Search
English Turkish Sentence Translations Page 245
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Looks like a really nice place to relax and do crack. | Dinlenmek ve çene çalmak için cidden harika bir yer gibi görünüyor. Dinlenmek ve çene çalmak için cidden harika bir yer gibi görünüyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It is. | Öyledir. Öyledir. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I gotta go, I'm gonna be late for my other job in the city. | Gitmem gerek, şehirdeki diğer işime geç kalacağım yoksa. Gitmem gerek, şehirdeki diğer işime geç kalacağım yoksa. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You have two jobs? | İki tane mi işin var? İki tane mi işin var? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yes, I babysit for a Manhattan socialite diva. | Evet, Manhattan'lı bir sosyetik diva için bebek bakıcılığı yapıyorum. Evet, Manhattan'lı bir sosyetik diva için bebek bakıcılığı yapıyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Now I have a set. | Şimdi yola çıkmam gerek. Şimdi yola çıkmam gerek. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Sorry I'm late. | Üzgünüm geciktim. Üzgünüm geciktim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, thank God you're here, | Tanrıya şükür geldin, Tanrıya şükür geldin, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
there is a bridge and tunnel smell | ...bebeklerden gelen beni iyice strese sokan aşırı bir köprü ve tünel kokusu var. ...bebeklerden gelen beni iyice strese sokan aşırı bir köprü ve tünel kokusu var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Their diapers probably need to be changed. | Muhtemelen bezlerinin değiştirilmesi gerekiyor. Muhtemelen bezlerinin değiştirilmesi gerekiyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Again? I swear, the morning nanny just did that. | Yine mi? Yemin ederim, dadı daha sabah değiştirdi. Yine mi? Yemin ederim, dadı daha sabah değiştirdi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Motherhood is for reals. | Annelik zor zanaat. Annelik zor zanaat. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, remind me, what's my Twitter password? | Max, Twitter şifremi hatırlatır mısın? Max, Twitter şifremi hatırlatır mısın? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Twitter password. | Twitter şifresi. Twitter şifresi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yes! | Evet! Evet! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hi, Brad. Hi, Angelina. | Selam, Brad. Selam, Angelina. Selam, Brad. Selam, Angelina. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, I need to tell you something because we're family. | Max, sana söylemem gereken bir şey var, çünkü biz bir aileyiz. Max, sana söylemem gereken bir şey var, çünkü biz bir aileyiz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Now get me room temperature water and come over here. | Şimdi bana oda sıcaklığında bi' su ayarla ve buraya gel. Şimdi bana oda sıcaklığında bi' su ayarla ve buraya gel. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We are victims of the Channing Ponzi scheme. | Channing Ponzi komplosunun mağdurlarıyız. Channing Ponzi komplosunun mağdurlarıyız. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Me, David, and Brangelina. | Ben, David, ve Brangelina. Ben, David, ve Brangelina. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
How much money did you lose? | Ne kadar para kaybettiniz? Ne kadar para kaybettiniz? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hold my hands. | Elimi tut. Elimi tut. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Nothing. | Hiç kaybetmedik. Hiç kaybetmedik. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
But it really scared me. | Ama beni cidden çok korkuttu. Ama beni cidden çok korkuttu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Open that? | Şunu açar mısın? Şunu açar mısın? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
So do you know Caroline Channing? | Peki, Caroline Channing'i tanıyor musun? Peki, Caroline Channing'i tanıyor musun? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, but she lost everything. | Hayır, ama her şeyini kaybetti. Hayır, ama her şeyini kaybetti. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
She has no money. | Hiç parası yok. Hiç parası yok. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Can you imagine having no money? | Hiç paran olmadığını hayal edebiliyor musun? Hiç paran olmadığını hayal edebiliyor musun? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I mean, you wouldn't even have any money. | Yani, hiç paran olmazdı yahu. Yani, hiç paran olmazdı yahu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You should twit that. | Bunu twit'lemelisin. Bunu twit'lemelisin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And no one will even talk to her. | Ve kimse de onunla konuşmuyor. Ve kimse de onunla konuşmuyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I heard she went to six different friends' houses | Kalmak için altı farklı arkadaşının evine gittiğini, Kalmak için altı farklı arkadaşının evine gittiğini, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
That's not cool. Yeah. | Bu çok kötü. Evet. Bu çok kötü. Evet. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
That's really sad. So sad. | Cidden acı bir durum. Çok acı. Cidden acı bir durum. Çok acı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Breaks my heart. | Kalbim parçalanıyor. Kalbim parçalanıyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I guess motherhood has really opened me up emotionally. | Sanırım annelik gerçekten benim duygusallığımı deşti. Sanırım annelik gerçekten benim duygusallığımı deşti. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, I need to hold one of the babies, | Max, bebeklerden birini kucaklamam gerek, Max, bebeklerden birini kucaklamam gerek, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
bring me one. | ...getir birini. ...getir birini. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, the other one. That's not the good one. | Onu değil, ötekini. İyi olan bu değil. Onu değil, ötekini. İyi olan bu değil. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hello. | Merhaba. Merhaba. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, hi. Oh, I'm so sorry if I woke you up. | Selam. Eğer seni uyandırdıysam özür dilerim. Selam. Eğer seni uyandırdıysam özür dilerim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm Max's friend. Uh, don't tell her I said that. | Max'in arkadaşıyım. Böyle dediğimi ona söyleme. Max'in arkadaşıyım. Böyle dediğimi ona söyleme. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I have a feeling if she heard me call her my friend, | Ona arkadaşım dediğimi duyarsa, Ona arkadaşım dediğimi duyarsa, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
she'd stab me. | ...beni bıçaklarmış gibi geliyor. ...beni bıçaklarmış gibi geliyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What are you doin' over there? | Ne yapıyorsun orada? Ne yapıyorsun orada? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Just washing my uniform, | Yalnızca iş elbisemi yıkıyordum, Yalnızca iş elbisemi yıkıyordum, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
trying to make it a little more cute | ...onu biraz daha sevimli ve daha az itici bir hale getirmeye çalışıyorum. ...onu biraz daha sevimli ve daha az itici bir hale getirmeye çalışıyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, watch out! | Dikkat et! Dikkat et! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh! Sorry, oh, my... | Özür dilerim, aman Özür dilerim, aman | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
do you have a towel or a rag? No, I... I got it. | Bir havlun ya da bezin var mı? Hayır, ben... Ben hallederim. Bir havlun ya da bezin var mı? Hayır, ben... Ben hallederim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, okay. | Pekâlâ. Pekâlâ. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm Robbie. | Ben Robbie. Ben Robbie. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm uncomfortable. | Ben de hiç rahat değilim. Ben de hiç rahat değilim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You're getting me wet. | Şu an azdırıyorsun beni. Şu an azdırıyorsun beni. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
That's the point. | Amaç da o zaten. Amaç da o zaten. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You're Max's boyfriend. | Sen Max'in erkek arkadaşısın. Sen Max'in erkek arkadaşısın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's cool. | Ne güzel işte. Ne güzel işte. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, it's not. Back up, Jersey shore. | Hayır, değil. Geri çekil, Jersey sahili. Hayır, değil. Geri çekil, Jersey sahili. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You're pathetic, | Durumun acınası, Durumun acınası, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and that's coming from someone who's homeless | ...ve bu söz işçi bayramından sonra da beyaz giyen evsiz birinden geliyor. ...ve bu söz işçi bayramından sonra da beyaz giyen evsiz birinden geliyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And I've seen better. | Bu arada, daha iyilerini de görmüştüm. Bu arada, daha iyilerini de görmüştüm. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, you haven't. | Hayır, görmedin. Hayır, görmedin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh. Um, I wanted to get here early to marry the ketchups. | Erkenden gelip ketçapları birleştirmek istedim. Erkenden gelip ketçapları birleştirmek istedim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Listen, I heard something | Bak, bugün seninle ilgili cidden üzücü şeyler duydum. Bak, bugün seninle ilgili cidden üzücü şeyler duydum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What did he say, that I came on to him? | Sana ne söyledi, benim ona asıldığımı mı? Sana ne söyledi, benim ona asıldığımı mı? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Him who? | O kim? O kim? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Him, Robbie? | O dediğin, Robbie mi? O dediğin, Robbie mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's none of my business, | Bu beni ilgilendirmez, Bu beni ilgilendirmez, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
but you deserve better than that guy. | ...ama o adamdan daha iyisini hak ediyorsun. ...ama o adamdan daha iyisini hak ediyorsun. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yeah, it is none of your business. | Evet, bu seni ilgilendirmez. Hadi ben tamam da sen, hiç sanmam. Evet, bu seni ilgilendirmez. Hadi ben tamam da sen, hiç sanmam. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Ooh, I was just starting to feel sorry for you. | Tam da senin için üzüldüğümü söylemeye başlamıştım. Tam da senin için üzüldüğümü söylemeye başlamıştım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm just saying, you're worth more than that. | Ben de tam, bundan daha fazlasını hak ediyorsun diyordum. Ben de tam, bundan daha fazlasını hak ediyorsun diyordum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What, I'm supposed to believe you about this? | Ne yani, şimdi bu konuda sana inanmam mı gerekiyor? Ne yani, şimdi bu konuda sana inanmam mı gerekiyor? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
The person who lied on their resume, | Geçmişleriyle ilgili yalan söyleyen, Geçmişleriyle ilgili yalan söyleyen, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and lied about the cupcakes... you're a liar. | ...ve çörekler hakkında yalan söyleyen kişiye sen bir yalancısın. ...ve çörekler hakkında yalan söyleyen kişiye sen bir yalancısın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm just trying to help. You know what? | Sadece yardım etmeye çalışıyordum. Ne var biliyor musun? Sadece yardım etmeye çalışıyordum. Ne var biliyor musun? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Since you seem to know so much about everything, | Madem ki her şey hakkında çok şey biliyorsun, Madem ki her şey hakkında çok şey biliyorsun, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
why don't you take your wharton degree, | ...o halde Wharton diplomanı, ...o halde Wharton diplomanı, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and your ridiculous coat, and figure this all out yourself. | ...ve şu saçma ceketini alıp, tüm bu işleri kendin hallet. ...ve şu saçma ceketini alıp, tüm bu işleri kendin hallet. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max. | Max! Max! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, wait. Oh, look, | Max, bekle! Baksana, Max, bekle! Baksana, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
the arcade fire concert just let out across the street, | ...caddenin karşısındaki The Arcade Fire* konseri sona ermiş, ...caddenin karşısındaki The Arcade Fire* konseri sona ermiş, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
good luck with that. | ...sana iyi şanslar. ...sana iyi şanslar. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
She's coming back, right? | Geri gelecek, değil mi? Geri gelecek, değil mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
She's not gonna leave me here alone | Restoran tıka basa doluyken... Restoran tıka basa doluyken... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
with a restaurant full of people? | ...beni burada yalnız bırakmaz, değil mi? ...beni burada yalnız bırakmaz, değil mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Let me put it to you this way. | Müsaadenle sana şöyle açıklayayım. Müsaadenle sana şöyle açıklayayım. Tamamdır. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You might as well be | Sen bile Schwarzenegger'in evinde bir gece hizmetçi olabilirsin. Sen bile Schwarzenegger'in evinde bir gece hizmetçi olabilirsin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You got screwed. | Boku yedin. Boku yedin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh. Oh, yeah. | Oh. Evet. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
That feels so good. | Bu çok iyi hissettiriyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Now put your tambourine around it. | Şimdi de tef*ini onun etrafına yerleştir. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hi, honey, I'm home. | Selam, tatlım, ben geldim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I want you gone by the time I get back. | Geri döndüğümde evden gitmiş olmanı istiyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Babe! Babe, I can explain. | Bebeğim! Bebeğim, açıklayabilirim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You weren't supposed to be home. | Evde olmaman gerekiyordu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
People say I deserve better than you. | İnsanlar senden daha iyisini hak ettiğimi söylüyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
She went to Wharton | O Wharton da okudu, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and Switzerland. | ...ve İsviçreye gitmiş. | 2 Broke Girls-1 | 2011 |