Search
English Turkish Sentence Translations Page 249
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Just get it off me, get it off me. | Çıkar şunu üstümden, çıkar şunu. Çıkar şunu üstümden, çıkar şunu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Stop! | Dur! Dur! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
This is dry clean only. | Bu yalnızca kuru temizlemede temizlenir. Bu yalnızca kuru temizlemede temizlenir. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, please, please take me | Max, lütfen, lütfen beni... Max, lütfen, lütfen beni... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
somewhere they have a hot shower, I beg of you. | ...sıcak banyosu olan bir yere götür, yalvarıyorum. ...sıcak banyosu olan bir yere götür, yalvarıyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Calm down, it's just mud. | Sakin ol, bu yalnızca çamur. Sakin ol, bu yalnızca çamur. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, please | Max, lütfen Max, lütfen | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Don't touch me! | Dokunma bana! Dokunma bana! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Thank you so much for taking me to shower | Beni bebek bakıcılığı yaptığın yerin duşuna getirdiğin için çok sağ ol. Beni bebek bakıcılığı yaptığın yerin duşuna getirdiğin için çok sağ ol. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, I didn't have much of a choice. | Çok fazla da bir seçeneğim yoktu. Çok fazla da bir seçeneğim yoktu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You pulled the pillow knife on me. | Yastığımdaki bıçağı çektin bana. Yastığımdaki bıçağı çektin bana. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'll just introduce myself to your boss | Patronuna sadece kendimi tanıştıracağım... Patronuna sadece kendimi tanıştıracağım... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and tell her what happened. | ...ve ne olduğunu anlatacağım. ...ve ne olduğunu anlatacağım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Look, I don't want Peach to know you were here. | Bak, Peach'in burada olduğunu bilmesini istemiyorum. Bak, Peach'in burada olduğunu bilmesini istemiyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
This is a job. Not a meet and greet. | Bu bir iş. Tanışma ve selamlaşma olmayacak. Bu bir iş. Tanışma ve selamlaşma olmayacak. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
clean it up and go. | ...temizliğini yapıyor ve gidiyorsun. ...temizliğini yapıyor ve gidiyorsun. ...göğsünde kavuşturmuş sinirli mi duruyor? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Fine, I'll hide in the hallway till she's gone. | Peki, o gidene kadar koridorda saklanacağım. Peki, o gidene kadar koridorda saklanacağım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No need, just follow me in. She never really looks at me. | Gerek yok, yalnızca beni takip et. Bana asla sahiden bakmaz. Gerek yok, yalnızca beni takip et. Bana asla sahiden bakmaz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hi, Max. | Selam, Max. Selam, Max. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Go! | Yürü, yürü, yürü! Yürü, yürü, yürü! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hey, Peach. | Selam, Peach. Selam, Peach. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Uh, hair and makeup. | Saç ve makyaj demek. Saç ve makyaj demek. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What's the big occasion? | Büyük bir etkinlik falan mı var? Büyük bir etkinlik falan mı var? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Pilates. | Pilates. Pilates. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, good news. | Max, iyi haber. Max, iyi haber. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
They found a way to make diamonds more sparkly? | Daha çok parıldayan elmas yapmanın bir yolunu mu bulmuşlar? Daha çok parıldayan elmas yapmanın bir yolunu mu bulmuşlar? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It starts in five minutes. | Beş dakika içinde başlıyor. Beş dakika içinde başlıyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Cool, what are their names? | Harika, onların adı ne? Harika, onların adı ne? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
6B. | 6B. 6B. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Bye bye, Brangelina. | Güle güle, Brangelina. Güle güle, Brangelina. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Mommy loves you. | Anneniz sizi seviyor. Anneniz sizi seviyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Guys? Before you leave, | Çocuklar? Ayrılmadan önce, Çocuklar? Ayrılmadan önce, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
stop at this one. | ...bu taraftakinde bir mola verin! ...bu taraftakinde bir mola verin! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Angelina could use a little help. | Angelina birazcık yardımınızı alabilir. Angelina birazcık yardımınızı alabilir. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Contour that neck, she's a fatty. | Şunun boyununa da bir şekil verin, çok şişko. Şunun boyununa da bir şekil verin, çok şişko. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Peach, come on, that's baby fat. | Peach, hadi ama, bunlar bebeklik yağları. Peach, hadi ama, bunlar bebeklik yağları. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Still, kids can be cruel. | Yine de, çocuklar çekilmez olabilirler. Yine de, çocuklar çekilmez olabilirler. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Don't you listen to your mommy, Angelina. | Annene bakma sen, Angelina. Annene bakma sen, Angelina. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
She never eats. | O hiç yemek yemez. O hiç yemek yemez. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, no, she doesn't. | Hayır, yemez. Hayır, yemez. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Caroline with an "E." | "E" ile yazılmış Caroline. "E" ile yazılmış Caroline. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I have your new and correct nametag. | Senin yeni ve doğru yaka adını getirdim. Senin yeni ve doğru yaka adını getirdim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, thank you, Han. | Teşekkür ederim, Han. Teşekkür ederim, Han. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I've seen something I should not have. | Görmemem gereken bir şey gördüm. Görmemem gereken bir şey gördüm. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I will just put correct nametag here on counter. | Doğru yaka adını buraya tezgâhın üzerine koyuyorum. Doğru yaka adını buraya tezgâhın üzerine koyuyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
So sorry, but many thank yous. | Çok özür dilerim, ayrıca da çok teşekkür ederim. Çok özür dilerim, ayrıca da çok teşekkür ederim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I know you said you don't want it up there. | Bunu buraya çıkartmamı istemediğini biliyorum. Bunu buraya çıkartmamı istemediğini biliyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
But now that you see it... | Ama şimdi görüyorsun onu. Ama şimdi görüyorsun onu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
How does it feel? | Nasıl bir duygu? Nasıl bir duygu? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
at this job or at my other job. | ...dinlemiyormuşsun gibi bir duygu. ...dinlemiyormuşsun gibi bir duygu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I said a five minute shower and get out. | Beş dakikalık bir duş ve sonra çık git dedim. Beş dakikalık bir duş ve sonra çık git dedim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Did you take a nap at Peach's? | Peach'in evinde mi kestirdin? Peach'in evinde mi kestirdin? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
The thread count was calling to me. | Yatak, ilmek ilmek haliyle sanki beni çağırıyordu. Yatak, ilmek ilmek haliyle sanki beni çağırıyordu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and thought her husband was cheating on her. | ...ve kocasının onu aldattığını sandı. ...ve kocasının onu aldattığını sandı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Which he is, but that's not the point. | Ki aldatıyor da, ama şu anda konu bu değil. Ki aldatıyor da, ama şu anda konu bu değil. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You almost ruined a perfectly happy fake marriage, | Neredeyse son derecede mutlu sahte bir evliliği mahvediyordun. Neredeyse son derecede mutlu sahte bir evliliği mahvediyordun. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and there are innocent children involved. | Üstelik arada masun çocuklar da var. Üstelik arada masun çocuklar da var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, I have some good news. | Sana iyi haberlerim var. Sana iyi haberlerim var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Look, it's Nabulangi. | Bak bu, Nabulangi. Bak bu, Nabulangi. Max, üstünü giyin çabuk. Şehir merkezine gidiyoruz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I invited her in to taste your amazing cupcakes. | Senin müthiş çöreklerini tatması için davet ettim onu. Senin müthiş çöreklerini tatması için davet ettim onu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And when she loves them, we'll have an in at her bakery. | Ve hoşuna gittiğinde, onun fırınında da yerimizi alacağız. Ve hoşuna gittiğinde, onun fırınında da yerimizi alacağız. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Come over and say hello. | Gel bi' merhaba de. Gel bi' merhaba de. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, I can't now. I wanna call Robbie before we get too busy. | Hayır, şimdi olmaz. İşler sıkışmadan Robbie'yi aramak istiyorum. Hayır, şimdi olmaz. İşler sıkışmadan Robbie'yi aramak istiyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Tell him when to come over and get his stuff. | Ona ne zaman gelip eşyalarını alacağını söyleyeceğim. Ona ne zaman gelip eşyalarını alacağını söyleyeceğim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, wait. | Max, bekle. Max, bekle. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, don't distract me. | Hayır, aklımı karıştırma. Hayır, aklımı karıştırma. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I wanna sound cool and hot and all like, | Sesimin havalı ve seksi olmasını istiyorum tıpkı, Sesimin havalı ve seksi olmasını istiyorum tıpkı, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
