Search
English Turkish Sentence Translations Page 179716
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
AII right. | Pekala. Pekâlâ. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Not on my watch. | Benim gözetimimde asla. Benim mekânımda olmaz. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
And there you go, foIks. | Buyrun, arkadaşlar. Ve işte siparişiniz. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Damn, boy. What the heII took so Iong? | Neden bu kadar geç kaldın, çocuk? Lanet olsun evlat. Neden bu kadar uzun sürdü? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
WeII, you had the two weII done steaks, | Eh, iki iyi pişmiş biftek istediniz, Şey, iki porsiyon iyi pişmiş biftek istemiştiniz... | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
so it usuaIIy takes a IittIe whiIe to cook. | genelde pişmeleri biraz sürüyor. ...ve pişirmek genellikle biraz zaman alır. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Yeah, weII, couId you get me some more ketchup? | Her neyse, biraz daha ketçap getirir misin? Tamam. Bana biraz daha ketçap getirir misin? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Sure. No probIem. | Tabi. Ne demek. Tabi. Hemen geliyor. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Nothin' sets off the fIavor of a steak Iike some ketchup. | Bifteğin aromasını ketçap gibi ortaya çıkaran yoktur. Ketçap dışında hiçbir şey bifteği daha lezzetli yapamaz. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
And his mouth tasted just Iike buttermiIk. | Ve adamın ağzı kaymak gibiydi. Ve ağzı tıpkı tereyağlı süt tadındaydı. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Hey, Monty? CouId you drop off my food, pIease? | Hey Monty? Yemeğimi sen götürebilir misin lütfen? Hey Monty. Yemeğimi sen götürür müsün lütfen? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I can't deaI with that bitch anymore. | O kaltağa artık dayanamıyorum. Şu kaltakla daha fazla uğraşamayacağım. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
It's go time, Mitch. | Gitme zamanı Mitch. İş zamanı, Mitch. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Hey, there, Iadies. Amy's busy so I thought I'd bring your food out. | Selam bayanlar. Amy meşgul olduğu için yemeğinizi ben getireyim dedim. Merhaba bayanlar. Amy meşgul. Bu yüzden yemeklerinizi ben getirdim. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
But I stiII have some saIad Ieft. | Ama salatam hala bitmedi. Ama ben hala salatamı yiyorum. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Oh, weII, wouId you Iike me to take the food back and bring it out in a few minutes? | Yemeğinizi götürüp birkaç dakika içinde geri getirmemi ister misiniz? Oh şey, yemeklerinizi geri alıp birkaç dakika sonra getirmemi ister misiniz? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Yeah, and Iet it dry out under the heat Iamps? | Evet, lambalar altında kurusun, değil mi? Tabii, bu arada sıcak lambanın altında bekletirsin. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Just give me the food. | Ver şunu ya. Sen ver şu yemeği. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Okay. There you go. | Peki. Buyrun. Tamam. Buyurun. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Wait. Did that waitress Iisten to a word I said? | Bekle. O kız dediklerimin tek kelimesini dinledi mi? Dur. Şu garson kız söylediğim tek kelimeyi dinlemedi mi? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
This steak is medium rare. | Bu biftek orta az pişmiş. Bu biftek, çok pişmiş. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I asked for it medium. And I wanted extra gravy on my mashed potatoes. | Ben orta istedim. Ve püremin üzerine ekstra sos istemiştim. Orta pişmiş olmasını söylemiştim. Ve patates püremin üzerine ekstra sos istemiştim. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Let me ask you something. How hard is your job? | Size bir şey sorayım. İşiniz ne kadar zor? Sana bir şey sorabilir miyim? İşinizin nesi zor? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
How inteIIigent do you have to be to take a food order? | Bir yemek siparişi almak için ne kadar zeki olmak gerekir? Bir yemek siparişi almak için ne kadar zeki olmak zorundasınız? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Jesus! Ma'am. | Tanrım! Hanımefendi. Tanrım! Bayan. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Ma'am, you're absoIuteIy right, and I apoIogize. | Hanımefendi, kesinlikle haklısınız, özür dilerim. Bayan kesinlikle haklısınız ve özür diliyorum. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I'm gonna get this fixed for you right away. | Hemen gidip bunu düzelttiriyorum. Bunu sizin için hemen düzelteceğim. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Good. Now I can finish my saIad. | Güzel. Şimdi salatamı bitirebilirim. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
GentIemen, we have our first officiaI bee atch of the day. | Beyler, günün ilk resmi kaltağı çıktı. Beyler, günün ilk resmi kaltağıyla karşı karşıyayız. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Oh, come on, guys. She wasn't that bad, was she? | Haydi ama çocuklar. O kadar da kötü değildi, değil mi? Oh. Yapmayın çocuklar, o kadar kötü değildi öyle değil mi? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
WeII, Amy, it's your tabIe. You decide. | Amy, senin masan. Sen karar ver. Şey, Amy. Senin masan. Karar senin. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
She was a fucking bitch! Do it. | Tam bir kaltaktı! Yapıyoruz. Lanet olası bir kaltak! Yapın. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Yo, we need to get some fucking hydroponics | Yo, gidip hidroponik almalıyız, Biraz hidroponik aldık mı... | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
so we can grow our own shit, yo. | böylece kendi malımızı yetiştiririz, yo. ...kendi malımızı yetiştirebiliriz ahbap. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
HeIIs, yes. Soon as we get the hydro, we can run this city Iike the fuckin' mob. | Evvet. Hidroyu alır almaz bu şehri mafya gibi yönetiriz. Haklısın dostum biraz hidro alır almaz bütün şehir avucumuzdadır. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I swear, we gotta grow it, smoke it, seII it. We'd be a fucking pimp. | Yetiştiririz, içeriz, satarız. Tam pezevenk oluruz. Yetiştirmek, içmek ve satmak olacak işimiz. Lanet olası bir pezevenk gibi. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Yo, and you know the bitches be Iovin' that shit. | Yo, biliyorsun kaltaklar da bayılıyor bu olaya. Karılar bu mala bayılacak ahbap | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
We'II get more fuckin' puss than Busta, more than Dre, | Busta'dan, Dre'den, hatta siktiğimin Snoop Dog'undan Busta'dan daha fazla yavru bulacağız. Dre'den bile fazla. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
more than fuckin' Snoop Dogg. | daha fazla hatun götürürüz. Hatta kahrolası Snoop Dogg'dan bile. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
So it's on then? We're getting the fucking hydro. | Tamamdır o zaman. Gidip hidroyu alıyoruz. Tamam o zaman dostum. Lanet olası hidro'yu alıyoruz. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
We're gonna run this city Iike the motherfucking mob. | Bu şehri siktiğimin mafyası gibi yöneteceğiz. Ve bu lanet olası şehri artık ele geçiriyoruz. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
The first thing we do is add a IittIe extra gravy to the mashed potato. | İlk olarak, püreye ektra sos katıyoruz. Yapacağımız ilk şey patates püresine ekstra sos ilave etmek. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Ah, that's it. Good job, buddy. Nice one. | İşte böyle. İyi iş dostum. Aferin. İşte bu. İyi iş dostum. Aferin. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
FoIIowed by a thin spread of cheese for your garIic bread. | Arkasından, sarımsaklı ekmeğe ince bir dilim peynir geliyor. Ve tabii bundan sonra sarımsaklı ekmek için, peyniri hafifçe sürtelim. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Some ''fromunda'' cheese. Yeah, make us proud. | Penis "peynir"i. Evet, gururlandır bizi. Biraz fromunda peyniri. Evet, işte aynen öyle. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Fresh from the taint. We Iike this. Good. | Apışarasından taze çıktı. Bunu seviyoruz. Güzel. Eskisinden taze. Bu harika. Tamam. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Up next, what we're gonna do How about a IittIe guacamoIe for the steak? | Sırada, yapacağımız şey Biftek için biraz guacamole? Sıradaki, şimdi ne yapıyoruz? Biftek için biraz guacamole nasıl olur? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Whoa, whoa, whoa. What are you doing? | Hey, hey, hey. Ne yapıyorsun? Ne yapıyorsun? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Come on, man. You can't be mixing Mexican and ContinentaI. | Meksika ve Avrupa'yı karıştıramazsın. Hadi dostum. Meksika ve Avrupa'yı birbirine karıştıramazsın. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Come on, man. I thought you was better than that. | Haydi dostum. Senden daha iyisini beklerdim. Yapma ahbap. Daha iyi olduğunu sanırdım. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
AII right. How about a IittIe garIic saIt? | Pekala. Biraz sarımsak tuzuna ne dersiniz? Pekâlâ. Biraz sarımsak tuzu nasıl olur? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
That's what I'm taIking about. Finesse, baby! | İşte budur. Mükemmel bebeğim! İşte bahsettiğim bu. Buna ustalık denir. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
These guys have a deep commitment to their job. | Bu adamlar işlerine çok bağlıdır. İşlerine derinden bağlıdırlar. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
FinaIIy, a garnish of aIfaIfa sprouts. | Son olarak, kaba yonca filizlerden garnitür. Son olarak, alfalfa tomurcuklarından bir garnitür. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Adds a touch of cIa | Her yemeğe Zarif bir dokunuş. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Touch of cIass to any meaI. | Her yemeğe klas katar. İşte burada. İşte hazır. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
There we go. | İşte böyle. Tamamdır. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Oh, God. | Oh Tanrım. Oh, tanrım. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Good stuff. | Çok güzel. İyi malzeme. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I'II puII out my motherfuckin' shotty. | Çekerim siktiğimin çiftesini. İşte o zaman atışımı yapacağım. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
PuII up Iike John Gotti. | John Gotti'nin çektiği gibi. Tıpkı John Gotti gibi. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I'II have the motherfucker on the carpet. I fucked that bitch! | O orospu çocuğunu yığarım halıya. Siktim resmen kancığı. Evet dostum. John Gotti bile bunu yapamadı. Bizi kimse durduramaz. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
HeII, yeah, motherfucker. We be down | Evet orospu çocuğu. Hatuna boğulaca Evet biz en iyisiyiz. Biz bu şehrin en iyisiyiz. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Okay, NichoIas, Theodore. Boys. | Evet Nicholas, Theodore. Çocuklar. Tamam, Nicholas, Theodore. Çocuklar. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
It doesn't take ten minutes to take out the trash. | Çöpü çıkarmak on dakika sürmez. Çöpü çıkarmak 10 dakika sürmez. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Now, if you don't get your asses out front and start doing some work, | Şimdi, kıçınızı kaldırıp işe koyulmazsanız, Şimdi eğer kıçınızı içeri sokup iş yapmaya başlamazsanız... | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I'm gonna fire you faster than you can say, ''Yo, MTV Raps.'' | "Yo, MTV Raps" diyemeden kovarım sizi. ...sizi o rap şarkılarınızdan daha hızlı tekmeleyeceğim haberiniz olsun. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Yes, sir. I'm sorry? | Evet efendim. Duyamadım? Tamam efendim. Anlaşıldı mı? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Yes, sir. Yes, sir. | Evet efendim. Evet efendim. Evet, efendim. Evet, efendim. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Hey, Rocco. | Selam Rocco. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Yeah, right there. | Evet, tam oradaki. Evet, işte şurada. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Here you go, ma'am. | Buyrun hanımefendi. Buyurun bayan. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I had the chefs take extra speciaI care of it for you. | Ahçılarımızın özel olarak ilgilenmesini sağladım. Aşçıbaşımız sizin için bununla özel olarak ilgilendi. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I'm truIy sorry for the inconvenience. | Rahatsızlık için çok özür dilerim. Rahatsızlık için içtenlikle özür dilerim. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
You know, we shouId probabIy feeI guiIty, but she broke the cardinaI ruIe: | Belki suçlu hissetmeliyiz ama kadın en önemli kuralı çiğnedi: Dinle. Aslında kendimizi suçlu hissetmeliyiz ama o en önemli kuralı bozdu. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Don't fuck with peopIe that handIe your food. | Sakın yemeğinle ilgilenen insanlara bulaşma. Sakın, yemeği yapan adamla uğraşma. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
AII right. How you guys doin'? Everything prepared okay? | Evet. Nasılsınız? Her şey iyi miydi? Merhaba beyler nasılsınız? Yemekler iyi miydi? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
CouId be better. It'II do. | Daha iyi olabilirdi. İdare eder. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I'm sorry. Is there anything I can do to make it better? | Üzgünüm. Düzeltebileceğim bir şey var mı? Kusura bakmayın, daha iyi olması için yapabileceğim bir şey var mı? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Yeah, get me an extra roII. | Evet, bir tur daha getir. Evet, fazladan yufka yolla. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
And bring me the check. | Hesabı da getir. Ve hesabı getir. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Sure. | Tabi. Tabiki. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
No probIem. | Ne demek. Hemen. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
And I'm gonna sing that bitch a fucking 187. | Geberteceğim o kancığı. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
AII right then, CaIvin. | Pekala Calvin. Pekâlâ Calvin. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Just reIax and start at the beginning. | Rahatla ve en başından anlat. Sadece rahatla ve en baştan başla. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
About three months ago I just finished my shift, and I reaIIy had to take a piss. | Üç ay kadar önce, mesaimi yeni bitirmiştim ve çok çişim gelmişti. Yaklaşık 3 ay önce vardiyamı bitirmiştim ve gerçekten işemek zorundaydım. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
So, I go into the bathroom. | Ve tuvalete gittim. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
And I'm at the urinal, just waiting for the flow, | Pisuarın önündeyim, akmasını bekliyorum, Pisuara yöneldim. Kendi işimle... | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
minding my own business. | kendi işime bakıyorum. ...ilgilenip, akmasını bekledim. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
When I notice out of my peripheral vision | O sırada gözümün ucuyla fark ettim ki, Sonra yan tarafa doğru baktığımda... | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
the guy standing next to me was looking straight at my dick. | yanımda dikilen herif direk olarak aletime bakıyordu. ...yanımda duran adam doğruca aletime bakıyordu. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
He's just staring at it like they're old pals. | Sanki eski arkadaşlarmış gibi gözünü dikmişti. Eski arkadaşlarmış gibi, öylece bakıyordu. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I could practically hear what he was thinking. | Ne düşündüğünü duyuyor gibiydim. Tabii normal olarak, ne düşündüğünü duyar gibiydim. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
''Whoa. That's a nice dick. '' | "Vay be. İşte güzel bir çük." "Vay. Hoş bir alet." | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
And that's it. | O kadar. Hepsi bu. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Since that time, I haven't been abIe to use a pubIic bathroom. | O zamandan beri, halka açık bir tuvaleti kullanamıyorum. O andan beri halka açık tuvaletleri kullanamıyorum. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Goodness. | Tanrım. Vay canına. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
And the next time I tried to take a Ieak, I couId've sworn | İşemeye çalıştığım diğer sefer, yanımda duran adamın Ve ondan sonra ne zaman pisuara gitsem... | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
the guy standing next to me was staring at me, and I freaked. | bana baktığına yemin edebilirdim, ve çıldırdım. ...yanımda duran adamın bana baktığını sanıyorum ve ondan çok korkuyorum. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |