Search
English Turkish Sentence Translations Page 179571
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
If there is someone else you like, you may speak openly, son | Eğer, başka birisi varsa hayatında açıkça konuşabilirsin oğlum. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
No Papa, there's nothing of the sort | Hayır baba hayatımda hiç kimse yok. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Only thing is.. marrying, so early? | Tek çekincem böyle erkenden elenmek... | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Now is the right age, son. Even your brother married at your age | Şimdi doğru yaştır, oğul. Hatta senin erkek kardeşin, senin yaşında evlendi. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Our scriptures say so, also from my experience.. | Bizim Kutsal kitaplarımız öyle der hem de benim tecrübelerim.... | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
it's easier to accept someone, easier to adapt to someone at an early age | Erken yaşta birisine adapta olmak ona alışmak ve kabul etmek daha kolaydır. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
It makes for a relationship that grows more firm, takes deeper root | O, daha çok firmayı büyüyen bir ilişki için yapar Daha köklü ve sağlam olur. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Papa.. I haven't even started upon my career | Baba.. ben daha kariyerimin üzerine başlamadım. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
I'm just a trainee in the factory | Ben sadece fabrikada bir stajyerim | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Prem, every man who aspires to achieve needs an inspiration | Prem, her erkege arzuladigi başarı için ilham gereklidir. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
She will come into your life like an inspiration.. | O senin hayatına bir ilham gibi gelecektir.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
to share every moment of your life, to bear half the burden of your sorrows | hayatındaki her anı paylaşmak için, acılarını yarıya indirip çekmek için. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
And to double your joys | Ve mutluluğunu iki kata çıkarmak için | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
You might think, why a girl from a small town.. Madhupur? | Düşünmüs olmalısın, bir kızın neden küçük bir kentden.. Madhupur? | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Your mother was also from a small town near Bhopal | Senin annende Bhopal’e yakın küçük bir kenttendi. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Now who could have been a better mother to you? | Şimdi kim sana karsı daha iyi bir anne olabilir? | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
We lived life to the fullest, traveled the world, watched you boys grow up | Hayatı dolu dolu yaşıyorduk, dünyayı geziyoduk, siz erkeklerin büyümesini izliyoduk. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
To this day, she is besides me | Bu günde, o benim yanımda | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Nowadays when I see youngsters losing faith in the institution of marriage, | Günümüzde gençlere baktığımda inançlarını evlilik kurumlarında kaybetmişler, | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
I feel so sorry | Çok üzgünüm | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Your mother always maintained.. | Annen her zaman sürdürdü.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
the most vital components of a marriage are trust and honesty | Evlilikte en çok hayati parça itimat ve dürüstlüktür.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Children nowadays miss the significance | Günümüzün çocukları önemi özlüyor | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Prem, I've always tried to be in step with you, your generation, | Prem, ben her zaman senin adımlarına göre hareket etmeye çalıştım, senin kuşağın... | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
to speak the language you speak, your kind of fashion, music, movies | konuştuğun dili konuşmak, moda tarzın, müzik, filmler | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Now I want, you too should imbibe certain values from earlier generations | Şimdi istediğim, sende erken jenerasyonun değerini kesinlikle öğrenmelisin | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Meet the girl, speak with her, find out if you can understand each other | Kızla buluş, onunla konuş, birbirinizi anlayabileceğinizi keşfet | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Then, take the decision | Sonra, kararını al | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Poonam's photo | Poonam'ın fotoğrafı | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Take a look | Bir bak | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
I'll wait outside | Dışarıda bekleyeceğim | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Guess what Prem, Bhagat Uncle told me.. | Tahmin et Prem, Bhagat Amca bana demişti.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
when Papa spoke about marriage to him, he had blushed crimson | Babam ona evlilikle ilgili konuştuğunda, o kıpkırmızı oldu ve utandı. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
The wife's presence is always taken for granted, but for once at least, | Hanımın varlığı her zaman onaylamak içindir, ama en azından bir keresinde, | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
put that paper away and give your brother some advice | bu kağıdı bir kenara bırak ve erkek kardeşine biraz nasihat ver. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
The first time he came to see me, he came all prepared.. | Beni ilk kez görmeye geldiğinde, tamamen hazırlıklı gelmişti.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
after memorizing a whole questionnaire | bütün anketi ezberledikten sonra | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Brother.. | Kardeş.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
what was the first question you asked? The first question? | Senin ilk sorduğun soru neydi? İlk soru mu? | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
May I have a glass of water, please ? That was the first and last | Bir bardak su alabilirmiyim, lütfen? Bu ilk ve sondu. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Uncle, she's the one you're marrying? | Amca, o senin evlenecek olduğun kişi mi? | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Will she give you good night kisses, like Mummy gives Papa? | Sana iyi geceler öpücüğü verebilecek mi, Annemin Babama verdiği gibi? | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Naughty! He's always talking his head off | Terbiyesiz! O her zaman önlemeye çalışır. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
You got to be careful what you say in front of this guy | Bu oğlanın önünde ne söylediğine dikkat etmelisin. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Rahul, bedtime. Good night | Rahul, yatma zamanı. İyi geceler. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
You're becoming mischievous | Sen zararlı olursun. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Papa.. paper.. | Baba.. kağıt.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
It's yesterday's paper. Put it down! | Bu dün’ün kağıdı. Yere koy onu! | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
No, I was only.. | Hayır, Ben sadece.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
More about Poonam? I'm told she likes to read | Daha fazla Poonam’la ilgili? Ben söylemiştim o okumayı sever. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
In their house, girls never wear jeans, dresses, etc | Onların evinde, kızlar asla blujin giymez, elbiseler, v.s. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
They never go to restaurants. Oh yes, you may have to speak in chaste Hindi | Onlar hiç bir zaman lokantalara gitmez. Ah evet, senin sade hintçe konuşman lazım. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
I like Poonam | Poonam’ı severim. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
When I meet her, what will I talk? | Onunla buluştuğumda, ne konuşmalıyım? | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Not to worry, the poor girl must be in the same quandary | Endişeye gerek yok, zavallı kızda aynı tereddüdte olmalı | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Unacquainted, as strangers, | Tanışmamış, yabancılar olarak... | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
we try to find rapport, | biz uyum bulmaya çalışırız... | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
but there's a question in the heart | ama burda bir soru var kalbimde | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Oh, what are we going to talk | Aah, biz ne konuşacağız. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Oh, what are we going to talk | Ah, biz ne konuşacağız. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
New hopes, new joy, | Yeni umutlar, yeni sevinç, | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
a strange fragrance fills the air.. | Bir yabancının mis kokusu havayı dolduruyor.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
with the coming of someone for whom I have waited with all my heart | Birinin kim için gelmesiyle ben bütün kalbimle bekledim. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Oh, what are we going to talk! | Ah, biz ne konuşacağız! | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Krishnakant basically belongs to Som Sarovar | Krishnakant esasında Som Sarovar’e ait | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Som Sarovar, where grapes grow? Exactly | Som Sarovar, üzümler nerde yetişiyor? Kesinlikle | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Sister in law hails from Bhopal. My in laws are also from near Bhopal | Bhopal’den yengem selamlıyor. Benimde kayınlarım Bhopal’in yakınından | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Please.. have some. You should sit here | Lütfen.. alın biraz. Buraya oturmalısın. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
And talk to Prem | Ve Premle konuş | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
What's this restlessness.. | Bu huzursuzluk nedir.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
I feel today? | Bugün duyduğum? | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
The way I feel today.. | Bugün böyle hissettiğim.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
never was I in this state of mind before | Ben daha önce hiç bir zaman böyle bir ruh halinde değildim. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Eyes looking out.. for her alone | Gözlerim bakıyorsa.. yalnızca onun için. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
This beauty is for him alone | Bu güzellik yalnızca onun için. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
The one I pictured, | Resmet’tiğim tek şey, | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
I'm about to see | Benle ilgili görmek için | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
The storm is turning into a tempest. Oh, what are we going to talk | Fırtına bir kasırgaya dönüştü. Ah, biz ne konusacağız. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Oh, what are we going to talk | Ah, biz ne konusacağız. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Like an icon of beauty descended from skies, | Güzelliğin ikonası gibi gökyüzünden iniyorsun, | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
has she come only for me, | o sadece benim için mi geldi, | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
in such splendor? | böyle bir ihtişamla? | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
I know he's hiding his looks.. | Biliyorum bakışlarını saklıyor o.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
stealing furtive glances only at me | sadece benim için gizli bakışlarını çalıyor. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Unspoken words upon my frozen lips | Söz edilmemiş kelimeler dönmüş dudaklarimin üzerinde | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Did my heart miss a beat? | Kalbim bir vuruşu mu özledi? | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Tomorrow's lovers, what are they going to talk today? | Yarınların aşıkları, bugünlerde neler konuşacaklar? | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Meet Poonam, say hello | Poonam’la buluş, merhaba de | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Say hello to Aunt.. say hello! | Yengeye merhaba de.. merhaba de! | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Krishnakant, we have met Poonam. Now with your permission.. | Krishnakant, biz Poonam’la buluştuk. Şimdi senin müsaadenle.. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Iet Prem and Poonam talk to each other to get to know each other's minds | Şimdi Prem ve Poonam birbirleriyle konuşacak birbirlerinin düşüncelerini bilmek için | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Bhavna, please | Bhavna, lütfen | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Have we come to sit on the swing? No! | Bu salıncağa oturmak için mi geldik? Hayır! | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
We've come to talk. We couldn't talk downstairs? | Konşsmak için geldik. Alt katta konuşmazmıydık? | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Your Uncle and aunt want to talk here. Then what are we doing here? | Senin amcan ve yengen burda konuşmamızı istiyor. O zaman burda ne yapacağız biz? | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Rahul! No more questions | Rahul! Daha fazla soru yok. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Hi, I'm Prem. My name's Rajni, you can call me Chhoti | Selam, Ben Prem. Benim adım Rajini, bana Chhoti diyebilirsin. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
If the two of you get going, then I'm your sister in law | Eğer senden onay alınacak olursa, o zaman ben senin yengenim | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Sit, Poonam. Please sit | Otur, Poonam. Lütfen otur. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |
Sister in law, sit. You sit | Yenge, otur. Sen otur. | Vivah-1 | 2006 | ![]() |