• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 2977

English Turkish Film Name Film Year Details
I left some cake for you Sana pasta bıraktık. Sabah saat 10'da Saga İstasyonu'nda buluşalım. Senin için biraz kek ayırdım. Akunin-2 2010 info-icon
Don't bolt the chain Kapının zincirini sürgülemeyi unutma. Şey... Ben Shimizu. Kapı zincirini takma. Akunin-2 2010 info-icon
(Meet me tomorrow Nam at Saga Station) Sabah saat 10'da Saga İstasyonu'nda buluşalım. ...arabayla gezeceğimi hiç tahmin etmezdim. Benimle yarın saat 11'de Saga İstasyonunda buluş. Akunin-2 2010 info-icon
Um Yani senin gibi saçı boyalı biriyle. Şey... Akunin-2 2010 info-icon
Uh... I'm Yuichi Şey... Ben Shimizu. Bir akşam aynada kendime baktım... Şey... Ben Yuichi. Akunin-2 2010 info-icon
1 never would’ve imagined Senin gibi biriyle... ...ve birden değişiklik yapmak istedim. Senin gibi biriyle... Akunin-2 2010 info-icon
going for a drive with someone like you ...arabayla gezeceğimi hiç tahmin etmezdim. Tek düşünebildiğim hemen saçımı boyamaktı. ...arabayla gezintiye çıkacağımı hayal bile edemezdim. Akunin-2 2010 info-icon
Someone with... dyed heir like you Yani senin gibi saçı boyalı biriyle. Nedense o hissi iyi biliyorum. Senin gibi saçları boyalı biriyle. Akunin-2 2010 info-icon
I sew myself in the mirror one night and suddenly felt like e change Bir akşam aynada kendime baktım... Ne yapsak? Bir gece aynada kendime baktım... Akunin-2 2010 info-icon
This was all I could think of Tek düşünebildiğim hemen saçımı boyamaktı. Belki dosdoğru o bahsettiğin fener kulesine gideriz? Aklıma gelen tek şey bu oldu. Akunin-2 2010 info-icon
For some reason, I think I know that feeling Nedense o hissi iyi biliyorum. Ya da önce buralarda bir yerde yemek mi yesek? Her nasılsa, sanırım o duyguyu biliyorum. Akunin-2 2010 info-icon
Or We can eat lunch around here first Ya da önce buralarda bir yerde yemek mi yesek? Yemek ve gezme işini sonra da yapabiliriz. Ya da önce buralarda bir öğle yemeği yiyebiliriz. Akunin-2 2010 info-icon
We can save the eating and driving for later Yemek ve gezme işini sonra da yapabiliriz. Baksana... Yemeği ve gezmeyi sonraya bırakabiliriz. Akunin-2 2010 info-icon
You had me going there Fena kafaya aldın beni. Gülünç değil mi? Az kalsın beni kandırıyordun. Akunin-2 2010 info-icon
Well, it sure feels kind of funny Gülünç değil mi? Özre gerek yok. Evet, kesinlikle eğlenceli olacağını hissediyorum. Akunin-2 2010 info-icon
We just met, and here We are in a place like this Daha yeni tanıştık ve hemen böyle bir yere geldik. Biraz şaşırdım sadece. Az önce tanıştık ve böyle bir yerdeyiz. Akunin-2 2010 info-icon
Sorry Özür dilerim. Yeri gelir kadınlar da böyle hisseder. Özür dilerim. Akunin-2 2010 info-icon
No need to apologize Özre gerek yok. Biriyle olmak istemek... Özür dilemene gerek yok. Akunin-2 2010 info-icon
It just caught me by surprise Biraz şaşırdım sadece. ...çok doğal. Sadece beni çok şaşırttın. Akunin-2 2010 info-icon
Even Women feel that Way from time to time Yeri gelir kadınlar da böyle hisseder. Yoldaki indirimli ayakkabıcıyı fark ettin mi? Üstelik kadınlar da zaman zaman bu şekilde hissederler. Akunin-2 2010 info-icon
it's natural to Want... Biriyle olmak istemek... Oradan sağa dönersen, Biriyle birlikte olmayı istemen... Akunin-2 2010 info-icon
...to be with someone ...çok doğal. ...ve doğruca gidersen önüne pirinç tarlaları çıkar. ...çok doğal. Akunin-2 2010 info-icon
you’d arrive at my high school Orada benim lisem var. Geriye bakınca, tüm hayatımı... ...benim liseme varırsın. Akunin-2 2010 info-icon
My elementary and middle schools are close by, too İlkokul ve ortaokulum da oralarda. ...o ana yolda harcadığımı fark ediyorum. İlkokul ve ortaokulum da çok yakındır. Akunin-2 2010 info-icon
And now I Work along that main road Şimdi de iş yerim o ana yolun üstünde. O aynı yolda bir ileri, bir geri. Ve şu an o anayolun üzerinde bir dükkânda çalışıyorum. Akunin-2 2010 info-icon
l've spent my entire life along that main road ...o ana yolda harcadığımı fark ediyorum. Ama sen deniz kenarında yaşıyorsun, değil mi? ...tüm hayatım o anayolda geçmiş. Akunin-2 2010 info-icon
Just going up and down that same road O aynı yolda bir ileri, bir geri. Keşke ben de deniz kenarında yaşasam. Aynı yol üzerinde gidip gelmişim. Akunin-2 2010 info-icon
Same with me Ben de öyle. Her gün deniz görünce... Tıpkı benim gibi. Akunin-2 2010 info-icon
I Wish I lived by the sea Keşke ben de deniz kenarında yaşasam. Ne yiyelim? Keşke denize yakın yaşasaydım. Akunin-2 2010 info-icon
you feel like you've reached e dead end ...sonunda kapana kapıldığını hissetmeye başlıyorsun. Bu kadar var. ...kendini sanki çıkmaza girmiş gibi hissedersin. Akunin-2 2010 info-icon
İt's all have Bu kadar var. Çoğu insan siteyi zaman öldürmek ve benzeri sebeplerle kullanıyor. Tüm param bu. Akunin-2 2010 info-icon
You Know Biliyor musun... Ama ben ciddiydim. Biliyorsun... Akunin-2 2010 info-icon
I was serious about meeting someone when I sent that email Mail gönderdiğimde biriyle görüşmek konusunda ciddiydim. Sanırım biraz geri kafalıyım. O maili gönderirken, biriyle tanışma konusunda ciddiydim. Akunin-2 2010 info-icon
I know most people use dating sites just to kill time or something Çoğu insan siteyi zaman öldürmek ve benzeri sebeplerle kullanıyor. Hoşça kal. Biliyorum, insanlar çöpçatanlık sitelerini... Akunin-2 2010 info-icon
But I was serious about it Ama ben ciddiydim. Doktor. Fakat ben bu konuda ciddiydim. Akunin-2 2010 info-icon
I guess I'm a square Sanırım biraz geri kafalıyım. Benim güzel sekreterim gelmiş! Galiba eski kafalı biriyim. Akunin-2 2010 info-icon
Goodbye Hoşça kal. Kocamın hastanesi yakınlarda, uğrayayım dedim. Hoşça kal. Akunin-2 2010 info-icon
Ah Seni gördüğüme sevindim! Gelmek ister misin? Vay! Akunin-2 2010 info-icon
Oh, Doctor Doktor. Rahatsız etmeyeyim? Doktor Bey! Akunin-2 2010 info-icon
My beautiful secretary is here Benim güzel sekreterim gelmiş! Olur mu, buyur. Benim güzel sekreterim gelmiş. Akunin-2 2010 info-icon
