Search
English Turkish Sentence Translations Page 179714
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Yeah. Whatever the heII that means. | Evet. O ne demekse... Evet. Bu da her ne demekse. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Jesus, I'm just gIad my mom's not Iike that. | Tanrım, iyi ki benim annem öyle değil. Benim annem bunları hiç düşünmez. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
So I caIIed your house today at 2:00. | Bugün evini aradım, saat 2'de. Bugün seni evden aradım. 2:00'de. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
You were stiII asIeep, weren't you? | Hala uyuyordun, değil mi? Hala uyuyordun değil mi? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
That's an understatement. | O ifade yetersiz kalır. Bu ifade yetersiz kalır. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
So what did you do Iast night? I trust my IittIe angeI | Ne yaptın peki dün gece? Eminim küçük meleğim Peki dün gece ne yaptın? Benim küçük meleğimin ahlaka aykırı... | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
didn't do anything immoraI. | ahlaksızca bir şey yapmamıştır. ...birşey yapmadığına güveniyorum. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
WeII, Iet's see. | Hmm, bakalım. Bir düşüneyim. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I started by getting compIeteIy hammered drunk. It was bad. | Öncelikle, deliler gibi sarhoş olarak başladım. Baya kötüydü. Önce iyice sarhoş olmakla başladım. Bu kötüydü. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Then drove whiIe intoxicated to pick up this disease infested prostitute. | Sonra, alkollüyken araba sürüp, hastalıklarla dolu bir fahişe aldım. Sonra, hastalıklı fahişeleri bulmak için sarhoş şekilde araç kullandım. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Uh huh. | A ha. Hı hım? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
From there, Iet's see. Me and the hooker went back to my pIace | Ondan sonra, fahişeylen birlikte evime Ondan sonra... Bir fahişeyle benim mekâna geri döndük ve... | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
The hooker and I. | Fahişeyle birlikte. Mekâna geri döndük. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Excuse me. The hooker and I went back to my pIace. | Afedersin. Fahişeyle birlikte evime gittik. Affedersin. Düzeltiyorum. Benim mekâna geri döndük. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
And from there | Ve sonrası, Tanrım... Ve ondan sonra... | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
God, it was just a bIur of intravenous drug abuse and unprotected sex | Damardan alınan uyuşturucu ve Tanrı'nın ismini zikrederken Tanrım ondan sonrası korunmasız seks ve damardan uyuşturucu falan işte. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
whiIe taking the Lord's name in vain. | yapılan korunmasız seks dolu bir geceyi belli belirsiz hatırlıyorum. Bir de tanrının adını boş yere andım. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Dean, did you know that when Monty was a chiId, everyone thought he was retarded? | Dean, biliyor muydun, Monty çocukken herkes onun özürlü olduğunu sanardı? Dean, Monty çocukken herkesin onun geri zekâlı olduğunu düşündüğünü biliyor muydun? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Dean, doesn't my mom Iook oId? | Dean, annem ne kadar yaşlı görünüyor, değil mi? Dean, sence annem yaşlı görünmüyor mu? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I mean, Iike, much oIder than she rightfuIIy shouId? | Yani, olduğundan çok daha fazla yaşlı? Yani aslında, olduğundan çok daha yaşlı gibi değil mi? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
So why aren't you and Serena stiII together? I Iiked her. | Neden Serena'yla ayrıldınız? Ondan hoşlanmıştım. Sen ve Serena neden hala beraber değilsiniz? Ondan hoşlanmıştım. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I don't know. I guess it got oId. | Bilmem. Sıkıldım sanırım. Bilmiyorum. Sanırım artık bıktık. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
We had a reIationship based on orgasms. | Orgazmlar üzerine kurulu bir ilişkimiz vardı. Sadece orgazma dayalı bir ilişkimiz vardı. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Oh, how charming. | Oh, ne hoş. Oh, ne kadar hoş. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
