Search
English Turkish Sentence Translations Page 183637
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Little one, you really surprised me, well done. | Küçük olanın, gerçekten beni şaşırttın, aferin. | Zavet-1 | 2007 | |
One was come from the back, big as giant... | Biri arkadan geldi, dev kadar büyük biri... | Zavet-1 | 2007 | |
like dinosaur... | Dinazor gibi... | Zavet-1 | 2007 | |
and what I do? | ya ben ne yaptım? | Zavet-1 | 2007 | |
I jump, step back, kick him, take him for neck... | Sıçradım, geri adım attım, ona vurdum, onu boynundan yakaladım. | Zavet-1 | 2007 | |
he�s begging for mercy... | Merhamet için yalvardı... | Zavet-1 | 2007 | |
and then after comes four more... | Sonra dört tane daha geldi... | Zavet-1 | 2007 | |
first one I block, kick the second one... | İlkini engelledim, ikincisini vurdum... | Zavet-1 | 2007 | |
blood all over the room... | Odanın her tarafı kan oldu... | Zavet-1 | 2007 | |
I�m flying trough the window... | Pencereden uçtum... | Zavet-1 | 2007 | |
Wait, its not finished yet. | Bekle, daha bitmedi. | Zavet-1 | 2007 | |
I go up, then strong kick in the nose, | Kalktım, sonra burnuna sert bir kafa attım, | Zavet-1 | 2007 | |
I fall again... | Tekrar düştüm... | Zavet-1 | 2007 | |
take the stone from ground.. | Yerden taşı aldım.. | Zavet-1 | 2007 | |
there was dark.. | Hava karanlıktı.. | Zavet-1 | 2007 | |
someone kick me, probably some worker.. | Biri bana vurdu, Heralde bir işçiydi.. | Zavet-1 | 2007 | |
or something,... | Yada birşey,... | Zavet-1 | 2007 | |
Come, seat. | Gel, otur. | Zavet-1 | 2007 | |
You are really good liar. | Gerçekten iyi bir yalancısın. | Zavet-1 | 2007 | |
It�s not lie, its just making the story better. | Yalan değil, sadece hikayeyi daha iyi yapıyorum. | Zavet-1 | 2007 | |
My grandpa say�s, what will be if we only tell the true. | Sadece gerçeği söylersek, neler olacağını, büyükbabam söylüyor. | Zavet-1 | 2007 | |
You know what we and grandpa do? | Bizim ve büyükbabanın ne yaptığını biliyormusun? | Zavet-1 | 2007 | |
All night we lie to each other. | Hikayeler ve mucizeler yaratmak için | Zavet-1 | 2007 | |
Creating some story, miracles... | Bütün gece birbirimize yalanlar söylüyoruz... | Zavet-1 | 2007 | |
I do it to make you feel better. | Bunu kendini daha iyi hissetmen için yapıyorum. | Zavet-1 | 2007 | |
You left this in the school yard. | Sen bunu okulun avlusunda bıraktın. | Zavet-1 | 2007 | |
I don�t need that without icon. | Resim olmadan buna ihtiyacım yok. | Zavet-1 | 2007 | |
Icon is on repairing, | Resim onarılıyor, | Zavet-1 | 2007 | |
My teacher said he will fix it. | Öğretmenim onu onaracağını söyledi. | Zavet-1 | 2007 | |
You are real fancy. | Sen gerçek bir düşsün. | Zavet-1 | 2007 | |
What means fancy? | Düş ne demek? | Zavet-1 | 2007 | |
Like cool, who was dress you? | Senin gibi cana yakın? | Zavet-1 | 2007 | |
No this one is alive , two of them. | Onların ikisi de yaşıyor. | Zavet-1 | 2007 | |
They took me to the pub. | Beni meyhaneye götürdüler. | Zavet-1 | 2007 | |
You�ve been in pub? | Hiç meyhaneye gitmedin mi? | Zavet-1 | 2007 | |
I was think to buy myself wife, be cause the testament. | Vasiyet yüzünden, kendime kadın almayı düşündüm. | Zavet-1 | 2007 | |
And did you buy? | Aldın mı peki? | Zavet-1 | 2007 | |
No, I was runaway. | Hayır, kaçtım. | Zavet-1 | 2007 | |
No I didn�t. | Hayır yatmadım. | Zavet-1 | 2007 | |
I know you did. | Yattığını biliyorum. | Zavet-1 | 2007 | |
That�s not testament. | Bu vasiyet değil. | Zavet-1 | 2007 | |
Did you hear Tomic today? | Bugün Tomic'i duydun mu? | Zavet-1 | 2007 | |
They speak lies. | Yalan söylüyorlar. | Zavet-1 | 2007 | |
Mother, what's wrong? | Anne, ne oldu? | Zavet-1 | 2007 | |
Nothing I just fall. | Hiç birşey, sadece düştüm. | Zavet-1 | 2007 | |
Should I call ambulance? | Ambulans çağırayım mı? | Zavet-1 | 2007 | |
I don�t know, I passed out. | Bilmiyorum, bayıldım. | Zavet-1 | 2007 | |
I go get alcohol. | Alkol almaya gidiyorum. | Zavet-1 | 2007 | |
