Search
English Turkish Sentence Translations Page 1968
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Hey, buddy. | Selam, dostum. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Will? Yeah. | Will? Yeah. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Well, you know, I was sitting at home, | Bildiğin gibi, evde oturup pirzolalara hasret duyuyordum ve... | About a Boy-1 | 2014 | |
| And then I thought of my best pal in the whole world, | Sonra, aklımdan dünyadaki en iyi dostum geçti. | About a Boy-1 | 2014 | |
| that's who! | Sen! | About a Boy-1 | 2014 | |
| I love that our friendship is so meaningful to you. | Arkadaşlığımızın senin için çok anlamlı olmasını seviyorum. | About a Boy-1 | 2014 | |
| But I think we both need to foster friendships | Ama bence, ikimizde kendi yaşımızdakilerle arkadaşlık etmeye bakmalıyız. | About a Boy-1 | 2014 | |
| No, that's right. That's a good call. | Bu doğru. Güzel bir çağrı. | About a Boy-1 | 2014 | |
| But, uh... well, maybe we can have a root beer before I go. | Ama... Belki, ben gitmeden önce bir kök birası içebiliriz. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Root beer? | Kök birası mı? | About a Boy-1 | 2014 | |
| Sure. I'm always down for a good root beer. | Tabi. Bir kök birasına her zaman varım. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Oh, hey, Hannah. Happy Birthday. | Selam, Hannah. Mutlu yıllar. | About a Boy-1 | 2014 | |
| That dress is lovely. | Kıyafetin güzelmiş. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Oh, thank you. I know. | Teşekkür ederim. Biliyorum. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Oh, gosh. | Tanrım. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Honey, you have a little something on your face. | Tatlım, suratında küçük bir şey var. | About a Boy-1 | 2014 | |
| I think your eyeliner is running. | Sanırım göz kalemin akıyor. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Oh, it is? Wait. Where? | Öyle mi? Bekle. Nerede? | About a Boy-1 | 2014 | |
| Oh, no, honey, you just smudged it. | Hayır, tatlım. Bulaştırdın. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Hey, let's go upstairs and take care of it. | Hadi yukarı çıkalım ve onunla ilgilenelim. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Let's go to the bathroom. Uh, okay. | Banyoya gidelim. Tamam. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Okay, come on. Quick, quick! | Tamam, hadi. Çabuk çabuk! | About a Boy-1 | 2014 | |
| Shake a tail feather! | Salla kıçını! | About a Boy-1 | 2014 | |
| Hello, Hannah. I'm Marcus's mum. | Merhaba Hannah. Ben Marcus'un annesiyim. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Well, I was just wondering if you could dance with my son. | Oğlumla dans eder misin merak ediyordum. | About a Boy-1 | 2014 | |
| I'm just trying to fix my eyeliner. | Sadece göz kalemimi düzeltmeye geldim. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Your eyeliner's fine. Just stay with us. | Göz kalemin iyi. Sadece bizimle kal. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Why not have have Han Solo drop them off somewhere else | Neden Han Solo onları başka bir yere bırakıp... | About a Boy-1 | 2014 | |
| and then go to the rebel base in a different ship? | ...daha sonra farklı bir gemideki Asi üssüne gitmedi? | About a Boy-1 | 2014 | |
| It just... | Bu... | About a Boy-1 | 2014 | |
| I don't know... it's just always bumped for me. | Bilmiyorum. Bu beni hep sarstı. | About a Boy-1 | 2014 | |
| So, um, I'm done. Uh, are you good? | Ben tamamım. Sen iyi misin? | About a Boy-1 | 2014 | |
| Uh, well, you don't want another root beer? | Pekala. Başka kök birası istemez misin? | About a Boy-1 | 2014 | |
| I should get back to the party. | Partiye geri dönmeliyim. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Marcus, Marcus, hold on a second. Hold on. | Marcus, Marcus... Bir saniye bekle. Bekle. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Here's the thing, man. | Söylemek istediğim bir şey var, adamım. | About a Boy-1 | 2014 | |
| I don't think Hannah | Hannah'ın arkadaş olmak isteyeceğin biri olduğunu sanmıyorum. | About a Boy-1 | 2014 | |
| I just don't think she knows how great you are, | Sadece, senin ne kadar harika olduğunu bildiğini sanmıyorum ve canının yanmasını istemiyorum. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Will, you're a wise man, | Will, sen bilge bir adamsın. | About a Boy-1 | 2014 | |
| maybe the wisest man I've ever met. | Belki de tanıdığım en bilge adam. | About a Boy-1 | 2014 | |
| But in this situation, you're wrong. | Ama bu durumda hatalısın. | About a Boy-1 | 2014 | |
| I asked her to dance, and she said she would... | Ona dans teklif ettim ve olur dedi. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Later. Much later. | Sonra... Epey bir sonra... | About a Boy-1 | 2014 | |
| Oh, dude, I think... | Dostum, bence... | About a Boy-1 | 2014 | |
| The first slow song that plays, I'm gonna dance with Hannah. | İlk yavaş müzik çaldığında, Hannah ile dans edeceğim. | About a Boy-1 | 2014 | |
| You people are scaring me. | Beni korkutuyorsunuz. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Hannah, darling, you are a very popular girl, | Hannah, hayatım.... Sen çok popüler bir kızsın. | About a Boy-1 | 2014 | |
| and as such, you wield a lot of power, | Bir o kadar da güç harcıyorsun. | About a Boy-1 | 2014 | |
| probably more than you know. | Muhtemelen, tahmin ettiğinden bile çok. | About a Boy-1 | 2014 | |
| And when your boobs come in, look out. | Aynı zaman da, göğüslerin çıkarken de... Baksana. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Our lives come down to a series of choices. | Hayatımızda seçimler yapmak zorunda kalabiliriz. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Now, you can either choose to take the high road | Şimdi, zor yolu seçip kahraman olabilirsin. | About a Boy-1 | 2014 | |
| or you can choose to take the low road | Ya da basit yolu seçip, iğrenç popülaritenin sınırlara ayırdığı... | About a Boy-1 | 2014 | |
| which is dreadful. | çirkin sosyetenin bir parçası olabilirsin. | About a Boy-1 | 2014 | |
| I just want to go back to my party. | Sadece, partime geri dönmek istiyorum. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Okay. Listen up, princess. | Tamam. Dinle, prenses. | About a Boy-1 | 2014 | |
| When I was your age, I was you. | Senin yaşındayken ben de senin gibiydim. | About a Boy-1 | 2014 | |
| And did I always make the best choices? | En iyi seçimleri mi yaptım? | About a Boy-1 | 2014 | |
| Meh. Rarely. | Nadiren. | About a Boy-1 | 2014 | |
| The truth is I destroyed a lot of people. | Gerçek şu ki, bir sürü kişinin ümidini yıktım. | About a Boy-1 | 2014 | |
| What Dakota is trying to say... | Dakota'nın söylemeye çalıştığı şey... Pekala. Sen tamamen sinirlenmeden önce... Tamam mı? Şunu bilmeni istiyorum... | About a Boy-1 | 2014 | |
| Is that you can choose right now | Şu anda, adi olan şeyi ya da doğru olan şeyi seçebilirsin. | About a Boy-1 | 2014 | |
| And dancing with Marcus would be choosing | Marcus'la dans etmen, birisi için harika bir şeyi yapmayı seçmen demek. | About a Boy-1 | 2014 | |
| and you have the power to make a difference. | Değişim yaratabilecek güce sahipsin. | About a Boy-1 | 2014 | |
| I'm gonna scream. | Çığlık atacağım. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Oh, no. Oh, God. | Hayır. Tanrım. | About a Boy-1 | 2014 | |
| You're bluffing. | Blöf yapıyorsun. | About a Boy-1 | 2014 | |
| She wasn't bluffing. I saw that! | Blöf yapmıyordu. Gördüm bunu. | About a Boy-1 | 2014 | |
| At all costs, we need to keep that DJ from slowing it down. | Ne pahasına olursa olsun, DJ'i yavaşlamaktan uzak tutmamız lazım. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Now both of you empty your pockets. | Şimdi, ikiniz de ceplerinizi boşaltın. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Why? Just do it! Just do it! | Neden? Sadece yapın! Sadece yapın! | About a Boy-1 | 2014 | |
| I need to bribe this guy. | Bu adama rüşvet vermem lazım. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Okay, I've got my himalayan lucky rock. | Tamam. Benim Himalayalar'a ait şans taşım var. Çok teşekkür ederim. Şu ana kadar geçirdiğim en güzel Cadılar Bayramı'ydı. | About a Boy-1 | 2014 | |
| I think I only brought my lipstick and an I.D. | Sanırım, sadece rujumu ve kimliğimi getirdim. | About a Boy-1 | 2014 | |
| You're killing me. | Beni gebertiyorsun. | About a Boy-1 | 2014 | |
| All right, everybody, time to change the mood a bit. | Pekala millet. Biraz ruh halimizi değiştirme zamanı geldi. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Here's one of my favorite slow jams. | Bu, benim favori yavaş müziklerimden biri. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Kill the slow jam! Kill the slow jam! | Yavaş müziği kes! Yavaş müziği kes! | About a Boy-1 | 2014 | |
| I got $7, and I got a himalayan... | 7 dolarım var. Bir de, Himalayalar'a ait... | About a Boy-1 | 2014 | |
| No, no, no, no, no, no! | Hayır, hayır, hayır, hayır, hayır! | About a Boy-1 | 2014 | |
| Oh, my God, tell me when it's over. | Aman Tanrım. Bana bitince söyle. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Uh, hi, Hannah. | Merhaba Hannah. | About a Boy-1 | 2014 | |
| It's, uh, much later, | Epey bir sonra oldu... | About a Boy-1 | 2014 | |
| and I thought maybe you'd like to dance now. | ...ve belki, benimle dans etmek istersin diye düşündüm. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Look, Marcus, uh... | Bak Marcus. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Okay, here's the deal. | Tamam. Bir anlaşmam var. | About a Boy-1 | 2014 | |
| One dance and that's it. | Bir dans ve bu kadar. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Your hands can touch my shoulders, | Ellerin omzuma dokunabilir. | About a Boy-1 | 2014 | |
| but nothing else, nothing else. | Ama başka hiçbir yer olmaz. | About a Boy-1 | 2014 | |
| I would be honored to dance with you, Hannah Bickleman. | Seninle dans etmekten onur duyarım, Hannah Bickleman. | About a Boy-1 | 2014 | |
| You're so weird, Marcus. | Çok garipsin, Marcus. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Coconut. | Hindistan cevizi. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Wow, he can actually dance. I know. | Aslında, dans edebiliyor. Biliyorum. | About a Boy-1 | 2014 | |
| We slow dance together all the time. | Her zaman, beraber dans ederiz. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Way to kill the moment. | Anı mahvetmenin tek yolu. | About a Boy-1 | 2014 | |
| Will, Will! No, stop! | Will, Will! Hayır. Dur! | About a Boy-1 | 2014 | |
| I need to go. Whoa, whoa. | Gitmem lazım. Sonra ne oldu? Onu bir daha asla görmeyeceğim. | About a Boy-1 | 2014 | |
| I can't do this! What? | Bunu yapamam. Ne? | About a Boy-1 | 2014 | |
| I need to do what that little girl did tonight, | Bu gece küçük kızın yaptığını yapmalıyım... | About a Boy-1 | 2014 | |
| and I need to start making better choices. | ...ve daha iyi seçimler yapmaya başlamalıyım. | About a Boy-1 | 2014 |