Search
English Turkish Sentence Translations Page 2971
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Shut up! Quit crying! | Sus! Kes ağlamayı! Özür dilemek istedim. Kapa çeneni! Ağlamayı da kes! | Akunin-1 | 2010 | |
| Crying isn't going to bring Yoshino back! | Ağlamak Yoshino'yu geri getirmeyecek. İş yerinde tüm gün bunu düşündüm. Ağlaman Yoshino'yu geri getirmez! | Akunin-1 | 2010 | |
| Welcome. | Hoş geldiniz. Daha fazla dayanamadım. Hoş geldiniz. | Akunin-1 | 2010 | |
| I wanted to apologize. | Özür dilemek istedim. Yani Nagasaki'den buraya mı geldin? Af dilemek istiyorum. | Akunin-1 | 2010 | |
| It was all I could think about at work. | İş yerinde tüm gün bunu düşündüm. Bu taraftan Efendim. Yaptıklarım aklımdan bir türlü çıkmadı. | Akunin-1 | 2010 | |
| I couldn't bear it. | Daha fazla dayanamadım. Ben de ciddiydim. Daha fazla dayanamadım. | Akunin-1 | 2010 | |
| So you came all the way from Nagasaki? | Yani Nagasaki'den buraya mı geldin? O maili gönderirken ben de ciddiydim. Nagasaki'den onca yolu bu yüzden mi geldin? | Akunin-1 | 2010 | |
| Right this way, sir. | Bu taraftan Efendim. Gerçekten birisiyle olmak istiyordum. | Akunin-1 | 2010 | |
| I was serious, too. | Ben de ciddiydim. Sen eve dönene kadar gece yarısını geçmiş olacak değil mi? Ben de ciddiydim. | Akunin-1 | 2010 | |
| I was serious when I sent that email. | O maili gönderirken ben de ciddiydim. Saga ve Nagasaki pek yakın değiller. O maili gönderdiğimde ciddiydim. | Akunin-1 | 2010 | |
| Serious about wanting to be with someone. | Gerçekten birisiyle olmak istiyordum. Sorun değil. Birisiyle olma konusunda ciddiydim. | Akunin-1 | 2010 | |
| By the time you get home, it'll be past midnight. | Sen eve dönene kadar gece yarısını geçmiş olacak değil mi? Bir dahaki sefere ben Nagasaki'ye gelirim. Evine gitmen gece yarısını bulur. | Akunin-1 | 2010 | |
| Saga and Nagasaki aren't exactly close, huh? | Saga ve Nagasaki pek yakın değiller. Bıraktığın için teşekkürler. Saga ve Nagasaki arası pek yakın değil, değil mi? | Akunin-1 | 2010 | |
| It's not bad. | Sorun değil. Görüşürüz. Pek değil. | Akunin-1 | 2010 | |
| I'll go to Nagasaki next. | Bir dahaki sefere ben Nagasaki'ye gelirim. Görüşürüz. Diğer sefere Nagasaki'ye ben gelirim. | Akunin-1 | 2010 | |
| Thanks for the ride. | Bıraktığın için teşekkürler. Eve vardığında ara, bekleyeceğim. Bıraktığın için teşekkürler. | Akunin-1 | 2010 | |
| Bye. | Görüşürüz. Nagasaki'ye 300 Metre Hoşça kal. | Akunin-1 | 2010 | |
| Bye. | Görüşürüz. Alo? Hoşça kal. | Akunin-1 | 2010 | |
| Call me when you get home. I'll stay up. | Eve vardığında ara, bekleyeceğim. Yuichi? Neredesin? Eve vardığında beni ara. Uyumayacağım. | Akunin-1 | 2010 | |
| (Turnoff to Nagasaki in 300m) | Nagasaki'ye 300 Metre Neden? NAGASAKI DÖNEMECİ 300 METRE SONRA | Akunin-1 | 2010 | |
| Hello? | Alo? Eve geliyorsun, değil mi? Alo? | Akunin-1 | 2010 | |
| Yuichi? Where are you? | Yuichi? Neredesin? Neden? | Akunin-1 | 2010 | |
| Why? | Neden? Şey... | Akunin-1 | 2010 | |
