Search
English Turkish Sentence Translations Page 2976
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Hem | Merhaba. Şu an işim var. Merhaba. | Akunin-2 | 2010 | |
| Welcome | Hoş geldiniz. Ne diyorsun? Hoş geldiniz. | Akunin-2 | 2010 | |
| My hands are tied right now | Şu an işim var. Ama karidesleri temizliyorum. Şu an işim var. | Akunin-2 | 2010 | |
| Customers Waiting | Müşteriler bekliyor! Biraz bekleyin, tamam mı? Müşteriler bekliyor. | Akunin-2 | 2010 | |
| But I just started deveining the shrimp | Ama karidesleri temizliyorum. İnanılmaz... Ama karidesleri temizlemeye başladım. | Akunin-2 | 2010 | |
| Leave it for later | Sonra temizlersin. Berber eşi ama hiçbir yardımı dokunmuyor. Onu sonraya bırak. | Akunin-2 | 2010 | |
| it'll just be a moment | Biraz bekleyin, tamam mı? Benim karım da aynı! Bir dakika bekleyin. | Akunin-2 | 2010 | |
| Unbelievable | İnanılmaz... Alo, Ishibashi'lerin evi. Akıl almaz. | Akunin-2 | 2010 | |
| She's a barber's Wife who never helps out | Berber eşi ama hiçbir yardımı dokunmuyor. Ne oldu? Kocasına yardım etmeyen bir berber karısı. | Akunin-2 | 2010 | |
| My wife's the same Way | Benim karım da aynı! Şey... Karımda aynı böyle. | Akunin-2 | 2010 | |
| Hem, lshibashi residence | Alo, Ishibashi'lerin evi. Ne oldu? Alo, Ishibashilerin evi. | Akunin-2 | 2010 | |
| İt's... | Şey... Yenge ben geldim! Telefon... | Akunin-2 | 2010 | |
| I'm not sure... but it's the police | Ne olduğumu bilmiyorum ama polis arıyor. Amcam hastaneye gidecek mi? Emin değilim... Ama arayan polisti. | Akunin-2 | 2010 | |
| Auntie, it's me, Norio | Yenge ben geldim! Gidecek. Eve gelir gelmez geri gitmek istiyor zaten. Yenge, benim Norio. | Akunin-2 | 2010 | |
| Oh, you're here | Hoş geldin. Evde daha rahat olur. Geldin demek. | Akunin-2 | 2010 | |
| Sure is. Just as soon as he's home, he's going right back again | Gidecek. Eve gelir gelmez geri gitmek istiyor zaten. Evdeyken hastaneye gitmek istiyor. Elbette. Eve daha yeni geldi, ama tekrar dönecek. | Akunin-2 | 2010 | |
| I'm sure he'd rather stay home | Evde daha rahat olur. Amca. Eminim evde kalmayı tercih ediyordur. | Akunin-2 | 2010 | |
| When he's there, he says he wants to some home | Hastanedeyken eve gelmek istiyor. Nasılsın? Oradayken, eve gitmek istediğini söylüyormuş. | Akunin-2 | 2010 | |
| When he's home, he says he prefers the hospital | Evdeyken hastaneye gitmek istiyor. Yuichi nerede? Evdeyken de, hastaneyi tercih ettiğini söylüyor. | Akunin-2 | 2010 | |
| Uncle | Amca. Odasında. Amca. | Akunin-2 | 2010 | |
| Back m ms room | Odasında. Duydum ki tüm eşi dostu hastaneye o götürüyormuş. Odasına gitti. | Akunin-2 | 2010 | |
| Can't keep depending on Yuicni for everything | Her konuda Yuichi'ye bel bağlayamazsınız. Öyle ama... Her konuda Yuichi'ye bağlı kalmaya devam edemeyiz. | Akunin-2 | 2010 | |
| We don't depend on him for everything | Her konuda ona bel bağladığımız yok. Yuichi gencecik çocuk. Her konuda ona bağlı değiliz ki. | Akunin-2 | 2010 | |
| Heard he drives all the old folks around here to the hospital | Duydum ki tüm eşi dostu hastaneye o götürüyormuş. Sürekli yaşlılarla ilgilenmek zorunda kalırsa, hiç evlenemeyecek. Bu civardaki tüm yaşlıları hastaneye götürdüğünü duydum. | Akunin-2 | 2010 | |
| Sure, but | Öyle ama... Biliyorum ama açık konuşmak gerekirse... Elbette, ama... | Akunin-2 | 2010 | |
| He's SUM a young man | Yuichi gencecik çocuk. ...amcan Yuichi olmadan duşa bile girmiyor. ...hâlâ genç bir delikanlı. | Akunin-2 | 2010 | |