My husband's hospital is nearby, so I decided to stop by Kocamın hastanesi yakınlarda, uğrayayım dedim. Ben taşırım. Kocamın hastanesi bu civarda, o vesileyle size uğrayayım dedim. Akunin-2 2010 info-icon
Of course, some on up Korkacak bir şey yok büyükanne. Akunin-2 2010 info-icon
I'll hold this Ben taşırım. Şurayı imzalarsan evine gidebilirsin. Ben taşırım. Akunin-2 2010 info-icon
Don't worry Sorun değil. Seni tehdit falan etmiyoruz. Gerek yok. Akunin-2 2010 info-icon
You came from so far O kadar yoldan gelmişsin. Sadece böyle harika bir teklifi geri çevirmene şaşırıyoruz. Uzaktan geldin. Akunin-2 2010 info-icon
Nothing to be scared about, Granny Korkacak bir şey yok büyükanne. Torunun için ne kadar para biriktirdiğinle övünmüyor muydun? Bunda korkacak bir şey yok, büyükanne. Akunin-2 2010 info-icon
Just sign there, and you can go home Şurayı imzalarsan evine gidebilirsin. Hadi! Sadece şurayı imzala, sonra evine gidebilirsin. Akunin-2 2010 info-icon
We're not threatening you Seni tehdit falan etmiyoruz. Makbuz Çin İlaçları: 263,500 yen Sana gözdağı vermiyoruz ki. Akunin-2 2010 info-icon
We’re just surprised you’re refusing 1 the great deal we offered you Sadece böyle harika bir teklifi geri çevirmene şaşırıyoruz. Çocuğu dün bulduk ve... Sana teklif ettiğimiz harika anlaşmayı reddetmene çok şaşırdık o kadar. Akunin-2 2010 info-icon
You bragged about how much money you saved up for your grandson, right. Torunun için ne kadar para biriktirdiğinle övünmüyor muydun? ...sorgulamak için getirdik. Torunun için ne kadar para biriktirdiğinle böbürleniyordun, değil mi? Akunin-2 2010 info-icon
We found the Md yesterday Çocuğu dün bulduk ve... Beş para etmeyen, kadın gibi cıyaklayan biriydi. Çocuğu dün bulduk... Akunin-2 2010 info-icon
and brought him in for questioning ...sorgulamak için getirdik. Keigo Masuo, değil mi? ...ve onu sorgu için buraya getirdik. Akunin-2 2010 info-icon
So you caught mm? Yani yakaladınız? Sakinleş! Demek onu yakaladınız? Akunin-2 2010 info-icon
He was hiding in a capsule hotel in Nagoya Nagoya'daki bir kapsül otelde saklanıyordu. Karşı koyma! Nagoya'da bir kapsül otelde saklanıyordu. Akunin-2 2010 info-icon
A pathetic young man, screaming like a girl Beş para etmeyen, kadın gibi cıyaklayan biriydi. Kalk! Bir kız gibi çığlık atan acınası bir delikanlı. Akunin-2 2010 info-icon
Getup! Kalk! Affet beni! Kalk! Akunin-2 2010 info-icon
he Wasn't the killer ...katil o değilmiş. ...kızınızın o gün başka birisiyle buluşması gerektiğini söyledi. ...katil o değil. Akunin-2 2010 info-icon
He wasn’t Değil miymiş? Masuo onunla şans eseri karşılaşmış. Değil mi? Akunin-2 2010 info-icon
But what do you mean? Ne demek istiyorsunuz? Ama o zaman... Nasıl? Fakat... Ne demek istiyorsun? Akunin-2 2010 info-icon
He says your daughter was supposed to meet someone else ...kızınızın o gün başka birisiyle buluşması gerektiğini söyledi. Ama orada... O gün kızınızın başka biriyle buluşacağını söyledi. Akunin-2 2010 info-icon
