Search
English Turkish Sentence Translations Page 1986
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| You have to mourn the end of a relationship. | Ayrıldığın için yas tutmalısın. Sam'den önceki hayatına dönmen... | About a Boy-5 | 2014 | |
| is going to be very, very hard. | ...gerçekten ama gerçekten çok zor. Epey uzun bir yol. | About a Boy-5 | 2014 | |
| That's a good point. Yeah. | İyi bir noktaya parmak bastın. Evet. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Would you like to come to a party tomorrow night? | Yarın geceki partiye gelir misin? Eğlenceli olacak gibi gözüküyor. | About a Boy-5 | 2014 | |
| I'm Rachel. Hi, I'm Will. | Ben Rachel. Merhaba, ben de Will. Will 1.0. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Um, now, | Yetişkin oyun evi tarzında neleriniz var? | About a Boy-5 | 2014 | |
| We're busy. Whoa, whoa, whoa, whoa. | Meşgulüz. Andy'nin Tonto kostümünü bırakacağım. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Okay. Settle down. | Tamam. Sakin ol. İhtiyacı olmayacak buna. Baksana! | About a Boy-5 | 2014 | |
| We're doing a family costume this year. | Bu yıl kostümlerimizi ailecek seçtik. Andy ile ben, bezelye kabuğuyuz. | About a Boy-5 | 2014 | |
| and these guys are our peas. Mm... | Çocuklar da bezelyeler. Çok şirin değil mi? | About a Boy-5 | 2014 | |
| Andy, don't move. I got to go get | Andy, sakın kıpırdama. Apış aran için sıcak tutkal tabancası lazım. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Why does the glue need to be hot for the crotch? | Apış aramdaki tutkalın sıcak olmasına ne gerek var? | About a Boy-5 | 2014 | |
| Dude, what are you doing? What? | Ne yapıyorsun böyle? Ne var? | About a Boy-5 | 2014 | |
| We always go to Will O Ween dressed as a famous duo. | Will O Ween'e meşhur bir ikili gibi giyinerek gideriz. | About a Boy-5 | 2014 | |
| I can't have you showing up dressed like a... | Seni böyleyken gösteremem. Kocaman yeşil bir penissin. Bezelye kabuğuyum ben. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Take a look in the mirror, dude. | Git de aynaya bak. Penis olmuşsun sen. | About a Boy-5 | 2014 | |
| I'm going all out this year for Will O Ween, | Bu yıl Will O Ween için elimden gelen her şeyi yapıyorum. Sana ihtiyacım var. | About a Boy-5 | 2014 | |
| we got the dj, we got the Margarita machine, | Pamuk şeker var, DJ var, Margarita aleti var. | About a Boy-5 | 2014 | |
| we got the photo booth. Whoa. You're doing three Bs? | Fotoğraf kulübesi var. 3K mı yapıyorsun? | About a Boy-5 | 2014 | |
| Yes! This is going to be epic. | Evet! Efsane olacak! Kesinlikle. İşte bu yüzden de... | About a Boy-5 | 2014 | |
| my bro there, and I need him to look | ...orada olman lazım, kardeşim. Yeşil sosise de benzememen lazım tabii. | About a Boy-5 | 2014 | |
| All right, this is the plan. | Tamamdır, o zaman plan şöyle. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Me, Laurie, and the kids are going to go trick or treating, | Laurie ve çocuklarla birlikte "hile mi, kıyak mı" oynayacağız. Gece size de geliriz. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Laurie's going to be exhausted. | Laurie o zaman bitkin düşmüş olur ve gitmek ister. | About a Boy-5 | 2014 | |
| I wear the Tonto costume | Bu saçma bezelye kabuğunun altına Tonto kostümünü giyerim. | About a Boy-5 | 2014 | |
| and then me and you bro down | Ve bütün gece bizim olur. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Wouldn't it be easier just to get a divorce? | Boşansan daha kolay olmaz mıydı? Çok komikmiş. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Hey, here's an idea. Yeah. | Aklıma bir fikir geldi. Evet? | About a Boy-5 | 2014 | |
| What? Just to switch it up. | Ne oldu ki? Değişmiş olurduk. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Yeah, get in there. Don't be shy. | Topla, topla. Utanma. İyice daldır elini. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Thank you. Yeah, happy Halloween. | Teşekkürler. Cadılar Bayramınız kutlu olsun. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Hi! Look at what I've got for you. | Merhaba! Bakın, sizin için neler yaptm. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Sweets for the soul. | Ruhunuz için tatlılar! Küçük beyzbolcu dişi kuş. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Mom, it's a rock! | Anne, taş bu! Hayatım... | About a Boy-5 | 2014 | |
| I don't want it. Oh. | İstemiyorum bunu. Hadi çocuklar. Şu taş kalpli kadından uzak duralım. | About a Boy-5 | 2014 | |
| No, it's lovely, it's... | Hayır, çok sevimli bir şey. Ciddi misin sen? Taş mı bunlar? | About a Boy-5 | 2014 | |
| Well, they're not rocks. They're affirmation rocks. | Taş değil onlar. İfade taşları onlar. Epey farklı bir şey. Hayır. | About a Boy-5 | 2014 | |
| We've inscribed each one with words of affirmation. | Her birine birer tane ifade yazdık. Mesela, "Birisinin bulutunda gökkuşağı ol." | About a Boy-5 | 2014 | |
| Oh, that's Maya Angelou. It's beautiful, isn't it? | Maya Angelou'nun bu! Çok güzel değil mi? Onu çok özlüyorum. Bilmez miyim? | About a Boy-5 | 2014 | |
| Okay, guys. This is not a treat. | Pekâlâ, bu kıyak falan değil. Hile bu, hem de korkunç bir hile. | About a Boy-5 | 2014 | |
| And where are your costumes? I don't do costumes, Will. | Kostümleriniz nerede? Ben kostüm giymem, Will. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Oh, am I going to hear another one of these curse stories? | Başka bir lanetlenme hikâyesi daha mı dinleyeceğim? | About a Boy-5 | 2014 | |
| It's 2012. I'm dressed as a vampire... | Yıl 2012, vampir gibi giyinmiştim. Tamam, yeter. Senin bahanen ne? | About a Boy-5 | 2014 | |
| I'm wearing a costume. I'm a '60s flower child. | Kostümüm üzerimde ki zaten. 60'lı yılların çiçek çocuğuyum. 1 | About a Boy-5 | 2014 | |
| Fiona, Halloween is the one day | Fiona, Cadılar Bayramı başka birisi olabileceğin bir gün. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Don't pass up that opportunity, all right? | Bu fırsatı kaçırma, tamam mı? Selam, Will O Ween'e hoş geldiniz. | About a Boy-5 | 2014 | |
| They are not Sam. Have some fun. | Onlar bir Sam olamaz. Biraz eğlensene sen. | About a Boy-5 | 2014 | |
| I am fun. We disagree. | Eğleniyorum zaten. Hiç öyle sanmıyoruz. Hiçbir ihtiyacım yok, eğleniyorum. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Here it is, kids. | İşte, çocuklar. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Your first Will O Ween. Huh? | İlk Will O Ween'iniz. Selam, Will Amca. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Hey! Andy! | Andy! İşte bu! Laurie... | About a Boy-5 | 2014 | |
| The... uh... the peas. | ...ve bezelyeler. Tuvalete gitmemiz lazım. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Yeah, upstairs. Yeah. | Tamamdır, üst katta. Sakın yere bezelyelemeyin. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Will O Ween is going off, going on all cylinders. | Will O Ween devam ediyor, muhteşem gidiyor. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Check it out. Look. | İyi bak. İşte bu! | About a Boy-5 | 2014 | |
| I got my bro, I got my booze. | Kardeşim yanımda, kafayı çekiyorum. | About a Boy-5 | 2014 | |
| We got two 'ritas, and I think we've got... | İki tane Margarita'mız var ve ayrıca... | About a Boy-5 | 2014 | |
| Just in time, we've got the babes. | ...tam da zamanında, kızlarımız var! Sana bahsettiğim kız buydu. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Wow. Dressed like a doctor though, | Doktor kılığına girmiş, tıpkı Sam gibi. Garip değil mi? Selam, Rachel. Selam. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Nice to see you. You made it. | Seni görmek ne güzel. Gelmişsin. Aslında ben Dr. Rachel'ım. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Do you need me to check your vitals, sir? | Kalbinizi dinlememi ister misiniz, efendim? | About a Boy-5 | 2014 | |
| Hope you don't mind I brought a few of my girlfriends. | Umarım kız arkadaşlarımı getirmemin bir mahsuru yoktur. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Oh, hi. Hello, hello. | Merhaba, merhabalar. Bu en yakın arkadaşım Andy. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Pirates. Who would like a Margarita? | Korsanlar. Kim Margarita ister? | About a Boy-5 | 2014 | |
| Oh. I hope you're not drinking. | Umarım içki içmiyorsundur. Tabii ki de içmiyorum. | About a Boy-5 | 2014 | |
| We're pregnant. Remember? | Hamile olduğumuzu unutmadın, değil mi? Bu kadar çabuk nasıl geldin sen? | About a Boy-5 | 2014 | |
| Oh, I'm everywhere, Andy. | Ben her yerdeyim, Andy. Her yerde. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Oh, are you the lady handing out rocks? | Taş dağıtan bayan siz misiniz? Evet, çocukları üzen taş kalpli benim. | About a Boy-5 | 2014 | |
| I know it was a stupid idea now. | Aptalca bir fikir olduğunu biliyorum. Aslında bayağı güzel bir fikir. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Are you lying? | Yalan mı söylüyorsunuz? Hayır, hem de hiç. | About a Boy-5 | 2014 | |
| I... you know, treats to inspire and instill confidence. | Güven aşılamak ve ilham vermek için kıyak geçmek. | About a Boy-5 | 2014 | |
| I mean, that's... that's something to be saluted, | Takdir edilmesi gereken bir şey. Çok hoşsunuz. | About a Boy-5 | 2014 | |
| 'cause that's exactly what I thought. | Ben de aynen böyle düşündüm. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Except it seemed really to only inspire disappointment | Ama daha çok hayal kırıklığını ve vandalizmi aşıladı. Doğru. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Gosh, well done with the Sherlock Holmes. | Sherlock Holmes çok yakışmış. Ama şu aksanı yapmana gerek yok. Sorun olmaz. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Oh, no, I'm... I'm from London, so it's not... | Hayır, Londralı'yım ben. Yani... Olamaz. Gerçekten. | About a Boy-5 | 2014 | |
| You are? Yeah, I am indeed. | Öyle mi? Evet, kesinlikle. Belki de Londralı olduğum içindir. | About a Boy-5 | 2014 | |
| ♪ that I love London town ♪ | Londra'ya bayılıyorum. | About a Boy-5 | 2014 | |
| ♪ Portobello road ♪ Oh, Chelsea! | Portobello Caddesi'ne. Chelsea'ye! Gerçekten mi? Vesaire vesaire. | About a Boy-5 | 2014 | |
| May... may I? | Alabilir miyim? Tabii. | About a Boy-5 | 2014 | |
| That one. Here you are. | Bu olsun. Al bakalım. Teşekkürler. | About a Boy-5 | 2014 | |
| "Be open to unexpected love and kindness." | "Beklenmedik aşka ve kibarlığa karşı hazır ol." | About a Boy-5 | 2014 | |
| Lovely. Are you a friend | Güzelmiş. Will'in arkadaşı mısın? | About a Boy-5 | 2014 | |
| Oh, no, I'm meeting a friend there, yeah. | Bir arkadaşını tanıyorum. Cadılar Bayramı salakça uydurma bir Amerikan bayramı. | About a Boy-5 | 2014 | |
| I know! Well, I have to say | Aynen! Ama şunu da söylemem lazım. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Great. Yeah. | Harika. Evet. Arap prensesisiniz galiba. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Well done, detective. | Tebrikler, dedektif. Bir Arap prensesini tespit ettiniz. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Thank you, Watson. Princess Watson. | Teşekkürler, Watson. Prenses Watson. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Yeah, maybe I'll... maybe I'll see you in the... | Belki şeyde görüşürüz. Çıkışta. Evet, aynen. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Yeah, yeah. All right. | Pekâlâ, görüşürüz. Görüşürüz. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Excellent. You made it. | Muhteşem! Gelmişsin. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Can you turn the music down, please? | Müziği kısar mısın lütfen? Bunun için mi geldin buraya? | About a Boy-5 | 2014 | |
| Whoa, whoa, whoa. What just happened? | Ne oldu biraz önce? Ne? Sen... Mimardan mı hoşlandın? | About a Boy-5 | 2014 | |
| Is he an architect? | Mimar mı o? Çok etkileyici değil mi? Fevkalade bir meslek. | About a Boy-5 | 2014 | |
| All right, spill, flower lady. | İçini dök bakalım, Çiçek Kız. Dökecek bir şey yok. | About a Boy-5 | 2014 | |
| I mean, he's... he's awfully tall, isn't he? | Dehşet uzun değil mi? Biraz önce dışarıda tanıştım onunla. | About a Boy-5 | 2014 | |
| and, I mean, there may or may not have been a spark. | Bir elektriklenme olmuş da olabilir, olmamış da. Belki de elektrik falan değil... | About a Boy-5 | 2014 | |
| I got to get back to my affirmations. | İfadelerime geri döneyim ben. Hayır, hayır, bekle! Fiona, ciddi misin? | About a Boy-5 | 2014 | |
| Okay, you know what? I have an affirmation for you. | Biliyor musun? Benim de senin için bir ifadem var. | About a Boy-5 | 2014 | |
| You are worthy | On yılda bir de olsa, şeker yemeye... | About a Boy-5 | 2014 |