Search
English Turkish Sentence Translations Page 183143
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
[Sighing] [Will] Come on, Marni. Chop chop. | Hadi, Marni. Gidelim. Hadi, Marni. Çabuk çabuk. Hadi, Marni. Gidelim. Hadi, Marni. Gidelim. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Marni, seriously, don't worry about it. | Marni, saçlarını sorun etmene gerek yok. Marni, cidden bunu kafana takma. Marni, saçlarını sorun etmene gerek yok. Marni, saçlarını sorun etmene gerek yok. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
You'll have plenty of time to wash up before my bridal shower this afternoon. | Partiden önce saçlarını yıkamak için bolca vaktin olacak. Bu öğlen benim hediye partimden önce saçını yıkamak için bolca zamanın olacak. Partiden önce saçlarını yıkamak için bolca vaktin olacak. Partiden önce saçlarını yıkamak için bolca vaktin olacak. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
So, Will, how'd you pop the question? | Ee Will, nasıl teklif edeceğini düşündün mü? Ee Will, soruyu nasıl sordun bakalım? Ee Will, nasıl teklif edeceğini düşündün mü? Ee Will, nasıl teklif edeceğini düşündün mü? | You Again-2 | 2010 | ![]() |
I... I proposed in the tree house, actually. | Sanırım...Ağaç evde olacak. Ben... Ben aslında evlenme teklifini ağaç evde yaptım. Sanırım...Ağaç evde olacak. Sanırım...Ağaç evde olacak. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Our tree house? [Will] Uh huh. | Bizim ağaç evde mi? Hı hı. Bizim ağaç evimizde mi? Bizim ağaç evde mi? Hı hı. Bizim ağaç evde mi? Hı hı. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
It's my wedding gift to Joanna. | Joanna'ya evlilik hediyem olacak. Bu, benim Joanna'ya düğün hediyem. Joanna'ya evlilik hediyem olacak. Joanna'ya evlilik hediyem olacak. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
I'm having it moved from Mom and Dad's to our new place, | Orasını düzenleyip evimiz yapmayı düşünüyorum. Nihayet, inşa edilir edilmez, anne ve babamın evinden... Orasını düzenleyip evimiz yapmayı düşünüyorum. Orasını düzenleyip evimiz yapmayı düşünüyorum. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
once it's finally built. You're moving the tree? | Ağaç evi düzenleyip ev mi yapacaksın? ...yeni yerimize taşıyacağım. Ağaç evi taşıyor musun? Ağaç evi düzenleyip ev mi yapacaksın? Ağaç evi düzenleyip ev mi yapacaksın? | You Again-2 | 2010 | ![]() |
You can't move the tree house, Will. | Babamla birlikte, ellerimizle yaptık orayı Will. Ağaç evi taşıyamazsın Will. Babamla birlikte, ellerimizle yaptık orayı Will. Babamla birlikte, ellerimizle yaptık orayı Will. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
You and I built that with Dad with our bare hands. | Bunu yapamazsın! Orayı sen ve ben, babam ve çıplak ellerimizle inşa ettik. Bunu yapamazsın! Bunu yapamazsın! | You Again-2 | 2010 | ![]() |
That's like Olsen family history. OK, Marni, how about | Olsen ailesinin mirası gibi orası. Tamam, Marni, şuna ne dersin? Bu Olsen aile hikayesi gibi. Tamam Marni, peki şuna dersin? Olsen ailesinin mirası gibi orası. Tamam, Marni, şuna ne dersin? Olsen ailesinin mirası gibi orası. Tamam, Marni, şuna ne dersin? | You Again-2 | 2010 | ![]() |
when you come in town, you can come visit it at our place. | Şehire geldiğin zaman, ağaç ev yerine bizim evimize gelmiş olursun. Şehre geldiğin zamanlar, bizim evde gelip görebilirsin. Şehire geldiğin zaman, ağaç ev yerine bizim evimize gelmiş olursun. Şehire geldiğin zaman, ağaç ev yerine bizim evimize gelmiş olursun. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
OK? How's that? [Rock music playing on radio] | Nasıl fikir, olmaz mı? Tamam mı? Bu nasıl? Hayır. Nasıl fikir, olmaz mı? Nasıl fikir, olmaz mı? | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Honey, our song! It's fate. | Balım, bizim şarkımız! İşe bak. Tatlım, bizim şarkımız! Bu kader. Balım, bizim şarkımız! İşe bak. Balım, bizim şarkımız! İşe bak. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Oh! | Evet! | You Again-2 | 2010 | ![]() |
[Music fades into chaotic chatter] Stop! | Dur! | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Sorry. I thought that plastic bag was a kitten. | Üzgünüm. Poşeti, kedi sandım. Üzgünüm. Şu plastik torbanın, bir kedi yavrusu olduğunu sandım. Üzgünüm. Poşeti, kedi sandım. Üzgünüm. Poşeti, kedi sandım. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
What? [Will] Check it out. Ridgefield High. | Ne? Şuraya bakın. Ridgefield Lisesi. Ne? Şuraya bakın, Ridgefield Lisesi. Ne? Şuraya bakın. Ridgefield Lisesi. Ne? Şuraya bakın. Ridgefield Lisesi. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
So many... fond memories. | Ne günlerdi ama... O kadar çok sevgi dolu anım var ki. Ne günlerdi ama... Ne günlerdi ama... | You Again-2 | 2010 | ![]() |
But, you know, if I knew then what I know now, | Ama, bilirsin, bir daha lise de okusam... Ama, eğer şu an bildiklerimi, o zaman bilseydim... Ama, bilirsin, bir daha lise de okusam... Ama, bilirsin, bir daha lise de okusam... | You Again-2 | 2010 | ![]() |
I would've done a lot of things differently. | bir çok şey farklı olurdu. ...birçok şeyi daha değişik yapardım. bir çok şey farklı olurdu. bir çok şey farklı olurdu. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
How about you, Joanna? Any regrets? | Sence Joanna? Neleri değiştirirdin? Ya sen Joanna? Herhangi bir pişmanlığın var mı? Sence Joanna? Neleri değiştirirdin? Sence Joanna? Neleri değiştirirdin? | You Again-2 | 2010 | ![]() |
[Song changes on the radio] Well, actually, yeah. | Ee, aslında evet, Şey, aslında evet. Ee, aslında evet, Ee, aslında evet, | You Again-2 | 2010 | ![]() |
I mean, if I could start all over, I would probably | yani yeniden başlasam, ilişkilerimde daha iyi olurdum... Yani, eğer her şeye yeniden başlayabilseydim, muhtemelen... yani yeniden başlasam, ilişkilerimde daha iyi olurdum... yani yeniden başlasam, ilişkilerimde daha iyi olurdum... | You Again-2 | 2010 | ![]() |
get a head start on my community service and charitable outreach programs. | ...ve sanırım biraz daha yardımsever olabilirdim. ...toplum hizmeti ve hayırsever sosyal yardım programlarıma daha erken başlardım. ...ve sanırım biraz daha yardımsever olabilirdim. ...ve sanırım biraz daha yardımsever olabilirdim. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
I would've had a boyfriend. You probably had lots of boyfriends, right, Joanna? | Bir erkek arkadaşım olurdu. Senin bir çok erkek arkadaşın vardı değil mi, Joanna? Ben bir erkek arkadaşım olsun isterdim. Bir erkek arkadaşım olurdu. Senin bir çok erkek arkadaşın vardı değil mi, Joanna? Bir erkek arkadaşım olurdu. Senin bir çok erkek arkadaşın vardı değil mi, Joanna? | You Again-2 | 2010 | ![]() |
No, I wouldn't say "lots". I heard that one of the cheerleaders | Hayır, ben olsam çok demezdim. Duyduğuma göre ponpon kızlar kaptanı... Hayır, çok fazla olmadı. Duyduğuma göre amigo kızlardan... Hayır, ben olsam çok demezdim. Duyduğuma göre ponpon kızlar kaptanı... Hayır, ben olsam çok demezdim. Duyduğuma göre ponpon kızlar kaptanı... | You Again-2 | 2010 | ![]() |
had a different boyfriend in each school in the district, | her bölgeden biriyle çıkarmış, ...birisinin, mahalledeki her okulda erkek arkadaşı varmış ve... her bölgeden biriyle çıkarmış, her bölgeden biriyle çıkarmış, | You Again-2 | 2010 | ![]() |