| If he keeps looking after old folks) he'll never find a wife | Sürekli yaşlılarla ilgilenmek zorunda kalırsa, hiç evlenemeyecek. O zaman bir yardımcı tut. Yaşlı insanlara bakmaya devam ederse, asla bir eş bulamayacak. | Akunin-2 | 2010 | |
| your uncle can't even take a bath | ...amcan Yuichi olmadan duşa bile girmiyor. Yardımcı tutmak kaça patlar biliyor musun sen? ...amcan banyo bile yapamaz. | Akunin-2 | 2010 | |
| Hire a helper, then | O zaman bir yardımcı tut. Çok mu pahalı? Yardımcı tut öyleyse. | Akunin-2 | 2010 | |
| Easy for you to say | Söylemesi kolay! Tabii pahalı! Sessiz olun artık! Senin için söylemesi kolay. | Akunin-2 | 2010 | |
| You know how much it costs to have e helper come? | Yardımcı tutmak kaça patlar biliyor musun sen? Üzgünüm. Bir yardımcı tutmak ne kadardır, biliyor musun? | Akunin-2 | 2010 | |
| They’re expensive | Balıklar için teşekkürler. Çok mu pahalı? | Akunin-2 | 2010 | |
| Sorry | Üzgünüm. Baksana Yuichi. Özür dilerim. | Akunin-2 | 2010 | |
| Thanks for the fish | Balıklar için teşekkürler. Çok geçmeden G sınıfı ehliyeti almalısın. Balık için teşekkürler. | Akunin-2 | 2010 | |
| Say hi to Michiyo | Michiyo'ya selam söyle. Gerekirse gelecek ay bir haftalığına izin al. Michiyo'ya selam söyle. | Akunin-2 | 2010 | |
| Hey, Yuichi | Baksana Yuichi. Duş al, yemek ye, sonra yine hastaneye... Hey, Yuichi. | Akunin-2 | 2010 | |
| You should get your license for heavy machinery soon | Çok geçmeden G sınıfı ehliyeti almalısın. Hayatta en önemli şey hareketli olmaktır. En yakın zamanda iş makineleri için ehliyet almalısın. | Akunin-2 | 2010 | |
| You can take e Week off next month if you need | Gerekirse gelecek ay bir haftalığına izin al. Hareketli olabilmenizin yollarından bahsedelim biraz. İhtiyacın varsa, önümüzdeki ay bir haftalık izin alabilirsin. | Akunin-2 | 2010 | |
| Anyway, life's all about being active | Hayatta en önemli şey hareketli olmaktır. Shimizu buraya gel. Hayat, enerjik olmakla sıkı sıkıya bağlıdır. | Akunin-2 | 2010 | |
| And to make sure you stay active, let's talk about your health | Hareketli olabilmenizin yollarından bahsedelim biraz. Sana yer tuttum. Ve enerjik kaldığınızdan emin olmak için, hadi sağlığınız hakkında konuşalım. | Akunin-2 | 2010 | |
| Shimizu san, over here | Shimizu buraya gel. Vücudumu ısıttı ve uyumama yardım etti. Shimizu san, buraya gel. | Akunin-2 | 2010 | |
| I saved your seat | Sana yer tuttum. Başta kandırıldım sandım! Sana yer ayırdım. | Akunin-2 | 2010 | |
| Made my body feel Warm, and sure helped me sleep | Vücudumu ısıttı ve uyumama yardım etti. Benim güzel sekreterim de burada olduğuna göre artık başlayabiliriz. Bedenimi ateş bastı ve uyumama yardımcı oldu. | Akunin-2 | 2010 | |
| At first, I thought I was being tricked | Başta kandırıldım sandım! Bugün kan hakkında konuşacağız. İlk başta kandırıldığımı düşündüm. | Akunin-2 | 2010 | |
| Now that my beautiful secretary is here, let's get started | Benim güzel sekreterim de burada olduğuna göre artık başlayabiliriz. Haberlerde duyduğuma göre o üniversite öğrencisi hala kaçıyormuş. Madem güzel sekreterim burada, haydi bakalım başlayalım. | Akunin-2 | 2010 | |
| Today, We'll talk about blood | Bugün kan hakkında konuşacağız. Suçu işleyen o üniversite öğrencisiyse yine iyi. Bugün, kanınızla ilgili konuşacağız. | Akunin-2 | 2010 | |
