Search
English Turkish Sentence Translations Page 179008
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Greetings, king. | Selamlar, Kral. | Veer-2 | 2010 | ![]() |
Unite and fight them back. | Birleşip savaşmak. | Veer-2 | 2010 | ![]() |
My sons are working on the plan. | Oğullarım bir plan üzerinde çalışıyorlar. | Veer-2 | 2010 | ![]() |
And soon.. | Ve yakında... | Veer-2 | 2010 | ![]() |
Father, I want you to meet someone special. | Baba, seni özel biriyle tanıştırmak istiyorum. | Veer-2 | 2010 | ![]() |
Ask him to take a seat. Yes. | Ona beklemesini söyle. Evet. | Veer-2 | 2010 | ![]() |
He's there. | O orada. | Veer-2 | 2010 | ![]() |
All the guests here are rich. | Buradaki herkes önemli. | Veer-2 | 2010 | ![]() |
And I knew that you won't dance with me here in front of everyone. | Ve senin herkesin önünde benimle dans etmeyeceğini düşünüyorum. | Veer-2 | 2010 | ![]() |
We can't break the Protocol. | Protokolü es geçemem. | Veer-2 | 2010 | ![]() |
And I can't get my legs broken everyday as well. | Ve ben her gün ayağımı kıramam. | Veer-2 | 2010 | ![]() |
If breaking can unite someone.. | Eğer bana katılırsan... | Veer-2 | 2010 | ![]() |
..then is it really called breaking? | ... sorun olur mu? | Veer-2 | 2010 | ![]() |
So, why does your father want to see me? | Baban neden benimle tanışmak istiyor? | Veer-2 | 2010 | ![]() |
Because he's the king? | Çünkü o senin Kralın. | Veer-2 | 2010 | ![]() |
Which is his kingdom? Shikarpur? No. | Hangi krallık? Shikarpur mu? Hayır. | Veer-2 | 2010 | ![]() |
He's the king of.. | Hayır, o... | Veer-2 | 2010 | ![]() |
Madhavgarh. | ... Manavgarh Kralı. | Veer-2 | 2010 | ![]() |
He's here to see the queen. | O Kraliçeyi görmeye geldi. | Veer-2 | 2010 | ![]() |
This time around, he'll make all arrangements to annihilate the Pindaris. | Bu sefer, bütün düzenlemeler Pindaris yok etmek için olacak. | Veer-2 | 2010 | ![]() |
You know, Veer, they're barbaric. | Bilirsin, onlar barbarlar. | Veer-2 | 2010 | ![]() |
Once, they looted the train I was travelling in. | Bir keresinde treni yağmalamışlardı. | Veer-2 | 2010 | ![]() |
Did they harm you? No. They severed father's hand. | Sana zarar verdiler mi? Hayır, ama Kralın elini kestiler. | Veer-2 | 2010 | ![]() |
Thank God, his head wasn't severed. | Çok şükür ki, kafası kurtulmuş. | Veer-2 | 2010 | ![]() |
I heard that he deceitfully.. | Onun binlerce Pindaris'i öldürdüğünü duydum. | Veer-2 | 2010 | ![]() |
We just want to make them civilised. | Onları uygarlaştırmak istedi. | Veer-2 | 2010 | ![]() |
By throwing them out of their houses. | Kendi topraklarında kargaşa yaratarak mı? | Veer-2 | 2010 | ![]() |
The Pindaris have only one motive. | Pindaris'in tek isteği var. | Veer-2 | 2010 | ![]() |
Princess of Madhavgarh. | Madhavgarh'ın Prensesi. | Veer-2 | 2010 | ![]() |
Your mother's last memorabilia. | Annenin son hatırası. | Veer-2 | 2010 | ![]() |
You have to leave, Veer. | Gitmen gerekiyor Veer. | Veer-2 | 2010 | ![]() |
Brother has found out who you really are. | O seninle ilgili her şeyi biliyor. | Veer-2 | 2010 | ![]() |
He's gone to the hostel to look for you. | Seni bulacak. | Veer-2 | 2010 | ![]() |
Punya. | Punya. | Veer-2 | 2010 | ![]() |
Pindari. | Pindari. | Veer-2 | 2010 | ![]() |
Tried to mingle with the likes of us. | Bizim sevgimizi kazanarak aramıza girmeye çalıştın. | Veer-2 | 2010 | ![]() |
And with my sister.. | Özellikle de kardeşimle. | Veer-2 | 2010 | ![]() |
It's rightly said, sons have to fulfill their father's incomplete deeds. | Söylenenler doğruymuş. Baba işini yarım bıraktı, oğlu da tamamladı. | Veer-2 | 2010 | ![]() |
Thankfully, he isn't here. | İyi ki burada değil. | Veer-2 | 2010 | ![]() |
Whichever part I get hold of.. | Tuttuğum yerden... | Veer-2 | 2010 | ![]() |
..I'll rip off five kilos of flesh. | ... 5 gram et koparırım! | Veer-2 | 2010 | ![]() |
Forgive him, Veer. No. | Bırak onu Veer. Hayır. | Veer-2 | 2010 | ![]() |