| You're coming home, right? | Eve geliyorsun, değil mi? Polisler burada da... Yuichi? | Akunin-1 | 2010 | |
| Why? | Neden? Alo? | Akunin-1 | 2010 | |
| Well... | Şey... Yuichi? Şey... | Akunin-1 | 2010 | |
| The police are here, and...Yuichi? | Polisler burada da... Yuichi? Ne oldu? Polis burada ve... Yuichi? | Akunin-1 | 2010 | |
| Hello? | Alo? Ne oldu? Alo, Yuichi! | Akunin-1 | 2010 | |
| Yuichi? | Yuichi? Keşke seninle biraz daha erken tanışsaydım! Yuichi? | Akunin-1 | 2010 | |
| What happened? | Ne oldu? Biraz daha erken! Ne oldu? | Akunin-1 | 2010 | |
| What happened? | Ne oldu? Benimle gel. Ne oldu? | Akunin-1 | 2010 | |
| If only I'd met you sooner. | Keşke seninle biraz daha erken tanışsaydım! Bekle! | Akunin-1 | 2010 | |
| Just a little sooner. | Biraz daha erken! Benimle gel dedim! | Akunin-1 | 2010 | |
| Come with me. | Benimle gel. Bekle biraz. Benimle gel. | Akunin-1 | 2010 | |
| Wait... | Bekle! Bin işte! Bekle... | Akunin-1 | 2010 | |
| I said come with me! | Benimle gel dedim! Ne oldu? Benimle gel, dedim! | Akunin-1 | 2010 | |
| Wait just a minute. | Bekle biraz. Ne oldu? Bekle biraz. | Akunin-1 | 2010 | |
| Just get in! | Bin işte! Ben akrabasıyım. Bin hemen! | Akunin-1 | 2010 | |
| Hey, what's the matter? | Ne oldu? Yenge iyi misin? Sorun nedir? | Akunin-1 | 2010 | |
| What happened? | Ne oldu? Çok şükür geldin. Ne oldu? | Akunin-1 | 2010 | |
| I'm a relative of hers. | Ben akrabasıyım. Neden Yuichi'yi arıyorlar? Onun bir akrabasıyım. | Akunin-1 | 2010 | |
| Auntie, are you okay? | Yenge iyi misin? Gerçekten bilmiyorum. Teyzeciğim, iyi misin? | Akunin-1 | 2010 | |
| Thank goodness you're here. | Çok şükür geldin. Onu arayıp polisin burada olduğunu söylediğimde... Tanrı'ya şükür buradasın. | Akunin-1 | 2010 | |
| What's going on with Yuichi? | Neden Yuichi'yi arıyorlar? ...yüzüme kapatıverdi. Yuichi'nin nesi var? | Akunin-1 | 2010 | |
| I don't really know. | Gerçekten bilmiyorum. Bu olayla bir ilgisi olmadığına eminim. Hiç bilmiyorum. | Akunin-1 | 2010 | |
| When I called and told him the police are here, | Onu arayıp polisin burada olduğunu söylediğimde... Neden telefonu kapattıysa? Onu arayıp polislerin burada olduğunu söylediğimde... | Akunin-1 | 2010 | |
| he just hung up. | ...yüzüme kapatıverdi. Yoriko'ya söyledin mi? ...hemen telefonu kapattı. | Akunin-1 | 2010 | |
| I'm sure he has nothing to do with this case. | Bu olayla bir ilgisi olmadığına eminim. Yoriko mu? Bu olayla bir ilgisinin olmadığından eminim. | Akunin-1 | 2010 | |
| Why'd he have to hang up? | Neden telefonu kapattıysa? Yoriko, Yuichi'nin annesi. Niçin kapatmak zorundaydı ki? | Akunin-1 | 2010 | |
| Did you tell Yoriko? | Yoriko'ya söyledin mi? Gerek yok. Yoriko'ya haber verdin mi? | Akunin-1 | 2010 | |
| Yoriko? | Yoriko mu? Ama en azından... Yoriko kim? | Akunin-1 | 2010 | |
| Yoriko, Yuichi's mother. | Yoriko, Yuichi'nin annesi. Bu yaşına kadar Yuichi'yi ben büyüttüm. Yoriko, Yuichi'nin annesi. | Akunin-1 | 2010 | |
| No need for that. | Gerek yok. Ne olursa olsun, Haber vermeye gerek yok. | Akunin-1 | 2010 | |