You are being safe, aren't you? | Doğum kontrole dikkat ediyorsun, değil mi? Ama sen korunuyorsun değil mi? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I don't think I couId handIe the idea of you reproducing. | Senin çoğaldığın fikrini kaldırabileceğimi sanmıyorum. Senden birkaç tane daha olması fikrini kaldıramıyorum biliyorsun. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Come on, Mom. Of course I'm being safe. | Yapma anne. Tabi ki dikkat ediyorum. Yapma anne. Elbette korunuyorum. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I puII out. | Dışarı çekiyorum. Geri çekiliyorum. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Yes, weII, your father puIIed out too, | Evet, baban da dışarı çekmişti, ancak Evet babanda geri çekilirdi. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
but we've aII seen the tragic end of that story. | o hikayenin trajik sonunu hepimiz gördük. Ama hikâyenin trajik sonunu hepimiz görüyoruz. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
You think I wanna have kids? AbsoIuteIy not. | Çocuk yapmak istediğimi mi sanıyorsun? Kesinlikle hayır. Sence çocuk sahibi olmak ister miyim? Kesinlikle hayır. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
That's why I stick to anaI sex. | Bu yüzden hep anal sekse bağlı kalıyorum. İşte bu yüzden anal seks yapıyorum. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
If onIy I had been so Iucky. | Keşke ben de o kadar şanslı olabilseydim. Keşke o kadar şanslı olabilseydim. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Okay, so that's the Abraham LincoIn. | Evet, bu da "Abraham Lincoln"dı. Tamam, bu Abraham Lincoln. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
But remember, you have to shave it so it Iooks Iike his beard. | Ama unutma, traş etmelisin ki onun sakalı gibi görünsün. Ama unutma onun sakalı gibi görünmesi için tıraş etmek zorundasın. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Otherwise, it don't count. | Yoksa sayılmaz. Yoksa bu sayılmaz. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Now the Iast one. The Iast one is caIIed ''The Goat.'' | Şimdi sonuncusu. Sonuncunun adı "Keçi". Şimdi sonuncusu. Sonuncusunun ismi "Keçi". | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Okay, it's a bit trickier. But if you can puII it off, | Pekala, bu biraz zor. Ancak bunu becerebilirsen, Bak bu biraz ustalık ister. Ama eğer yapabilirsen... | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
you are a god among men, aII right? | bizim için tanrı olursun, tamam mı? ...tapılası adamlar arasına girersin. Tamam mı? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
What you do is you take your nuts and your dick, right? | Yapacağın şu, taşaklarını ve aletini alıyorsun Şimdi testislerini ve aletini şöyle alıyorsun tamam mı? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
And you tuck it underneath. | ve arkaya doğru katlıyorsun. Ve altından geçiriyorsun. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
PuII your pants down, show it, aII right? | Pantolonunu indiriyorsun, gösteriyorsun, tamam? Pantolonunu indirip, gösteriyorsun. Tamam mı? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
With it sticking out the backside. You got that? | Arka taraftan çıkmış olacak. Anladın mı? Onu kıçının altından çıkarıyorsun tamam mı? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Okay, weII, that just about covers aII the different variations that we have. | Pekala, elimizde bulunan farklı varyasyonlar bunlar. Tamam şimdi tüm farklı varyasyonların ayrıntılarını anlattım sana. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
But you know, we're aIways Iooking for new positions. | Ama her zaman yeni pozisyonlar arıyoruz. Ama burada daima yeni pozisyonlar arıyoruz. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
So next time you got a IittIe down time, you find yourseIf a IittIe bored, | Bu yüzden boş vaktinde, bakmışsın sıkılmışsın, Bu yüzden kendini biraz sıkıntılı falan hissettiğinde... | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
pIay with your nuts, you know what I'm saying? | taşaklarınla oyna biraz, anlıyor musun? ...biraz testislerinle oyna. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
See what you come up with, okay? It's aII good. | Bakalım neler çıkaracaksın. Tamamdır. Bakalım ortaya ne çıkacak tamam mı? Hepsi bu kadar. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
AII right. I reaIIy onIy have one thing I wanna taIk about today, | Pekala. Bugün yalnızca bir konuda konuşmak istiyorum, Pekâlâ. Bugün söylemek istediğim sadece bir şey var çocuklar. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
and that's teamwork. | ekip çalışması. O da ekip çalışması. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