He's Yashodhara's brother. | O, Yashoda'nın kardeşi. | Veer-2 | 2010 | ![]() |
We don't have any enmity with him, but his father. | Bizim düşmanlığımız ona karşı değil. Ama babasıyla. | Veer-2 | 2010 | ![]() |
Brother, no! | Hayır! | Veer-2 | 2010 | ![]() |
Go, Veer. Go from here. | Git buradan Veer, git. | Veer-2 | 2010 | ![]() |
Promise me, Veer. | Bana söz ver, Veer. | Veer-2 | 2010 | ![]() |
You won't ever come to Madhavgarh. | Bir daha asla Madavgarh'a dönmeyeceksin. | Veer-2 | 2010 | ![]() |
I promise.. | Söz veriyorum. | Veer-2 | 2010 | ![]() |
That I will come to Madhavgarh. | Kesinlikle Manavgarh’a geleceğim. | Veer-2 | 2010 | ![]() |
With father's permission.. | Babamın emriyle. | Veer-2 | 2010 | ![]() |
I will marry you amidst the fire or.. | Ya seninle evlenirim... | Veer-2 | 2010 | ![]() |
..I will torch Madhavgarh. | ... ya da Manavgarh’ı yakarım. | Veer-2 | 2010 | ![]() |
We'll meet again. | Daha sonra görüşelim. | Veer-2 | 2010 | ![]() |
One early morning | Bir gün sabah erkenden Bir sabah erkenden | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |
Lifting the dark misty veil of the night | ..gecenin karanlık sisli duvağı kalkarken ...gecenin karanlık sisli duvağı kalkarken.. | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |
From its Pillow of its mountain Peak the Sun rose and saw... | dağının zirvesindeki yastığından kalktı güneş... Ve baktı | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |
The valley is filled with the season of love | Kalbin vadisinde aşk mevsimi vardı ..Ve dallarında hatıralar | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |
and the branches of memories have sProuted... | Ve bekleyen sayısız hatıralar çiçek açmaya başladı | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |
UnsPoken, unheard yearnings | Söylenmemiş, duyulmamış bir arzu | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |
Half asleeP, half awake | Yarı uykulu... yarı uyanık bir halde | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |
Look out sleePily at life | mahmur gözleriyle baktı hayata | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |
as it flows in wave after wave | Bir dalga dalgayı, bir heves hevesi takip ederken geçiyordu hayat | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |
at once new. Also the same | Sanki her an yeniydi Ama yine de aynıydı... Evet, aynı hayattı | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |
Meeting and also Parting and a sense... | Kavuşmalar da aynıydı Ayrılmalar da aynıydı | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |
that time is flowing like a river, whisPering as it flows... | ve gerçek buydu, zaman şelaleden akan su gibiydi ..gitmesi gereken yere giderdi | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |
that the valley is filled with the season of love | Kalbin vadisinde aşk mevsimi vardı ..Ve dallarında hatıralar | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |
"Why is the wind singing today?" | Neden rüzgar bu gün şarkı söylüyor? | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |
"Why is the wind singing" | Neden rüzgar bu gün şarkı söylüyor? | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |
"Why is the season raining colours" | Neden gökyüzü renklerle ışıldıyor? | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |
"My heart wonders What is going to haPPen today" | Kalbim söyle bana, bu gün ne oldu? | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |
"Why is there moonlight in the day" | Ayışığı gündüz ışıldıyor? | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |
"Which way is life moving" | Hayat nereye gidiyor? | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |
"My heart wonders what are these events foretelling" | Kalbim söyle bana, nedir bu yaşananlar | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |
"Why is the wind singing today" | Neden rüzgar bu gün şarkı söylüyor? ..Şarkı söylüyor? | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |
"Whose face am I seeing in every flower" | Bu kimin yüzü? Her çiçeğe baktığımda gördüğüm... | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |
"Whose face do I see in every flower" | Bu kimin yüzü? Her çiçeğe baktığımda gördüğüm... | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |
"Whose unheard voice is in my ears" | Bu kimin sesi? Dinlemesem bile duyduğum? | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |
"Whose are these sounds..." | Bu yaklaşan ayak sesleri kimin? | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |
"vibrating in my dreams" | Bana nasıl hayaller gösteriliyor? | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |
"My heart wonders Whose arrival is awaited" | Kalbim söyle bana, bu gelen kim? | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |
"Why is the wind singing..." | Neden rüzgar bu gün şarkı söylüyor? | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |
"singing, singing" | şarkı söylüyor... şarkı söylüyor.. | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |
Today your dream is coming true PaPa, today your daughter begins her first case | Bu gün hayalin gerçek oluyor, baba, bu gün kızının ilk davası başlıyor | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |
You devoted your entire life for truth and human rights | Sen tüm hayatını doğruluğa ve insan haklarına adadın | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |
Today I am taking my first steP into the same battlefield | Bu gün ben de aynı şavaş alanına ilk adımımı atacağım | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |
as always, I'm taking your faith and blessings with me | Her zamanki gibi, senin güvenini ve duanı da yanımda götüreceğim | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |
Karim Khan do you know how to cook? | Karim Khan, nasıl yemek pişirilir biliyorsun, değil mi? | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |
No Sir the wife cooks | Hayır efendim, yemekleri karım pişirir | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |
Better start learning. Now women have started doing men's jobs. Never know... | Yarın öğrenmeye başla. Çünkü şimdi kadınlar erkeklerin işini yapmaya başlamış | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |
Now may I meet the Indian Prisoner? | Peki şimdi o Hindistanlı tutuklu ile görüşebilir miyim? | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |
Most certainly! Now you have the right to, Madam Lawyer | Tabii ki görüşebilirsiniz! Şimdi bu sizin hakkınız, Avukat Hanım | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |
come, I'll escort you myself | Gelin, ben de sizinle geleceğim | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |
That way I'll get to sPend a little more time with you | Bu bahaneyle belki sizinle biraz daha vakit geçirebilirim | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |
Excuse me Madam, but you're wasting your time | Bu arada, kusura bakmayın ama, burada vaktinizi ziyan ediyorsunuz | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |
This man is here for 22 years but no one's heard him utter a single word | O adam 22 yıldır burada. Ama şu ana kadar hiçkimse ağzından tek kelime çıktığını duymadı | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |
We think he is very haPPy here, never fights, never comPlains... | Bizce o burda çok mutlu Ne kavga ediyor, ne şikayet ediyor | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |
seems like he doesn't want to be free at all | ..sanki özgür olmayı istemiyor gibi | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |
Freedom is every man's birthright and it's my duty to see that he gets it | Özgürlük her insanın doğuştan hakkıdır ve bu hakkı onlara vermek de benim görevim | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |
You do your duty and let me do mine | Siz kendi görevinizi yerine getirin, ben de kendimkini yerine getireyim | Veer-Zaara-1 | 2004 | ![]() |