Masuo only met her by chance Masuo onunla şans eseri karşılaşmış. Bu şarkıya bayılıyorum. Masuo onunla tesadüfen karşılaşmış. Akunin-2 2010 info-icon
But then, how did..1 Ama o zaman... Nasıl? Biliyor musun, Sari ve Mako... Ama öyleyse, nasıl...? Akunin-2 2010 info-icon
She and Masuo did drive up to the Mitsuse Pass Masuo'yla Mitsuse Geçidi’ne kadar gitmişler. ...bizim çıktığımızı düşünüyor. Kızınız ve Masuo arabayla Mitsuse Geçiti'ne kadar gitmişler. Akunin-2 2010 info-icon
But there..1 Ama orada... İnkar ettim ama bana inanmıyorlar. Ama orada... Akunin-2 2010 info-icon
I'm so in love with this song Bu şarkıya bayılıyorum. Çıkmıyoruz zaten. Bu şarkıya bayılıyorum. Akunin-2 2010 info-icon
You Know, Sari and Mako think.. Biliyor musun, Sari ve Mako... Nasıl kızlardan hoşlanırsın? Biliyorsun, Sari ve Mako... Akunin-2 2010 info-icon
That you and I are dating ...bizim çıktığımızı düşünüyor. Bilmem. ...seninle benim çıktığımızı sanıyorlar. Akunin-2 2010 info-icon
I denied it, but they don't believe me İnkar ettim ama bana inanmıyorlar. Favori tipin yok mu? İnkar ettim, ama bana inanmıyorlar. Akunin-2 2010 info-icon
Well, we're not dating Çıkmıyoruz zaten. Yok. Öyle, biz çıkmıyoruz. Akunin-2 2010 info-icon
I dunno Bilmem. Ne oldu? Fazla sessizsin. Bilmiyorum. Akunin-2 2010 info-icon
Nah Yok. Kusura bakma, bu akşam etli hamur yemiştim de. Hayır. Akunin-2 2010 info-icon
Are we realty crossing over? There's nothing ahead Geçide mi geldik? İleride hiçbir şey yok. Hava çok soğuk! Sahiden geçitten mi geçiyoruz? İleride hiçbir şey yok. Akunin-2 2010 info-icon
What's the matter? You’ve been so quiet Ne oldu? Fazla sessizsin. Baksana, ailen ünlü bir otel işletiyor değil mi? Ne oldu? Birdenbire çok sessizleştin. Akunin-2 2010 info-icon
You kinda smell of garlic Sarımsak gibi bir şey kokuyorsun. Harika! Biraz sarımsak kokuyorsun. Akunin-2 2010 info-icon
Sorry, I actually ate some dumplings earlier Kusura bakma, bu akşam etli hamur yemiştim de. Ki bu da anneni oranın hanımefendisi yapıyor. Akunin-2 2010 info-icon
Hey, it's cold Hava çok soğuk! Çok zor bir iştir, ben kesin kıvıramazdım. Hava çok soğuk. Akunin-2 2010 info-icon
Sounds like a hard job. I doubt I could do it Çok zor bir iştir, ben kesin kıvıramazdım. Yani annem ve sen tamamen farklısınız. Zor işe benziyor. Altından kalkabileceğimi sanmıyorum. Akunin-2 2010 info-icon
You won't need to Zaten endişelenmene gerek yok. Sende daha çok hizmetçi tipi var. Gerek kalmayacak. Akunin-2 2010 info-icon
You're not the type, anyway Sen o tip biri değilsin. Ancak bizim otelimizde hizmetli olursun. Zaten öyle biri değilsin. Akunin-2 2010 info-icon
I mean you and my mother are different types of Women Yani annem ve sen tamamen farklısınız. İn burada. Yani sen ve annem farklı türden insanlarsınız. Akunin-2 2010 info-icon
You're more of a mad type Sende daha çok hizmetçi tipi var. Seni buraya getirmek bile çekilmezdi. Sen daha çok hizmetçi türündensin. Akunin-2 2010 info-icon
