Search
English Turkish Sentence Translations Page 1951
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| What is it to you? | Senin derdin ne? | Abhijaan-1 | 1962 | |
| I know what's inside. Opium | Kutuda ne olduğunu biliyorum. Afyon var. | Abhijaan-1 | 1962 | |
| Isn't that a sin? | Bu günah değil mi? | Abhijaan-1 | 1962 | |
| My wife ran away. Wasn't that a sin? | Karım kaçıp gitti. Bu günah değil miydi? | Abhijaan-1 | 1962 | |
| You come to my room at night | Gece odama geldin. | Abhijaan-1 | 1962 | |
| Isn't that a sin? | O günah değil mi? | Abhijaan-1 | 1962 | |
| Yes, it is. For a girl like me, to love is a sin | Evet, günah. Benim gibi bir kıza sevmek haram. | Abhijaan-1 | 1962 | |
| I'll be back in an hour. Come then | Bir saat içinde dönerim. Sonra gel. | Abhijaan-1 | 1962 | |
| Why should I come? | Neden geleyim ki? | Abhijaan-1 | 1962 | |
| I'm asking you to come. Won't you come? | Gelmeni istiyorum. Gelmeyecek misin? | Abhijaan-1 | 1962 | |
| Are you my boss, to be obeyed? | Sahibim misin ki itaat edeyim? | Abhijaan-1 | 1962 | |
| Don't you know who my boss is? He's your boss, too | Sahibimin kim olduğunu bilmiyor musun? O senin de sahibin. | Abhijaan-1 | 1962 | |
| Salaam, Rana Pratap Singh | Selam sana Rana Pratap Singh. | Abhijaan-1 | 1962 | |
| Couldn't you see me? No, I was hurrying | Beni göremedin mi? Yok acelem var da. | Abhijaan-1 | 1962 | |
| I just got back. Listen, I have important news | Ben de yeni döndüm. Dinle, önemli haberlerim var. | Abhijaan-1 | 1962 | |
| Sukhanram's house is going to be raided | Sukhanram'ın evini basacaklar. | Abhijaan-1 | 1962 | |
| I overheard the boss | Patron konuşurken duydum. | Abhijaan-1 | 1962 | |
| I thought I'd warn you to watch out | Dikkatli olman için seni uyarayım dedim. | Abhijaan-1 | 1962 | |
| I'll be back in an hour, see you then | Bir saat içinde dönerim, o zaman görüşürüz. | Abhijaan-1 | 1962 | |
| Where are you off to? Work, a few repairs | Nereye böyle? İşe, birkaç tamirat var da. | Abhijaan-1 | 1962 | |
| All right, I'm going home | Tamam, ben eve gidiyorum. | Abhijaan-1 | 1962 | |
| I'll help you start up | Dur çalıştırmana yardım edeyim. | Abhijaan-1 | 1962 | |
| Well done. Warrior | Helâl olsun. Savaşçı. | Abhijaan-1 | 1962 | |
| I'll be back, Joseph | Geri döneceğim Joseph. | Abhijaan-1 | 1962 | |
| Mr Sukhanram | Bay Sukhanram. | Abhijaan-1 | 1962 | |
| He's gone out Where? | Dışarı çıktı. Nereye gitti. | Abhijaan-1 | 1962 | |
| To the lawyer's | Avukatın oraya. | Abhijaan-1 | 1962 | |
| Has the boss gone out? | Patron çıktı mı? | Abhijaan-1 | 1962 | |
| Yes, Singhji | Evet Singhji. | Abhijaan-1 | 1962 | |
| Was anyone with him? | Yanında kimse var mıydı? | Abhijaan-1 | 1962 | |
| The girl | Kız vardı. | Abhijaan-1 | 1962 | |
| Come on Where to? | Haydi. Nereye? | Abhijaan-1 | 1962 | |
| We've work to do | İşimiz var. | Abhijaan-1 | 1962 | |
| The game's up. Taxi service is over | Planın suya düştü. Taksicilik işi bitti. | Abhijaan-1 | 1962 | |
| Where are we going? Home, Gulabi | Nereye gidiyoruz? Eve Gulabi. | Abhijaan-1 | 1962 | |
| Thieves! Stop them! | Hırsızlar! Onları durdurun! | Abhijaan-1 | 1962 | |
| I'm going, Joseph | Ben gidiyorum Joseph. | Abhijaan-1 | 1962 | |
| I'm off to Giribraja! | Giribraja'ya gidiyorum! | Abhijaan-1 | 1962 | |
| Hold your breath! | Nefesinizi tutun! | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Now in front of this wonderful crowd... | Ahenkli sesiyle milyonların gönlünü çalan... | Abhimaan-1 | 1973 | |
| ... the melodious voice which has enthralled the heart of millions... | ...duymak için beklediğiniz... | Abhimaan-1 | 1973 | |
| ... the voice you've been waiting to hear... | ...görkemli sesiyle... | Abhimaan-1 | 1973 | |
| ... with that majestic voice comes... | ...bu muhteşem kalabalığın... | Abhimaan-1 | 1973 | |
| ... a great artist of our country. | ...huzurunda sahneye çıkıyor. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| The greatest singer of our country. Subir Kumar! | ÜIkemizin harika sesli şarkıcısı; Subir Kumar! | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Yes of course, l know who's on the line. | Elbette telefondakinin kim olduğunu biliyorum. 1 | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Will l've to use your name to convince you? 1 | Sizi inandırmak için adınızı mı söyleyeyim? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| A bright star in the sky, Chitra. | Gök yüzündeki parlak yıIdız, Chitra. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| What were you doing? Nothing, l was just sitting. | Ne yapıyorsunuz? Hiçbir şey, sadece oturuyorum. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Don't you've the courtesy to stand up in front of a lady? | Bir bayana karşı ayağa kalkma nezaketiniz yok mu? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l am not in front of a lady, l'm just hearing her voice. | Bir bayanın önünde değilim sadece sesini duyuyorum. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| So tell me, how did the singing go today? | Söyleyin bana, bu günkü konseriniz nasıIdı? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| lt went very well. | Çok iyiydi. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| lt was a sad song. lt was a song about separation. | Hüzünlü bir şarkı vardı. AyrıIıkla ilgili bir şarkı. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Separation, that's the real tune of life itself. | AyrıIık, hayatın gerçek melodisidir. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Oh! So you like such songs. | Oh! Demek öyle şarkılardan hoşIanıyorsunuz. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Can l enquire as to who's behind this separation? | AyrıIığın arkasındaki kişiyi sorabilir miyim? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l've kept that name in a safe deposit vault. | O ismi emniyetle kendime saklayacağım. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| So, what else did you do today? | Bu gün başka ne yaptınız? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l helped a four year old dog and a sixty year old man. | Dört yaşında bir köpekle 60 yaşında bir ihtiyara yardım ettim. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l saved them from being hit by the car. | Onları araba çarpmasından kurtardım. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Then... l attended the silver jubilee function of a movie. | Sonra... Bir filmin kutlamasına katıIdım. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| What next? | Daha başka? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Then l lambasted a photographer. | Bir fotoğrafçıyı azarladım. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Lambasted! Why? | Azarlamak mı! Neden? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| The swine, flashed his camera right in front of my eyes. | Aptal herif, kamerasının flashını gözümün önünde patlattı. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Go to sleep now, but meet me tomorrow definitely. | Şimdi yatmaya git, ama yarın benimle kesin buluşmalısın. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Listen. Yes. | Dinle. Evet. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| One last thing. l'm crazy about your music. | Bir şey daha. Müziğine bayıIıyorum. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| ls that so? Only about my music? | Öyle mi? Sadece müziğime mi? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| You make my life worth living. | Hayatımı yaşamaya değer kıIıyorsun. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| This is submitted to the income tax authorities. Sign it. | Yetkililere gönderilecek gelir vergisi beyanları, imzala. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| What were you talking about for so long with Chitra? | Chitra'yla bu kadar uzun, ne hakkında konuşuyordun? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| We were discussing how to start the third world war! | Üçüncü dünya savaşı nasıI çıkar onu tartışıyorduk! | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Yes! Do l have to tell you everything? | Sana her şeyi söylemek zorunda mıyım? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| No! You don't need to tell me anything. | Hayır! Bana hiç bir şey söylemek zorunda değilsin. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| You may do whatever suits you. Understood! Whatever suits you. | Sana ne yakışıyorsa onu yap. Anladın!Ne yakışıyorsa. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Why do you envy her so much? | Neden onu bu kadar kıskanıyorsun? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| A friend! Yes. | Arkadaş! Evet. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| What friendship can a man and woman share? lt's just like.. | Bir kadın ve erkek ne gibi bir arkadaşIık paylaşabilir? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| ... a dagger and a melon, or an eagle and a pigeon, right? | Bu bıçak ve karpuz, kartalla güvercin gib, değil mi? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Yes. But the point here is that she's the eagle and you, the pigeon. | Evet. Ama buradaki olay o kartal sen de güvercinsin. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Shut up. No. | Kapa çeneni. Hayır. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l've only one desire, that you become the greatest singer of lndia. | Tek bir arzum var,oda senin Hindistan'ın en büyük şarkıcısı olman. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| But for that you've to be dedicated, hardworking and disciplined. | Ama bunun için kendini işine adamalı, çok çalışkan ve disiplinli olmalısın. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l see you getting slowly infatuated by Chitra. | Bakıyorum sana da Chitra'ya sevdalanmaya başladın. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| And she's not at all fit for you. What do you mean? | Ve sana hiç uygun değil. Ne demek istiyorsun? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Look here... You know that you can't marry her. | Buraya bak... Biliyorsun onunla evlenemezsin. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Why advance the relationship any further? l don't think it's right. | O zaman bu ilişkiyi ilerletmenin ne anlamı var? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| And you said that an ideal wife for you... | Üstelik sen demiştin; ideal eşin... | Abhimaan-1 | 1973 | |
| ... would be someone like your mother and aunt. | ...annen ve teyzen gibi olmalı. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Someone who could take care of you, serve you. | Seninle ilgilenecek, sana hizmet edecek biri olmalı. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Mark my words, this rich and independent female... | Şuraya yazıyorum, bu zengin ve bağımsız kadın... | Abhimaan-1 | 1973 | |
| ... will make you dance like a puppet. | ...seni parmağında oynatacak. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| You are laughing when you should be crying. Laugh as much as you want to. | Ağlayacağına gülüyorsun. İstediğin kadar gül. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| A day will come when you'll have to cry. | O gün geldiğinde ağlayacaksın. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Give that to me! | Ver şunu bana! | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Good night DAD! Good night son. | İyi geceler 'baba'! İyi geceler 'oğlum'. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Listen, can l speak to Subir Kumar? | Subir Kumar ile görüşebilir miyim? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Hello, whom do you want? | Kim görüşmek istiyor? | Abhimaan-1 | 1973 |