| But at least... | Ama en azından... ...Yuichi benim oğlum. Ama en azından... | Akunin-1 | 2010 | |
| I'm the one who raised Yuichi all this time. | Bu yaşına kadar Yuichi'yi ben büyüttüm. Kız kardeşime bir erkekle olduğumu söylediğimde... Yuichi'yi bu boya getiren benim. | Akunin-1 | 2010 | |
| Whatever happens, | Ne olursa olsun, ...tam 10 saniye konuşamadı. Ne olursa olsun... | Akunin-1 | 2010 | |
| Yuichi is my son. | ...Yuichi benim oğlum. Olanları... ...Yuichi benim oğlumdur. | Akunin-1 | 2010 | |
| When I told my sister I'm with a guy, | Kız kardeşime bir erkekle olduğumu söylediğimde... ...şimdi anlatmak zorunda değilsin. | Akunin-1 | 2010 | |
| she was speechless for ten seconds. | ...tam 10 saniye konuşamadı. Bekleyebilirim. ...on saniye dona kaldı. | Akunin-1 | 2010 | |
| Whatever happened, | Olanları... Ne harika! Her ne yaşadıysan... | Akunin-1 | 2010 | |
| you don't have to talk about it now. | ...şimdi anlatmak zorunda değilsin. Genellikle bu saatlerde çalışıyor olurdum. ...şimdi anlatmak zorunda değilsin. | Akunin-1 | 2010 | |
| I can wait. | Bekleyebilirim. İçim geçmiş gibi hissederdim. Bekleyebilirim. | Akunin-1 | 2010 | |
| This is lovely. | Ne harika! İlk defa işi ekiyorum. Burası çok hoş. | Akunin-1 | 2010 | |
| Usually, I'd be working at this hour. | Genellikle bu saatlerde çalışıyor olurdum. Sandığımdan kolaymış. Bu saatlerde genelde çalışıyor olurdum. | Akunin-1 | 2010 | |
| I feel like I'm being spoiled. | İçim geçmiş gibi hissederdim. Ne oldu? Kendimi kötü biri gibi hissediyorum. | Akunin-1 | 2010 | |
| First time I've ever ditched. | İlk defa işi ekiyorum. Ben... İlk kez işten kaytarıyorum. | Akunin-1 | 2010 | |
| It's easier than I imagined. | Sandığımdan kolaymış. ...birini öldürdüm. Tahmin ettiğimden daha kolaymış. | Akunin-1 | 2010 | |
| What's wrong? | Ne oldu? Seninle tanışmadan önce... Neyin var? | Akunin-1 | 2010 | |
| killed someone. | ...birini öldürdüm. ...Hakata'da yaşayan... ...birini öldürdüm. | Akunin-1 | 2010 | |
| Before I got to know you, | Seninle tanışmadan önce... ...bir kız vardı. Seni tanımadan önce... | Akunin-1 | 2010 | |
| there was another girl... | ...Hakata'da yaşayan... Mailleştik ve... ...başka bir kız vardı. | Akunin-1 | 2010 | |
| who lived in Hakata. | ...bir kız vardı. ...birkaç defa buluştuk. Hakata'da yaşıyordu. | Akunin-1 | 2010 | |
| We exchanged some emails | Mailleştik ve... Onu görmek istersem karşılığında para ödemem gerektiğini söylüyordu. Karşılıklı mailleştik... | Akunin-1 | 2010 | |
| and met a few times. | ...birkaç defa buluştuk. Beklettiğimiz için kusura bakmayın. ...ve bir kaç kez görüştük. | Akunin-1 | 2010 | |
| She demanded I pay money if I wanted to see her. | Onu görmek istersem karşılığında para ödemem gerektiğini söylüyordu. Öncelikle Sashimi'niz. Onu görmek istiyorsam, ona para vermeliymişim. | Akunin-1 | 2010 | |
| Thank you for waiting. | Beklettiğimiz için kusura bakmayın. Tempura'yı da birazdan getireceğiz. Sabrınız için teşekkürler. | Akunin-1 | 2010 | |
| Here's the sashimi first. | Öncelikle Sashimi'niz. Ne yapacağımı... Önden sashimilerinizi yiyin. | Akunin-1 | 2010 | |
| We'll bring the tempura in a moment. | Tempura'yı da birazdan getireceğiz. ...hiç bilmiyordum. Hemen ardından tempuralarınızı getireceğim. | Akunin-1 | 2010 | |
| I... | Ne yapacağımı... Ben... | Akunin-1 | 2010 | |
| didn't know what to do. | ...hiç bilmiyordum. Uyuyamıyordum. ...ne yapacağımı bilemedim. | Akunin-1 | 2010 | |
| I couldn't sleep. | Uyuyamıyordum. Biriyle konuşmak istiyordum. Uyuyamadım. | Akunin-1 | 2010 | |
| I wanted to talk to someone. | Biriyle konuşmak istiyordum. O yüzden sana mail attım. Birisiyle konuşmak istiyordum. | Akunin-1 | 2010 | |
| That's when I got your email. | O yüzden sana mail attım. O akşam, onunla buluşmamız gerekiyordu. | Akunin-1 | 2010 | |
| That night, she and I were supposed to meet. | O akşam, onunla buluşmamız gerekiyordu. Ama o gözlerimin önünde başka bir erkeğin arabasına bindi. O gece, onunla görüşmem gerekiyordu. | Akunin-1 | 2010 | |
| But she got in a car with another guy, before my eyes. | Ama o gözlerimin önünde başka bir erkeğin arabasına bindi. Kendimi aldatılmış hissettim. Ama başka bir adamın arabasına bindiğini gördüm. | Akunin-1 | 2010 | |
| I felt like I was being mocked. | Kendimi aldatılmış hissettim. Yıkılmıştım... çok sinirliydim. Alay edilmişim gibi hissettim. | Akunin-1 | 2010 | |
| I was frustrated, I was angry. | Yıkılmıştım... çok sinirliydim. Arabayı takip ettim. Hayal kırıklığına uğramış ve çok sinirlenmiştim. | Akunin-1 | 2010 | |
| I followed the car... | Arabayı takip ettim. İn dedim! | Akunin-1 | 2010 | |
| I said get out! | İn dedim! İyi misin? Defol! | Akunin-1 | 2010 | |
| Are you okay? | İyi misin? Ne işin var burada? İyi misin? | Akunin-1 | 2010 | |
| What are you doing here? | Ne işin var burada? Yoksa beni mi takip ettin? Burada ne arıyorsun? | Akunin-1 | 2010 | |
| You actually followed me? | Yoksa beni mi takip ettin? İnanamıyorum! Beni rahat bırak! Beni sahiden izledin mi? | Akunin-1 | 2010 | |
| I can't believe this! Gimme a break! | İnanamıyorum! Beni rahat bırak! Randevumuza gelmediğim için hak ettiğimi bulduğumu düşünüyorsundur! Buna inanamıyorum! Bir rahat ver! | Akunin-1 | 2010 | |
| You're saying this is what I get for breaking our appointment? | Randevumuza gelmediğim için hak ettiğimi bulduğumu düşünüyorsundur! Benimle uğraşma! Buluşmamıza gelmediğim için başına bunlar geldi mi diyorsun? | Akunin-1 | 2010 | |
| Don't mess with me! | Benimle uğraşma! Haydi, seni eve bırakayım. Benimle uğraşma! | Akunin-1 | 2010 | |
| C'mon, I'll give you a ride. | Haydi, seni eve bırakayım. Arabaya bin. Haydi, seni evine bırakayım. | Akunin-1 | 2010 | |
| Get in the car. | Arabaya bin. Hayır, bırak beni! Arabaya bin. | Akunin-1 | 2010 | |
| No, just let me go! | Hayır, bırak beni! Onca yolu yürüyemezsin! Hayır, bırak kolumu! | Akunin-1 | 2010 | |
| You can't walk back. | Onca yolu yürüyemezsin! Beni rahat bırak! Yürüyerek dönemezsin. | Akunin-1 | 2010 | |
| Leave me alone! | Beni rahat bırak! Arabaya bin dedim! Beni yalnız bırak! | Akunin-1 | 2010 |