How did you run away? | Nasıl kaçtın? | Zavet-1 | 2007 | |
I jumped through the window. | Pencereden atladım. | Zavet-1 | 2007 | |
Does Jasna know something? | Jasna birşey biliyormu? | Zavet-1 | 2007 | |
Good, you didn't see or heard something. | İyi, sen de birşey görmedin ve duymadın. | Zavet-1 | 2007 | |
Didn't see, didn't heard. | Görmedim, duymadım. | Zavet-1 | 2007 | |
Why is bell ringing? | Niçin çan çalıyor? | Zavet-1 | 2007 | |
I'm calling the priest! | Rahibi çağırıyorum! | Zavet-1 | 2007 | |
What priest, call my Cane! | Ne rahibi, Tsane'mi çağır! | Zavet-1 | 2007 | |
I will die when I want. | İstediğim zaman öleceğim. | Zavet-1 | 2007 | |
Priest is not only for funerals. | Rahipler sadece cenaze törenleri için değildir. | Zavet-1 | 2007 | |
Stop it now! | Şimdi kes şunu! | Zavet-1 | 2007 | |
And that dress with flowers? | Ya sakladığım çiçekli. | Zavet-1 | 2007 | |
What I'm keeping. | Şu gelinlik. | Zavet-1 | 2007 | |
If there is god's will, | Tanrının bir isteği varsa, | Zavet-1 | 2007 | |
You are not keeping her for nothing. | Hiçbir şey için onu saklamıyorsun. | Zavet-1 | 2007 | |
Kid, go out, don't disturb the class. | Çocuk, dışarı çık, sınıfı rahatsız etme. | Zavet-1 | 2007 | |
I'll kill you. | Seni öldürürürüm. | Zavet-1 | 2007 | |
Go kid, or i lead you out! | Git çocuk, yoksa seni dışarı çıkarırım! | Zavet-1 | 2007 | |
Here, its finished. | İşte, bitti. | Zavet-1 | 2007 | |
Watch the edges, its fresh. | Köşelere bak, yeni yapılmış. | Zavet-1 | 2007 | |
Jasna, we need to go. | Jasna, gitmemiz gerek. | Zavet-1 | 2007 | |
I was dream the grandpa again. | Rüyamda yine büyükbabamı gördüm. | Zavet-1 | 2007 | |
He�s calling me in the sleep. | Uykuda beni çağırıyor. | Zavet-1 | 2007 | |
In my village. | Benim köyüme. | Zavet-1 | 2007 | |
That I show you to the grandpa. | Seni büyükbabama göstereceğim. | Zavet-1 | 2007 | |
You didn't fill testament. | Vasiyeti yerine getirmedin ama. | Zavet-1 | 2007 | |
You should buy souvenir also. | Hatıra da almalısın. | Zavet-1 | 2007 | |
I have icon. | Bir resmim var. | Zavet-1 | 2007 | |
Go in the town, buy something. | Kasabaya git, Kendine birşey al. | Zavet-1 | 2007 | |
Buy something nice and pretty. | Hoş ve güzel birşey al. | Zavet-1 | 2007 | |
What did you do with money? | Parayı ne yaptın? | Zavet-1 | 2007 | |
I gave it to your mom. | Annene verdim. | Zavet-1 | 2007 | |
Why did you do that? | Niçin bunu yaptın? | Zavet-1 | 2007 | |
You wanted to buy wife? | Kadın almak istiyordun? | Zavet-1 | 2007 | |
You wanted to buy me? | Benimi almak istiyordun? | Zavet-1 | 2007 | |
Your mom is in big debt Jasna. | Annen büyük bir borç içinde, jasna. | Zavet-1 | 2007 | |
You in debt to man with grey moustache. | Seni gri bıyıklı adama borçlu. | Zavet-1 | 2007 | |
He's making problem to your mom. | O annene sorunlar çıkarıyor. | Zavet-1 | 2007 | |
He want's to take you also. | Seni de almak istiyor. | Zavet-1 | 2007 | |
Don't worry for us. | Bizim için endişelenme. | Zavet-1 | 2007 | |
I don't need it also. | Ona da ihtiyacım yok. | Zavet-1 | 2007 | |
Be there after bell. | Zilden sonra orada ol. | Zavet-1 | 2007 | |
This was done by first demolish firm in Serbia. | Bu ilkkez yapıldı. Sırbistan da ki bir şirket yıktı. | Zavet-1 | 2007 | |
They gonna demolish pyramides also. | Piramitleri de yıkacaklar. | Zavet-1 | 2007 | |
Who's gonna demolish pyramides? | Piramitleri kim yıkacak? | Zavet-1 | 2007 | |
That's old theme leave that. | Şu eski konuyu bırak. | Zavet-1 | 2007 | |
Like americans, whatever is in the way of oil. | Amerikalılar'ı seviyorum, ne olursa olsun petrol yolundalar.. | Zavet-1 | 2007 | |
They just sign paper, and say goodbye pyramides. | Sadece kağıt imzalıyorlar,, ve piramitlere hoşcakal diyorlar. | Zavet-1 | 2007 | |
If something's on the way of democracy. | Birşey demokrasi yoluyla olursa. | Zavet-1 | 2007 | |
Just demolish! | Sadece yok et! | Zavet-1 | 2007 | |
Now you gonna see... | Şimdi göreceksin... | Zavet-1 | 2007 | |
Officer, lean on it. | Memur, yaslan ona. | Zavet-1 | 2007 |