When the dinner rush hits and things start to get hectic, | Akşam yemeği telaşı başladığında, Akşam yemeği telaşı gelip de ortalık hareketlenmeye başladığında... | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
you aII have a tendency to start yeIIing and screaming at one another. | birbirinize bağırıp çağırmaya başlama eğiliminiz var. Hepinizin birbirinize bağırmaya ve çığlık atmaya bir eğiliminiz var. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
That's just dumb and senseIess, 'cause you're onIy gonna be hurting yourseIves. | Bu salakça ve saçma çünkü yalnızca kendiniz zarar veriyorsunuz. Ve bu sadece aptalca ve anlamsız. Çünkü sadece kendiniz incinmiş oluyorsunuz. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Let's think about it. If you upset the hostess, she's not gonna seat you. | Düşünelim. Eğer hostesi üzerseniz, size masa vermez. Hadi bunu düşünelim. Eğer hostesi üzerseniz masayı ayarlamayacaktır. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
If you upset the busboys, they're not gonna care if your tabIe's ready. | Komileri üzerseniz, masanızın hazır olup olmadığıyla ilgilenmezler. Eğer komileri üzerseniz, masanızın hazır olmasını umursamayacaklardır. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
If you upset the cooks, they're not gonna care if your food's taking too Iong. | Ahçıları üzerseniz, yemeğinizin ne kadar uzun sürdüğünü sallamazlar. Eğer aşçıları üzerseniz, yemeklerinizi uzun süre beklemeniz gerekebilir. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
The brain! Ah, shit! | Beyin! Ah, siktir! Beyin! Ah, lanet olsun! | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Oh, the brain! | Oh, beyin! Beyin! | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I think you're aII great waiters and waitresses. | Hepinizin harika garsonlar olduğunuzu düşünüyorum. Bence hepiniz harika garsonsunuz. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
And you shouId be abIe to reIy on one another when you're in the weeds. | Ve işler karıştığında birbirinize güvenebilmeniz gerekiyor. Ve zor bir durumda olduğunuzda, birbirinize güvenebilmelisiniz. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Remember, gang. The difference between ordinary and extraordinary | Unutmayın millet. Olağan ve olağanüstünün arasındaki fark, Sakın unutmayın çocuklar, olağanla olağandışı arasındaki fark... | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
is that IittIe extra. | o ufak "üstü"dür. ...sadece ve sadece, biraz ekstradır. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
AII right. That's aII I have for you today. | Pekala. Bugünlük bu kadar. Pekâlâ. Bugün size söyleyeceklerimin hepsi bu. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Let's have a great shift. | Güzel bir mesai geçirelim. Harika bir vardiya çıkaralım. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Oh, uh, push the fish. It's about to turn. | Oh, balığı satmaya çalışın. Bozulmak üzere. Hadi bakalım kendinizi gösterin. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Dean, can I have a word with you? Sure. | Dean, biraz konuşabilir miyiz? Tabi. Dean. Biraz konuşabilir miyiz? Tabii. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Have a seat, Dean. Thanks, Dan. | Otur Dean. Teşekkürler Dan. Otur, Dean. Teşekkürler, Dan. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
How Iong you been a waiter? Since I was 18, | Ne zamandır bir garsonsun? 18 yaşımdan beri, Ne zamandır garsonsun? On sekiz yaşımdan beri. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
so about four years. | yani dört yıldır. Yani yaklaşık 4 yıldır. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Wow. You don't wanna be a waiter forever, do you? | Vay be. Bir garson olarak kalmayı istemiyorsun, değil mi? Sonsuza dek garson olmak istemiyorsun değil mi? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Carson got promoted to GM over at Riverside, | Carson, Riverside şubesine müdür olarak terfi ettirildi, Carson Riverside'da yöneticiliğe terfi etti. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
so we need a new assistant manager. | yeni bir müdür yardımcısına ihtiyacımız var. Yani yeni bir yönetici yardımcısına ihtiyacımız var. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I'd Iike to offer the job to you. | Bu pozisyonu sana teklif etmek istiyorum. Bu işi sana teklif etmek istiyorum. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Are you serious? Heck, yeah, I'm serious. | Ciddi misin? Ciddiyim tabi. Sen ciddi misin? Evet ciddiyim. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Now I'm not gonna Iie to you. The job comes with more responsibiIity, | Yalan söylemeyeceğim. Bu pozisyon sorumlulukları yanında getiriyor Sana yalan söylemeyeceğim. Bu iş beraberinde sorumluluk getirir | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
