• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 1996

English Turkish Film Name Film Year Details
Stop looking at my butt. Kıçıma bakmayı kes. Peki. About a Boy-5 2014 info-icon
You cried? Yeah. Ağladın mı? Evet. About a Boy-5 2014 info-icon
See, I don't understand. Anlamıyorum ki. Evet dediyse niye ağladın? About a Boy-5 2014 info-icon
It's been a long time since a man looked at me Biri bana bu gözle bakalı ya da çıkma teklifinde bulunalı uzun zaman oldu. About a Boy-5 2014 info-icon
He makes me so nervous, Beni çok endişelendiriyor. Küçük düşürücü bir şey yapıp randevuyu suya düşüreceğim. About a Boy-5 2014 info-icon
No. Hayır. Tabii sen de benimle gelmezsen. About a Boy-5 2014 info-icon
Yeah, that way, you know, Onu, bir çığlık ya da yaprak üfleyici gibi kafamdan atmayı öğrendim. Böylece, ağlamak gibi küçük düşürücü bir şey yaparsam, sen beni durdurursun. About a Boy-5 2014 info-icon
Of course, of course. When's your date? Olur, tabii. Randevun ne zaman? Yarın gece. Böldüğüm için pardon. About a Boy-5 2014 info-icon
Did you say tomorrow night? Yarın gece mi dedin sen? Hayır, "yarın geceki flört" dedim. About a Boy-5 2014 info-icon
I'm adding "woo" to stuff. Her şeye 'flört' kelimesini ekliyorum. Artık pek de cazip gelmiyor. About a Boy-5 2014 info-icon
We're all going on a double date tomorrow night. Yarın birlikte duble randevuya çıkıyoruz. About a Boy-5 2014 info-icon
Isn't that gonna be so fun? Çok eğlenceli olmaz mı sence de? Hem de nasıl. About a Boy-5 2014 info-icon
We are not going on a double date. Duble randevuya falan çıkmayacağız. About a Boy-5 2014 info-icon
That beautiful woman has spent an entire year Bu güzellik, kendine cinsel set çekebilmek için koskoca bir yıl harcadı... About a Boy-5 2014 info-icon
and I will be damned if I let some other dude ...ve benden önce başka birisi işini görürse lanet ederim. About a Boy-5 2014 info-icon
Reschedule right now. No! Hemen yeniden zamanla. Olmaz! About a Boy-5 2014 info-icon
Chris has already planned a beautiful evening. Chris harika bir gece hazırladı. Piknik yapmak için gezintiye çıkacağız. About a Boy-5 2014 info-icon
Oh, a hike a picnic! Piknik gezintisiymiş! Peki, bak. İkimiz de yetişkin insanlarız. About a Boy-5 2014 info-icon
This is ridiculous. We can coexist on a date. Çok komik bir şey. İkimiz de aynı anda randevuya çıkabiliriz. About a Boy-5 2014 info-icon
We just need ground rules. Okay, fine. Ama bazı temel kurallar lazım. İyi, tamam. About a Boy-5 2014 info-icon
If I'm making a move on Dakota, you stay out of my way. Eğer Dakota'ya karşı harekete geçersem, yolumdan çekileceksin. Anlaşıldı. About a Boy-5 2014 info-icon
Rule, Don't make fun of my clothes. Kural: Kıyafetlerimle alay etme. Dakota ile yaptığım kur hakkında tek kelime etme. About a Boy-5 2014 info-icon
Don't make fun of my hair. Saçımla alay etme. About a Boy-5 2014 info-icon
Once you're all comfortable with Chris, Chris'le rahatına kavuşur kavuşmaz, Dakota'yı bırakırsın ve ben serbest kalırım. About a Boy-5 2014 info-icon
Don't make fun of my jewelry. Takılarımla alay etme. Genel kural, seninle alay etmeyeceğim. About a Boy-5 2014 info-icon
Okay, good. Tamam, güzel. About a Boy-5 2014 info-icon
Okay, those earrings look like creepy, tiny, weird hands. Küpelerin zayıf, korkunç, garip eller gibi gözüküyor. About a Boy-5 2014 info-icon
Hey. Şuna bir bakın. Ahlak polisini arasam iyi olacak. Başlama. About a Boy-5 2014 info-icon
Hello, Andy. Marcus. Merhaba, Andy. Marcus. About a Boy-5 2014 info-icon
Kind of let me get a little more of that out Konuşmama normalden biraz daha uzun süre müsaade ettin sanki. About a Boy-5 2014 info-icon
Yeah, it was uncomfortable for me too. Evet, ben de rahatsız oldum. Ne işi var burada? Fiona'nın işi varmış. About a Boy-5 2014 info-icon
So I said Marcus could spend the evening here with us. "Marcus akşamı bizimle geçirebilir." dedim ben de. Haber versen iyi olurdu. About a Boy-5 2014 info-icon
Ha, it's gonna be great. Harika olacak. Uzun zaman oldu, dostum. Nasıl yani? About a Boy-5 2014 info-icon
I saw you yesterday. You did? Daha dün gördüm seni. Öyle mi? About a Boy-5 2014 info-icon
When you says "see," he means "see" "Gördüm" derken daha kapsamlı bir anlamda söylüyor. About a Boy-5 2014 info-icon
so like, "I see a vision of world peace." "Dünya barışı gözümün önüne geliyor." dermiş gibi. Böyle demek istedi. 1 About a Boy-5 2014 info-icon
No, I mean I saw you yesterday, Hayır, daha dün gördüm seni işte. Will ile birlikte oyun oynuyordun. Hatırladın mı? About a Boy-5 2014 info-icon
You kept screaming, "I am the lord of hand grenades!" "El bombalarının efendisiyim!" diye bağırıp duruyordun. About a Boy-5 2014 info-icon
You were supposed to be minivan shopping yesterday. Senin minivan alışverişi yapıyor olman lazımdı. Alışveriş yapıyordum zaten. About a Boy-5 2014 info-icon
I was doing research. Araştırma yapıyordum. Bu konu "LS"ti, değil mi? About a Boy-5 2014 info-icon
Marcus. What's a DTL? Marcus. LS ne? LS, "Laurie'ye söyleme." demek. About a Boy-5 2014 info-icon
Now that I hear it out loud, Sesli söyleyince fark ettim de, LS de aslında bir LS. About a Boy-5 2014 info-icon
Was that only five miles? 8 kilometre miydi bu yol? Bana daha da kısa geldi. About a Boy-5 2014 info-icon
I saw a couple nice coyotes there. Bir tane çakal çifti gördüm. Çok dost canlısı gözüktüler. About a Boy-5 2014 info-icon
All right, who is ready for some bubbly? Pekâlâ, kim biraz kabarcık ister? Ben isterim. About a Boy-5 2014 info-icon
Let's see if I remember how to do this correctly. Tam olarak nasıl yapıldığını hatırlıyor muyum, bakalım. About a Boy-5 2014 info-icon
One, two... Bir, iki... İşte bu. Alayım. About a Boy-5 2014 info-icon
Do you always drink before you hike? Gezintiden önce içer misin her zaman? Sadece özel gezintilerden önce. About a Boy-5 2014 info-icon
Thank you. There we are. Teşekkür ederim. Buyrun bakalım. About a Boy-5 2014 info-icon
Here's to a perfect date. Bu harika buluşmaya. Şerefe! Şerefe! About a Boy-5 2014 info-icon
That is delicious prosecco. Care for pro seconds? Harika bir prosecco. Prosikkoyu beğendin mi? About a Boy-5 2014 info-icon
Look at that, they're getting along great, right? Baksana, iyice kaynaşıyorlar. İkisinin de berbat bir espri anlayışı var. About a Boy-5 2014 info-icon
What do you say we bag the hike Ne dersin, gezintiyi ekip kendi romantikliğimize bakalım mı? About a Boy-5 2014 info-icon
You know, leave the two nerds with their prosecco puns. Şu iki gıcığı kendi prosecco şakalarıyla baş başa bırakalım. About a Boy-5 2014 info-icon
Come on, it'll be fun. We got me, you, the sunset. Hadi ama, güzel olacak. Sen, ben, gün batımı. About a Boy-5 2014 info-icon
I have to check with Fiona, okay? Fiona'ya sormam lazım, tamam mı? Will ateş için odun bulmama yardım etsene. About a Boy-5 2014 info-icon
So it looks like things are going great. İşler yolunda gidiyor gibi. Evet, sanırım öyle. About a Boy-5 2014 info-icon
How about Will and I skip the hike Will'le ikimiz gezintiyi es geçsek de ikinizi baş başa bıraksak olur mu? About a Boy-5 2014 info-icon
Yeah, I think... I think that would be okay. Evet, sanırım sorun olmaz ya. About a Boy-5 2014 info-icon
And the prosecco is really taking the edge off my anxiety. Prosecco üzerimdeki endişeyi yavaş yavaş alıyor. About a Boy-5 2014 info-icon
Oh, masking your feelings with alcohol. Duygularını alkolle bastırıyorsun. Gurur duyuyorum seninle. Şerefe! Harika. About a Boy-5 2014 info-icon
Okay. Have a blast! Hadi keyfini çıkar. Pekâlâ, bir dakika. Bir şey daha var. About a Boy-5 2014 info-icon
If there's a lull in the conversation, Muhabbet biraz duraklarsa, emniyete almak için ukuleleyi çıkarayım değil mi? About a Boy-5 2014 info-icon
No, you can't uke on a first date. Hayır, ilk buluşmada ukulele çalamazsın. Hatta hiçbirinde çalamazsın, söz ver bana. About a Boy-5 2014 info-icon
Who is ready to get their hike on? Kimler seyahata hazır? Aslında... Biz ikimiz... About a Boy-5 2014 info-icon
I'm ready for us... all four of us to go hiking, Ben hepimiz adına hazırım. Dördümüz hep birlikte gezebiliriz, hep birlikte. About a Boy-5 2014 info-icon
Great. Okay, okay. Muhteşem. Tamam, tamam. Çantasında ukulele var. About a Boy-5 2014 info-icon
A ukulele, Will! So? Ukulele, Will! Ne var ki? Her zaman yanında zaten. About a Boy-5 2014 info-icon
You just broke the rule. I was making a move. Kurala uymadın biraz önce. Harekete geçiyordum. About a Boy-5 2014 info-icon
What? I'm not ready to be left alone. Ne? Yalnız bırakılmaya hazır değilim. Benim kuralım, senin kuralını döver. About a Boy-5 2014 info-icon
What are you... we never talked about trumps. Ne? Hiç böyle bir üstünlükten bahsetmedik. Uzaklaşıyorlar! About a Boy-5 2014 info-icon
Here, and I don't want to hear any complaining. Alın, tek bir zırıltı duymak istemiyorum. Benim makarnamda sos yok. About a Boy-5 2014 info-icon
I get plain sauce, no noodles. Benimkinde sadece sos var, makarna yok. Sürekli isteklerinizi takip edemem ki. About a Boy-5 2014 info-icon
honey, do you see what they're doing right now? Hayatım, ne yaptıklarını görüyor musun? Bilmem, farkında mısınız? About a Boy-5 2014 info-icon
You'll have this one, and you'll have this one, Sen bunu al, sen de bunu. Şimdi herkes istediğini aldı, değil mi? About a Boy-5 2014 info-icon
Wow, Laurie, you're good with kids. Vay be Laurie, çocuklarla aran çok iyi. Gerçekten çok doğal. About a Boy-5 2014 info-icon
Why is Andy the one who stays home? Neden evden çıkmayan kişi Andy ki? Çünkü, Marcus, Laurie işini seviyor. About a Boy-5 2014 info-icon
That's why Andy stays at home. Bu yüzden, Andy evde kalıyor. Aslında o kadar da basit değil. About a Boy-5 2014 info-icon
I don't love working 60 hours a week Haftanın 60 saati çalışıp da çocuklarımı görmemek pek de hoşuma gitmiyor. About a Boy-5 2014 info-icon
But you do love going to a quiet office Ama her gün, herkesin kendi kıçını sildiği, sessiz ofisine gitmek hoşuna gidiyor. About a Boy-5 2014 info-icon
I know I would like that. It's true. Bu benim hoşuma giderdi açıkçası. Doğru söylüyor. About a Boy-5 2014 info-icon
I once heard Andy tell Will that letting you have a career Bir keresinde, Andy'yi Will'e hayatındaki en zor kararın... About a Boy-5 2014 info-icon
was the toughest decision he ever made. ...senin kariyer yapmana müsaade etmek olduğunu söylerken duydum. About a Boy-5 2014 info-icon
This guy. Oh, letting me have a career. Bu çocuk yok mu. Kariyer sahibi olmama müsaade ediyorsun demek. About a Boy-5 2014 info-icon
Did Andy also tell Will Will'e, çocukları bırakıp gitmemin yüreğimi paramparça ettiğini de söyledi mi? About a Boy-5 2014 info-icon
The way I'm gonna rip his heart out right now. Tıpkı onun yüreğini paramparça edeceğim gibi. About a Boy-5 2014 info-icon
All right, guys. Careful. Pekâlâ, millet. Dikkatli olun. Teşekkür ederim. Evet. About a Boy-5 2014 info-icon
Wow. All right. İşte bu. Çıkmaz yol. Hadi geri dönüp bir şeyler yiyelim. About a Boy-5 2014 info-icon
You know, it doesn't look so bad. Çok da kötü gözükmüyor. Ben bir bakayım. Dikkatli ol. About a Boy-5 2014 info-icon
Here, milady. Ooh. Buyrun, leydim. Tutun ucundan. İşte böyle. Teşekkür ederim. About a Boy-5 2014 info-icon
He is so chivalrous. He's a pun with a stick. Biraz canınız yanabilir. Çünkü kalbiniz de orada. Ne kadar centilmen biri. Çubuklu bir kelime oyunu bence. About a Boy-5 2014 info-icon
You can hold onto the stick the whole way. Geçene kadar çubuğa tutunabilirsin. Peki. About a Boy-5 2014 info-icon
I'm gonna go first. İlk ben geçerim. Bir centilmen her zaman önden gider. About a Boy-5 2014 info-icon
Here you go, man. I'm good. Tut bakalım, adamım. İyiyim böyle. Emin misin? About a Boy-5 2014 info-icon
Those dress shoes don't really look like Bu ayakkabılar pek de yürüyüşe uygunmuş gibi gözükmüyor. About a Boy-5 2014 info-icon
I'll have you know these dress shoes Aklında bulunsun, bunlar İtalyan tasarımı Chukka botları. About a Boy-5 2014 info-icon
and they are military inspired, my friend. Ordudan esinlenerek üretilmiş, dostum. Ordudan... About a Boy-5 2014 info-icon
This is a bit excessive, don't you think? Sizce de biraz aşırıya kaçmadı mı bu? Yürüyebilirim. Kahramanlık taslama, Will. About a Boy-5 2014 info-icon
You know, after university, Üniversiteden sonra, Keşmir'deki Büyük Göller çevresinde yürüyüşe çıktım. About a Boy-5 2014 info-icon
and it was wonderful up until the hookworms, Her şey de mükemmeldi, ta ki kancalı kurtlar çıkana kadar. Küçük sinsi alçaklar. About a Boy-5 2014 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 1991
  • 1992
  • 1993
  • 1994
  • 1995
  • 1996
  • 1997
  • 1998
  • 1999
  • 2000
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact