Search

English Turkish Sentence Translations Page 183378

English	Turkish	Film Name	Film Year	Details
This is the Upper West Side.	Burası Yukarı West Side.	You've Got Mail-1	1998
We might as well tell them we're opening a crack house.	Onlara genelevi açtığımızı söyleyelim.	You've Got Mail-1	1998
They're going to hate us.	Bizden nefret edecekler.	You've Got Mail-1	1998
They'll be lining up to picket the big bad chain store...	Duydukları anda, kötü mağazanın önünde sıraya girip...	You've Got Mail-1	1998
...that's out to destroy...	...onu kuşatacaklar...	You've Got Mail-1	1998
Everything they hold dear.	Sevdiklerini yok edecek.	You've Got Mail-1	1998
We're going to seduce them with our square footage...	Onları baştan çıkartacağız, eşsiz görüntülerle...	You've Got Mail-1	1998
...and our discounts and our deep armchairs...	...indirimler ve rahat koltuklarımızla...	You've Got Mail-1	1998
...and our cappuccino.	...ve kapuçinomuzla.	You've Got Mail-1	1998
They're going to hate us at the beginning...	Başlangıçta, bizden nefret edecekler...	You've Got Mail-1	1998
...but we'll get them in the end.	...ama sonunda onları elde edeceğiz.	You've Got Mail-1	1998
Because we'll sell cheap books and legal addictive stimulants.	Çünkü yasal alışkanlık yaratan ucuz kitaplar satacağız.	You've Got Mail-1	1998
In the meantime, we'll just put up a big sign:	Bu arada bir tabela hazırlarız:	You've Got Mail-1	1998
"Coming Soon, a Fox Books Superstore. The End of Civilization...	"Yakında bir Fox Book Süper kitabevi. Bildiğimiz...	You've Got Mail-1	1998
... As You Know It!"	...uygarlığın sonu!"	You've Got Mail-1	1998
Good morning, Christina.	Günaydın, Christina.	You've Got Mail-1	1998
Morning, Kathleen.	Günaydın, Kathleen.	You've Got Mail-1	1998
Isn't it just the most beautiful day?	Harika bir gün, değil mi?	You've Got Mail-1	1998
I guess. Yeah, sure.	Sanırım. Evet, kesinlikle.	You've Got Mail-1	1998
Idiot, what are you doing? I got the green light!	Budala, ne yapıyorsun? Yeşil ışık yandı!	You've Got Mail-1	1998
Don't you love New York in the fall?	Sonbaharda New York'u sevmiyor musun?	You've Got Mail-1	1998
Can't beat that.	Bunu geçemez.	You've Got Mail-1	1998
Scotch tape? What is going on with you?	Scotch bant mı? Senin neyin var?	You've Got Mail-1	1998
You're in love. In love? No.	Aşıksın. Aşık mıyım? Hayır.	You've Got Mail-1	1998
Yes, that's right! I'm in love with Frank.	Evet, haklısın! Frank'a aşığım.	You've Got Mail-1	1998
I'm practically living with Frank.	Frank'la yaşıyor gibiyim.	You've Got Mail-1	1998
Could you get our Christmas mailers out this week?	Noel postalarını bu hafta atabilir misin?	You've Got Mail-1	1998
By Monday, I promise. I have this paper due Friday.	Pazartesiye, söz. Yazıyı Cumaya yetiştirmeliyim.	You've Got Mail-1	1998
You know, I am just going to stand here until you tell me.	Neler olduğunu söyleyene dek, burada kalacağım. Soyadı olmayan 22 yaşındaki aptal kızlar gibi.	You've Got Mail-1	1998
Is it infidelity if you're involved with someone on e mail?	E postada biriyle ilişkide olmak, sadakatsizlik mi?	You've Got Mail-1	1998
Have you had sex?	Seks yaptınız mı?	You've Got Mail-1	1998
No, I don't even know him.	Hayır, Onu tanımıyorum bile.	You've Got Mail-1	1998
I mean cybersex.	Yani siberseks.	You've Got Mail-1	1998
Don't do it. The minute you do, they lose all respect for you.	Yapma. Yaptığın anda, sana saygısı biter.	You've Got Mail-1	1998
We just e mail. It's really nothing.	Yalnız yazışıyoruz. Önemli değil.	You've Got Mail-1	1998
On top of which, I'm thinking of stopping because it's getting...	Ayrıca bunu kesmeyi düşünüyorum, çünkü...	You've Got Mail-1	1998
Out of hand?	Çığırından mı çıktı?	You've Got Mail-1	1998
Confusing.	Kafam karışık.	You've Got Mail-1	1998
But not.	Ama değil.	You've Got Mail-1	1998
Because it's nothing.	Çünkü hiç bir şey.	You've Got Mail-1	1998
Where'd you meet him?	Nerede tanıştın?	You've Got Mail-1	1998
Listen, I can't even remember.	Anımsamıyorum.	You've Got Mail-1	1998
On my birthday, I wandered into the "over 30" room for a joke, sort of.	Doğum günümde, "30'un üstü" dalgasında gezindim.	You've Got Mail-1	1998
And he was there. And we started chatting.	Oradaydı. Ve sohbete başladık.	You've Got Mail-1	1998
Books and music, how much we both love New York...	Kitaplar ve müzik, New York'u ne kadar çok sevdiğimiz...	You've Got Mail-1	1998
Harmless, harmless.	Zararsız şeyler.	You've Got Mail-1	1998
Bouquets of sharpened pencils.	Ucu açıImış kurşun kalemler.	You've Got Mail-1	1998
We don't talk about anything personal, so I don't know his name...	Kişisel bir şey konuşmuyoruz, bu yüzden adını...	You've Got Mail-1	1998
...or what he does or where he lives exactly...	...ne yaptığını ve nerede oturduğunu bilmiyorum...	You've Got Mail-1	1998
...so it'll be easy for me to stop seeing him, because I'm not.	...yani onunla ilişkiyi kesmek kolay olacak, çünkü görüşmüyoruz.	You've Got Mail-1	1998
He could be the next person to walk into the store.	Dükkana gelecek bir sonraki müşteri olabilir.	You've Got Mail-1	1998
He could be...	Belki de...	You've Got Mail-1	1998
...George.	...George'dur.	You've Got Mail-1	1998
Are you online?	Ağda mısın?	You've Got Mail-1	1998
As far as I'm concerned...	Bildiğim kadarıyla...	You've Got Mail-1	1998
...the Internet is just another way of being rejected by a woman.	...bir kadın tarafından ret edilmenin bir başka yolu.	You've Got Mail-1	1998
Good morning, Birdie.	Günaydın, Birdie.	You've Got Mail-1	1998
What are you girls talking about?	Neler konuşuyorsunuz?	You've Got Mail-1	1998
Cybersex.	Siberseks.	You've Got Mail-1	1998
I tried once, but I kept getting a busy signal.	Bir keresinde denedim, ama hep meşgul dü.	You've Got Mail-1	1998
I was really depressed one Saturday night about 9:00...	Bir hafta sonu saat 21:00'de canım sıkıImıştı...	You've Got Mail-1	1998
Time to open up!	Açma zamanı!	You've Got Mail-1	1998
Jessica and Maya, how are you today?	Jessica ve Maya, bugün nasıIsınız?	You've Got Mail-1	1998
Want to say hi to Kathleen? Hi, Kathleen.	Kathleen'e merhaba diyecek misiniz? Merhaba, Kathleen.	You've Got Mail-1	1998
Construction's going well. We should open on time.	İnşaat iyi gidiyor. Zamanında açacağız.	You've Got Mail-1	1998
Although Kevin and I are concerned about the neighborhood response.	Kevin ve ben mahalle sakinlerinin tepkisinden çekiniyoruz.	You've Got Mail-1	1998
This fabric on the couch, what is it?	Koltuğun üstündeki kumaş, nedir?	You've Got Mail-1	1998
Its name is money.	Adı para.	You've Got Mail-1	1998
Gillian selected it. Good guess.	Gillian iyi seçti. İyi tahmin.	You've Got Mail-1	1998
Your father's getting married again. Really?	Baban yeniden evleniyor. Gerçekten mi?	You've Got Mail-1	1998
You're a damn fool!	Bence aptalın tekisin!	You've Got Mail-1	1998
Pops, Matthew is four years old, okay?	Matthew dört yaşında, tamam mı?	You've Got Mail-1	1998
It'd be nice if his parents were married.	Ebeveynlerinin evli olması hoş olurdu.	You've Got Mail-1	1998
Listen, I have a sad announcement to make.	Üzücü bir duyuru yapmak zorundayım.	You've Got Mail-1	1998
City Books...	City Books kitapçısı...	You've Got Mail-1	1998
...on 23rd Street.	...23. caddedeki.	You've Got Mail-1	1998
It's going under.	Batıyor.	You've Got Mail-1	1998
Another independent bites the dust.	Bağımsız bir kitabevi daha yok oldu.	You've Got Mail-1	1998
On to the next!	Sıra sonrakinde!	You've Got Mail-1	1998
Going to buy out their inventory of architecture...	Yeni dükkan'a mimari kitapları ve N.Y.'un tarihiyle...	You've Got Mail-1	1998
...and New York history for the new store.	...ilgili olanları alacağız.	You've Got Mail-1	1998
How much you paying, son?	Ne kadar ödeyeceğiz, evlat?	You've Got Mail-1	1998
It won't be as much as that uncomfortable mohair episode there...	Şuradaki 'mohair' kadar pahalı olmayacak...	You've Got Mail-1	1998
...which is now all over my suit.	...şimdi de elbiseme bulaştı.	You've Got Mail-1	1998
We'll also have a section dedicated to writers from the West Side.	West Side'da yaşamış yazarlara da bölüm ayıracağız.	You've Got Mail-1	1998
As a sop to the neighborhood.	Mahalleye şirin görünürüz.	You've Got Mail-1	1998
Keep those West Side, liberal nuts, pseudo intellectual...	West Side'lı liberal budalalara, psedo entellere...	You've Got Mail-1	1998
Readers, Dad. They're called readers.	Okuyucular, Baba. Onlara okuyucu, denir.	You've Got Mail-1	1998
Don't romanticize them. It'll keep them...	Onları romantize etme. Tek boğazına...	You've Got Mail-1	1998
...from jumping down your throat.	...sarıImasınlar yeter.	You've Got Mail-1	1998
What's the competition?	Rakiplerimiz kim?	You've Got Mail-1	1998
One mystery store, Sleuth, at 78th and Amsterdam...	Gizemli kitaplar dükkanı, Sleuth, 78. ve Amserdam'da...	You've Got Mail-1	1998
...and a children's bookstore, Shop Around The Corner.	...ayrıca çocuk kitapları dükkanı, Köşedeki Dükkan.	You've Got Mail-1	1998
It's been there forever. Cecilia's store.	YıIlardır orada. Cecilia'nın dükkanı.	You've Got Mail-1	1998
Cecilia Kelly.	Cecilia Kelly.	You've Got Mail-1	1998
Lovely woman. I think we might have had a date once.	Tatlı kadın. Daha önce çıkmış olabiliriz.	You've Got Mail-1	1998
Or maybe we just exchanged letters.	Belki de yalnızca yazıştık.	You've Got Mail-1	1998
You wrote her letters?	Ona mektup mu yazdın?	You've Got Mail-1	1998
Mail. It was called mail.	Posta. Posta deniyordu.	You've Got Mail-1	1998
Stamps, envelopes... I've heard of it.	Pullar, zarflar... Duymuştum.	You've Got Mail-1	1998