That is, if you ever end up even Working at our inn Ancak bizim otelimizde hizmetli olursun. Beş para etmezsin. Bizim otelde çalışıyor olsan bile, sonuç aynı olacak. Akunin-2 2010 info-icon
Get off here İn burada. Neredeyse hiç tanımadığın birinin arabasına bindin. Burada iniyorsun. Akunin-2 2010 info-icon
Just having you here pisses me off Seni buraya getirmek bile çekilmezdi. Normal bir kız bunu yapmazdı. Burada olman sinirimi bozuyor. Akunin-2 2010 info-icon
You're just kinda trashy Beş para etmezsin. Açıkçası senin gibi kızlar hiç tipim değildir. Beş para etmez birisin. Akunin-2 2010 info-icon
You hop in a car with some guy you barely know Neredeyse hiç tanımadığın birinin arabasına bindin. İn arabadan. Hiç tanımadığın erkeklerin arabasına biniyorsun. Akunin-2 2010 info-icon
A normal girl Wouldn't do that Normal bir kız bunu yapmazdı. Seni atmamı mı istiyorsun? Normal bir kız bunu yapmaz. Akunin-2 2010 info-icon
To be honest, girls like you aren't my type Açıkçası senin gibi kızlar hiç tipim değildir. Ne yaptım ben? Dürüst olmak gerekirse, senin gibi kızlar tipim değildir. Akunin-2 2010 info-icon
So get out İn arabadan. Beni burada bırakamazsın! Şimdi çık arabadan. Akunin-2 2010 info-icon
Want me to Luck you out? Seni atmamı mı istiyorsun? Eminim birileri seni arabasına alır. Seni dışarı atmamı mı istersin? Akunin-2 2010 info-icon
I'm sure someone will pick you up Eminim birileri seni arabasına alır. Çabuk! Birileri seni arabasına alır kesin. Akunin-2 2010 info-icon
Hurry, get out Çabuk! Defol! Yapma! Hemen dışarı çık. Akunin-2 2010 info-icon
Naked her out 7 Onu oracıkta bırakmış mı? Onunla Osaka'ya gitmek istiyordu. Onu arabadan atmış yani? Akunin-2 2010 info-icon
Why would hem? Nasıl böyle bir şeyi...? Anlatırken çok mutluydu. Neden? Akunin-2 2010 info-icon
She said she was in love with someone Hoşlandığı biri olduğunu söylemişti. Böyle adamlarla çıkmamasını sağlamak annenin görevidir. Birine âşık olduğunu söylemişti. Akunin-2 2010 info-icon
She wanted to go to Osaka with mm Onunla Osaka'ya gitmek istiyordu. Yoshino'nun şehirde yaşamasına... O adamla Osaka'ya gitmek istiyordu. Akunin-2 2010 info-icon
She sounded so happy about it Anlatırken çok mutluydu. ...ben baştan beri karşıydım! Mutlu olduğu sesinden anlaşılıyordu. Akunin-2 2010 info-icon
it's a mother's job to make sure she doesn't go with guys like that Böyle adamlarla çıkmamasını sağlamak annenin görevidir. Hemen gitmesine izin verdik! Öyleleriyle düşüp kalkmadığından emin olmak bir annenin görevidir. Akunin-2 2010 info-icon
I was opposed to it from the start Yoshino'nun şehirde yaşamasına... Onu sonsuza kadar burada esir mi tutacaktın yani? Baştan beri buna karşıydım. Akunin-2 2010 info-icon
About Yoshino living in the city ...ben baştan beri karşıydım! Benim hatam olduğunu mu söylüyorsun? Sadece ben mi... Yoshino'nun bu şehirde yaşamasına. Akunin-2 2010 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 2972
  • 2973
  • 2974
  • 2975
  • 2976
  • 2977
  • 2978
  • 2979
  • 2980
  • 2981
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact