Yvonne! Kızıl Haç arıyor. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
What do they say? Where is he? Ne diyorlar? Neredeymiş? Un Amour a taire-1 2005 info-icon
Jean, it's me, Sara. Jean, benim, Sara. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
Look at me, Jean. Bana bak, Jean. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
It's over, I'm here. Bitti, bak buradayım. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
What's wrong with him? Is it shock? Nesi var? Şoka mı girdi? Un Amour a taire-1 2005 info-icon
Madame, his chances of survival are very slim. Yaşama şansı çok düşük, Bayan. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
But he survived the camps. Why should he die now? Ama kampta hayatta kaldı. Şimdi neden ölsün? Un Amour a taire-1 2005 info-icon
Care for him, he'll get well. Gerekli özen gösterilirse, iyileşebilir. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
There's nothing we can do. Yapılabilecek hiç bir şey yok. Un Amour a taire-1 2005 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 178046
  • 178047
  • 178048
  • 178049
  • 178050
  • 178051
  • 178052
  • 178053
  • 178054
  • 178055
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact