Search
English Turkish Sentence Translations Page 1953
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| ls it? Yes. | Öyle mi? Evet. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| This is your cheque for Rupees 2000. | Bu 2000 rupilik çekiniz. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| And this is the hot cash. | Bu da nakit paranız. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Chandruji, l hope my dates are fixed. | Chandruji, umarım benim görüşmeyi halletmişsindir. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Yes, you've made the payment... | Evet, ödemeyi yaptın... | Abhimaan-1 | 1973 | |
| ... so they won't be cancelled. Absolutely irrevocable. | ...iptal edemezler. Kesinlikle dönüşü yok. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Are you signing photographs? | Fotoğrafları mı imzalıyorsun? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Sign all of them. There's quite a lot of fan mail.* | Hepsini imzala, sırada bir çok fan mektubu var. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Here's the six thousand which Mr.Rao has given. Count it. | İşte Bay Rao'nun verdiği 6,000, say. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l'll break your teeth. Why? Does it not hurt? | Dişlerini dökerim. Neden? Acımazlar mı sandın? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Don't l feel hurt when you ask me to count the cash? | Benden parayı saymamı istediğinde benim canım acımıyor mu? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| No, l did not mean that. | Hayır, o manada demedim. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| lt's money after all. So you should count it. | Sonuçta para bu. Sayman gerekir. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l won't do it. All this accounting is your problem. | Saymak istemiyorum. Bu sayma meseleleri senin sorunun. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Listen... Keep this money for yourself. | Dinle... Bu parayı kendin için al. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Myself! Why? Stupid question. For expenses. | Kendime mi, neden? Ne saçma soru. Harcamalar için elbette. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| You've said it once, don't say it ever again. | Bir kere söylemiştim, bir daha tekrarlatma. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l work here because of my affection for you. Do you mind that? | Sana olan sevgim yüzünden burada çalışıyorum. Bunu aklın almıyor mu? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| At times l feel like beating you up and making you stand in a corner. | Bazen seni hırpalayıp bir köşede ayakta bekletiyormuş hissine kapıIıyorum. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| There are some people here from Bangalore, l've to get rid of them. | Bangalore'den gelen bir kaç kişi var, onlardan kurtulmalıyım. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Yes, go ahead. | Tamam, devam et. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l've checked the dates, there's no chance. | Programı kontrol ettim, hiç şans yok. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Look, we are ready to pay as much as you ask for. | Bak, ne kadar istersen ödemeye hazırız. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| That's the limit! ls he an actor who signs any film because of money? | Buraya kadar! Eğer oyuncu olsaydı, filmlerde şarkı söyleyerek kim para kazanabilirdi? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| But please give him this letter. | Lütfen ona bu mektubu verin. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Whose letter is that? lt's meant for him. | Kimin mektubu? Onun anlaması için. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Whatever he says after reading this is acceptable to us. | Mektubu okuduktan sonra ne söylerse kabulumüzdür. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| These people from Bangalore have got a letter from someone. | Şu Bangalore'den gelen adamlar birinden mektup getirdi. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Whose letter is it? l don't know. | Kimden? Bilmiyorum. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Read it. | Okusana. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| 'My dear son, Beeru' | 'Sevgili oğlum, Beeru' | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Who has written it? | Kim yazmış? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| 'Wishing for your well being with every breath, Yours, Aunt Durga' | 'Her nefes alışında iyi olmanı dileyen, Teyzen Durga' | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Your Aunt! Yes. | Teyzen mi? Evet. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| She may be my Aunt, but she means more to me than a mother. | Teyzem olabilir ama daha çok annem gibidir. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| After the death of my parents, when l was just one, she raised me. | Ailem öldükten, bir başıma kaldıktan sonra o büyüttü beni. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| She has sent a reference. ls it? Then you have to go. | Referans göndermiş. Öyle mi? O zaman gitmen gerekir. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| But, how's that possible? The schedule is so tight. | Program o kadar doluyken, nasıI mümkün olur? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| To hell with the schedule. l'll cancel everything. | Programın canı cehenneme. Ben her şeyi iptal ederim. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| But what about the dates fixed for the month? | Ya bu ay için ayarladığın buluşma ne olacak? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Damn the dates! l'll get the brickbats. No problem, l'll handle it. | Boşver buluşmayı! Sorun olmaz, ben hallederim. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Come and meet them. | Gel, tanış onlarla. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Greetings. Greetings, please have a seat. | Merhaba. Merhaba, Iütfen oturun. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Why did you not tell me before that Aunty has sent you? | Sizleri teyzemin gönderdiğini neden önceden söylemediniz? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| That was the one ace we held. | Biri bizi bekletmeyi çok iyi becerdi. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| But l have one condition. What's that? | Bir şartım var. Nedir? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l'll surely go to meet my Aunt. Definitely, l'll have a car ready. | Kesinlikte teyzemi görmeye gideceğim. Tabi, araba hazırlarım. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| But l've to be back in Bombay the next day at 1 0 in the morning | Ertesi gün sabah on da Bombay'e geri dönmüş olmalıyım. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Yes, you may leave as soon as the function is over. | İşinizi bitirir bitirmez ayrılabilirsiniz. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Where's Aunt Durga? Upstairs. | Durga Teyze nerede? Yukarda. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| What's going on here?! Oh my God! | Neler oluyor burada?! Allah'ım! | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Oh Beeru, it's you! | Oh Beeru, sensin! | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Wait... Let me have a good look at you. | Durda sana şöyle bir bakayım. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| You've had a good look and your eyes are filled with tears too. | İyi bakıyorsun bakmasına da gözlerin yaşlarla doldu. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| You aren't yet old enough to understand the joy of shedding tears. | Mutluluk göz yaşlarını anlayacak olgunluğa gelmemişsin hala. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l thought, perhaps l wouldn't get to see you till l die. | Sandımki, seni ölünceye kadar bir daha göremeyeceğim. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| What are you talking about? You have yet to see my marriage. | Neler diyorsun? Evlendiğimi bile göreceksin. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| That is l'll have to live for another hundred years. | Bunun için bir yüz yıI daha yaşamalıyım. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l'm very hungry. Tell me, what're you going to cook for dinner. | Çok açım. Söyle bakalım yemek için ne yapacaksın. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Cook! Brinjals... Cucumber Rolls and thick bread made of gram flour. | Yemek! Brinjals... Salata Sarması ve beyaz undan yapıIma ekmek. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| You still remember my likes and dislikes. | Sevdiklerimi ve sevmediklerimi hala hatırlıyorsun. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l'm not like you. | Ben kendin mi sandın? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Come on, freshen up and rest awhile. | Hadi, duş al ve biraz dinlen. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| lt's quite peaceful here. The city is very suffocating. | Burası huzur dolu, şehir o kadar boğucu ki. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l'd rather go for a stroll. | Biraz gezmeyi yeğlerim. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| And my food should be ready by the time l return. | Ve döndüğümde yemeğim tam zamanında hazır olmalı. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Mother, who was he? That's my Beeru. | Anne, o kimdi? O benim Beeru'um. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Did you see how he orders me around? As if l'm his mother. | Etrafa nasıI emir yağdırıyor gördün mü? Annesiymişim gibi. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| You're back. This is what you call soon. | Dönmüşsün. Neden bu kadar kısa sürdü. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Listen, you know the temple? Yes. | Dinle, tapınağı biliyorsun değil mi? Evet. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l heard someone worshiping the Lord... singing a madrigal. | Tanrıya dua eden birini duydum... ağıt söylüyordu. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| lt felt heavenly. l've never felt such happiness and peace before. | Cennetteymiş gibi,daha önce bu kadar mutlu ve huzur hissetmemiştim. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| You must've heard brother Sadanand and her daughter singing. | Kardeş Sadanand ve kızını duymuş olmalısın. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Yes. He was a teacher in some school in the city. | Evet, bir zamanlar şehirde öğretmendi. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| He settled down here four years ago. | Dört yıI önce buraya yerleşti. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| There are very few saints like him. | Onun gibi bir aziz zor bulunur. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l don't know much about it, but people say that... | Çok şey bilmiyorum ama, insanlar onun... | Abhimaan-1 | 1973 | |
| ... he's a pundit of classical music. | ...klasik müzik hakkında alim olduğunu söylüyor. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| And he has trained his daughter too. | Kızını da eğitiyor. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Come with me tomorrow to meet him. | Yarın benimle gel seni onunla tanıştırayım. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Tomorrow! But l'm leaving tomorrow morning. | Yarın! Ama yarın sabah gidiyorum. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Tomorrow itself? Yes. | Yarın mı? Evet. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| lf you wanted to leave so soon, then why did you come at all? | Madem bu kadar erken gidecektin, neden o zaman geldin? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| What can l do? l've to do a lot of work in the city. | Ne yapabilirim? Şehirde yapmam gereken çok iş var. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| You've come after eight years and that too for only a day. | Sekiz yıI sonra geldin ama bir gün kalıyorsun. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Aunty! Don't aunty me. | Teyze! Bana teyze deme. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| But where are you going? | Şimdi nereye gidiyorsun? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| To the kitchen, the food is getting cold. | Mutfağa, yemek soğuyor. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Aunty, l'm getting late. | Teyze, geç kalıyorum. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Let it be, God knows whether l'll live long enough to see you again. | Varsın kal, seni bir daha görene kadar tanrı bilir ne kadar yaşarım. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Don't spoil my mood. And what about me? | Üzme beni. Ya ben? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Remember me sometimes atleast. Who else do l have other than you? | En azından arada bir hatırla beni. Senden başka kimim var? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l'll come back and stay here for many days. | Geri döneceğim ve bir kaç gün kalacağım. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Swear by me. Here you are. | Üzerime yemin et. İşte. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Okay, l'd better hurry or l'll miss the flight. | Pekala, acele etsem iyi olacak yoksa uçağı kaçıracağım. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Visit the temple on the way back. | Giderken mabeti ziyaret et. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Wow! You sing very well indeed. | Vay canına! Kesinlikle harika söylüyorsunuz. | Abhimaan-1 | 1973 | |
| Aren't you Miss Uma? Mr.Sadanand's daughter? | Siz Bayan Uma değil misiniz? Bay Sadanand'ın kızı? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| How do you know that? | Nereden biliyorsunuz? | Abhimaan-1 | 1973 | |
| l heard you and your father singing yesterday. l liked it a lot. | Dün sizi ve babanızı duymuştum. Oldukça beğendim. | Abhimaan-1 | 1973 |