| Heard on the news that a college student's on the run | Haberlerde duyduğuma göre o üniversite öğrencisi hala kaçıyormuş. ...bulduğu kişiyse tam rezillik! Haberlerde duydum, bir üniversite öğrencisi kaçıyormuş. | Akunin-2 | 2010 | |
| If the perp was a college kid, there's some consolation for Yoshio | Suçu işleyen o üniversite öğrencisiyse yine iyi. Söylediklerine göre kızı biraz iffetsizmiş. Suçlu, bir üniversite öğrencisiyse, Yoshio bir nebze teselli bulur. | Akunin-2 | 2010 | |
| it'd be humiliating | ...bulduğu kişiyse tam rezillik! Sen ne cüretle kızım hakkında böyle konuşabilirsin! ...büyük bir utanç olurdu. | Akunin-2 | 2010 | |
| They talk about his daughter like she was some prostitute | Söylediklerine göre kızı biraz iffetsizmiş. Yoshio! Kızından sanki bir fahişeymiş gibi söz ediyorlar. | Akunin-2 | 2010 | |
| Enough with that talk | Susun artık! Siz de lanet olası bir okul çocuğunu yakalayamadınız! Bu kadar yeter. | Akunin-2 | 2010 | |
| I'm sorry | Özür dilerim. Biraz gelebilir misin? Üzgünüm. | Akunin-2 | 2010 | |
| I'm begging you | Size yalvarırım! Bugün polis beni görmeye geldi. Size yalvarıyorum. | Akunin-2 | 2010 | |
| Shimizu san | Shimizu! Duydum ki çöpçatan sitesinden bulduğun... Shimizu san! | Akunin-2 | 2010 | |
| Sorry to interrupt | Biraz gelebilir misin? ...bir kızla yazışıyormuşsun. Böldüğüm için özür dilerim. | Akunin-2 | 2010 | |
| The police came to see me today | Bugün polis beni görmeye geldi. Geçen gün öldürülen kızmış. Bugün bir polis beni görmeye geldi. | Akunin-2 | 2010 | |
| Ah | Polis... Tanıyordum. | Akunin-2 | 2010 | |
| they already know who did it | ...kimin yaptığını çoktan bulmuş. İnsanın ettiği yanına kalmaz. ...kimin yaptığını zaten biliyorlarmış. | Akunin-2 | 2010 | |
| Some college kid in Fukuoka | Fukuoka'daki bir üniversite öğrencisiymiş. Yuichi! Fukuoka'da bir üniversite öğrencisiymiş. | Akunin-2 | 2010 | |
| They'll catch mm soon, Vm sure | Kesin yakında yakalarlar. İyi misin? Eminim, onu yakında yakalarlar. | Akunin-2 | 2010 | |
| You can't do evil and get away with it | İnsanın ettiği yanına kalmaz. Neyin var? Kötülük yaptıysan, cezanı çekersin. | Akunin-2 | 2010 | |
| What’s the matter? | Neyin var? Yuichi. Ne oldu? | Akunin-2 | 2010 | |
| Just choked on something | Boğazıma bir şey takıldı. Yüzümü çekme! Boğazıma bir şey kaçtı. | Akunin-2 | 2010 | |
| Yuichi | Yuichi. Dosya silindi. Yuichi. | Akunin-2 | 2010 | |
| Hey, don't show my face | Yüzümü çekme! Selam. Yüzümü çekmiyorsun, değil mi? | Akunin-2 | 2010 | |
| I said don't | Çekme dedim! Ben iki ay önce Saga'dan mesaj gönderen kişiyim. Çekme demedim mi? | Akunin-2 | 2010 | |
| (Hem) | Selam. Hatırlıyor musun? Merhaba | Akunin-2 | 2010 | |
| l[I'm the one from Saga who emailed two months ago) | Ben iki ay önce Saga'dan mesaj gönderen kişiyim. Aniden mesaj attığım için kusura bakma. İki ay önce Saga'dan sana mail atan kişiyim. | Akunin-2 | 2010 | |
| (We had a good time chatting about lighthouses) | Deniz feneriyle ilgili hoş bir sohbetimiz olmuştu. Hazırım. Deniz fenerleriyle ilgili sohbet ederken çok eğlenmiştik. | Akunin-2 | 2010 | |
| (Dc you remember?) | Hatırlıyor musun? Geliyorum. Hatırlıyor musun? | Akunin-2 | 2010 | |
| (Sorry about the abrupt email) | Aniden mesaj attığım için kusura bakma. Beklettiğim için kusura bakmayın. Bu beklenmedik mail için kusura bakma. | Akunin-2 | 2010 | |
| I'm ready | Hazırım. Nasıl oldu? İzninizle. Ben hazırım. | Akunin-2 | 2010 | |
| Coming | Geliyorum. Biraz dar olmadı mı? Geliyorum. | Akunin-2 | 2010 | |
