Search
English Turkish Sentence Translations Page 179437
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
she's under strict confinement, and you'd let her hit the keys all day? | ...kız sıkı gözetimde. Şimdi de yaptıkları için ödüllendirilecek. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
Is thatjust? Always consider the specific situation. | Bu adil mi? Özel bir durum bu. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
Oh, give me a break! You're so bullheaded. | Şu söylediklerine bak. Ne kadar kalın kafalısın! | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
Mr. Kowalski, let your wife finish. Ex wife! | Bay Kowalski, bırakın da eşiniz lafını bitirsin. Eski eşim demek istediniz. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
We should support Jenny. Her bio shows interferences... | Üzerimize düşeni yapmalıyız. Jenny'nin geçmişi çelişkilerle dolu... | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
Interferences? She basically slaughtered the guy... | Çelişkiymiş. Hava atıp durma. Adamı resmen komalık etti. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
Wait a minute! Let's not... | Dur, dur az. Tamamdır. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
He's right, though! | Adam haklı. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
We're all adults. | Hepimiz aklı başında insanlarız. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
Mrs. Hofmann. Thanks. | Bayan Hofmann. Teşekkür ederim. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
Jenny has no contact to her family or anyone outside. | Jenny'nin dışarıyla bir bağlantısı yok, ailesinden kimse onu ziyaret etmiyor,... | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
Not that she seems to care to. | ...gerçi onun bunu pek önemsemediğini de biliyorum. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
She has no psychological parent and no perspective. | Onu yönlendirecek birisi yok ve geleceği de hiç parlak değil. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
So what do you suggest? | Ne öneriyorsunuz? | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
A few piano lessons. Where will it lead us! | Şu piyano derslerini denemeliyiz. Nereye varacak bu! | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
She almost kills a guard, and then gets to play happy tunes. | Bir memuru hastanelik edeyim sonra sanki hiçbir şey olmamış gibi ortalıkta dolaşayım. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
That simply can't be! | Bu olmaz! Kesinlikle olmaz! | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
Mrs. Kr�ger... | Bayan Krüger. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
How successful could the inmate be in the contest? | Tutuklu en iyi şartlarda hangi sonuca ulaşabilir? | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
She could win first prize. | Birinci olur. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
Which would be a success for all of us. | Ve bu hepimizin zaferi olur. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
And, of course, a personal victory for you. | Ayrıca sizin için kişisel bir zafer olur,... | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
Mr. Meyerbeer. | ...Bay Meyerbeer. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
What's in it for me? | Bu işten benim kârım ne olacak? | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
Rule number five: | Beşinci kural: | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
This is not about you. | Mesele siz değilsiniz. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
When I was that kid's age, I performed in New York and Amsterdam. | Şuradaki çocuk kadarken Amsterdam ve New York'ta sahneye çıkmıştım. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
At ten I had played numerous international contests. | On yaşıma geldiğimde bir sürü uluslararası yarışmalara katılmıştım. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
Half of which I won. | Katıldıklarımın yarısını kazandım. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
My adoptive father tried to turn me into Mozart. | Üvey babam beni bir çeşit Mozart yapmaya çalıştı. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
When I quit at twelve, he fucked me senseless. | On iki yaşımdayken bıraktım, bunun üzerine ırzıma geçti. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
So I don't really feel like some stupid contest. | Şimdi bu siktir boktan yarışma umurumda mı sanıyorsun? | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
Then it might be best to go back to rule number one. | O zaman en iyisi tekrardan birinci kuraldan başlayalım. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
I call all my students by their first name. | Bütün öğrencilerime isimleri ile seslenirim. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
If you don't mind. No problem. I'm Jenny. | Sizin için sorun teşkil etmezse. Sorun değil, ben Jenny. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
Sit down, Jenny. | Otur, Jenny. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
Let's start with something easy. | Kolay bir şey ile başlayalım diyorum. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
Schubert's Impromptu No. 2 | Schubert İmpromptu No: 2 | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
in A flat major. | Kısacık. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
Let's take a look at your technique. | Böylece tekniğinizi de görmüş oluruz. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
We'd like to start. | Başlamak istiyoruz. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
Take off her handcuffs. | Başlamak istiyoruz. Şunların çıkması lazım. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
The inmate's handcuffs have to stay. | Tutuklunun kelepçeleri kalmalı. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
That's ridiculous. Sorry. | Komik oluyorsunuz. Kusura bakmayın. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
Those are the rules. That's nonsense. | Kurallar böyle. Ama bu çok saçma. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
How am I supposed to teach her like that? | Bu şekilde nasıl ders verebilirim ki? | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
It's for your personal safety. | Bu sizin güvenliğiniz için. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
So we'll... | Pekâlâ... | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
... read music. You can read music... | ...biz de bugün nota çalışırız Nota biliyor... | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
...can't you? Yes. | Nota biliyor musunuz? Evet. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
So, what's the time signature? | Ölçümüz nedir? | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
Three four. Good. | Üç dörtlük. Güzel. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
I'll play the quarter notes and you sing the melody. | Ben çeyrekleri çalacağım siz de melodiyi söylersiniz. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
One, two... | Böyle: Bir , iki... | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
Mr. Kowalski? You need to step back a bit. | Bay Kowalski? Defteri biraz daha uzak tutmalısınız. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
If I step back, she can't read the music anymore. | Defteri uzaklaştırırsam, Bay Kowalski, notaları göremeyiz. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
One meter distance. Why? | Özür dilerim ama bir metre uzaklaşın. Neden? | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
Because of your hand. What about it? | Eliniz için. Ne olmuş elime? | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
She could bite you. | Eliniz ısırılabilir. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
Jenny, are you planning to bite my hand? | Jenny, elimi ısırmayı düşünüyor musunuz? | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
She even bites her own hand. | Bu kendi elini bile ısırıyor. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
Who do you think I am? | Kim olduğumu sanıyorsunuz? | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
It all depends how far she gets. | Sonuçta nereye kadar gideceğine bağlı. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
Okay, I'll see what I can do. | Tamam, deneyebilirim. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
But I can't speak for the editorial department. | Redaksiyon için bir şey diyemem. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
Mrs. Kr�ger, | Bayan Krüger,... | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
meet Mr. Wahrich from <Der Spiegel. > | ..."Der Spiegel"den Bay Wahrich ile tanışın. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
Please be nice to the press. He's writing a piece about our prison. | Kendisine nazik davranın. Cezaevi ile ilgili bir haber yapıyor. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
I have to teach now. | Ben burada ders veriyorum. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
Could she play something for us? | Şöyle güzel bir şey çalabilir mi? | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
Not yet. Please! | Henüz o aşamaya gelmedik. Lütfen. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
We're still reading music. So read music. | Nota okumadayız. O zaman nota okuyun. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
Then I need my handcuffs. | O zaman kelepçeleri takmam lazım. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
I've only played with handcuffs so far. | Şimdiye kadar kelepçe ile oldu. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
I like the handcuffs idea. Yeah, me too. | Eminim kelepçeyle güzel olur. Evet, bence de. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
Handcuffed, then? | Kelepçeyle, öyle mi? | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
Behind the back, please. | Arkadan, lütfen. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
Sure... behind the back. | Tabii, arkadan. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
Don't you ever... play that negro music again! | Asla... Bir daha bu zenci müziğini çalmayacaksın! | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
What? Negro music. | Ne? Zenci müziği. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
What the fuck! That's what I like. | Ben seviyorum ama. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
Are you sorry, at least? Yes. | Üzüldünüz mü peki? Evet. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
Yes, I'm sorry. | Evet, üzüldüm. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
Oh, God. Those are the wrong ones. | Aman Tanrım. Bunlar değil. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
Did you know there's trumpetfish? | Trompet balığının varlığından haberin var mı? | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
And fiddlefish? Even drumfish? | Ya keman vantozları? Hatta davul balığı bile var. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
Enough for a whole orchestra. | Bunlardan orkestra kurulur. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
She does have small hands. | Gerçekten de küçük elleri var. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
If there was a pianofish, it'd look like your daughter. | Piyano balığı diye bir şey olsaydı aynen kızına benzerdi. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
You as her dad can be proud. | Babası kızıyla gururlanabilir. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
The contest tomorrow will be a piece of cake for her. | Yarınki yarışmayı da havada karada kazanır, değil mi? | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
It's only the first round. | Daha ilk tur ne de olsa. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
Will you be there? | İzlemeye gidecek misin? | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
I mean, incognito, of course. | Yani gizlice demek istedim tabii. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
Is she in civilian clothes? Of course. | Üstünde sivil kıyafetler mi var? Evet, tabii ki sivil. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
Is she clean? Sorry, I didn't try to sniff on her. | Yıkanmış mı? Kusura bakmayın ama koklamadım. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
What are those? Civilian clothes. | Bu da ne? Sivil işte. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
We have to buy her clothes. Not permitted. | Ona bir şeyler almalıyız. Bunun için yetkim yok. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
Forget it. A sweater, some pants, shoes... | Aklınıza bile getirmeyin. Kazak, pantolon ve bir çift ayakkabı. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |
In this outfit we don't even have to go. | Bu kılıkla katılmasak da olur. | Vier Minuten-1 | 2006 | ![]() |