• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 183140

English Turkish Film Name Film Year Details
Oh, never mind. Yeah. Boşver. Evet. Neyse canım. Evet. Boşver. Evet. Boşver. Evet. You Again-2 2010 info-icon
The salad looks good. Salata harika görünüyor. Salata çok güzel duruyor. Salata harika görünüyor. Salata harika görünüyor. You Again-2 2010 info-icon
[Dog barking] [Gasps] There he is! İşte geldi! İşte gelmiş! İşte geldi! İşte geldi! You Again-2 2010 info-icon
Coco Puff! Come here, buddy! Coco Puff! Gel buraya kanka! Coco Puff! Buraya gel oğlum! Coco Puff! Gel buraya kanka! Coco Puff! Gel buraya kanka! You Again-2 2010 info-icon
[Growling] Oh, Coco Puff! Come to Mommy! Coco Puff! Anneye gel! Coco Puff! Anneciğine gel! Coco Puff! Anneye gel! Coco Puff! Anneye gel! You Again-2 2010 info-icon
Yeah! That's my boy. Coco Puff, dinner time. Aferin oğlum. Coco Puff, yemek zamanı. Evet! İşte benim oğlum. Coco Puff, yemek vakti. Aferin oğlum. Coco Puff, yemek zamanı. Aferin oğlum. Coco Puff, yemek zamanı. You Again-2 2010 info-icon
Joanna, I'm not sure I feel comfortable starting dinner without your aunt. Joanna, teyzen gelmeden yemeğe başlamak hiç hoşuma gitmiyor. Joanna, teyzen olmadan yemeğe başlamak olur mu bilemiyorum. Joanna, teyzen gelmeden yemeğe başlamak hiç hoşuma gitmiyor. Joanna, teyzen gelmeden yemeğe başlamak hiç hoşuma gitmiyor. You Again-2 2010 info-icon
I think it's very rude. Oh, no, no, no. Çok kaba bir davranış. Hayır, hayır. Bence çok kaba bir davranış. Hayır, hayır, hayır. Çok kaba bir davranış. Hayır, hayır. Çok kaba bir davranış. Hayır, hayır. You Again-2 2010 info-icon
Don't worry about Aunt Mona. She's just running late. Mona teyzemi merak etmeyin. Birazdan gelir. Mona Teyze'mi boş verin siz. Birazcık geç kalıyordur o kadar. Mona teyzemi merak etmeyin. Birazdan gelir. Mona teyzemi merak etmeyin. Birazdan gelir. You Again-2 2010 info-icon
OK. You ready, honey? Ready! Tamam. Hazır mısın tatlım? Hazırım. Hazır mısın tatlım? Hazırım! Tamam. Hazır mısın tatlım? Hazırım. Tamam. Hazır mısın tatlım? Hazırım. You Again-2 2010 info-icon
All right. Batter up. Pekâlâ, gözler kapanıyor. Pekâlâ, bağlıyorum. Pekâlâ, gözler kapanıyor. Pekâlâ, gözler kapanıyor. You Again-2 2010 info-icon
I'm sorry, are we executing Dad tonight? Anlamadım, babamı idam mı ediyoruz ? Pardon ya, bu gece babamı infaz mı ediyoruz? Anlamadım, babamı idam mı ediyoruz ? Anlamadım, babamı idam mı ediyoruz ? You Again-2 2010 info-icon
You know how your father's always been so interested Babanı tanırsın, yeni yeni eğlenceler arayıp durur. Babanın hep beyin vücut bağlılığıyla... Babanı tanırsın, yeni yeni eğlenceler arayıp durur. Babanı tanırsın, yeni yeni eğlenceler arayıp durur. You Again-2 2010 info-icon
in the whole mind body connection? Vücudu ile aklı arasında bağ kuruyormuş. ...ne kadar ilgili olduğunu biliyorsun değil mi? Vücudu ile aklı arasında bağ kuruyormuş. Vücudu ile aklı arasında bağ kuruyormuş. You Again-2 2010 info-icon
And since we can't have Will's best man looking fat on Saturday... Ve Will'in en iyi şişman cumartesi günlerinden bu yana... Ve Will'in sağdıcı Cumartesi günü şişman gözükemeyeceğine göre... Ve Will'in en iyi şişman cumartesi günlerinden bu yana... Ve Will'in en iyi şişman cumartesi günlerinden bu yana... You Again-2 2010 info-icon
