Search
English Turkish Sentence Translations Page 179574
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Oh no, lights out? Up again? Sit down, Krishnakant | Ah hayır, ışıklar kapandı mı? Yine mi? Otur, Krishnakant. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Can l.. carry some? | Şey ben.. biraz taşıyabilir miyim? | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Every morning, my uncle drinks water from the copper tumbler.. | Her sabah, amcam suyunu bakır bardaktan içer.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
..it's good for health | ..sağlığı için iyi. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
That must be your aunt's book? Yes | Bu yengenin kitabı olmalı? Evet. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Aren't your uncle and aunt.. mine too? | Senin amcan ve yengen.. benimde değil mi ? | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
For you.. a gift | Senin için.. bir armağan. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Can we meet tomorrow? | Yarın buluşabilir miyiz ? | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
If you say so.. Sister in law can arrange it | Eğer böyle diyeceksen.. Yengem ayarlayabilir. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Nothing like a morning walk, much to gain out of little effort | Hiçbir şey sabah yürüyüşü gibi, küçük bir gayret daha fazla konuşabilmek için. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Like big profits out of small capital, your knee pain will vanish | Küçük başkentin dışına büyük karlar gibi, diz açıo yok olacak. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Boys, faster please | Gençler, daha hızlı lütfen. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
What's the matter? You carry on | Ne oldu? Sen devam et. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
He'll be here in a minute.. see! | O bir dakika içinde burada olacaktır.. bak! | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
What about our meeting? | Bizim buluşmamız ne oldu? | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Until then, take some exercise | O zamana kadar, biraz çalış. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
It's the vegetable market area, so shops open early | Bu sebze market alanı, böyle marketler erken açılır. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
A smell of freshly cooked jalebis! Milk and jalebis for breakfast? | Taze taze pişirilmiş jalebi kokusu! Kahvaltıda süt ve jalebiler mi? | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Steaming hot jalebis. Sit here | Sıcak jalebi tütüyor. Otur buraya. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Two minutes.. Jalebis in milk. Are you serving us again! | İki dakika.. Jalebiler sütle yenir. Bize yine servismi yapıyorsun. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Sit! Great taste, try it | Otur! Harika tat, dene bir. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Sister in law, get him to talk to Papa (Sister in law : sister in law) | Yenge, onu babamla konuşması için getir. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Bhavna? Go! | Bhavna? Git! | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Have some more, Rama. Don't plead with her, feed her | Biraz daha fazla, Rama. Onunla boş bırakma, besle onu. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Dad? Yes? | Baba? Evet? | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
What's our day's plan? We're seeing the vineyards | Bugünün planı nedir? Biz bağları göreceğiz. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Children, if you haven't seen the vineyards here, you've seen nothing | Çocuklar, eğer burda ki üzüm bağlarını görmediysen, sen hiç birşey görmüyorsun | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
So, like I was saying.. Dad.. | Yani, dediğim gibi.. Baba.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Yes? Rahul wanted to see the lake | Evet? Rahul gölü görmek istiyordu. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
What lake? | Hangi göl? | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Rahul wants to go? Then go | Rahul gitmek mi istiyor? O zaman gidin | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Aunty, can we take Poonam and Chhoti along? | Teyzecim,Poonam ve Chhoti’yi de yanımızda götürebilir miyiz? | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Wonderful! He worked a miracle! | Harika! Bir mucize yarattı! | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Sister in law, can you believe it, my brother did it! | Yenge, inanabiliyor musun, benim ağabeyim yaptı bunu! | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Snatch the newspaper out of his hands and in Uncle Bhagat's words.. | Gazeteyi onun elinden kap ve Bhagat Amcanın sözlerinden.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
he's the world's best husband | o dünyanın en iyi kocası | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
No.. the other one | Hayır.. öbürü | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
It's lovely watching them together, like this | Onları beraber seyretmek güzel, böyle | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
He's so busy at work, he hardly has time for her | Öyle meşgul ki işte, onun için nerdeyse hiç zamano yok | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Out here, they're having a lovely holiday.. thanks to you | Buranın dışında, onlar güzel bir tatil yapıyorlar.. Teşekkürler sana | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Did you like the gift? Very much | Hediyeyi beğendin mi? ÇCok | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Sister in law and I scoured the malls for a whole day.. | Ben ve yengem bütün gün aışsveriş merkezinde koşuşturduk.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
..till we found the necklace | ..kolyeyi bulana dek | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
You haven't worn it? | Sen takmadın mı? | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
May I wear it after the wedding? | Düğünden sonra takabilir miyim? | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
In Madhupur, we live simply | Madhupur’da, özentisiz yaşıyorduk. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Wearing such an expensive gift there, I'd feel a little uncomfortable | Bu tür pahalı hediyeleri burda kabul etmek, ben kendimi biraz rahatsız hissettim. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
No, it's okay. I understand | Hayır, tamam. Anlıyorum | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Poonam, you just spoke your heart and you said it so frankly, | Poonam, sen sadece kalbine konuştun ve sen bunu çok açıkça söyledin, | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
