Search
English Turkish Sentence Translations Page 1999
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| That's like a lottery winner hating his lottery ticket. | Büyük ödülü kazanmışsın ama piyangodan nefret ediyormuşsun gibi. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Hey, Will. Hey. | Selam Will. Selam. | About a Boy-5 | 2014 | |
| My mom says I'm with you today because of the whole | Annem, şişman adamla ilgili fiyaskodan dolayı bütün gün seninle olacağımı söyledi. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Oh, sorry, but no, I'm on a mission. | Kusura bakma ama işim var. | About a Boy-5 | 2014 | |
| It's not a request. My mom doesn't think you're | Ricada bulunmadık ki. Annem bu aralar... | About a Boy-5 | 2014 | |
| very stable right now, so I'm on suicide watch. | ...pek sağlam olduğunu düşünmüyor. İntihar kontrolündeyim o yüzden. | About a Boy-5 | 2014 | |
| I'm your sanity elf. Hmm. | Ben senin sağlık cininim. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Okay, you can be my sanity elf if you can find my keys. | Anahtarlarımı bulursan sağlık cinim olabilirsin. Sol cebine bak. | About a Boy-5 | 2014 | |
| I all ready checked my left pocket... | Çoktan baktım sol cebime... Mükemmel, şimdiden uyum sağladınız bile. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Oh, hey mom. Hello, darling. | Merhaba anne. Merhaba tatlım. Gidelim. Çabuk ol. | About a Boy-5 | 2014 | |
| So if you find these hand written lyrics | Yani elle yazılmış sözleri bulursan şarkıyı tek başına yazdığını kanıtlayabileceksin. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Uh, exactly. | Aynen öyle. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Yes. So you can keep the money, | Böylece her ne kadar şarkıdan nefret etsen de para sana kalacak. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Now, you are getting it. Oh, ho, ho, there it is! | Şimdi anlamaya başladın işte. İşte burası. Bura neresi ya? | About a Boy-5 | 2014 | |
| That, miniature Tim, is where my band, sriracha, | Bu minyatür Tim'de grubum Sriracha... | About a Boy-5 | 2014 | |
| lived, and rehearsed, and partied, and did lots | ...birlikte oturdu, provalar yaptı, partiler verdi ve daha nicelerini yaptı. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Have you ever approached the city about making this place | Sit alanı olması için girişimde bulundun mu hiç? | About a Boy-5 | 2014 | |
| Tried to. A little too much paperwork. | Denedim ama bayağı bir evrak lazım. | About a Boy-5 | 2014 | |
| May I help you? | Nasıl yardımcı olabilirim? Biraz garip bir isteğim olacaktı. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Oh, my God. | Yok artık! Sriracha'dan Will Freeman'sın sen! | About a Boy-5 | 2014 | |
| Yeah. Yo, come on in, man. | Aynen. Gel dostum. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Guys, guys. Will Freeman, the heart and soul | Beyler, beyler... Sriracha'nın kalbi, Sriracha'nın ruhu geldi. Selam millet. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Hey, thank you. Oh sweet... | Çok sağ olun. Ne kadar... Yok, yok, yok. Bira içemezsin. 1 | About a Boy-5 | 2014 | |
| Just let me hold it, it's Christmas. | Elimde tutayım sadece. Noel bugün. Tamam, takıl kafana göre. | About a Boy-5 | 2014 | |
| This my band, bro. We got Anton, Pete, c.J. | Karşındaki benim grubum ahbap. Anton, Pete, C.J. | About a Boy-5 | 2014 | |
| C.J., we had a t.J. That's nuts. | C.J. mi? Bizde de T.J. vardı. Manyaklık. Grubunuz resmen bir ilah bizim için. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Oh, that's awesome, look at you, you got the posters. | Mükemmel bir şey. Baksanıza. Posterimizi bile asmışsınız. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Whatever happened to you guys, man? | Size ne oldu ki böyle? | About a Boy-5 | 2014 | |
| Things... I don't know, the... the, I don't know, | Oldu işte bir şeyler. Bilmiyorum. Bilemiyorum. Hayat işte. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Yeah, the band broke up... I'm not sure, exactly, when. | Sonra da grup dağılıverdi. Tam zamanını hatırlayamıyorum. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Oh, as the chief editor of sriracha's Wikipedia page, | Sriracha'nın Wikipedia editörü olarak bu konuda yardımcı olabilirim. | About a Boy-5 | 2014 | |
| The last known concert appearance by sriracha | Sriracha'nın bilinen son konseri 19 Şubat 2005'te idi. | About a Boy-5 | 2014 | |
| There you go. Yeah, yeah. | İşte bu kadar. Aynen, aynen. | About a Boy-5 | 2014 | |
| So what've you guys been doin' since, huh? | O zamandan beri ne yapıyorsunuz? Oradan buradan. Pek bir şey yok. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Oh, as chief editor of Will Freeman's Wikipedia page, | Will Freeman'ın Wikipedia editörü olarak bu konuda da yardımcı olabilirim. | About a Boy-5 | 2014 | |
| I don't think these guys wanna hear about the boring details | Sriracha'dan sonraki sıkıcı hayatımı duymak istediklerini hiç sanmıyorum Marcus. | About a Boy-5 | 2014 | |
| You wroterunaway sleigh? | Kaçak Kızak'ı sen mi yazdın? | About a Boy-5 | 2014 | |
| I'm not sure if that's a good thing or a bad thing, | İyi bir şey mi kötü bir şey mi bilmiyorum ama evet, ben yazdım. İhanet ettin! | About a Boy-5 | 2014 | |
| Bad thing, yeah, I was kinda leaning that direction. | Kötü etmişim. Bu yönde ilerliyordum biraz. Sriracha'yı parçalamışsın. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Uh,runaway sleighhad nothing to do with sriracha breaking up. | Kaçak Kızak'ın grubun dağılmasıyla hiçbir alâkası yok. Defol! | About a Boy-5 | 2014 | |
| Okay, well this has been horrific. | Amma da korkunç bir hâle geldi. Çatı katınıza çıkıp birkaç tane kutuyu alacağım. | About a Boy-5 | 2014 | |
| No, there's nothing up in the attic, bro. | Çatı katında hiçbir şey yok ki dostum. | About a Boy-5 | 2014 | |
| This woman came by about a year ago, cleared out all the boxes. | 1 yıl önce kadının teki geldi. Her şeyi aldı, götürdü. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Yeah, milady said she used to play tambourine for you guys. | Leydimin söylediğine göre sizin grubunuzda tef çalıyormuş. Pekâlâ. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Out of the house, sellout. | Defol buradan, ihanetçi seni! Benimkini aldın da çocuğun birasını almayacak mısın? | About a Boy-5 | 2014 | |
| I'm not gonna take the kid's beer, | Almayacağım tabii ki. Sriracha'yı o dağıtmadı. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Stop, the sign on the door says "closed." | Durun. Kapıdaki tabelada "kapalı" yazıyor. Evet ama kapı açıktı. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Well, most of our customers can read. | Müşterilerimizin çoğu okumayı biliyor ama. Yazık olmuş ya, değil mi? | About a Boy-5 | 2014 | |
| Now, we need a snow machine, that's all we need. | Kar makinesi lazım bize. Tek ihtiyacımız bu. | About a Boy-5 | 2014 | |
| It's Christmas Eve, the snow machines have been sold out | Noel arifesindeyiz. Makineler haftalar önce satıldı. Öyledir ama dinle bir. | About a Boy-5 | 2014 | |
| My son is starting not to believe in the magic | Oğlum, Noel'in büyüleyiciliğine inanmamaya başladı. O yüzden... | About a Boy-5 | 2014 | |
| a white Christmas here in California, | ...Kaliforniya'da bembeyaz bir Noel yaşatabilirsem inancını geri getirebilirim. | About a Boy-5 | 2014 | |
| So please, you have to sell me or rent me a snow machine. | Lütfen, bir makineyi bana satın ya da kiralık olarak verin. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Please. And what about that baby, | Yalvarıyorum. Şuradaki bebek ne? İade edildi o. | About a Boy-5 | 2014 | |
| It burnt someone's garage down | O şey, birinin garajını küle çevirmiş. Peki ama onu onarabilirsin, değil mi? | About a Boy-5 | 2014 | |
| You could fix it with your tool belt, handy Andy Andy, come on. | Alet takımınla düzeltebilirsin, Pratik Andy Andy, hadi ama. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Come on, with your little tool belt? | Alet takımınla iki oyna tamam mı? | About a Boy-5 | 2014 | |
| How... how big of a fire are we talking about? | Ne kadar... Ne kadar büyük bir yangından bahsediyoruz? | About a Boy-5 | 2014 | |
| Okay, so it's true debby caruso played a little | Pekâlâ, Debby Caruso, Sriracha'da iken... | About a Boy-5 | 2014 | |
| tambo for sriracha, but let's just say she was more like | ...az da olsa tef çalmış olabilir ama aslına bakarsan daha çok kucağımda takılıyordu. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Supermodel's face, dancer's body, | Model gibi yüzüyle, kıvrak vücuduyla, tarzıyla Audrey Hepburn'e benziyor. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Oh, I'm looking for debb caruso? | Debb Caruso'ya bakmıştım ama? Aman Tanrım, Will! | About a Boy-5 | 2014 | |
| Debb... What did you do to debb? | Debb... Ne yaptın Debb'e? | About a Boy-5 | 2014 | |
| Oh, what are you doing here, come inside, come inside. | Ne arıyorsun burada, gir içeri, içeri gir. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Kids, come here, come here! | Çocuklar, gelin buraya, hadi gelin! | About a Boy-5 | 2014 | |