| Sorry to Keep you | Beklettiğim için kusura bakmayın. Hayır, bence çok yakıştı. Beklettiğim için üzgünüm. | Akunin-2 | 2010 | |
| How does it fit? I'll open this | Nasıl oldu? İzninizle. Şimdilerde takımlar özellikle daha zayıf göstermek için tasarlanıyor. Nasıl oldu? Perdeyi açayım. | Akunin-2 | 2010 | |
| No, I think it looks great | Hayır, bence çok yakıştı. Gerçekten mi? Hayır, bence çok iyi görünüyor. | Akunin-2 | 2010 | |
| Today's designs tend to be slimmer in general | Şimdilerde takımlar özellikle daha zayıf göstermek için tasarlanıyor. İzninizle. Günümüz modelleri genelde biraz dar kalıp oluyor. | Akunin-2 | 2010 | |
| Makes your face look sharp, too | Yüzünüzü ortaya çıkardı. Üzgünüm, çoraplarım yağmurda ıslandı da. Ayrıca yüzünüzü ortaya çıkardı. | Akunin-2 | 2010 | |
| Pardon me | İzninizle. Biraz dar olmadı mı? Affedersiniz. | Akunin-2 | 2010 | |
| Sorry, my socks get drenched m the ram | Üzgünüm, çoraplarım yağmurda ıslandı da. Çok da sade. Özür dilerim, çoraplarım yağmurda sırılsıklam oldu. | Akunin-2 | 2010 | |
| Sure pouring out there | Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor. Öyle mi? Elbette, çok şiddetli yağıyor. | Akunin-2 | 2010 | |
| isn't that too tight? | Biraz dar olmadı mı? Bunu dene sen. Çok dar olmadı mı? | Akunin-2 | 2010 | |
| And too mam | Çok da sade. Bu iyiydi. Hem de çok sade. | Akunin-2 | 2010 | |
| You trunk so? | Öyle mi? Bu daha güzel, değil mi? Öyle mi diyorsun? | Akunin-2 | 2010 | |
| Try this instead | Bunu dene sen. Öyle mi? Bunu denesene. | Akunin-2 | 2010 | |
| This one's fine | Bu iyiydi. Baksana, nasıl dar! | Akunin-2 | 2010 | |
| I'm sorry | Üzgünüm. Evet. Özür dilerim. | Akunin-2 | 2010 | |
| it's freezing I know | Hava buz gibi! Hoş geldin. Yemeye bir şey alamadım. Buz gibi. Biliyorum. | Akunin-2 | 2010 | |
| Boyfriend’s here? | Erkek arkadaşın mı burada? Sorun değil. Biz dışarıda yiyeceğiz. Erkek arkadaşın mı burada? Evet. | Akunin-2 | 2010 | |
| Um, yeah | Evet. Tamam. | Akunin-2 | 2010 | |
| I couldn't buy anything | Yemeye bir şey alamadım. Sen de gelmek ister misin abla? Hiçbir şey alamadım. | Akunin-2 | 2010 | |
| That's fine, we're going out to eat now | Sorun değil. Biz dışarıda yiyeceğiz. Hayır, ben 3. kişi olarak size engel olmayayım. Sorun değil, şimdi yemeğe çıkıyoruz. | Akunin-2 | 2010 | |
| Oh, okay | Tamam. Selam Mitsuyo. Peki. | Akunin-2 | 2010 | |
| Wanna come, Sm? | Sen de gelmek ister misin abla? İzninle. Gelmek ister misin, kardeşim? | Akunin-2 | 2010 | |
| No, I don't Want to be a third Wheel | Hayır, ben 3. kişi olarak size engel olmayayım. Yarın evdesin değil mi? Tamirat için ev sahibi gelecek. Hayır, fazlalık olmak istemiyorum. | Akunin-2 | 2010 | |
| Oh, hi Mitsuyo | Selam Mitsuyo. Ama yarın dışarı çıkacağım. Merhaba Mitsuyo. | Akunin-2 | 2010 | |
| Excuse me | İzninle. İyi yönde değişim görüyorum! O zaman ev sahibini ara. Affedersin. | Akunin-2 | 2010 | |
| You're off tomorrow, right? The landlord's coming for repairs | Yarın evdesin değil mi? Tamirat için ev sahibi gelecek. Sana pasta bıraktık. Yarın izinlisin, değil mi? Ev sahibi tamirat için gelecek. | Akunin-2 | 2010 | |
| But I'm going out tomorrow | Ama yarın dışarı çıkacağım. Kapının zincirini sürgülemeyi unutma. Ama ben yarın dışarı çıkacağım. | Akunin-2 | 2010 | |
| Ah, for a change. Well, call the landlord | İyi yönde değişim görüyorum! O zaman ev sahibini ara. Yuichi Shimizu Değişiklik olsun diye mi. Peki, ev sahibini ara o zaman. | Akunin-2 | 2010 |