it felt wonderful | hissetmesi harika | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Maybe it's this honesty, that's to be the cornerstone of our relationship | Belkide bu dürüstlük, budur ilişkimizin köşe taşı olacak olan | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
With the same honesty, if I were to give you another gift, | Aynı dürüstlükle, eğer ben sana başka bir hediye verseydim, | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
and if you think it's right.. | ve eğer sen doğru olduğunu düşünseydin.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
..will you wear it? | ..takar mıydın? | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Turning defeat into victory.. | Yenilgiyi galibiyete çevirmek.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
With great honesty.. | Büyük dürüstlükle.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Love has cast it's effect.. | Aşk etkisine biçim verdi.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
On the heart.. | Kalpte.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Today there is no question of.. | Bugün burda soru yok şundan.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Any denial.. | Herhangi bir inkar.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
if not diamonds, | pırlanta değilse, | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
a simplicity of flowers has adorned her beauty | Çiçeklerden bir basitlik onun güzelliğini süslemiş | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
So little said, so much remains ; | Böyle az söyledi, böyle çok daha kalır ; | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
a little shower, I wait for rains, | biraz duş, yağmur yağmasını beklerim, | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
to dance like a peacock in rain, my heart yearns.. | Tavuskuşu gibi yağmurda dans etmek için, kalbim özler.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
a little wait.. that's it.. | az bir bekleme.. hepsi bu kadar.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
a little wait.. that's it | az bir bekleme.. hepsi bu kadar | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
a little shower, I wait for rains, | biraz duş, yağmur yğgmasını beklerim, | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Prem, spot | Prem, nokta | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Prem, hit her! Or, they'll win | Prem, vur onu! Ya da, onlar kazanacak | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Hit | Vur | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Get her.. why don't you take her out? | Al onu.. neden onu dışarı almadın? | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
This is sheer bliss. It'd do good for Poonam.. | Bu tam mutluluk. Bu Poonam için iyi olurdu.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
..and Prem to visit all the temples | ..ve Prem için bütün tapınakları ziyaret etmek | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Radha Krishna must've met in these valleys, somewhere | Radha Krishna bu vadilerde kesinlikle buluşmalı, bir yerde | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
The fragrance of their romance still lurks in the air | Onların romantizminde ki güzel koku hala havada gizleniyor. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
In divine presence, we find ourselves.. | Tanrısal varlıkta, biz kendimizi bulduk.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
drawn nearer.. | daha yakın resmettik.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
A heart's exchange done, I've still to shower so many gifts | Bir kalbin değişimi yapıldı, ben hala bu kadar çok armağanı yağdırmam gerek | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
A little shower, I wait for rains | biraz duş, yağmur yağmasını beklerim, | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Everyone seems to be helping our union | Herkes bizim birliğe yardım ediyor gibi görünüyor | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Bhavna.. | Bhavna.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Bhavna, what are you up to? What's up? | Bhavna, sen ne yapıyorsun? Ne haber? | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Look what's there! What? | Bak burda ne var! Ne? | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Don't worry, I came for the towel | Üzülme, kurulanma için gelmiştim | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Enchanting waterfalls' lovelores.. | Büyüleyici şelaleler aşk filmi.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
entice me into sweet dreams of tomorrows.. | beni yarınların tatlı rüyalarıyla kandır.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
awakening for the first time, new stirrings within me | ilk kez uyandığımda, yeni heyecanlar benim içimde | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
I feel new emotions stirring within | Kendimde yeni duygular sezdim heyecan içinde | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
A lifetime of our days and nights remain, | Bizim günlerimizin bir ömrü ve gecelerin kalışı | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
a little shower, I wait for rains | biraz duş yağmur yağmasını beklerim, | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
I can feel the tug of monsoon winds | Ben muson rüzgarları çekmesini hissedebilirim | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
I can feel the tug of monsoon winds upon my heartstrings | Ben muson rüzgarları çekmesini hissedebilirim derin duygularımın üzerinde | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Yes, Zurich called? What did they have to say? | Evet, zürih mi arandı? Onların söyleyecek neyi vardı? | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Really? Meeting confirmed? | Gerçekten mi? Miting doğrulandı mı? | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
No, no.. that's good news | Hayır, hayır.. bu iyi haber | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Get the legal department to draw up the contracts. | Yasal departmanı al sözlşsmeleri düzenlemek için. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
We'll be in Delhi tomorrow | Biz yarın Delhi’de olacağız. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
But the Swiss clients are due next week? | Ama İsviçre li müşterileri gelecek hafta nedeniyle.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Now they're expected day after tomorrow | şimdi onlar beklenen yarından sonra ki günde | Vivah-1 | 2006 | ![]() |