Search
English Turkish Sentence Translations Page 183038
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
See? I'm the host! | Gördün mü? Ev sahibi benim. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
You're full of shit! | Hepiniz aptalsınız! | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
You'll never see them again! | Bir daha onları göremeyeceksin! | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
I'll cut off your dick and feed it to the pigs! | Penisini kesip, domuzlara yem yapacağım! | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
Let's get Xiao Yan and the baby out of here! | Xiao Yan ve bebek, buradan gidiyor! | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
His horoscope's bad? | Yıldızı kötü mü? | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
It was a set up. | Ben ayarladım. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
You've been seeing her? | Onunla görüşüyor muydun? | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
Xiao Yan's been pregnant. Yun Yun and I go back a long way. | Xiao Yan hamileydi, Yun Yun ve ben tekrar biraraya geldik. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
I've helped her out a little, out of courtesy. | Bana nezaketen yardımda bulundu. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
You're one lucky guy. | Şanslı herifin tekisin. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
I'll take a shower, help yourself to a drink. | Ben duşa giriyorum, sen de istersen bir içki al. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
Give me a break, I have to drive home. | Borcun olsun, eve dönmem gerek. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
I wish! | Umarım! | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
A bad day's over. | Kötü bir gün bitti. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
It's okay. | Tamam, canım. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
It's okay, don't cry. | Tamam, ağlama. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
Can't you answer while you're running your bath? | Banyo yaparken, cevap veremiyor musun? | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
What are you doing in there? I smell gas! | Ne işler karıştırıyorsun orada? Gaz kokusu geliyor! | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
Telephone! Where's the damn phone? | Telefon! Nerede bu lanet telefon? | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
Why didn't you open the window? | Neden camı açmadın? | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
Why didn't you open the window? | Niye açmadın ki camı? | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
Why didn't you open it? | Neden açmadın? | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
I won't fight with you again. | Seninle kavga etmeyeceğim bir daha. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
You seemed fine last night. Don't scare me. | Dün gece gayet iyiydin. Korkutma beni. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
I didn't know what happened. I just took a bath! | Ne olduğunu hatırlamıyorum. Sadece banyoya girdim. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
That's my office! Why are they paging you? | Ofisimin numarası bu. Neden arıyorlar seni? | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
I tried all your numbers! Lucky we had his pager number. | Bütün numaralarından aradık seni! Şansımıza çağrı numarandan ulaştık. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
You need an 'honest looking' guy again, right? | Şu dürüst görünümlü adam rolünü tekrar oynaman gerekecek. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
Why come to me? You've sewn it up! | Neden ben? Kendiniz halledin! | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
Mind if I don't have a ticket? | Ya biletim yoksa! | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
You've signed with him, and Boss Huang wants in at whatever price. | Anlaşmayı imzaladı, parayı da sorun etmiyor. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
Today, we'll finalize the details. | Bugün, ayrıntıları halledeceğiz. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
NJ is Ota san's very old friend! | NJ, Ota san'ın çok eski arkadaşıdır. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
He's resting now. Time is tight. | Şu anda dinleniyor. Zamanımız dar anlayacağınız. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
Your flight's being booked. | Uçağını ayarlıyoruz. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
He knows Ota's stuff well. | Ota'nın personelini de iyi bilir. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
As a legislator, he now supports women's rights and quotas! | Ayrıca meclis üyesi olarak, kadın haklarına destek veriyor. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
The noon flight is full, you're wait listed. | ..uçaklarda yer kalmamış. Sizi bekleme listesine aldılar. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
Shall I book a later flight? You'd get in quite late. | Daha ileri bir zaman için yer ayırayım mı? Biraz gecikeceksiniz ama. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
I was away running around on business. | İşyerinde takılıyorum biraz. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
I'll be in Tokyo tomorrow. | Yarın Tokyo'da olacağım. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
Hang on, I'll check. | Hatta kal, bakıyorum şimdi. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
Which hotel am I in? | Hangi otelde kalacağım? | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
I won't be your go between! | Aranıza girmeyeceğim bundan böyle! | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
Why come to me again? What did I say last time? | Neden geldin tekrar? En son, ne dedim ben sana? | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
I have to go to Tokyo tomorrow. | Yarın Tokyo'ya gitmem gerek. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
You'll be on your own, okay? | Kendinize iyi bakın, olur mu? | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
She changed your life. I know. | O, senin hayatını değiştirdi. Biliyorum. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
I met him only twice. | Onunla sadece iki kez karşılaştık. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
I already know eveything. Very easy. | Neredeyse herşeyi biliyorum. Bu, çok kolay. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
Who said that? /I know. I know. | Kim demiş? Biliyorum..Biliyorum. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
Don't worry. Business is later. No problem. | Dert etme. İş, sonra gelir. Problem değil. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
Shall we visit your father's school? | Babanın okulunu ziyaret edelim mi? | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
Hey, hey! Don't ask me. | Hey, hey! Bana sormayın. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
That's the best way. | Ve, bu en güzel yoldur. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
We'll change from the green line to the blue. | Yeşil çizgiden mavi çizgiye doğru gideceğiz. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
That's the exit. | Çıkış orası. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
No, that's the way out. | Hayır, çıkış orada işte. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
The blue line is this way, that's the Chuo line. | Bu mavi çizgi, Chou oluyor. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
I was so nervous I had hiccups, remember? | Çok heyecanlıydım ve hıçkırık tutmuştu, hatırlıyor musun? | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
I've had hiccups since I was a kid whenever I'm nervous... | Çocukluğumdan beri, ne zaman heyecanlansam hıçkırık tutar. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
I was too nervous to ask why! | Ben de çok heyecanlıydım. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
I sweat when I'm nervous, my palms, even my feet! | Heyecanlandığımda, avuç içinden ayaklarıma kadar terlerim ben de. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
Rodney and I don't have children but he loves kids. | Rodney'le çocuğumuz olmadı, ama o, çok sever çocukları. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
He's on business a lot. | Çok çalışıyor. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
We're thinking of adopting so I'll have company. | Evlat edinmeyi düşünüyoruz, yani bir misafirim olacak yakında. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
She's growing into a woman. I get jealous... | Kızım büyüyor, ve ben onu kıskanıyorum. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
knowing eventually she'll be with someone else. | Yakında bir sevgilisi olacağını bilmeme rağmen. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
My son? I want to be his friend. | Oğlumsa.. Onun arkadaşı olmak istiyorum. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
The relationship I always wanted with my father. | Babamla aramızda, hep böyle bir ilişki olsun istedim. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
It's almost 10... that's 8 a.m. in Chicago. | Saat neredeyse 10 olmuş. Chicago'da daha saat 8. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
Let's find a place for the night. | Akşam kalacak yer ayarlamalıyız. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
That's gone now. | Mazide kaldı onlar. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
The first time I held your hand... | Elini ilk kez tuttuğumda.. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
I reached for you, ashamed of my sweaty palm. | Sana doğru uzattığımda elimi, terli avuçlarımdan dolayı utanmıştım. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
Now, I'm holding your hand again. | Yine tutuyorum elini.. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
Only it's a different place... | Ama, farklı bir yerde.. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
Not really, but it didn't have to be so sad. | Tam değil, aslında üzülmek istemiyorum. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
Movies are so lifelike, that's why we love them. | Filmler de hayat gibi, o yüzden izlemeyi seviyoruz. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
"we live three times as long since man invented movies." | "Sinema icat edildiğinden beri, hayatı üç kez yaşarız.." | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
It means movies give us twice what we get from daily life. | Yani filmler, günlük hayatta yaşadığımızı bize iki kere daha verirler. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
We never killed anyone, but we all know what it's like to kill. | Asla birini öldürmemişizdir, ancak öldürmenin ne olduğunu biliriz. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
That's what we get from the movies. | İşte bu, bizim filmlerden öğrendiğimizdir. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
What good is it to me? Why live at all if life's so horrible? | Bunun bana ne faydası var ki? O kadar korkunç bir hayatımız olmayabilir de. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
lf we're nice to people, they'll be nice back. | Eğer insanlara kibar davranırsak, onlar da bize kibar davranır. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
It's only one example. There are other things. | Bu sadece bir örnek. Başka şeyler de var. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
There's no cloud... no tree... | ..bulut olmazsa, ağaç olmazsa.. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
that isn't beautiful. | ..güzel olan birşey yoktur. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
I found that very touching. | Bunu çok dokunaklı buluyorum. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
It changed me in many ways. | Birçok yönden beni değiştirdi. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
Shouldn't it sound cheerful? | Daha keyifli anlatamaz mısın? | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
Later I married and had a child, didn't you hear? | Evlendiğimden ve çocuğum olduğundan haberin oldu mu? | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
But I divorced within a year. | Bir yıl içinde boşandım. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
I went to study in Seattle, married a Chinese American. | Seattle'a okumaya gittim ve, Çinli bir Amerikalıyla evlendim. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
I waited and waited. | ..hep bekledim. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
I waited because... | Bekledim çünkü.. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
I knew I'd be ruined if I didn't see you. | ..seni göremeseydim, yıkılacağımı biliyordum. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
I wouldn't know how to live on! I'd fall apart! | Nasıl yaşamaya devam edeceğimi bilemiyordum. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |
I waited for one day. | Bir gün bekledim. | Yi Yi-8 | 2000 | ![]() |