| You're not going to believe it, this is my old bandmate, Will. | Buna inanamayacaksınız. Bu, eski gruptan arkadaşım Will. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Kids, this is Will Freeman, mommy's special friend | Will Freeman, babanızdan önce... | About a Boy-5 | 2014 | |
| from before daddy. | ...annenizin özel bir arkadaşıydı çocuklar. | About a Boy-5 | 2014 | |
| That's kind of icky. | Çok iğrenç bir şeydi. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Hi. Oh, hi. | Merhaba. Merhaba. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Hi, bill, this is Will Freeman. | Merhaba Bill, bu Will Freeman. | About a Boy-5 | 2014 | |
| I was just telling your wife how highly Will speaks of her. | Tam da Will'in, karından ne kadar da övgüyle bahsettiğini anlatıyordum. | About a Boy-5 | 2014 | |
| He said she breaks records for endurance. | Karının dayanıklılık rekoru kırdığından bahsediyordu. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Running partners, five ks. | Beş kilometrede koşu partneriydik. On kilometreye bedeldi sanki, Will. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Did you find a picture frame with the oldrunaway sleigh | Kaçak kızak parçasının sözlerinin yer aldığı bir resim çerçevesi... | About a Boy-5 | 2014 | |
| lyrics in them? Oh, I sold them on ebay. | ...geçti mi eline? Onları eBay sitesinde satmıştım. | About a Boy-5 | 2014 | |
| You sold my lyrics on ebay? | Bana ait sözleri eBay'de mi sattın yani? | About a Boy-5 | 2014 | |
| You know what, I might have the fedex receipt | Şöyle yapalım, eBay gelen kutumda FedEx'ten gelen... | About a Boy-5 | 2014 | |
| in my ebay box, I'll go and look, okay? | ...alındı maili var mı kontrol edeyim, tamam mı? | About a Boy-5 | 2014 | |
| Okay, great. Hey, Will, | Tamam, süper olur. Will, Kaçak Kızak'tan çocuklarıma... | About a Boy-5 | 2014 | |
| from runaway sleigh for my kids? | ...birkaç kuple mırıldanmaya ne dersin? Tabii ki de olmaz. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Oh, hey, now I understand why you hate Christmas. | Noel'den neden nefret ettiğini şimdi daha iyi anlıyorum. | About a Boy-5 | 2014 | |
| You hate Christmas because you hate runaway sleigh, | Kaçak Kızak'tan nefret ettiğin için Noel'i de sevmiyorsun. | About a Boy-5 | 2014 | |
| and you hate runaway sleigh because it just reminds you | Sana ne kadar zaman geçtiğini hatırlattığı için de Kaçak Kızak'tan nefret ediyorsun. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Everybody's moved on with their lives but you're just kind of | Herkes kendi hayatına devam ederken sen boşlukta sıkışıp kalmış gibisin. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Wrong again. | Yine yanlış cevap. Pekâlâ. | About a Boy-5 | 2014 | |
| 812...Hill grass Avenue. | 812... Çim Tepesi Caddesi. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Where are we, Will? | Nereye geldik, Will? | About a Boy-5 | 2014 | |
| Might wanna stay outside for this one, Marcus. | Bu sefer dışarıda beklemeyi tercih edebilirsin, Marcus. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Look what the cat dragged in. | Aman da aman kimleri görüyorum! | About a Boy-5 | 2014 | |
| O.M.G. You're Will's dad. | Aman Tanrım! Sen de Will'in babasısın. Gözümün önünde tarih yazılıyor resmen. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Great penmanship, by the way. | Hem de büyük harflerle. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Oh, can you guys pose, cause I'm gonna take a little picky | Hadi bir poz verin beyler, Wikipedia için en güzelini çekmem lazım. | About a Boy-5 | 2014 | |
| for the wiki. Marcus, we're not gonna pose. | Marcus, poz falan vermeyeceğiz. Samimi bir poz olması daha iyi hatta. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Let me guess, his mom was a groupie and he's my grandson. | Dur tahmin edeyim, o benim torunum ve annesi de bir hayrandı. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Good one. No, he's my neighbor's kid. | İyi tahmindi ama yanıldın, o komşumun çocuğu. | About a Boy-5 | 2014 | |
| Look, I really don't want to be here, | Bak, burada olmayı hiç istemiyorum. | About a Boy-5 | 2014 | |
| and I'm obviously interrupting a super weird party, | Belli ki enteresan bir partiyi bölüyorum. Bu yüzden direkt sadede geleceğim. | About a Boy-5 | 2014 | |
| I need my runaway sleigh lyrics. Somebody at this address | Bana "Kaçak Kızak" parçamın sözleri lazım. Birileri onları bu adrese satmış. | About a Boy-5 | 2014 | |
| bought them. I'm assuming it was mom | Annemin, sen evliliğini mahvetmeden ve... | About a Boy-5 | 2014 |