• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 179428

English Turkish Film Name Film Year Details
You know, love requires such a perfect balance. Sen de bilirsin ki aşk, kusursuz bir denge ister. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
It's like the human body. İnsan vücudu gibidir. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
It may turn out that you have Tüm vitamin ve minerallerin... Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
all the vitamins and minerals, but... ...eksiksizmiş gibi görülebilir ama... Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
...if there is a single, tiny ingredient... ...eğer içinde bir tek küçük şey eksikse... Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
...missing, like, like... ... salt, for example... one dies. ...şey, şey gibi... ...tuz mesela... insan ölür. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
She is the woman I live with. Birlikte yaşadığım kadın. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
You have to speak English around her. Onun yanındayken İngilizce konuşmak zorundasın. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
Why? For her sake? Neden? Onun hatırına mı? Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
Yes, exactly. Out of courtesy. Evet, aynen öyle. Nezaket gereği. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
I don't trust her, Juan Antonio. Ona güvenmiyorum, Juan Antonio. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
Her eyes are not one color. Gözlerinin rengi bile bir değişik. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
You always had paranoid ideas about every woman I've ever known. Tanıdığım her kadınla ilgili paranoyak düşüncelerin oldu hep. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
She's pretty. Tatlı kız. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
Do you think she'll be enough for you? Seni tatmin edeceğini düşünüyor musun? Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
Well, she's quite intelligent and she is a free thinker, like you. Aslında, oldukça zeki ve özgür ruhlu, tıpkı senin gibi. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
You're still searching for me in every woman. Hâlâ her kadında beni arıyorsun. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
That is not true, Maria Elena. Yanılıyorsun, Maria Elena. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
I was in Oviedo some weeks ago with a woman Birkaç hafta önce Oviedo’da bir kadınla birlikteydim... Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
who was the antithesis of you... ...savunduğunun tam aksi bir kadın... Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
...an American, and something ...Amerikalı ve onunla... Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
beautiful happened with her. ...güzel bir şey yaşadım. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
So you're mistaken. İşte yanılıyorsun. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
You'll always see to duplicate what we had. You know it. Yaşadıklarımızı yeniden yaşamak istiyorsun hep. Biliyorsun. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
In this house, speak English. Bu evde İngilizce konuş. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
That's all I ask. All right? İstediğim tek şey bu, tamam mı? Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
Why are you getting so angry at me?! Neden bana bu kadar kızıyorsun?! Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
Listen. Why were you thinking about killing yourself? Dinle. Neden kendini öldürmeyi düşündün? Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
What a stupid idea did cross on your mind! Nasıl böyle aptal bir şey düşünebildin! Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
I mean, to try to kill yourself, for Christ's sake! Yani, kendini öldürmenden bahsediyorum, Tanrı aşkına! Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
Stay here until you get back on your feet... Kendine gelene kadar burada kal... Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
...and then I beg you, please, get out of my life! ...ve sonra yalvarırım, lütfen, hayatımdan çık! Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
We came so close to perfection, you and I. Sen ve ben neredeyse kusursuzu yakalamıştık. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
You're too damaged. And you love that. Çok incinmişsin. Hoşuna gider. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
You've always liked my mood swings. Ruhsal değişkenliğimi hep sevdin. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
But what was missing, Juan Antonio? Ama eksik olan neydi, Juan Antonio? Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
What was missing? Eksik olan neydi? Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
I don't like her for you! Sana layık birisi değil! Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
And you know I always have your best interest. Ve biliyorsun, senin her zaman en çok ilgilendiğin şey ben oldum. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
Not when you tried to kill me. Beni öldürmeye çalıştığından beri öyle değil. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
Oh, that. Yeah, that. That small detail. Ah, şu mesele. Evet, o mesele. O küçük ayrıntı. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
I mean, you... are suspicious of her because she is now my lover. Baksana, sen... ondan şüpheleniyorsun çünkü şu anda benim sevgilim. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
It's so obvious. O kadar belli ki. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
No, no. I see you so lost, so confused, since we split up. Hayır, hayır. Ayrıldığımızdan beri çok dalgın ve perişansın. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
For all your talk of swearing off women and renouncing love... Aşktan vazgeçip kadınlara tövbe etmene rağmen... Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
...to end up losing your head... ...bir değil, iki Amerikalı... Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
...not for one, but two... ... American tourists. ...turist için kendini kaybediyorsun. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
Here's sugar. Şeker alır mısın? Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
I thought we could go for a ride to the countryside later. Düşündüm de, bir ara kırda bisiklet sürmeye gidebiliriz. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
I mean, the weather is beautiful. Baksana, hava çok güzel. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
It's definitely going to rain later. Biraz sonra kesin yağmur yağar. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
You speak no Spanish? İspanyolca bilmiyor musun hiç? Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
No. I studied Chinese. Hayır, Çince öğrenmiştim. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
I thought it sounded pretty. Kulağa hoş geldiğini düşündüm. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
Say something in Chinese. Çince bir şey söyle. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
You think that sounds pretty? Bunun hoş olduğunu mu düşünüyorsun? Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
Well, maybe not the way Belki benim... Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
I'm pronouncing it, but... ...telaffuz şeklimdendir, ama... Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
If you ask me, Chinese sounds strident. ...bence Çince kulağı tırmalıyor. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
It's like a drill to the head. Sanki matkapla kafanı deliyorlar gibi. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
Speak English, Maria Elena. İngilizce konuş, Maria Elena. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
You ever hear them in the kitchen of a Chinese restaurant? Sen hiç bir Çin lokantasının mutfağında konuşurlarken duydun mu? Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
It's so unpleasant. Hiç de hoş değil. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
Maria Elena, enough. Maria Elena, yeter. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
I'm sorry. I am nervous today. Üzgünüm. Bugün gerginim. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
I had bad dreams. Nasılsın? Kötü rüyalar gördüm. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
Would you like to paint? Resim yapmak ister misin? Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
Do you paint also? Belki benim... Sen de mi resim yapıyorsun? Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
Do I paint, she asks. Resim yapıyor musun diye soruyor. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
Ask him, ask him. He stole everything from me. Ona sorsana, sor. Her şeyi benden çaldı. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
His whole style. Bütün tarzını. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
She likes to make up these stories. Böyle hikâyeler uydurmayı sever. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
Your whole way of seeing is mine. Tüm bakış açın bana ait. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
I'm not saying that you were not influential. Hiç de hoş değil. Senden etkilenmediğimi söylemiyorum. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
Influential? Etkilenmek mi? Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
Influential? Yes, but to say I stole your style... Etkilenmek mi? Evet, ama tarzını çaldığımı söylemen... Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
Hypocrite, hypocrite, hypocrite. İki yüzlü, iki yüzlü, iki yüzlü. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
To say I stole your style is too delusional. Tüm tarzını çaldığımı söylemen tam bir hayal ürünü. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
It's okay. We painted side by side for many years, Tamam. Yıllarca yan yana resim yaptık. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
and you adopted my vision as your own. Ve sen benim hayal gücümü kendininkiymiş gibi aldın. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
That's a tale you invented and like to spread. Bu uydurduğun bir yalan ve bunu yaymaktan zevk alıyorsun. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
She always had problems with reality. Hep gerçeklikle ilgili sorunları oldu. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
I'm not going to get angry. Sinirlenmeyeceğim. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
What did they say in art school? Sanat okulunda ne demişlerdi? Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
That I was a genius. Right? Dahi olduğumu. Değil mi? Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
I always encouraged your talent. Her zaman yeteneğini destekledim. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
I'm not talking about talent. Yetenekten bahsetmiyorum. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
I said genius. Dahi dedim. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
I came close to killing for you. Senin için adam bile öldürürdüm. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
You came close to killing me... with a chair. Neredeyse beni öldürüyordun... sandalyeyle. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
You had a razor and you were drunk... Elinde jilet vardı ve sarhoştun... Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
...with a razor and raging! ...jiletle ve kudurmuştun! Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
That was jealousy... I was crazy for you and... Kıskandım... Senin için deliriyordum ve... Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
...you betrayed me... with Agustino's wife. ...sen beni aldattın... Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
With your eyes! With your eyes! Agustino’nun karısıyla. Gözlerinle! Gözlerinle! Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
You wanted to kill me for looking? Ona baktığım için mi beni öldürmek istedin? Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
I don't want to talk about that anymore, okay? It's over. Artık bu konu hakkında konuşmak istemiyorum, tamam mı? Bitti. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
I see you with someone else now and I'm fine. I'm civil. Şimdi başkasıylasın, sorun değil. Ben medeni bir insanım. Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
As the days passed, Günler geçtikçe... Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
Cristina observed Maria Elena and Juan Antonio... ...Cristina, Maria Elena ve Juan Antonio’yu gözlemledi... Vicky Cristina Barcelona-1 2008 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 179423
  • 179424
  • 179425
  • 179426
  • 179427
  • 179428
  • 179429
  • 179430
  • 179431
  • 179432
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact