Search
English Turkish Sentence Translations Page 277
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
That is a complete waste of money. | Bu tamamen para israfı. Bu tamamen para israfı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I may have been wrong about everything else about Johnny, | Johnny'nin hakkındaki her şeyde yanılmış olabilirim Johnny'nin hakkındaki her şeyde yanılmış olabilirim | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
but I'm right about this. Come on. | ama bu konu hakkında haklıyım. Hadi. ama bu konu hakkında haklıyım. Hadi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Kick it. | Tekmele. Tekmele. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I can't. | Yapamam. Yapamam. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Give me your foot. What? | Ayağını ver. Ne? Ayağını ver. Ne? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Lift up your leg. | Ayağını kaldır. Ayağını kaldır. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yay! You did it. | Başardın. Başardın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Good for you! | Aferin sana! Aferin sana! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You broke a painting and maybe your pattern. | Resmi kırdın ve belki de düzenini de kırdın. Resmi kırdın ve belki de düzenini de kırdın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I really liked him. | Onu gerçekten sevdim. Onu gerçekten sevdim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well? | Ee? Ee? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I slept through my day job, so what the heck? | Gündüz işimi uyuyarak kaçırdım, ne olmuş yani? Gündüz işimi uyuyarak kaçırdım, ne olmuş yani? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I think I will take to the bed or whatever. | Biraz yatıp dinleneceğim ya da herneyse. Biraz yatıp dinleneceğim ya da herneyse. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Just for like 20 minutes. | 20 dakika kadar falan. 20 dakika kadar falan. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'll set my alarm and then I'll get up | Alarmı mı kurup, uyanıp Alarmı mı kurup, uyanıp | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and get ready for work. | ve işe hazırlanacağım. ve işe hazırlanacağım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, please, I feel like we need a hug. | Max, Iütfen, bence sarılmaya ihtiyacımız var. Max, Iütfen, bence sarılmaya ihtiyacımız var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We just slept together! You women are so needy. | Sadece beraber uyuduk! Siz kadınlar çok ilgi meraklısısınız. Sadece beraber uyuduk! Siz kadınlar çok ilgi meraklısısınız. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, you look pretty sharp tonight, Earl. | Bu akşam çok şıksın, Earl. Bu akşam çok şıksın, Earl. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Going somewhere special? | Özel bir yere mi gidiyorsun? Özel bir yere mi gidiyorsun? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
*** black and 75th. | Max, siyahım, bekârım ve 75 yaşındayım. Max, siyahım, bekârım ve 75 yaşındayım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Who knows what the night will bring? | Gecenin neler getireceğini kim bilir? Gecenin neler getireceğini kim bilir? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, here's a twenty. | Al sana bir yirmilik. Al sana bir yirmilik. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Can you break this the way you just broke my heart? | Kalbimi parçaladığın gibi şunu da parçalar mısın? Kalbimi parçaladığın gibi şunu da parçalar mısın? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Look at all this. | Şunlara baksana. Şunlara baksana. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
People really tipped us well tonight. 1 | Millet bu gece iyi bahşiş bırakmış. Millet bu gece iyi bahşiş bırakmış. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yeah, well, don't get used to it. | Evet, ama alışmasan iyi olur. 1 Evet, ama alışmasan iyi olur. 1 | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Thanksgiving is almost here, and as soon as people realize | Şükran günü yaklaştı. İnsanlar hediyelere kaç para... Şükran günü yaklaştı. İnsanlar hediyelere kaç para... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
how much money they have to spend | ...harcayacağını farkettiğinde,... ...harcayacağını farkettiğinde,... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I've always loved this time of year | Yılın bu zamanlarını hep sevmişimdir. Yılın bu zamanlarını hep sevmişimdir. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
then bringing my winter furs | ...sonra hayvan severlerin kürkün üzerine attığı... ...sonra hayvan severlerin kürkün üzerine attığı... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What's up, children of the corn? | N'aber, mısır çocuk? N'aber, mısır çocuk? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
for American holiday of Thanksgiving. | ... tatili için dükkânı süsleyeceğim. ... tatili için dükkânı süsleyeceğim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Wow. I'm surprised you got the right holiday decorations. | Vay canına. Doğru süsleri bulmana şaşırdım. Vay canına. Doğru süsleri bulmana şaşırdım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Last month, you put out Easter bunnies for Yom Kippur. | Geçen ay, kefaret günü için paskalya tavşanlarını çıkartmıştın. Geçen ay, kefaret günü için paskalya tavşanlarını çıkartmıştın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
So many Jewish holidays, I cannot Wikipedia them all. | O kadar çok Yahudi bayramı var ki Wikipedia'da bile bulamıyorum. O kadar çok Yahudi bayramı var ki Wikipedia'da bile bulamıyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What, like I don't got a life? | Ne yani, benim bir hayatım yok mu? Ne yani, benim bir hayatım yok mu? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You'd fly someplace like the Bahamas, lay by the pool, | Bahama gibi bir yere gider, havuz kenarında uzanırsınız... Bahama gibi bir yere gider, havuz kenarında uzanırsınız... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and he'd light other people's stolen money on fire? | ...ve baban ateşte çalıntı para yakar. ...ve baban ateşte çalıntı para yakar. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No. We'd rent out the Waldorf Astoria ballrooms | Hayır. Waldorf Astoria'nın balo salonlarını kiralar... Hayır. Waldorf Astoria'nın balo salonlarını kiralar... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and feed the homeless. | ...ve evsizleri doyururduk. ...ve evsizleri doyururduk. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Don't look at me right now. | Şu an bana bakma. Şu an bana bakma. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And after, we'd fly down to our home in St. Barts | Daha sonra iki haftalığına St. Barts'ta ki evimize giderdik. Daha sonra iki haftalığına St. Barts'ta ki evimize giderdik. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Okay, you can look at me again. | Tamam, şimdi bakabilirsin. Tamam, şimdi bakabilirsin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Okay, well, if we're doing that, | ...yapabileceğim ne varsa diyorum. ...yapabileceğim ne varsa diyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm not into all that crap. | Ben bu işte yokum. Ben bu işte yokum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, no. Are you gonna be one of those, | Olamaz. Yoksa sen de şu... Olamaz. Yoksa sen de şu... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
"I am too cool to believe in the wonders of Christmas" | ..."Noel mucizelerine inanmam" diyen kaltaklardan mı olacaksın? ..."Noel mucizelerine inanmam" diyen kaltaklardan mı olacaksın? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I wonder how you're gonna keep up that attitude 1 | ...Noel boyunca bu tavrını nasıl sürdüreceğindir. ...Noel boyunca bu tavrını nasıl sürdüreceğindir. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
through Christmas this year. | Ayrıca Bayan Black bavulunuz hala kayıp... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's about spending money to buy things | Tatil demek para harcayıp bir şeyler almak,... Tatil demek para harcayıp bir şeyler almak,... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Uh uh. We're not playing | Bak, biz burada... Bak, biz burada... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Wow. These high end mixers are a lot of money. | Vay canına. Bu üst kalite mikserler çok paraymış. Vay canına. Bu üst kalite mikserler çok paraymış. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I thought if we came to a big department store, | Büyük bir mağazaya gelirsek... Büyük bir mağazaya gelirsek... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
there'd be a lot of them, and the prices would be better. | ...daha bol ürün ve uygun fiyatlar olur sanmıştım. ...daha bol ürün ve uygun fiyatlar olur sanmıştım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We can't afford these. | Bunlara paramız yetmez. Bunlara paramız yetmez. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
How much did you think they'd be? | Kaç para olacağını düşünüyordun ki? Kaç para olacağını düşünüyordun ki? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I guess I'm not used to looking at prices. | Sanırım fiyatlara bakmaya pek alışık değilim. Sanırım fiyatlara bakmaya pek alışık değilim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I usually just point, pout, and it's purchased. | Genellikle elimle gösteririm ve o şey alınır. Genellikle elimle gösteririm ve o şey alınır. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yeah, I had a version of that, only it was more like, | Evet, bende hikayenin farklı bir sürümü var. Evet, bende hikayenin farklı bir sürümü var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
point, and when they look the other way, | Elinle işaret edersin, insanlar başka yöne bakınca... Elinle işaret edersin, insanlar başka yöne bakınca... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
stuff steaks down your pants and run. | ...pantolonun içine sokuşturup kaçarsın. ...pantolonun içine sokuşturup kaçarsın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Come on, there has to be a mixer here we can afford. | Yapma, paramızın yeteceği bir mikser olmalı. Yapma, paramızın yeteceği bir mikser olmalı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
There is. | Var. Var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Here. | İşte. İşte. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
A $5 spoon? That's what we can afford? | 5 dolarlık bir kaşık. Paramız buna mı yetiyor? 5 dolarlık bir kaşık. Paramız buna mı yetiyor? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yeah, if we put it on layaway, work hard for a few years. | Evet, kapora verip ürünü ayırtır ve bir iki yıl sıkı çalışırsak. Evet, kapora verip ürünü ayırtır ve bir iki yıl sıkı çalışırsak. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm used to being poor around your stuff, | Senin şeylerinin arasında fakir olmaya alıştım... Senin şeylerinin arasında fakir olmaya alıştım... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
but not around stuff that I want. | ...ama kendi istediğim şeyler arasında değil. ...ama kendi istediğim şeyler arasında değil. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What happened to all your "money's not important" | "Paranın önemi yok" dediğin tatil ruhuna... "Paranın önemi yok" dediğin tatil ruhuna... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
holiday spirit now? | ...ne oldu şimdi? ...ne oldu şimdi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, it feels like you want me | Max, sanki tatil konusunda... Max, sanki tatil konusunda... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
to be depressed about the holidays. | ...depresyona girmemi ister gibisin. ...depresyona girmemi ister gibisin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, no. I'm just saying that it's okay for you | Hayır, yok. Ben sadece eğer hissetmiyorsan... Hayır, yok. Ben sadece eğer hissetmiyorsan... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
not to be all up and everything around me | ...çevremdeki şeyler yüzünden bunalıma girmeni... Aslında utanç kelimesi "Keshame" olarak değiştirilmeli. ...çevremdeki şeyler yüzünden bunalıma girmeni... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's all right to let your dark side out. | Karanlık tarafını ortaya çıkarmak istiyorsan mahzuru yok. Karanlık tarafını ortaya çıkarmak istiyorsan mahzuru yok. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
[Deep voice] Come to the dark side. | Karanlık tarafa gel. Karanlık tarafa gel. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Look, they're hiring elves. | Bak, elf'leri işe alıyorlar. Bak, elf'leri işe alıyorlar. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Why would I go to the dark side | Noel Diyarına gitmek dururken niye karanlık tarafa geçeyim? Noel Diyarına gitmek dururken niye karanlık tarafa geçeyim? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Let's go get in line. I've always loved Santaworld. | Hadi sıraya girelim. Noel Diyarı'nı hep sevmişimdir. Hadi sıraya girelim. Noel Diyarı'nı hep sevmişimdir. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Me too, as a David Sedaris story, | Ben de David Sedaris hikayesindeki gibi severim,... Ben de David Sedaris hikayesindeki gibi severim,... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
not as an actual real life option. | ...gerçek bir hayat seçeneği olarak değil. ...gerçek bir hayat seçeneği olarak değil. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
If we get hired, we could use our employee discount | Ve... Ben de şaşkın. Hadi ama, eğer işe alınırsak personel indirimimizi kullanarak... Hadi ama, eğer işe alınırsak personel indirimimizi kullanarak... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
to get one of the really good cake mixers. | ...iyi bir kek mikseri alabiliriz. ...iyi bir kek mikseri alabiliriz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
[Gasps] And then it'd be like it came from Santa! | O zaman Noel Baba'dan gelmiş gibi olur. O zaman Noel Baba'dan gelmiş gibi olur. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Come on, Max, we'd be great elves. | Hadi, Max. Bizden harika birer elf olur. Hadi, Max. Bizden harika birer elf olur. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I have the holiday spirit. You're great with kids. | Bende tatil ruhu var. Senin de çocuklarla aran iyi. Bende tatil ruhu var. Senin de çocuklarla aran iyi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And we're both so desperate for money, | Ve ikimiz de para için başkalarının taytını giyecek kadar çaresiziz. Ve ikimiz de para için başkalarının taytını giyecek kadar çaresiziz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, I've been coming to this store at Christmastime | Max, küçüklüğümden beri Noel zamanı... Max, küçüklüğümden beri Noel zamanı... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
with my father since I was little. | ...babamla bu mağazaya geliriz. ...babamla bu mağazaya geliriz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'd get all dressed up in my fanciest winter coat and hat | En süslü kışlık mantomu ve şapkamı giyer,... En süslü kışlık mantomu ve şapkamı giyer,... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and then stand in line to see Santa | ...sonra Noel Baba'yı görmek için... ...sonra Noel Baba'yı görmek için... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
with my hands in my muff. | ...ellerim manşonumun içinde sırada beklerdim. ...ellerim manşonumun içinde sırada beklerdim. İyi bir restoranın salamlı ve kaşarlı pizzası olan bir yer olduğunu düşündüğünü biliyorum... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Okay, that's the kind of comment | Ya da vazgeçtim. Lazım o. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It'll be a miracle on 34th Street | Eğer bu köle gemisinin içinden... Eğer bu köle gemisinin içinden... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
if we make it out of the bottom of this slave ship | ...elf mikrobu bulaşmadan çıkarsak... ...elf mikrobu bulaşmadan çıkarsak... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
without elf scurvy. | ...o zaman "34.Caddede Mucize" olur. ...o zaman "34.Caddede Mucize" olur. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and have our picture taken. | Bir saniye. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Everyone in this corridor has been chosen to be an elf. | Eğer ben bugün kusarsam eğlendiğim için kusmam. | 2 Broke Girls-1 | 2011 |