and that when she'd bleed one dry, she'd just move on to the next one. | ta ki onunla işi bitine kadar, sonra diğer bölgeye geçermiş. ...birini sömürüp bitirdiğinde birinden diğerine gider dururmuş. ta ki onunla işi bitine kadar, sonra diğer bölgeye geçermiş. ta ki onunla işi bitine kadar, sonra diğer bölgeye geçermiş. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Hey, Joanna, you were on the cheerleading squad. | Hey, Joanna, sende ponpon kızlar takımının kaptanıydın. Joanna, sen de amigo kızlar takımındaydın. Hey, Joanna, sende ponpon kızlar takımının kaptanıydın. Hey, Joanna, sende ponpon kızlar takımının kaptanıydın. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Do you remember who that was? | Onun kim olduğunu biliyor musun? O kişinin kim olduğunu hatırlıyor musun? Onun kim olduğunu biliyor musun? Onun kim olduğunu biliyor musun? | You Again-2 | 2010 | ![]() |
[Stammers] What's your point, Marni? No point. | Ne demek istiyorsun, Marni? Hiç birşey. Nereye varmaya çalışıyorsun Marni? Hiçbir yere. Ne demek istiyorsun, Marni? Hiç birşey. Ne demek istiyorsun, Marni? Hiç birşey. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Just wondered if she remembered who this low self esteem gold digger was. | Sadece merak ediyorum, Joanna bu onursuz, erkekleri tuzağına düşüren kişiyi tanıyor mu diye. Sadece, onun, bu kendisine saygısını kaybetmiş zengin koca avcısını... Sadece merak ediyorum, Joanna bu onursuz, erkekleri tuzağına düşüren kişiyi tanıyor mu diye. Sadece merak ediyorum, Joanna bu onursuz, erkekleri tuzağına düşüren kişiyi tanıyor mu diye. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
I heard she even dated the Wilson High School principal for a while. | Duyduğuma göre okul müdürü Wilson ile bir süre çıkmışlar. Hatta Wilson Lisesi Müdürü ile de bir süre çıktığını duydum. Duyduğuma göre okul müdürü Wilson ile bir süre çıkmışlar. Duyduğuma göre okul müdürü Wilson ile bir süre çıkmışlar. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
She did not! | Hayır, çıkmadı! Çıkmadı! Hayır, çıkmadı! Hayır, çıkmadı! | You Again-2 | 2010 | ![]() |
I mean, that's just a rumor I heard that Judy Karbash made up | Demek istediğim, ponpon kızın dediğine göre... Yani, o sadece amigo kızları kıskandığı için Judy Karbash'ın... Demek istediğim, ponpon kızın dediğine göre... Demek istediğim, ponpon kızın dediğine göre... | You Again-2 | 2010 | ![]() |
because she was jealous of said cheerleader. | ..Judy Karbash'ın kıskançlığı yüzünden uydurduğu bir yalanmış. ...uydurduğunu duyduğum bir söylenti. ..Judy Karbash'ın kıskançlığı yüzünden uydurduğu bir yalanmış. ..Judy Karbash'ın kıskançlığı yüzünden uydurduğu bir yalanmış. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Do you guys mind if I change the music? | Şarkıyı değiştirsem sorun olmaz değil mi? Müziği değiştirmemin sizin için bir sakıncası var mı? Şarkıyı değiştirsem sorun olmaz değil mi? Şarkıyı değiştirsem sorun olmaz değil mi? | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Love this song! Don't you guys just love this song? | Bayılırım bu şarkıya! Siz sever misiniz bu şarkıyı? Bu şarkıya bayılırım! Siz de bu şarkıya bayılmaz mısınız? Bayılırım bu şarkıya! Siz sever misiniz bu şarkıyı? Bayılırım bu şarkıya! Siz sever misiniz bu şarkıyı? | You Again-2 | 2010 | ![]() |
[Whispering] Joanna! | Joanna! | You Again-2 | 2010 | ![]() |