That's right. You do not look fat! Evet, doğru. Hiçte şişman değilsin! Evet öyle. Sen şişman görünmüyorsun! Evet, doğru. Hiçte şişman değilsin! Evet, doğru. Hiçte şişman değilsin! You Again-2 2010 info-icon
[Mark] I'm trying the Yamaguchi diet. ...Yamaguchi diyetini deniyorum. Yamaguchi diyetini deniyorum. ...Yamaguchi diyetini deniyorum. ...Yamaguchi diyetini deniyorum. You Again-2 2010 info-icon
A colleague at the hospital told me about it. Hastanede ki bir meslektaşım söylemişti bana. Hastanedeki bir meslektaşım bahsetmişti. Hastanede ki bir meslektaşım söylemişti bana. Hastanede ki bir meslektaşım söylemişti bana. You Again-2 2010 info-icon
Most people don't realize when they're full. Bir çok insan tok olduklarının farkında bile değiller. Çoğu kişi doyduğunu fark etmiyor. Bir çok insan tok olduklarının farkında bile değiller. Bir çok insan tok olduklarının farkında bile değiller. You Again-2 2010 info-icon
They need an empty plate to tell them. Onlara boş bir tabak olduğunu söyleyene kadar. Bunu anlamaları için önlerinde boş bir tabak olması gerekir. Onlara boş bir tabak olduğunu söyleyene kadar. Onlara boş bir tabak olduğunu söyleyene kadar. You Again-2 2010 info-icon
Scientific fact: When you wear a blindfold, Gözlerin bağlı olduğu zaman... Bu bilimsel bir gerçektir. Gözlerin bağlıyken... Gözlerin bağlı olduğu zaman... Gözlerin bağlı olduğu zaman... You Again-2 2010 info-icon
you rely on your stomach. I've already lost six pounds. ...midene güvenmek zorundasın. Bu şekilde şimdiden altı kilo verdim. ...midene güvenirsin. Şimdiden 2 kilo verdim bile. ...midene güvenmek zorundasın. Bu şekilde şimdiden altı kilo verdim. ...midene güvenmek zorundasın. Bu şekilde şimdiden altı kilo verdim. You Again-2 2010 info-icon
And where did you go to medical school? Hangi tıp fakültesine gitmiştin? Tıp fakültesine nerede gittim demiştin? Hangi tıp fakültesine gitmiştin? Hangi tıp fakültesine gitmiştin? You Again-2 2010 info-icon
Ben! Well, I think it's Ben! Yani... Ben! Bence bu... Ben! Yani... Ben! Yani... You Again-2 2010 info-icon
a very smart way to stay fit. ...formda kalmanın akıllıca bir yolu. ...formda kalmak için çok zekice bir yol. ...formda kalmanın akıllıca bir yolu. ...formda kalmanın akıllıca bir yolu. You Again-2 2010 info-icon
[Mark] Thank you, Joanna. [Joanna] Mm hmm. Teşekkürler, Joanna. Teşekkür ederim Joanna. Teşekkürler, Joanna. Teşekkürler, Joanna. You Again-2 2010 info-icon
Let's eat! Hadi yiyelim! Hadi yiyelim. Hadi yiyelim! Hadi yiyelim! You Again-2 2010 info-icon
Wow. [Chuckling] So, uh, how did you two meet? Peki, nasıl tanıştınız? Vay be. Peki siz ikiniz nasıl tanıştınız? Peki, nasıl tanıştınız? Peki, nasıl tanıştınız? You Again-2 2010 info-icon
We were at this little karaoke bar at the beach, Sahilde ki küçük karaoke barında tanıştık. Plajda küçük bir karaoke barındaydık. Sahilde ki küçük karaoke barında tanıştık. Sahilde ki küçük karaoke barında tanıştık. You Again-2 2010 info-icon
and Will was onstage doing his best Hall & Oates. Will sahnede Hall ve Oates söylüyordu. Ve Will sahnede Hall & Oates şarkısını söylüyordu. Will sahnede Hall ve Oates söylüyordu. Will sahnede Hall ve Oates söylüyordu. You Again-2 2010 info-icon
Not my finest moment. Really? Havamda değildim. Öyle mi? Söylediğim en iyi şarkı sayılmaz. Gerçekten mi? Havamda değildim. Öyle mi? Havamda değildim. Öyle mi? You Again-2 2010 info-icon
[Joanna] No, it wasn't. Ben. Hayır, değildi. Ben. Hayır değildi. Ben. Hayır, değildi. Ben. Hayır, değildi. Ben. You Again-2 2010 info-icon
He was so cute, I just had to save him. O çok tatlıydı, ben sadece onu kurtarmak istemiştim. O kadar tatlıydı ki, onu o durumdan kurtarmalıydım. O çok tatlıydı, ben sadece onu kurtarmak istemiştim. O çok tatlıydı, ben sadece onu kurtarmak istemiştim. You Again-2 2010 info-icon
So I got onstage and we sang it together. Derken bende sahneye çıktım ve beraber şarkıyı söyledik. Sonra ben sahneye çıktım ve şarkıyı beraber söyledik. Derken bende sahneye çıktım ve beraber şarkıyı söyledik. Derken bende sahneye çıktım ve beraber şarkıyı söyledik. You Again-2 2010 info-icon
And she has been saving me ever since. That's right. Ve o zamandan beri beni hep kurtarır. Evet, doğru. Ve o zamandan beri beni kurtarıyor. Evet, öyle. Ve o zamandan beri beni hep kurtarır. Evet, doğru. Ve o zamandan beri beni hep kurtarır. Evet, doğru. You Again-2 2010 info-icon
You know, I just think it's unbelievable that in a small town like Ridgefield, Biliyor musunuz, düşünüyorumda, bu inanılır gibi değil. Biliyor musunuz, bence çok inanılmazdır ki Ridgefield gibi küçük bir kasabada... Biliyor musunuz, düşünüyorumda, bu inanılır gibi değil. Biliyor musunuz, düşünüyorumda, bu inanılır gibi değil. You Again-2 2010 info-icon
Will and Joanna could grow up Redgifield gibi ufak bir kasabada... ...Will ve Joanna neredeyse birbirinden... Redgifield gibi ufak bir kasabada... Redgifield gibi ufak bir kasabada... You Again-2 2010 info-icon
practically down the block from each other ...neredeyse aynı sokakta beraber büyüdünüz. ...bir blok ötede yaşıyor... ...neredeyse aynı sokakta beraber büyüdünüz. ...neredeyse aynı sokakta beraber büyüdünüz. You Again-2 2010 info-icon
and not run into each other until now. It's funny, isn't it? ve şimdi birbirinizi seviyorsunuz. Komik, öyle değil mi? ...ve birbirine şimdiye kadar rastlamıyorlar. Çok tuhaf değil mi? ve şimdi birbirinizi seviyorsunuz. Komik, öyle değil mi? ve şimdi birbirinizi seviyorsunuz. Komik, öyle değil mi? You Again-2 2010 info-icon
[Clattering] It's hilarious! Çok komik! Çok şahane! Çok komik! Çok komik! You Again-2 2010 info-icon
Isn't it? I mean, that our paths haven't crossed till now? Değil mi? Yani, yollarınız daha önce kesişmemişti. Öyle değil mi? Yani yollarımız şimdiye kadar hiç kesişmedi mi? Değil mi? Yani, yollarınız daha önce kesişmemişti. Değil mi? Yani, yollarınız daha önce kesişmemişti. You Again-2 2010 info-icon
Isn't that funny? Yeah. It's so funny! Çok değil mi? Evet. Çok komik! Çok tuhaf değil mi? Evet. Çok tuhaf! Çok değil mi? Evet. Çok komik! Çok değil mi? Evet. Çok komik! You Again-2 2010 info-icon
Weird. So, Marni, Will tells me Garip. Peki Marni, Will bana... Garip. Marni, Will bana... Garip. Peki Marni, Will bana... Garip. Peki Marni, Will bana... You Again-2 2010 info-icon
that you work for this big, fancy PR firm in LA? ...senin LA 'de halkla ilişkiler ile ilgili bir firmada çalıştığını anlattı. ...Los Angeles'da büyük, kodaman bir PR firmasında çalıştığını söyledi. ...senin LA 'de halkla ilişkiler ile ilgili bir firmada çalıştığını anlattı. ...senin LA 'de halkla ilişkiler ile ilgili bir firmada çalıştığını anlattı. You Again-2 2010 info-icon
Guilty. Actually, since you mentioned it, I have news. Aslında söz açılmışken, yeni haberlerim var. Ah ya. Aslında şimdi dedin de, benim de size haberlerim vardı. Aslında söz açılmışken, yeni haberlerim var. Aslında söz açılmışken, yeni haberlerim var. You Again-2 2010 info-icon
I got a promotion. What? Terfi ettim. Ne? Ben terfi aldım. Ne? Terfi ettim. Ne? Terfi ettim. Ne? You Again-2 2010 info-icon
And I am now VP of our New York office. And I was... Ve şu an New York bürosunda Başkan yardımcısıyım. Ve... Ve artık New York ofisimizin müdürüyüm. Ve ben... Ve şu an New York bürosunda Başkan yardımcısıyım. Ve... Ve şu an New York bürosunda Başkan yardımcısıyım. Ve... You Again-2 2010 info-icon
A promotion in New York? Yes. New York'a mı terfi aldın? Evet. Dur, dur. New York için bir terfi mi? Evet. New York'a mı terfi aldın? Evet. New York'a mı terfi aldın? Evet. You Again-2 2010 info-icon
Oh, honey, congratulations! That's fantastic! Tatlım, tebrik ederim. Bu harika! Tatlım, tebrikler! Bu inanılmaz! Tatlım, tebrik ederim. Bu harika! Tatlım, tebrik ederim. Bu harika! You Again-2 2010 info-icon
We're so proud of you! That is awesome. Seninle gurur duyuyoruz! Mükemmel. Seninle gurur duyuyoruz! Harika. Seninle gurur duyuyoruz! Mükemmel. Seninle gurur duyuyoruz! Mükemmel. You Again-2 2010 info-icon
You get to meet real celebrities? Like, that is really cool! Gerçek bir kutlama lazım! Harika, gerçekten süper. Ünlülerle falan tanışabileceksin. Bu gerçekten harika! Gerçek bir kutlama lazım! Harika, gerçekten süper. Gerçek bir kutlama lazım! Harika, gerçekten süper. You Again-2 2010 info-icon
You know, enough about me. Benim için bu da yeterli. Benden bu kadar konuştuğumuz yeter. Benim için bu da yeterli. Benim için bu da yeterli. You Again-2 2010 info-icon
I'm dying to know what you're doing. You know? Asıl merak ettiğim sen ne yapıyorsun? Bilirsin... Sen neler yapıyorsun, öğrenmek için can atıyorum ya. Asıl merak ettiğim sen ne yapıyorsun? Bilirsin... Asıl merak ettiğim sen ne yapıyorsun? Bilirsin... You Again-2 2010 info-icon
I mean, what have you been up to? Yani, ne işle meşgulsun? Yani nelerle uğraşıyorsun? Yani, ne işle meşgulsun? Yani, ne işle meşgulsun? You Again-2 2010 info-icon
My life is dull by comparison. Oh, I doubt it. [Chuckles] Senin hayatına göre benim ki çok sönük. Bundan şüpheliyim. Kıyaslarsak benim hayatım çok durgun. Bundan şüpheliyim. Senin hayatına göre benim ki çok sönük. Bundan şüpheliyim. Senin hayatına göre benim ki çok sönük. Bundan şüpheliyim. You Again-2 2010 info-icon
I'm sure you keep itjust as interesting as you did in high school, right? Eminim lise de yaptığın işlerle hala meşgulsundur. Değil mi? Eminim lisedeki kadar ilginç tutuyorsundur değil mi? Eminim lise de yaptığın işlerle hala meşgulsundur. Değil mi? Eminim lise de yaptığın işlerle hala meşgulsundur. Değil mi? You Again-2 2010 info-icon
I mean, I'd love to hear how your wonderful life has turned out. Yani, lise de ki o mükemmel hayatın bir anda bitmemiştir. Yani, mükemmel hayatın şimdi nasıl duymak isterim. Yani, lise de ki o mükemmel hayatın bir anda bitmemiştir. Yani, lise de ki o mükemmel hayatın bir anda bitmemiştir. You Again-2 2010 info-icon
Well, um... Yeah. İyi. Evet. Şey... Evet. İyi. Evet. İyi. Evet. You Again-2 2010 info-icon
Yeah. After my parents died, Evet. Ailem öldükten sonra, Evet. Ailem vefat ettikten sonra... Evet. Ailem öldükten sonra, Evet. Ailem öldükten sonra, You Again-2 2010 info-icon
I took a hard look at my life, and realized I wasn't hayatımı gözden geçirdim, ve fark ettim ki... ...hayatıma şöyle bir baktım ve gerçekten... hayatımı gözden geçirdim, ve fark ettim ki... hayatımı gözden geçirdim, ve fark ettim ki... You Again-2 2010 info-icon
really making the right choices. So I enrolled in nursing school, ...gerçekten düzgün kararlar vermemişim. Yardıma ihtiyacı olanlara yardım edeceğimi... ...doğru seçimleri yapmadığımı anladım. Bu yüzden hemşirelik okuluna gittim... ...gerçekten düzgün kararlar vermemişim. Yardıma ihtiyacı olanlara yardım edeceğimi... ...gerçekten düzgün kararlar vermemişim. Yardıma ihtiyacı olanlara yardım edeceğimi... You Again-2 2010 info-icon
and I decided to focus all of my energy into helping those less fortunate. anladım ki bu yüzden hemşirelik okudum. Bütün enerjimle yardım etmeye çalıştım. ...ve tüm enerjimi hayırlı işler yapmaya odakladım. anladım ki bu yüzden hemşirelik okudum. Bütün enerjimle yardım etmeye çalıştım. anladım ki bu yüzden hemşirelik okudum. Bütün enerjimle yardım etmeye çalıştım. You Again-2 2010 info-icon
Wow. Good... Good for you. Güzel. Aferin sana. Vay be. İyi... Aferin sana. Güzel. Aferin sana. Güzel. Aferin sana. You Again-2 2010 info-icon
No, "good" doesn't even begin to describe it. Hayır, iyi kelimesi bunun için yetersiz. Hayır, "iyi" asla bunu açıklamaya yetmez. Hayır, iyi kelimesi bunun için yetersiz. Hayır, iyi kelimesi bunun için yetersiz. You Again-2 2010 info-icon
Yeah, I kind of became obsessed with helping people in need. Evet, bir bakıma ihtiyacı olan insanlara yardım etmek takıntım haline geldi. Evet, ihtiyacı olan insanlara yardım etmek bende bir saplantı haline geldi. Evet, bir bakıma ihtiyacı olan insanlara yardım etmek takıntım haline geldi. Evet, bir bakıma ihtiyacı olan insanlara yardım etmek takıntım haline geldi. You Again-2 2010 info-icon
[Scoffs] Well, since, Will and I love children. O zamandan beri Will ile ben çocukları seviyoruz. Will ile çocukları sevdiğimize göre... O zamandan beri Will ile ben çocukları seviyoruz. O zamandan beri Will ile ben çocukları seviyoruz. You Again-2 2010 info-icon
...as an entry level RN, they promoted me to head clinical nurse. ...baş hemşireliğe terfi aldım. ...okuldan yeni çıkmış bir hemşire olarak, beni baş hemşire yaptılar. ...baş hemşireliğe terfi aldım. ...baş hemşireliğe terfi aldım. You Again-2 2010 info-icon
I tried to put in a good word. She wouldn't let me. Bir kaç güzel kelime ekleyeyim dedim fakat izin vermedi. Hakkına iyi şeyler demeye çalıştım, bana izin vermedi. Bir kaç güzel kelime ekleyeyim dedim fakat izin vermedi. Bir kaç güzel kelime ekleyeyim dedim fakat izin vermedi. You Again-2 2010 info-icon
Oh, Dad. Oh, Dad. Baba. Baba. You Again-2 2010 info-icon
Between the hospital... Yeah, it, actually... Hastane... Evet, aslında... Hastane ortasında... Evet, aslında... Hastane... Evet, aslında... Hastane... Evet, aslında... You Again-2 2010 info-icon
It helps build the self esteem of... ...kendine güvenmene yardım ediyor... Kendine saygısını oluşturmasına yardımı olur... ...kendine güvenmene yardım ediyor... ...kendine güvenmene yardım ediyor... You Again-2 2010 info-icon
Let's be honest, you can only run a suicide hotline so long İşin gerçeği, tüm zamanını intahar hattı telefon numaralarında... Çünkü dürüst olmak gerekirse maaşa bağlanmadan... İşin gerçeği, tüm zamanını intahar hattı telefon numaralarında... İşin gerçeği, tüm zamanını intahar hattı telefon numaralarında... You Again-2 2010 info-icon
before it starts to take its toll. ...beklemekle geçiriyorsun. ...önce ancak acil yardım hattı kurabilirsin. ...beklemekle geçiriyorsun. ...beklemekle geçiriyorsun. You Again-2 2010 info-icon
Do you still have that number? Ben! Numaralar hala aklında mı? Ben! Numara hala sende mi? Ben! Numaralar hala aklında mı? Ben! Numaralar hala aklında mı? Ben! You Again-2 2010 info-icon
Oh, my gosh, I have been talking about myselfway too much. Sürekli kendi hakkımda konuşup durdum. Aman Tanrım, kendi hakkımda çok fazla konuştum. Sürekli kendi hakkımda konuşup durdum. Sürekli kendi hakkımda konuşup durdum. You Again-2 2010 info-icon
No, no, no. Baby, it's fine. Trust me. I, for one, Hayır, hayır. İnan bana önemli değil. Seni... Hayır, hayır. Son değil, inan bana. Benim... Hayır, hayır. İnan bana önemli değil. Seni... Hayır, hayır. İnan bana önemli değil. Seni... You Again-2 2010 info-icon
had no idea you were such a... giver. ...hiç bağışlayıcı biri olarak düşünmemiştim. ...nasıl böyle "cömert" olabildiğini aklım almıyor. ...hiç bağışlayıcı biri olarak düşünmemiştim. ...hiç bağışlayıcı biri olarak düşünmemiştim. You Again-2 2010 info-icon
I know, right? I'm so proud of her. I'm so proud to call you my bride. Öyle değil mi? Karım olacağın için seninle gurur duyuyorum. Öyle değil mi? Onunla gurur duyuyorum. Sana gelinim demekten gurur duyuyorum. Öyle değil mi? Karım olacağın için seninle gurur duyuyorum. Öyle değil mi? Karım olacağın için seninle gurur duyuyorum. You Again-2 2010 info-icon
Oh! Bride! He said it again! Karım! Yine söyledi! Gelin! Yine dedi! Karım! Yine söyledi! Karım! Yine söyledi! You Again-2 2010 info-icon
[Indistinct chatter] Gail! He's getting married! I know! Gail! Biliyorum, evleniyorlar! Gail! Tatlım, yine dedi. Biliyorum! Gail! Biliyorum, evleniyorlar! Gail! Biliyorum, evleniyorlar! You Again-2 2010 info-icon
I really need a refill. He has been saying bride. Gerçekten tazelemem lazım. Karım diyip duruyor. Şunu doldurmam gerekiyor. Gelinim dedi. Gerçekten tazelemem lazım. Karım diyip duruyor. Gerçekten tazelemem lazım. Karım diyip duruyor. You Again-2 2010 info-icon
Today, I think it's 16... Anybody need anything? Sanırım bugün 16 defa... Bir şey isteyen var mı? Sanırım, bugün 16 oldu... Bir şey isteyen? Sanırım bugün 16 defa... Bir şey isteyen var mı? Sanırım bugün 16 defa... Bir şey isteyen var mı? You Again-2 2010 info-icon
How many more days? Does anybody want anything? Kaç gün daha? Kimse bir şey istemiyor mu? Kaç gün daha var? Bir şey isteyen var mı? Kaç gün daha? Kimse bir şey istemiyor mu? Kaç gün daha? Kimse bir şey istemiyor mu? You Again-2 2010 info-icon
Of course we will. But... Great. Tabii ki yapacağız. Ama... Harika. Elbette yapacağız. Ama... Mükemmel. Tabii ki yapacağız. Ama... Harika. Tabii ki yapacağız. Ama... Harika. You Again-2 2010 info-icon
The Lambada! The Lambada! Lambada! The Lambada! The Lambada! You Again-2 2010 info-icon
Jeez, Mom, you scared me! Tanrım, ödümü koparttın anne! Tanrım, anne beni korkuttun! Tanrım, ödümü koparttın anne! Tanrım, ödümü koparttın anne! You Again-2 2010 info-icon
So that Joanna's pretty great, right? Yeah, almost too good to be true. Peki, Joanna gerçekten çok güzel, değil mi? Evet, hatta çok aşırı iyi. Joanna harika biri, değil mi? Evet, gerçek olamayacak kadar iyi. Peki, Joanna gerçekten çok güzel, değil mi? Evet, hatta çok aşırı iyi. Peki, Joanna gerçekten çok güzel, değil mi? Evet, hatta çok aşırı iyi. You Again-2 2010 info-icon
I think so, too. I think it's her sweetness. Bence de. Onun sevimliliği... Bence de öyle. Onun tatlılığından olduğunu düşünüyorum. Bence de. Onun sevimliliği... Bence de. Onun sevimliliği... You Again-2 2010 info-icon
You know, her genuine warmth. ...bilirsin, genlerinden geliyor. Onun o samimiyetinin sıcaklığından. ...bilirsin, genlerinden geliyor. ...bilirsin, genlerinden geliyor. You Again-2 2010 info-icon
Uh, where is the recycling? Oh! Come with me, please. Çöp kutusu nerede? Benimle gel lütfen. Geri dönüşüm nerede? Benimle gel, lütfen. Çöp kutusu nerede? Benimle gel lütfen. Çöp kutusu nerede? Benimle gel lütfen. You Again-2 2010 info-icon
There's the recycling, and... İşte burada ve... İşte orada, ve... İşte burada ve... İşte burada ve... You Again-2 2010 info-icon
Wow, this looks beautiful. Harika görünüyorlar. Vay canına, burası harika görünüyor. Harika görünüyorlar. Harika görünüyorlar. You Again-2 2010 info-icon
Maybe Joanna could sleep out here. Marni. Belki Joanna burada yatabilir. Marni. Belki Joanna burada uyuyabilir. Marni. Belki Joanna burada yatabilir. Marni. Belki Joanna burada yatabilir. Marni. You Again-2 2010 info-icon
Listen. How come you didn't mention New York? Bak ne diyeceğim. New York'a geldiğinden neden bahsetmedin? Bak, nasıl oldu da New York konusundan bahsetmedin? Bak ne diyeceğim. New York'a geldiğinden neden bahsetmedin? Bak ne diyeceğim. New York'a geldiğinden neden bahsetmedin? You Again-2 2010 info-icon
I'm really proud of you. That's fantastic. Gerçekten gurur duyuyorum. Harika bir şey. Seninle gerçekten gurur duyuyorum. Bu inanılmaz. Gerçekten gurur duyuyorum. Harika bir şey. Gerçekten gurur duyuyorum. Harika bir şey. You Again-2 2010 info-icon
Thank you. I don't know. I think I've just been preoccupied Teşekkürler. Bilmiyorum. Sanırım Joanna ve evlilikleri hakkında Teşekkür ederim. Bilemiyorum, sanırım aklımı... Teşekkürler. Bilmiyorum. Sanırım Joanna ve evlilikleri hakkında Teşekkürler. Bilmiyorum. Sanırım Joanna ve evlilikleri hakkında You Again-2 2010 info-icon
with the whole... Joanna thing, and... çok meşguldum. Ve... ...şu Joanna meselesi ile meşgul ediyordum. Bir de... çok meşguldum. Ve... çok meşguldum. Ve... You Again-2 2010 info-icon
Don't you think it's odd that she doesn't remember me? Beni tanımaması sence de garip değil mi? ...beni hatırlamamasının garip olduğunu düşünmüyor musun? Beni tanımaması sence de garip değil mi? Beni tanımaması sence de garip değil mi? You Again-2 2010 info-icon
Ridgefield High was not that big. Ridgefield lisesi o kadar büyük değildi. You Again-2 2010 info-icon
I don't remember half the people I went to high school with. Beraber okuduğum insanların yarısını ben de hatırlamıyorum. Ben de liseye beraber gittiğim insanların yarısını hatırlamıyorum. Beraber okuduğum insanların yarısını ben de hatırlamıyorum. Beraber okuduğum insanların yarısını ben de hatırlamıyorum. You Again-2 2010 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 183135
  • 183136
  • 183137
  • 183138
  • 183139
  • 183140
  • 183141
  • 183142
  • 183143
  • 183144
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact