Search
English Turkish Sentence Translations Page 246
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Yo, yo. Look at that. | Hey, hey. Şuna bak. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
That girl is workin' harder | Bu kız bir çift kol düğmesini bir araya getirmeye çalışan... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Here, let me help you with that. | İşte geldim, dur da sana yardım edeyim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I don't need any help. | Yardıma ihtiyacım yok benim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Everyone needs help sometimes. | Herkesin bazen yardıma ihtiyacı olur. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
This isn't what I ordered. | Benim siparişim bu değil. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
This is Caroline. | Bu Caroline. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
She may have gotten your order wrong, | Siparişinizi yanlış getirmiş olabilir, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
but she does get some things right. | ...ama bazı şeyleri de yoluna koydu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, thank you. | Hayır, ben teşekkür ederim. Her şey mümkün. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What'd you see in that guy, anyway? | Söylesene o adamda ne buluyorsun? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
He had these muscle thingies. | O kas şeyleri var ya hani. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, those things? Yeah. | O şeyleri mi diyorsun? Evet. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I don't know what those are called, | Onlara ne dendiğini bilmiyorum, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
but they make smart girls stupid. | ...ama zeki kızları aptallaştırıyor işte. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max! | Max! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and my heart broke in half. | ...ve kalbim ikiye ayrıldı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You know what, Oleg? | Ne var biliyor musun, Oleg? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I needed that. | Buna ihtiyacım vardı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
So, um... | Şey... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I need a roommate, if you want to crash. | Bir oda arkadaşına ihtiyacım var, eğer olur ben de kalmak istersen. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Not gonna lie, the subway's cleaner than your couch. | Yalan söylemeyeceğim, metro senin kanependen daha temiz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Wow. | Vay be! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I just felt myself starting to like you. | Ben de senden hoşlanmaya başladığımı hissetmiştim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Really? Because I really feel like we could... | Sahi mi? Çünkü ben de ikimizin birlikte... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I knew that wouldn't last. | Bunun geçen seferki gibi olmayacağını biliyordum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Come on. | Yürü hadi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Tomorrow we can go into the city | Yarın şehre gidip eşyalarının geri kalanını alabiliriz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What, you have nothing that you care about that we can get? | Ne yani, senin için önemli olan, alabileceğimiz hiçbir şey yok mu? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, there is one thing. | Aslında, bir şey var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
The weirdest thing is that nobody stopped us. | En garibiyse kimsenin bizi durdurmamış olması. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm gonna save a fortune, | Onu bir ahır yerine burada tutarak bir servet kurtaracağım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
When did you put this whole horse in my yard thing together? | Bu koca atı benim avluma hangi arada soktun sahi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I can't help it. | Ne yapabilirdim ki? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I see an opportunity, and I make it happen, | Bunu bir fırsat olarak gördüm, ve değerlendirdim, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
like with your cupcakes. | ...tıpkı çöreklerimizde olduğu gibi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Like what with my cupcakes? | Tıpkı benim çöreklerimde olduğu gibi yani? Şuradaki yeni erkek arkadaşımdan gözümü alamıyordum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Ready? To open a bake shop, | Hazır mısın? Bir pastane açmak için, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
all we need is 250 grand start up money, | ...tüm ihtiyacımız olan bir yer tutmak ve temel ekipmanlar için... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
for the real estate, and the basic equipment... | ... 250 bin dolar sermaye | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
yeah. Oh. | Öyle mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
250 grand, that's all? Yeah. | 250 bin dolar demek, hepsi bu mu? Evet. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hear me out. | Dinle bak! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
If we both worked two jobs and made $2,000 a week, | Eğer ikimiz birden çalışır ve haftada 2,000 dolar kazanırsak, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
we could open a cupcake business in a little over a year. | ...bir yıldan az bir sürede bir çörek dükkânı açabiliriz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
In the past two days, we've made $387, | Geçen iki günde, 387 dolar kazandık, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and that's a good start. | ...ve bu iyi bir başlangıç. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We can make extra money at other jobs, | Başka işlerde çalışarak ekstradan da para kazanabiliriz, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
like publicists, advertising executives... | ...tıpkı reklam yöneticileri gibi ya da gazeteciler | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
janitors, drug mules. | ...kapıcılar, uyuşturucu satıcıları. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We really need to work on your self esteem. | Özgüvenin üstünde cidden çalışmamız gerek. burakettin Burak Sezgin burakettin Burak Sezgin | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You, cupcakes, me, business background, | Sen, çörekler, ben, iş deneyimi, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
us, success. What do you think? | ...biz, başarı. Ne düşünüyorsun? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I think you have a horse. | Bir atın olduğunu düşünüyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I think we have a horse. | Ben de bir atımız olduğunu düşünüyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hi, ready to order? | Merhaba, siparişinizi vermeye hazır mısınız? Merhaba, siparişinizi vermeye hazır mısınız? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Do you have anything that's really special? | Özel olan herhangi bir şeyiniz var mı? Özel olan herhangi bir şeyiniz var mı? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Not according to my high school guidance counselor. | Lisedeki rehberlik hocama göre yok. Lisedeki rehberlik hocama göre yok. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'll have the veggie plate. | Ben sebze tabağı alacağım. Ben sebze tabağı alacağım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
But instead of beets, I want kale. | Ama pancar yerine, lahana istiyorum. Ama pancar yerine, lahana istiyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And instead of broccoli, more kale. | Ayrıca brokoli yerine, daha fazla lahana istiyorum. Ayrıca brokoli yerine, daha fazla lahana istiyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I want the veggies steamed. | Sebzeler buharda olsun istiyorum. Sebzeler buharda olsun istiyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And instead of dressing, I want lemons. | Ve sos yerine, limon istiyorum. Ve sos yerine, limon istiyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Don't you need to write this down? 1 | Bunu yazman gerekmiyor mu? 1 Bunu yazman gerekmiyor mu? 1 | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm afraid if I start writing that down, | Bunu yazmaya başlarsam eğer,.. Bunu yazmaya başlarsam eğer,.. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
it'll turn into a suicide note. | ...bir intihar notuna dönüşmesinden korkuyorum. ...bir intihar notuna dönüşmesinden korkuyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm assuming this table's gonna have | Bu isteklerin, bu masada... Bu isteklerin, bu masada... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
a lot more of those requests. | ...daha fazla olacağını varsayıyorum. ...daha fazla olacağını varsayıyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yes, I could tell by the hats. | Evet, şapkalara dayanarak böyle diyebilirim. Evet, şapkalara dayanarak böyle diyebilirim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Earl, I have something new I want you to try. | Earl, denemeni istediğim yeni bir şeyim var. Earl, denemeni istediğim yeni bir şeyim var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
That's the exact same sentence | Bu kesinlikle, 80'lerde beni... Bu kesinlikle, 80'lerde beni... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
that got me hooked on cocaine in the '80s. | ...kokain bağımlısı yapan cümleyle tamamen aynı cümle. ...kokain bağımlısı yapan cümleyle tamamen aynı cümle. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's my new cupcake flavor. | Bu benim yeni çöreğimin tadı. Bu benim yeni çöreğimin tadı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Delicious dark chocolate the ladies can't help but love. | Aşık olmadan edemeyen hanımlara özel lezzetli bitter çikolata. Aşık olmadan edemeyen hanımlara özel lezzetli bitter çikolata. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm calling it "The Earl." | Ona "The Earl" adını verdim. Ona "The Earl" adını verdim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I know you got that right. | Bunda haklı olduğunu biliyorum. Bunda haklı olduğunu biliyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hi, I'm here. | Selam, ben geldim. Selam, ben geldim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I was running late so I decided to hail a cab. | Geç kalıyordum, o yüzden ben de taksi çağırmaya karar verdim. Geç kalıyordum, o yüzden ben de taksi çağırmaya karar verdim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And then I remembered I didn't have any money on me. | Ve sonra yanımda hiç para olmadığını hatırladım. Ve sonra yanımda hiç para olmadığını hatırladım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And then I remembered I didn't have any money at all. | Sonra da aslında hiç param olmadığını hatırladım. Sonra da aslında hiç param olmadığını hatırladım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
So I walked the whole way here. | O yünden bütün yolu yürüyerek geldim. O yünden bütün yolu yürüyerek geldim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
The apartment's three blocks away. | Dairemiz 3 blok ötede. Dairemiz 3 blok ötede. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yes, I know. | Evet, biliyorum. Evet, biliyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Three blocks and 15 "Hola chicas" away. | Üç blok ve 15 "Selam güzelim." ötede. Üç blok ve 15 "Selam güzelim." ötede. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, you can't be late again. | Neyse, bir daha geç kalamazsın olur biter. Neyse, bir daha geç kalamazsın olur biter. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm already worried about me being late... | Ben geç kalma endişesini devamlı yaşıyorum, Ben geç kalma endişesini devamlı yaşıyorum, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
On my way here, a homeless man asked me for money. | Yolda evsiz adamın biri benden para istedi. Yolda evsiz adamın biri benden para istedi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And I told him that I usually always give, | Ben de ona, eskiden hep verdiğimi, Ben de ona, eskiden hep verdiğimi, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
but that my father was indicted in a Ponzi scandal | ...ama babamın Ponzi skandalında suçlandığını, ...ama babamın Ponzi skandalında suçlandığını, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and I've lost my family fortune and my Manhattan townhouse, | ...ve bütün aile servetimizi ve Manhattan'daki konağımızı kaybettiğimi, ...ve bütün aile servetimizi ve Manhattan'daki konağımızı kaybettiğimi, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
so I've been sleeping on a couch in Brooklyn, | ...bu yüzden Brooklyn'de bir kanepede kaldığımı, ...bu yüzden Brooklyn'de bir kanepede kaldığımı, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
but, in spite of it all, I'm still optimistic | ...ama tüm bunlara rağmen hâlâ, girişeceğimiz heyecan verici, ...ama tüm bunlara rağmen hâlâ, girişeceğimiz heyecan verici, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And look what he gave me! | Ve bak bana ne verdi! Ve bak bana ne verdi! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You took money from a homeless man? | Evsiz bir adamdan para mı aldın? Evsiz bir adamdan para mı aldın? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I prefer to think of Bob near the bridge | Ben daha çok, köprünün yanındaki Bob'un... Ben daha çok, köprünün yanındaki Bob'un... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I can think of even more special sandwich. | Daha özel bir sandviç de düşünebilirim. Daha özel bir sandviç de düşünebilirim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You, me and the hot blonde giraffe. | Sen, ben ve oradaki ateşli sarışın zürafa. Sen, ben ve oradaki ateşli sarışın zürafa. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, she recently lost her dignity, | Şey, aslında son zamanlarda haysiyetini kaybetti, Şey, aslında son zamanlarda haysiyetini kaybetti, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
so you might have a shot. | ...yani bir şansın olabilir. ...yani bir şansın olabilir. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I have nametag for you. | Sana bir yaka adı getirdim. Sana bir yaka adı getirdim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 |