I said, "'Cougar? ' I'm old enough to be your grandmother!" | Cougar mı? Büyükannelik için yeteri kadar yaşlıyım ben, dedim. Ben de "abla mı? Ben senin ninen yaşındayım" dedim. Cougar mı? Büyükannelik için yeteri kadar yaşlıyım ben, dedim. Cougar mı? Büyükannelik için yeteri kadar yaşlıyım ben, dedim. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Well, we better get going ifwe wanna make it on time for our dance lesson. | Peki, eğer bizimle dans etmeye gelirsen, çok daha iyi hissedeceğiz. Dans dersine zamanında yetişebilmemiz için çıksak iyi olur. Peki, eğer bizimle dans etmeye gelirsen, çok daha iyi hissedeceğiz. Peki, eğer bizimle dans etmeye gelirsen, çok daha iyi hissedeceğiz. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Bunny, can I help you get ready? | Bunny, hazırlanman için sana yardım edebilirim? Bunny, hazırlanmana yardım edeyim mi? Bunny, hazırlanman için sana yardım edebilirim? Bunny, hazırlanman için sana yardım edebilirim? | You Again-2 | 2010 | ![]() |
That would be delightful. OK. | Bu harika olurdu. Tamam. Çok iyi olur. Tamam. Bu harika olurdu. Tamam. Bu harika olurdu. Tamam. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
You know what? You've done enough. I'll help her get ready. | Biliyor musun, bu kadarı yeter! Ben yardım ederim. Bence sen yeterince şey yaptın. Onun hazırlanmasına ben yardım ederim. Biliyor musun, bu kadarı yeter! Ben yardım ederim. Biliyor musun, bu kadarı yeter! Ben yardım ederim. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Don't be silly. I'm happy to help Grandma Bunny. | Saçmalama. Bunny'e yardım ettiğim için çok mutluyum. Aptal olma. Büyükanne Bunny'ye yardım etmekten mutlu olurum. Saçmalama. Bunny'e yardım ettiğim için çok mutluyum. Saçmalama. Bunny'e yardım ettiğim için çok mutluyum. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Well, she's my Grandma Bunny, by blood. I've got this. | Aslında o benim büyükannem, akrabam. Ben hallederim. O, kan bağı olarak benim Bunny ninem. Ben hallederim. Aslında o benim büyükannem, akrabam. Ben hallederim. Aslında o benim büyükannem, akrabam. Ben hallederim. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
They're fighting over me. [Chuckling] | Benim için kavga ediyorlar. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
So, Grandma, is there anything I can help you with? | Peki, büyükanne, sana nasıl yardımcı olabilirim? Büyükanne, yardımcı olabileceğim bir şey var mı? Peki, büyükanne, sana nasıl yardımcı olabilirim? Peki, büyükanne, sana nasıl yardımcı olabilirim? | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Here, dear. They were a little loose. | İşte, canım. Biraz gevşediler. Al canım. Biraz gevşemişler. İşte, canım. Biraz gevşediler. İşte, canım. Biraz gevşediler. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
We can't have them falling out on the dance floor. | Bunlarla dans pistine çıkamayız. Dans pistine düşmemeleri lazım. Bunlarla dans pistine çıkamayız. Bunlarla dans pistine çıkamayız. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
I don't think... I don't know how. They're just dentures! Get over it. | Sanmıyorum... Nasıl yapacağımı bilmiyorum. Altı üstü takma diş! Aş artık bunları. Ben yapabileceğimi hiç... Nasıl tutacağımı bilmiyorum. Sanmıyorum... Nasıl yapacağımı bilmiyorum. Altı üstü takma diş! Aş artık bunları. Sanmıyorum... Nasıl yapacağımı bilmiyorum. Altı üstü takma diş! Aş artık bunları. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Now, and be sure and press hard, dear. | Şimdi, yerine geldiğinden emin ol ve bastır, canım. Sertçe bastırdığına emin ol canım. Şimdi, yerine geldiğinden emin ol ve bastır, canım. Şimdi, yerine geldiğinden emin ol ve bastır, canım. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
We need a tight seal. I might be kissing later. | İyice oturduğundan emin ol. Belki birileri bizi öpebilir. Sıkıca kapanması lazım. Daha sonra öpüşebilirim. İyice oturduğundan emin ol. Belki birileri bizi öpebilir. İyice oturduğundan emin ol. Belki birileri bizi öpebilir. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Oh! | Ha?! | You Again-2 | 2010 | ![]() |
OK. There we go. OK. | Tamam. İşte başlıyoruz. Tamam. Tamam. Oldu işte. Tamam. Tamam. İşte başlıyoruz. Tamam. Tamam. İşte başlıyoruz. Tamam. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Oh, seriously? Oh, dear! | Şaka mı bu? Canım! Cidden mi ya? Canım! Şaka mı bu? Canım! Şaka mı bu? Canım! | You Again-2 | 2010 | ![]() |
I can fix that. | Düzeltebilirim. Bunu düzeltebilirim. Düzeltebilirim. Düzeltebilirim. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Now, hold still. Grandma, no! | Öyle dur, kıpırdama. Büyükanne, hayır! Hareket etme. Büyükanne, hayır! Öyle dur, kıpırdama. Büyükanne, hayır! Öyle dur, kıpırdama. Büyükanne, hayır! | You Again-2 | 2010 | ![]() |
I really gotta give you credit. You've got this whole good girl act | Gerçekten sabrım tükeniyor. İyi kız rolleri... Hakkını vermek lazım, bu iyi kız ayakları... Gerçekten sabrım tükeniyor. İyi kız rolleri... Gerçekten sabrım tükeniyor. İyi kız rolleri... | You Again-2 | 2010 | ![]() |
down to a T, don't you? Excuse me? | ...sence de sıkmadı mı? Anlamadım? ...bir düzmece, değil mi? Anlamadım. ...sence de sıkmadı mı? Anlamadım? ...sence de sıkmadı mı? Anlamadım? | You Again-2 | 2010 | ![]() |
You even had me believing that you didn't remember who I was. | Beni tanımadığına nerdeyse ben bile inanmıştım. Kim olduğumu hatırlamadığına beni bile inandırdın. Beni tanımadığına nerdeyse ben bile inanmıştım. Beni tanımadığına nerdeyse ben bile inanmıştım. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
But We Are The Champions? | Ama We Are The Champions? Ama "We are the Champions" şarkısı mı? Ama We Are The Champions? Ama We Are The Champions? | You Again-2 | 2010 | ![]() |
You really showed your true colors, didn't you, JJ? | Gerçek yüzünü sonunda gösterdin, değil mi JJ? Gerçek renklerini gösterdin, değil mi JJ? Gerçek yüzünü sonunda gösterdin, değil mi JJ? Gerçek yüzünü sonunda gösterdin, değil mi JJ? | You Again-2 | 2010 | ![]() |
[Gasping] Tim! | Tim! | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Oh... Tim! | Tim! | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Wow! You look well! Thank you. | İyi görünüyorsun. Teşekkür ederim. İyi görünüyorsun! Teşekkür ederim. İyi görünüyorsun. Teşekkür ederim. İyi görünüyorsun. Teşekkür ederim. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Thank you for saying that. You... Wow. | İltifatın için teşekkürler. Sen... Söylediğin için teşekkürler. Sen... İltifatın için teşekkürler. Sen... İltifatın için teşekkürler. Sen... | You Again-2 | 2010 | ![]() |
I wasn't expecting to see you. What... how... | Seni görmeyi beklemiyordum. Sen... Seni görmeyi beklemiyordum. Ne?... Nasıl... Seni görmeyi beklemiyordum. Sen... Seni görmeyi beklemiyordum. Sen... | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Well, you look... You changed your hair. | Farklı görünüyorsun... Saçını değiştirmişsin. Şey, sen... Saçlarını değiştirmişsin. Farklı görünüyorsun... Saçını değiştirmişsin. Farklı görünüyorsun... Saçını değiştirmişsin. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
No, I didn't, but Tim, this is Will, Marni and Grandma Bunny. | Yok, değiştirmedim, ama Tim, bu Will, Marni ve büyükanne Bunny. Hayır değiştirmedim. Tim, bunlar Will, Marni ve büyükanne Bunny. Yok, değiştirmedim, ama Tim, bu Will, Marni ve büyükanne Bunny. Yok, değiştirmedim, ama Tim, bu Will, Marni ve büyükanne Bunny. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
We go way back. Way back. Seattle Space Needle. | Geçmişimiz var. Geçmişimiz. Seattle çam ağacı altı. Tanışıklığımız çok eskiye dayanır. Çok eskiye. Seattle Space Needle kulesi. Geçmişimiz var. Geçmişimiz. Seattle çam ağacı altı. Geçmişimiz var. Geçmişimiz. Seattle çam ağacı altı. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
[Chuckling] It was really great seeing you. | Seni görmek çok güzeldi. Seni görmek gerçekten harikaydı. Seni görmek çok güzeldi. Seni görmek çok güzeldi. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Oh, my gosh. It's awesome. | Aman Tanrım. Harika bir şey. Hay Allah. Bu harika. Aman Tanrım. Harika bir şey. Aman Tanrım. Harika bir şey. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
I mean, but, unfortunately, we've gotta get going. So... | Demek istediğim, malesef gitmemiz gerek. Yani, ne yazık ki, gitmemiz gerekiyor. Demek istediğim, malesef gitmemiz gerek. Demek istediğim, malesef gitmemiz gerek. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
We don't need to rush. They're not gonna start without you guys. | Acelemiz yok. Sohbetinizi bitirdikten sonra da gidebiliriz. Acele etmemize gerek yok. Onlar siz olmadan başlamazlar. Acelemiz yok. Sohbetinizi bitirdikten sonra da gidebiliriz. Acelemiz yok. Sohbetinizi bitirdikten sonra da gidebiliriz. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Let's talk to Tim and hear about way back. | Hadi geçmişinizden bahsedelim. Tim'le konuşalım ve şu çok eskiyi bir dinleyelim. Hadi geçmişinizden bahsedelim. Hadi geçmişinizden bahsedelim. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
What is your phone number? Someone keeps blocking your number on my phone. | Bu arada telefon numaran neydi senin? Telefonumda birisi senin numaranı bloklamış. Telefon numaran neydi bu arada? Birileri numaranı, telefonumdan engellemiş. Bu arada telefon numaran neydi senin? Telefonumda birisi senin numaranı bloklamış. Bu arada telefon numaran neydi senin? Telefonumda birisi senin numaranı bloklamış. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
I think it's a glitch. It's 555 0172. | Sanırım geçici bir durum. 555 0172. Sanırım bir aksaklık oldu. 555 0172. Sanırım geçici bir durum. 555 0172. Sanırım geçici bir durum. 555 0172. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
That's my cell. I'm also on Facebook. And the Twitter. | Benim telefon numaram. Ayrıca Facebook ile Twitter'ım da var. Cep telefonum. Ayrıca Facebook ve Twitter hesabım da var. Benim telefon numaram. Ayrıca Facebook ile Twitter'ım da var. Benim telefon numaram. Ayrıca Facebook ile Twitter'ım da var. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
What about you, Joanna? Do you Twitter? | Ya senin Joanna, Twitter'ın var mı? Ya sen Joanna? Twitter'in var mı? Ya senin Joanna, Twitter'ın var mı? Ya senin Joanna, Twitter'ın var mı? | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Can we Twitter together? You wanna, maybe... I have a pool. | Twitter'dan görüşebilir miyiz? İstersen tabi ki. Havuzum var. Twitter'da beraber takılabilir miyiz? Belki istersin... Bir havuzum var. Twitter'dan görüşebilir miyiz? İstersen tabi ki. Havuzum var. Twitter'dan görüşebilir miyiz? İstersen tabi ki. Havuzum var. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
You wanna catch a movie sometime? Oh, uh... | Film filan arayı kapatmak için? Ben... Ara sıra filmlere takılmak ister misin? Film filan arayı kapatmak için? Ben... Film filan arayı kapatmak için? Ben... | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Tim, Will and I are getting married. | Tim, Will ile evleniyoruz. Tim, Will ve ben evleniyoruz. Tim, Will ile evleniyoruz. Tim, Will ile evleniyoruz. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
I hadn't heard about this. Yup, this Saturday. | Bunu bilmiyordum. Evet, Cumartesi. Bunu duymamıştım. Evet, bu Cumartesi. Bunu bilmiyordum. Evet, Cumartesi. Bunu bilmiyordum. Evet, Cumartesi. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
This Saturday? Hm hm. | Bu Cumartesi? Hı hı. Bu Cumartesi mi? Bu Cumartesi? Hı hı. Bu Cumartesi? Hı hı. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
That is great! That is so soon for a marriage. | Harika! Düğüne çok az kaldı desene. Bu harika! Bir evlilik için çok kısa bir zaman. Harika! Düğüne çok az kaldı desene. Harika! Düğüne çok az kaldı desene. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
[Forced chuckle] That is so soon. Lovebirds. | Çok az...Çifte kumrular. Çok kısa zaman, aşk kuşları. Çok az...Çifte kumrular. Çok az...Çifte kumrular. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
That is great. Gotta give you one of these, then. | Gerçekten harika. Sarılayım sana. Bu harika. O zaman sana böyle bir sarılmam lazım. Gerçekten harika. Sarılayım sana. Gerçekten harika. Sarılayım sana. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Married to... And you're sure that's this Saturday? | Evliniyorsuz ha...Bu Cumartesi olduğuna emin misin? Evleniyorsun... Bu cumartesi olduğuna emin misin? Evliniyorsuz ha...Bu Cumartesi olduğuna emin misin? Evliniyorsuz ha...Bu Cumartesi olduğuna emin misin? | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Hey, man. Keep it real. And you got a terrific girl here. Move. | Hey, adamım. Yaşadın. Mükemmel bir kıza sahipsin.Gidiyorum. Adamım, hayatını yaşa. Harika bir kıza sahipsin. Çekil. Hey, adamım. Yaşadın. Mükemmel bir kıza sahipsin.Gidiyorum. Hey, adamım. Yaşadın. Mükemmel bir kıza sahipsin.Gidiyorum. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Bye, Tim. Call me! | Güle güle, Tim. Ara beni. Hoşça kal Tim. Beni ara! Güle güle, Tim. Ara beni. Güle güle, Tim. Ara beni. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
That was awkward. We dated in college. | Utanç vericiydi. Üniversite de beraberdik. Bu garip oldu. Biz üniversitede çıkmıştık. Utanç vericiydi. Üniversite de beraberdik. Utanç vericiydi. Üniversite de beraberdik. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Long story. Right. We're not gonna go into that. | Uzun hikaye. Neyse. İşte burası girelim. Uzun hikaye. Neyse. Bu konuya hiç girmeyelim. Uzun hikaye. Neyse. İşte burası girelim. Uzun hikaye. Neyse. İşte burası girelim. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Let's go dance! You guys dated? | Hadi dans edelim! Beraber miydiniz? Hadi dansa gidelim! Siz çıktınız mı? Hadi dans edelim! Beraber miydiniz? Hadi dans edelim! Beraber miydiniz? | You Again-2 | 2010 | ![]() |
[Door opening] Oh! Here they are. Hi! | İşte geldiniz. Merhaba! İşte geldiler. Merhaba! İşte geldiniz. Merhaba! İşte geldiniz. Merhaba! | You Again-2 | 2010 | ![]() |
It's happening! Marni! Did you get a haircut? | Evet geldik. Marni, saçını mı kestirdin? Dans başlıyor! Marni! Saçını mı kestirdin? Evet geldik. Marni, saçını mı kestirdin? Evet geldik. Marni, saçını mı kestirdin? | You Again-2 | 2010 | ![]() |
You did. Let me see! It's, um... It's cute. | Kestirmişsin. Dur bakayım. Biraz...güzel olmuş. Kestirmişsin. İzin ver göreyim! Çok şirin. Kestirmişsin. Dur bakayım. Biraz...güzel olmuş. Kestirmişsin. Dur bakayım. Biraz...güzel olmuş. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
It's cute, bangs. You haven't had bangs since high school. | Çok şirin. Liseden beri kâhkül bırakmıyordun. Çok şirin kakül. Liseden beri kakül bırakmamıştın. Çok şirin. Liseden beri kâhkül bırakmıyordun. Çok şirin. Liseden beri kâhkül bırakmıyordun. | You Again-2 | 2010 | ![]() |