"You can't have me anymore, sucka." | ..."Artık bana sahip olamayacaksın, pezevenk." der gibi. ..."Artık bana sahip olamayacaksın, pezevenk." der gibi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max | Max Max | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Robbie, it's me. | Robbie, benim. Robbie, benim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Classy burp on your outgoing message. | Telesekreterdeki mesajında çok süper geğiriyorsun. Telesekreterdeki mesajında çok süper geğiriyorsun. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, I | Max, ben Max, ben | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No. | Siz "Kupa n" Kraliçesi değil misiniz? Hayır. Hayır. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I need you to come get your stuff tomorrow. | Yarın gelip bu eşyalarını alman gerekiyor. Yarın gelip bu eşyalarını alman gerekiyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I don't know how you've been surviving | Barfiks aletin ve Axe deodorantın olmadan... Barfiks aletin ve Axe deodorantın olmadan... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
without your chin up bar and Axe body spray. | ...nasıl hayatta kaldığını bilmiyorum. ...nasıl hayatta kaldığını bilmiyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, hang up. | Max, telefonu kapat. Max, telefonu kapat. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I already called him. | Ben çoktan aradım. Ben çoktan aradım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You called Robbie? | Robbie'yi mi aradın? Robbie'yi mi aradın? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You've done so much for me. | Benim için çok şey yaptın. Benim için çok şey yaptın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I wanted to do something for you, too. | Ben de senin için bir şeyler yapmak istedim. Ben de senin için bir şeyler yapmak istedim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
So I called Robbie and I had him come over, | O yüzden Robbie'yi aradım ve uğramasını söyledim, O yüzden Robbie'yi aradım ve uğramasını söyledim, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Now you won't have to go through with all that mess. | Şimdi tüm bu saçmalıklardan vazgeçmelisin. Şimdi tüm bu saçmalıklardan vazgeçmelisin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And I think you'd be pleased, I really let him have it. | Ve kafasına dank ettirdiğim için memnun olursun diye düşünüyorum. Ve kafasına dank ettirdiğim için memnun olursun diye düşünüyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What is with you and boundaries? | Senin mahremiyetle ilgili sorunun nedir? Senin mahremiyetle ilgili sorunun nedir? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You're in my bed, you're in my boss' bed, | Benim yatağımdasın, patronumun yatağındasın... Benim yatağımdasın, patronumun yatağındasın... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and now you go and call Robbie? | ...şimdi de gidip Robbie'yi mi aradın? ...şimdi de gidip Robbie'yi mi aradın? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You're like you're like your big ass horse. | Tıpkı koca götlü atın gibisin. Tıpkı koca götlü atın gibisin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Charging in everywhere you don't belong. | Sana ait olmayan her şeye atlıyorsun. Sana ait olmayan her şeye atlıyorsun. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I thought I was doing you a favor. | Sana iyilik yapıyorum diye düşünmüştüm. Sana iyilik yapıyorum diye düşünmüştüm. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
In spite of what you say about the sounds I heard | Geçen gece odandan gelen... Geçen gece odandan gelen... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I know you're upset. | ...üzgün olduğunu biliyorum. ...üzgün olduğunu biliyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I was masturbating. | Mastürbasyon yapıyordum. Mastürbasyon yapıyordum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I love my job. | İşimi seviyorum. İşimi seviyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I need to see you outside. Now. | Seninle dışarıda görüşmem lazım. Hemen. Seninle dışarıda görüşmem lazım. Hemen. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Don't get involved with her. | Onunla hiç ilgilenme. Onunla hiç ilgilenme. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
She takes money from the homeless. | Evsizlerden para alıyor. Evsizlerden para alıyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Not true, Bob's an investor. | Doğru değil, Bob sermayedarlardan biri. Doğru değil, Bob sermayedarlardan biri. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Be right back. | Hemen geliyorum. Hemen geliyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Good cupcake, right? | Güzel çörek, değil mi? Güzel çörek, değil mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 |