but it offers a Iot more rewards. | ama sunduğu ödüller de artıyor. Ama çok daha fazla ödül sunar. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
You get fuII medicaI, dentaI, two weeks' paid vacation, | Sağlık ve diş sigortası, iki hafta ücretsiz izin Tam tıbbi destek. İki haftalık ücretli tatil. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
and I might add, a hefty pay increase. | ve maaşının iyice artacağını da söyleyeyim. Ve tabii çok daha iyi bir maaş. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I do pretty weII. CooI. | Ben baya iyi kazanıyorum. Süper. Oldukça iyi. Harika. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
It is cooI. | Gerçekten süper. Kesinlikle. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
And, Iet's not forget the power. | Ve, gücü de unutmayalım. Ve bu arada gücü de unutmayalım. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Right. ControI. | Evet. Kontrol. Doğru. Kontrol. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
You teII peopIe to do things, and they have to do it, | İnsanlara bir şey yapmalarını söylüyorsun ve yapmak zorunda kalıyorlar İnsanlara işleri yapmalarını söylersin ve yapmak zorundadırlar. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
or they get in troubIe. | yoksa başları belaya girer. ...veya başları belada demektir. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I mean, you're in the driver's seat here. Your finger's on the button. | Sürücü koltuğunda olan sensin. Senin parmağın düğmenin üzerinde. Yani artık sürücü koltuğunda olacaksın. Parmağın düğmenin üstünde. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Think about it. Okay. | Düşünsene. Peki. Bunu bir düşün. Tamam. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
WeII. | Hmm. Şey. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Are you okay? If you're not interested No, no, no. | İyi misin? Yani ilgini çekmiyorsa Hayır, hayır, hayır. Tamam bak eğer ilgilenmiyorsan ben... Yo, yo, yo. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
It's not that I'm not interested, I just | İlgimi çekmiyor değil, sadece İlgilenmediğimden değil, ben sadece... | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Sorry, Dan, just a Iot of things Can I take a IittIe whiIe to think about it? | Üzgünüm Dan, kafamı kurcalayan bir sürü Biraz düşünebilir miyim? Özür dilerim Dan. Ben sadece, yani düşünmek için biraz süre alabilir miyim? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Yeah. Oh, sure. Yeah, yeah. | Evet. Oh, tabi. Evet, evet. Evet. Oh tabi. Evet, evet. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Take your time. Yeah, don't rush, you know. | İyice düşün. Evet, acele etme. Zaman senin. Evet. Acele etme, tamam. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
TaIk about it next week or something Iike that. | Gelecek hafta falan konuşuruz. Gelecek hafta bana bildirirsin. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
CooI. Thanks, Dan. Let me ask you something. | Süper. Teşekkürler Dan. Sana bir şey soracağım. Tamam. Teşekkürler, Dan. Bir şey sorabilir miyim? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
What's that? Why don't we hang out? | Nedir? Neden beraber takılmıyoruz? Nedir? Niçin beraber takılmıyoruz? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Oh. Like Why don't we hang out more often? | Oh. Yani Neden daha sık takılmıyoruz? Oh. Yani sen... Niçin daha sık takılmıyoruz? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
We do at work. You and me. | Burada takılıyoruz işte. Hayır, sen ve ben. İşyerinde takılıyoruz. Sen ve ben. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I was thinking to myseIf Iast night, Iaying in bed, going, | Dün gece yatakta yatmış düşünüyordum, Dün gece yatakta uzanırken kendi kendime düşünüyordum... | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
''Why don't Dean and I hang out? We're practicaIIy the same guy.'' | "Neden Dean ve ben takılmıyoruz? Neredeyse aynı kişiyiz." "Niçin Dean ve ben takılmıyoruz? Birbirimize benziyoruz." | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I I I sort of have a core group of friends. You have your own friends and | Benim belli bir arkadaş grubum var. Senin kendi arkadaşların var ve Aslında, yani benim kendi arkadaş grubum var. Ve senin de kendi arkadaşların var ve... | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |